Bizincikânum “Son Posta,, nın Hikâyesi Koşun yangın var!. Çeviren : Faik Bercmen Bügün çekine çekine size bir spor hikâyesi anlatacağım. o Çekinecek ne Var değil mi? Herkes bildiğini söyli - k ve bilmediğini saklıyacak olur - İfında idi. Sanki oraya bakarsa daha zi- SON POSTA Asrımızın en esrarengiz meselesi (Baştarafı 7 inci sayfada) General Gayda için şu sözleri söyledi: sa, Ji Çek milleti uğuruna hayatını kaç de- diye bağıra bağıra onu cesaretlendiri -İsa tehlikelere att dalihten dei yorlardı. y / olamam. Mâderaki tehlikelerden talih o- Evlerinin bulunduğu sırtın alt tarâ-|nu kurtardı. Bu defa da talihi ben ola- yami... — Bu adam hakiki ralli bir kahraman! Yazan: Reşad Ekrem Asiler arasında Mi münakaşa, muhavere ve muhabe *İyade kuvvet bulacakmış gibi içine bir Te kelmelerinin mana ve mefhumlarıİhis geldi ve başını evlerinin bulundu- Ortadan kalkar, ğu tarafa çevirdi. Dehşet! Yangın var- Bu suretle sabik milli katırsman ve sabık general bir yere çekilip sindi. 9 — Elim itiraflar Dedi. Melek Amed ağa titredi, Padi.! Bu hikâyem bir bisiklet yarışına a - Büyük yarışlardan değil ha, sadece “$ra spor teşekküllerine mensub bi - tikleteler rasında ufak bir müsabaka, > Lantüsk, hedefe herkesten ön- © ulaşmak istiyordu. Bunu evvelâ ha» Maretl: bir sporcu, saniyen de âşık ol - ğu için istiyordu. w babası da ufak tefek, çif tük sahihi bir adamdı. Sezar, babası Kardeslerite beraber bütün hafta ifilikte çalışır, icabında bel beller, bağ BU bakar, çeftalileri toplar ve ancak dp” günleri bisikletle şöyle bir iste - Mel bi keyif çatardı. Anjelin evi ise TaZ daha ötede idi. Bazan kır çiçek - i toplamağa çıkar, kız da yolda rast- #elir. bir iki Jlkırdı ederdi. Bu suret - a #ralarında aşk denilen nesne doğ - Uştu. Sezan, çok hem pek çok âşıktı. a &şkm Anjelin'in kalbinde öyle kuv- Vetli bir kök salmasını — istiyordu ki. buna pek emin değildi. Bu yarı- İ Aözanirsa belki. şu Anjelinin şöyle z iğ ik muydu? Zaten Se- Benim, varacağım a « Y. m gurur duymalıyım. a bir hususiyeti de iştirak e - bisikletçilerde muhtelif mezivetler kö iMasını icab ettirmekte idi. Çün - düş aki edecekleri yol inişli, çıkışlı meçli bir şeydi; hem uzunca idi de. İnel birkaç kilometre o yakininde len, n Lantüsk yokuşu yarışa giden. Bey biraz nefes alacak ve şanslarını de etek kuvvet veriyordu. * İşaret! Yarışcılar yola düzüldü - #T şeyin çatır çatır sıcaktan çat. * bir Temmuz gününün öğleden İdi, Bu küçük, mütevazı yarış- » İabif her biri bir aslanı andıran ur yarışcılara o benzemedikleri #âyret ve kuvvetlerini damla dam “edecekleri yerde daha ilk ham » <lonca kudretlerile yola atılmış - * Yollar, karşılıklı dost, akrabtç 5 tanıdık; o tanrmadık bir sürü pedallara sıkı sıkı yapışmış, fas bir sola çevrilerek baş düş - Bal ensan'ın gidişini göz önünde ME vak ruyordu. Yokuş tırmanmakta ib ondan usta idi. Onun için on « Mağ, 2 kilometrelik bir mesâfe kazan. bilsin, ki; yokuşu korkusuzca çıka - Beyi tan bayılma derecelerine gel - İlla, Tağmen Sezar aldırmadı. Pe » Mg sık! basarak var kuvvetile ileri m ka tadaşlarını geride biraktığınm far 2ar, ş Stan dostları: «Görelim seni Se- haydi Sozar, gayret! Zafer senin! Salan, 1 zaman işi şakaya dökerek: Mendi, LİZR, demiştin, yoksa Yorgi ile de Hüseyin Gerçekle mi eğle- Ty NE ESTA ZEEZ. ar Hi 9 ii i hâkimiyet temin etme- Haremde, türlü memleket- en güzel kadınlar ara- zevk ve haz Alemi içinde ddakları şarap kade- Küzel kadınların elle- geçmiş bir halde can bir 'Türk paşasnın torunu Gercek. senelerce şehvani : yet heyecanlarile sarsı- bütün havatınca olduğu sonra da eserlerfle sh- devam eden İgsiliz lee ilde bir vazısında marisi an ve istikbali olan erkek- him söyler. Biz kadınlar Mismcedeviz. Ask ve huzu- a mazi rahibi olan erkekleri Piz. Hüseyin Gercek böy- rl z 1 yl ini l ef ys Mi # Zr » ilk aşkım yaşıyan bir kadar can sıkacak şekilde iptidaidir! Bizim meşhur To- f # di; evleri yanıyordu. Bu kuru havalar- da hergün çıkmasından (o korktukları yangın. Ne yapmalı idi? Bir saniye â-| yak'arı gevşer gibi oldu. Fakat hemen kuvvetini topladı. Onun gibi belki baş- kaları da yangını göreceklerdi. Maa - mafih önüne ilk çıkan insan kümesine hağırdı: — Hey Assaj'da yangın var. Sezarın sözlerinden bir kelime an - İanvyarak onu teşci etmekte berdevam idiler; K — Haydi aslan! Görelim seni! Yokuşun başına gelmişti. Orada top- lanmış olanlara ellerile yangının ye - rini göstermeğe çalıstı. (Ah, aptallar! Arlamıyorlardı; başlarını bile çevirmi- yorlardı. Ne yapmalı idi? o Zavallının kafnsı bu kadar çapraşık bir meseleyi nasıl halledecekti Yarışı kavbederse Anjelin elden gidecekti. Devam etse baba öceğı yanacaktı. Başm arkaya ler başta rakibi olmak f- orlardı. Sırta doğru bak.| yanıyordu. Herkes yarışla meş «| yul; kimsenin o tarafa bakmak aklına selmiyordu. Yangının farkına varmaz. Varsa ne olacaktı, Bir sıkıntı, bir vic - dan azabı yüreğini kemirmeğe basladı. Ayakları kuvvetten kesilmişti. Yoku sun basına gelince atladı. orada duran. lara yaklaşarak haykırdı — Kosun, yangın var- Bizim ev yâa-| ntvor, pidin haber verin! Fakat rakibi Vensan onu çoktan geç- misti, Sezar en sonuncu gelmişti. Anjelin kasım eevirmiş, vüzüne bile bakmı. Silki askeriden tardı üzerinde" on se- neden fazla bir zaman geçti. Çekoslovak- yanın mukadderatı tamamile değişti, Or- taya yeni bir Çek hükümeti çıktı, bu mü- kümetin rengi ne olursa olsun eski Çekoslovakya hükümeti değildi. Bu yeni rejimin henüz ilk günlerin, Gayda meselesi gene ortaya çıktı. Çek matbuatı bu meseleyi gene kale- mine doladı, General Rudolf Gayda me- se/esinin haini vatan olan Avusturya er- kâm harbiye reisi albay Redl meselesine hiçbir süretle benzemediği, benzese ben- zese Dreyfus meselesine benzediği ileri sürüldü; kısacası Çek matbuatı Gayda lehine lisan kullanmağa başladı. “Çek barosunun en güzide avukatların- dari Y. V. Rada Prag adliye makamatına müracaat eğerek davanın yeniden rüye- tini taleb etti. Çok büyük ehemmiyeti haiz ifşaatta bulunacağını da ayrıca bil- dirdi. Avukat Y. V. Radanın adliye maka- metına tevdi eylediği raporlardan biri. | nin münderecatına göre Çekoslovakya - nan Dr. Girsa Varclav geçenlerde Gay- dayı ziyarete gitmiş ve ona şunları söy- lemiş: «— Ahvali hazıra dolayısile, mesleki âırdan kendimi muaf tutuyorum. Hangi sebebe binaen nisbeti askeriyenizin katedildiğini, neden dolayı idama mah- küm edildiğinizi size söyliyeceğim. Bunu kendime bir borç bilirim... Hakkınızda imalı eteğini öperek dışarı yet vermedi. Çünkü, o da bu emri uzun bir vicdan mücadelesinden sonra ver- e Silâhtar da padişahın kulağına eği- erek: — Padişahım Kara Ali kulun iki gün vardır görünmedi, yamağı Hammal Ali vardır... Diye cevab verdi; Murad yüksek sesle: — O gitsin adamları ile!... Me'ek Ahmed Paşa, padişahın peşte- çikârken Murad, ya işaret etti: — Cafer, beri geli... Dedi, ve onun da kulağına şu emri verdi: —S$imdi, tiz hassa kayıkhenesine git. On beş oturak büyük valide kayığını in-| dirsinler.. güzide bostancı neferleri ile| Çekmeceye var... Musa Melek Çelebi ile eğilerek yalısında yatarlar. tiz onları al gel... Kıllarına hate gelirse kendini ve adam- larını vok bil, — Ferman hünkârımın efendimindir.. — Haydi Allah yardımcın olsun... A- damlarına sipahilik sana da eyalet ihsan ettim... Murad kızlar ağası ile ak hadımlar a- nın sabik Belgrad sefirinin kardeşi bulur! ğasına döndü: — Bre lala ağalar... Tiz soyunun, sizin İle de sohbet ve müşavere etmek isterim., bre çabuk soyunum.. Dedi. YAHYA EFENDİNİN GAZELİ Dördüncü Muradın dev'et ve saltana- tına kersı çıkan ihtilâlin ikinci gecesiydi Bir fırtına ve sağnak ile başlıyan vağ- idam kararının verilmesine sebeb olarak! gösterilen şifreli telgraflar sahte idi. Bu telgraflar Çekoslovakya hariciye nezare| ti tarafından tertib edildi ve Moskovaya müur, Atmeydanmdaki mahşeri andıran kalabalığı kısmen dağitmıstı. Fakat, me- şalelerle ka'abalık kafileler halirde sehir| sokaklarında kol dolaşan, köşe başların- da, dörtvol ağızlarında ve mevdanlarda vordu. Ertesi gün Sezar vaziveti ona | gönderildi. Orada şifrelendi ve Praga|nöbet bekliven #htilâlciler, bu fırsatı ga- anlatmağa çalışırken, kız büyük bir) hiddetle ve hakaretle bağırdı: — Yanem, vansın! Muvaffakiyetsiz. W#ini ve beceriksizliğini üzerine vük - lei'öin vano'n hemen söndürülmüştü. Herkesin pörü kör değildi ya. Hele o aksam babası! — Yancını haber veren koca antal 'n misin? diye çıkıştı. Allah müsta - hakkını versin. Hersey yolunda gidiyor du. Bütün millet yarısta idi, kimse far- kma varmıvacaktı bile. Aptal, salak! Geçen ay hava cıva için mi evi, bağı vansına karş: sigorla ettirmiştim, ser. sem. Bu sözler Sezarın cinlerini büsbü - Hin başına toplamıştı. Ah, bu havat- Bazan iyilik yapayım derken bövle kem muamelelere de mar» kalırsın! x Doktor. İ. Zati Öget rm, Relediya kersısındaki munavene'1- »s“'n4a öğleden sonra bastalırını mn . köbül eder. la! mancımız Hüsevin Gerçek ise sevgiyi san'at haline getirmiştir. Bu adamın teblikeli ateşine âciz bir pervane gibi düşüp kavrulmekten genç kızlığımda beni sen kurtardın. Tered- düdlerim, korkaklığım, babamın nesil vaziyet alacağı, ailemin ve tanıdıkları- mın ne diyeceği düşünecleri beni daima zâfa sürükleyip duruvordu; o sırada sen daha cesaretli davranarak Hüseyin Ger-| çeğin hususi atbablığını kabul etmekten! çekinmedin. Herkes ve itiraf ederim ki ben, senin Hüseyin Gerçeği sevdiğini zernediyorduk. Onun içindir ki kendimi ayarladım, bü maceradan uzak kaldım,! sonra da Yorgi Dirmitrivadisle evlenerek nile hayatında sükün ve saadet aradım. Ayseciğim, Benim pek çok roman okuduğumu bi- lirsin; romanlar İnsana hülya ve teselli vermekle beraber birçok şeyler öğretir- ler, hatla bazan ret ve ders te verirler. Benim alle hayatım için Hüseyin Gerçek- ten tiyade Rita bir felâket teşkil etmek'bir kere daha okuyunca bu fikrimden duğu gibi, gönderildi, Mukabi! casusluk teşkilâtının eline düşen telgraflar bunlardır.» 10 — Şayanı dikkat bir hücum Eskiden Gaydanın mahremi esrarı ve| siyasi müşaviri olan ve sonradan Peledni List gazetesinin başmuharriri | bulunan 'M. Srbrni mumaileyh hakkında vel olan kararın ref'i ve beraeti için makale- ler yazmağa başladı. 'M. Srbrni makalelerinde, Gayda me| selesi patlak verdiği vakit Çekoslovakya hariciye mezsretini işgal eylemek'e olan| gabık Reisicümhur Beneşin tevkifini ta- leb etti. M. Srbrninin iddialarına göre M. Be. neş siyasi sebebler dolayısile Gaydayı zararsız bir hele sokmak isti. yordu. Beneş Gaydanın emrinde bulun- muş olan meşhur Çek lejyanlarının hâlâ Gaydaya sadık unsurlar olduklarından kuşku'anıyordu. Beneş general Gavdanm bir kı - vam hazırlamakta olduğunu haber aldı- ğından bu kıyam akim bıraktırmak için istidadını gösteriyordu. Romanlarda ok) duğu gibi hayatta da böyle insa'un ko- casınım ibekârlık senelerinden General |; nimet bilen baldırıcıpkıklar, hırsızlar, serseriler. sabaha kadar yağmur altında, uyuyamamış'ardı. 'Pavitahta gelince, bütün evler zifiri karanlıktı, Devlet rlealinin saraylarında, uşaklar. köleler, bahervan, ırged. araba- cı kayıkçı, seyis vesaire eli silâh tutan bütün erkekler efendileri tarafından si- lâhlandırılmış bir hücum ihtimaline kar- sı müdefaa tertibatı alımmıstı, Fakat, bu müsellâh adamların da sadaketleri şüp- helivdi. Belki, dısardan bir hücum olur İolmaz. Konak ve sarayları ilk yağma ede- cek olarlar da bunlar olacaktı. Büvükce sokrklardan, beş on dakikada bir messleler'e, eliser, vüzer, hatta ba- zan bes vözer kisilik kafileler, birbiri ar- kasından geçiyor, vahşi, korkunç nâralar ölan Atmevdanına gelsin! inahi olan Atmevdanına pelsin! — Müs'üman olan Atmeydanına çel. sin!.. — Davamız ser'idir, şeriat istiyen At- meydınma gelsin”. — Psir nazarinı vağfmava gideriz!.. — Ve dileğimizi yaparlar, va biz işi-| mizi bi“iriz!,, Pra getıiemez astıktır! Pre kestiğimiz kestiktir! vi Yaran: Refik Ahmed Sevengil caydım, Rita gibi adi bir kadınla müna- sebete girişen adam ondan daha vüksek aradığı |değildir, biz onu anlıyamamışız, bu m-(dır bir kadın günün birinde ortaya cıkıyor damdan nefret ediyorum vesaire,.. ve ailenin rahatmı bozuyor. Ben Ritanın | kocamı elimden alacağın sanıyordum, © şimdilik arkadaşımı elimden aldı. Hü- seyin Gerçeğin sohbetinden zevk alınan bir arkadaş olduğunu elbette kabul e- dersin, Hüseyin Gerçek Atinadan ayrılıp git- tikten sonra Yorgi ile münasebetimiz beklemediğim bir ssmimiyet ve hararet- le aydınlandı. Kocam şimdi bana her zamankinden fazla bir dikkat ve itina gösteriyor. Atinadan ayrıldıktan sonra seyahatiniz nasl geçti; kocan Basil, ve âh ve Hâh... Not: Hüseyin Gerçek için sohbetinden zevk aldığım bir arkadaş filân dedim amma simdi mektubunu zarfa koymadan önce Hüseyin Gerçek'ten Yorgi Atinadan ayrılırken size veda etmek ve orada bulunduğum müddetçe göster- diğiniz samimi veya gayri samimi dost- luk ve nezakete karşı teşekkürlerimi bil-| dirmek imkânlarını bulamadığım için ö-! zür dilerim. Sizi gelip göremeyişim sade| seyahatimin aceleye gelmesinden dolayı değildir; sizi görmek istemeyişimin de bunda tesiri oldu. Bu sözleri durup dururken #ize haka- ret etmek gibi bir maksadla yazmıyorum. | Batırımıza asla böyle bir şey gelmesin. Bilâkis sözlerimde samimi olduğuma i nanmaniz için bütün düşüncelerimi ol. teklifsiz, merasimsiz, kâğıda #eh bunun farkına vardı, fakat ehemmi-| Güllü Fatma hatun oruda Küçükefendi; i Bu nâralara, bazan da hep bir ağızdan bağırılan yeniçeri külbangi karışıyordür t Allah Allah İllâllah! el uryan, pü , Kılıç al kani Bu meydanda nico başlar kesilir olmaz Eyvallah! Eyvallah! Kahrımız, kılıcımız düşmana ziyan, Kulluğumuz padişsha ayan! Üçler, Yediler, Kırklar; Kilbangi Muhammedi, z Nebi, Keremi Ali; irimiz hünkârımız Hacı Bektaşı Veli demine devranma Hü diyelim hâf,.. Meşalelerin yalımları, içi karanlık ev lerin cam'arma vurdukça, kafes ve perde aralarından sokağı seyreden ve gözlerine bir damlacık uyku girmiyen İstanbullu- lar, korku ve dehşet ile geri” çekiliyor- , Bazan, sarhoş bir sipahinin, bir ye içerinin, yahud bir baldırıçıplağın, sene deliyerek bir evin kanısına bütün ağırlı ğfnca çarpip yıkılması üzerine, içerden, kapıyı kırıyorlar zarmile düşüp bayılan kadınlar oluyordu. k Bu fesad ve fitnenin er azılı zorbaları Sultanshmed camisinde toplanmışlardı, Meydan etrafındaki kahveler binbir ayak bir ayak üstünde, tıklım tıklım doluydu. Mumların ve meşalelerin ışığında diz di- ze, omuz omuza hatti üstüste oturmuş yüzlerce insanın nefesi, deri, ter ve ayak kokusile, bu kahvehanelerin içi, mütesf- fin bir in gibiydi, bazan, yüzlerce kulak, bir tek adamı dinliyor bazan, her ağızdan bir söz çıkıyordu. Birkaç dakikada bir, dışardan gelen sırılsıklam adamlar, yeni bir haber getiriyorlardı: — Safak ile bereber saraya yürüyüş varmu — Hünkâr sarayda değilmiş, hassa bahçelerinden birinde işret edermiş. — Yok sarayda imiş amma gizlenirmiş. — Yarın vezir ve müftü sarayları ni vağma etsek ve ateşe versek gerektir derler... — Bu iş geceden nicin olmazmış? — Gece yanaından Korkarlarmış.., — Bre yangın bize nimettir. — Bre yangınsız işimiz iş, talanımız talan olmaz. — Sipahi beyleri ve ocak ağaları, si- pahi ile yeniceriye ve bizimle beraber olan şehirli dilâverlere doyum oldu ma, gavri onların aslanlıkları gider diye kor- karlar... Tslan ve doyum sonra olur derler... — Bre viğitler.. bre burada ne durur- sunuz... Cekmeceden gelen bir yeriçeri Sultan Morsd Çekmecede imiş, Musa Melek Celebive düğün yaparmış diye haber getirmiş. — Bre kalkın gide Çekmeceye.. — Yalandır... Casus lafıdır.. — Can pazarına düşen düğün dernek düsünmez... — Bre yiğitler... Bre burada ne — rursunuz... Şu tüysüz sarı oğlanın İl doğrudur. bre şimdi esmiden gelirim. Çekmeceden gelen yeniçeri ayaktasımız oradadır, ağalara “min /le söyler. hüm. kâr Cekmeeede imiş. — Bizim Susan Murad ile davamız Bizim davamız yaranı iledir. (Arkası var) geçiriyorum, Burunla beraber istediği. nize inanın istediğinize inanmamakta ve ya sözlerimin hic birine inanmamakta elbette serbestsiniz. Bu ilk ve belki de son olan mektubu size vazmsktan meksadım memleketiniz de bulunduğum ve komşuluğunuzdan is tifade ettiğim müddet icinde elle haya tımza ald farkına vardığım bir vaziyet münasebeti'e bildiklerimi söylemektir. Siz karınızı kıskanıvorsunuz; hem de benden kıskımıvorsunuz. Bilirsiniz ki bazı erkekler, evlendikten sonra da çapkınlık vapmağa devam e derler; içlerinde yabancı kadınlarla de- hı münasebetlere girişetleri bile van ; fakat böyleleri bile, kendileri her #uretle hariçte eğ'enip dururken, karıla- rmın İsm bir sadakatle eve bağlanıp kalmasını isterler. Galiba siz de bunlar- dansiniz. Bazı kadınlar vardır, kocalarını idare etmek, avuçlarının içine alıp çevirmek, türlü taktiklerle onlara istediklerini yap- tırmak fikrindedirler. Madam Dimitriyg» du, bu kudrette bir şahsiyete sahib ol. madığı halde size karşı böyle bir prog- ram takib etmek istedi. Sizi kıskandır. mak icin beni icad etti, Karinızın elden gitmekte olduğunu görüp ona iki elle sa- rılacağınızı rdu. Halbuki benim anladığımı z inadeı ve fırsat aram yı siniz. Karmızın taktiğine le ettiniz. Onunki sadece yadar ibaretti, sizinki Zan» bir vaxiyet oldü. (Arkası var) w