e e çe eşm i | Gemlik ker yıl biraz daha inkişaf ediyor Zengin bir tarihi olan Marmaranın bu güzel şehri bir endüstri merkezi haline gelmiye başladı vilâyetine bağlı, Marmaradı İzmit kör- fezinin teşkil ettiği geniş burunun dö- nemecinde başlıyan deniz girintisinin, karaya doğru kavis yaptığı noktada ku rulmuş, 2500 evli şirin bir şehirdir. Çok eski devirlerde kurulmuş olan, bu şehrin Romalılar zamanında İznik payitahtının ehemmiyeti: bir iskelesi © olduğu anlaşılmaktadır. Gemliğin M. E. (5500) yılında tesis edil anlaşıl. maktadır. Kuvudatı tarihiyeve naza - Ter, Türkler İznik hükümet merkezi olmek üzere, Bursa, Mudanya, Gemlik. te büyük bir medeniyet tesis etmişler. ir. Bu şehirlerin şekli tesisi şu şekilde © hikâye edilmektedir.: « Nuh tufanını takiben, Nuhun ev - lâdlarından, Türk ve oğlu Tütenk ve gene Yafes oğullarından Yavan Adalar sahillerinde yerleşmişler, şim - diki İznikten Mudanya sahillerine ka- © dar imtidat eden araziye Oskanya adı. ni vermişlerdi.» Rövlece tarıhi rivayetler bu şehirle- kler tarafından çok kadim cağ- Yarda tesis edildiğini ifade etmektedir. Gemlik, Marmara sahillerinde, mev. kiinin hususiyeti bilhassa emin bir * mana çekilmiş olması itibarile eski devirlerin deniz v: lara, daimi bir mhassungâh olmuştur. Hatta bir rivi yete yöre, İstanbulu zapt icin gelen Abbasi devletinin donanmaları, bir suikasd felâketi neticesinde hep birden tahribe uğramış, felâketten kurtulahi- “len gemiler Gemlik körfezinde uzun müddet kalmışlardır. Buzün de olduğu gibi Gemlik en es. ki devirlerdenberi, mühim tiçaret mer- kerlerinden biridir. Hâlen, İstanbul, Bursa, Yalova gibi ehemmivetli istih. Ak mevkilerine ve bu vilâyet ve kaza. Jerlâ mevcud olan muvasala vasıtala- Gemliğin gü zel görünüşü Gemlik (Hususi) — Gemlik, Bursa |rının denizden ve karadan müsaid şe -| kilde çokluğu, buranın ticari önemini hergün bir kat daha arttırmaktadır. Esasen tabiatin, verimli bir topra - ğına malik bulunan bu yurd parçasın. da asırlardanberi, zeytincilik, bağcı - Tık, kozacıl'k, meyvacılığın her nevine elverişli ve muhitin ensinar, emsali sebze vetiştirmekteki maharetler'le 7i- rai bir mmtaka teşkil eden Gemlik, ay. ni zamanda, zevtin » pirinç, sabun, fabrikslarile de küçük (Omikyasta bir endüstri şehri manzarasını arzetmekte Son yıllarda bu sanâyi servet kay- naklarına katışan. Sunğipek fabrikası- ilvete geçisi sehrin, civarında- e beraber, iktisadi ve ietimat havat durumu üzerinde cidden 3ikkate soyan değişiklik ve tekâmüle vesile ol. misetür. İnsafla telkik edildiği zamân yurdun her köşesinde müsahede edilen, tekâ- m Gemliğe düsen büvük payına mütenasiben çalışan C. H. P. ve bele. Jive teşkilâtı, buradaki kükür işlerini ön plâna alarak, evvelemirde geçen yıl kurada bir orta mekteb açtırmıya mu. vaffak olmuşlardır. Belediye, iskele vollarile beraber 125 tonluk iki yeni su deposu insa ettirerek Kestanelik memba suvunu bu depolarda idhar şehre isale ettirmi Bunlardan ba ka, fiat ve sıhhi bakımdan satıla bayar eşyasını kontrol etmek Üzere e İki pazar yerinde de bir hâl yapılması fekarrür etmistir. Burada orta mekteb, Sunğipek fabrikası, sair teşekküllerin vücuda getirdiği kalabalık ve münev ver bir genclik kütlesi vardır. Kavm kam Zeki Işık'ın yakın alökasile, mü - tesanid bir bir/k teşkil eden bu kütle Gemliğin kültürel kalkınması üzerinde milessir bir rol oynamaktadır. mevdanına büyük bir park, sehrin su| SON POSTA Niğdede tüyler ürpertici bir cinayet Bir adam et satırile karı sının başını kopardı, sonra kesik başı eline alıp ağlamıya başladı Niğde (Hususi) — Birkaç gün evvel burada Sirali mahallesinde korkunç bir cinayet işlenmiştir, bir kıskanç adam ka risanın başını satırla koparmıştır. Hâdise şöyle olmuştur: Bu maha'lede Emin Çelik isminde & adamla karısı Halide oturmaktadır. i iki buçuk yaşında, diğeri memede iki yavrusu vardır. Emin Çelik içök güzel, genç ve biraz da hoppa olan !karısını çılgıncasına sevmek's ve deli gi- İbi kıskanmaktadir. Halide geçen Perşembe günü yemek pişirmek üzere mutfağa inmiş, biraz « ra da kocası onu tskib etmiştir. Karısını İpencere önünde şarkı söyler bir halde gören Emin birdenbire bir buhrana ka - pılmış, raftan et satırını kaparak üzerine saldırmış, bir vuruşta zavallının başın gövdesinden ayırmıştır. Wdenin de bi Karısının başının bir tarafa, vücüdü- nün bir tarafa yığıldığını gören Emin şaşkına dönmüş, akli müvazenesi büsbü- tün kaybolmuş, karısının başını eline alâ rak; — Ah Halidem, vah Halidem! diye ağla- ırmıya, acâyib sesler çıkarmıya | başlamış Vak'adan haberder olan polisler diği zaman Emini, karısının kesik ba' göğsüne bastırmış bir ha'de, korku vı dehşet içinde bulmuşlardır. Adana Halkevinde mekteblilere sinama mr Adana (Hususi) — Adana Halkevin. de haftanın iki günü orta tedrisat tale- belerine (o sinema (göslerilmektedir. Halkevi ialebeye göstermek üzere bir çok tedrisi ve ferbiyevi filmler sipariş etmiştir. Bar'ında İnönü günü İ Barun — Mil Şetimiz İsmet önünün buraya şeref o verdik- de yapılen büyük bir toplantıda icten muyordu. S'vasda Namık Kemi günü Sivas (Hususi) —Büyük vatanpe ver ve şair Namik Kemalin ölüm y «Güz, âan'atları sevme ve yayma kurumu » tarafından oBazırlanan bir programla kutlulanmış dönümü şehrimiz orta okulu EM ç gören ve meşhi yet dair inkişaf yolundadır. Yer yer yükselen Ve arile de makbul olan Trakya koyun ve koyunculu orlu, (Hususi) — İstanbul piyasasında büyük bir rağbet peynirhanelerin (o sayısının olan peynirleri, yün ve elyafındaki slâstiki- ğullen sürü sahibleri AYADA KOYUNCULUĞUN İNKİŞAFI | — — arttığı da © görülmektedir. Son zamanlarda Ziraat Barkasının yardımı ile yüzleri gü- derin bir memnuniyet içindedir. Resim mandıra önünde bir kıvırcık sürüsünü çobanile göstermek- fenni tesisatla da mücehhezitedir. iz rini ri günün yıldönümü dün akşam Hal. zahüratla kutlanmıstır. Bu gü- el gün münasebetile Bartın dün baş- tenbaşa bayraklarla süslenmiş bulu - 14 Mizah: Yeni mevsimler (Baştarafı 6 net sayjadr) , — Camm teyze, dedi, kolsuz elbiseler var ya, anların adı tuvalet, Nihayet anladım. Tiyatro dediği şey, bizim merhum zamanında gördüğümüz Abdi efendinin oyunu gibi bir şeymiş. Oraya giderlermiş. Abdi efendinin oyu- | nunun da günün birinde mevsim adı ©- lacağı hiç aklıma gelmezdi. Çay mevsimini de Asmaaltlıların oğ- lundan öğrendim. Bir akşam ikindiye doğru evlerine gitmiştim. Aşsmaaltlıların hanımını eskiden tanırım, kendi halinde kadıncağızdı, o da; mevlâsını aldı ya. kızlarile aşık atıyor. Başında kotoroz bir| şapka, arkasında manlinato, oayağmda rs.in ayağı yüksekliğinde ökçeli iskar. pinler. Lâfı uzatmıyayım. Gistiğim gün onların yirmi yaşındaki oğulları arkası- & siyah bir ceket, ayağına çizgili bir İpantalon giymişti. Yanıma geldi, öptür- İmek için uzattığım elimi kokot eli sıkar| gibi sıktı: — Maşallah evlâdun, dedim, artık bü- yüdün.. şimdi mahalle kahvesine mi çı kıyorsun. Şimdi çay mevsimi Nimet teyze! Dedi. Çay mevsimi de neydi, merak bu ya sordum: — Oğlum çay mevsimi, dediğin de na sıl mevsimdir kil Yağınurlu mu geçer, fırtınalı mıdır? Yoksa gün güneşlik mi? — Nimet teyze sen de bir şey bilmi- y mevsiminde, çaylars gidilir, | ! yorsun, çay alınır. — A ayo' oğlum, sülük alınacak mev- simi filân bilirim amma, çay almacak mevsim de hiç işilmedim. Çay her za man her köşe başındaki bakkalda bu- lunur. — Bu öyle çay değil, danslı çay. Gene anlamamıştım: meliseli çay, na- neli çay, limonlu çay olurdu amma, dans- lı çay nasil oluyordu. — Dur hele, dedim, şu danslı çay nasıl İolür, anlat bana. | Anlattı; meğer genç erkekler, genç kızlar evlere gider.er, Birlikte otururlar, oynaşırlarmış. — Pekâlâ, dedim. Bunları anladım amma, hele sen şu dansi çayı tarif et te ben de evde pişireyim. O da Naciye hanımın kızı gibi karşı bir kahkaha koyuvermesin - Oğlum bunda gülünecek ne var? Bilmemek ayıb değil, öğrenmemek ayıb. Ben de genç kızkon İmambayıldı pişir- mesini bilmezdim. Bilendea sordum, öğ: rendim. Bunu da sorüyorum. Öğretti. Meğer dansi çay dediği, ev- me Balo mevsimi geliyor! Diye bir bazırlıktır başlar. Kimi saçı nı keser, kimi ni uzatır, kımi söriya kimi kırmızıya boyanır. Geceleri yatar- İken yüz erine çeşid çeşid yağlar süret- er, gündüzleri evde iken başlarına tene- İ-' keler takarlar. Ne © balo imevsimi geli- yormuş. Doğrusu mevsim geliyor, diye yüz yağlamaya, saç kısaltıp uzatmaya, başa teneke takmaya hiş aklım ermez. Balo mevsimi de öteki düttürü mevsim- İler nevinden bir mevsim olacağını anla- mıştım. Anlamuştım amma, künhünü me İri etmiştim. Sormadım da, ne olduğu meydana çıkacaktı. Günlerce sabrettim. | Günün birinde, ik kız: — Bu gece balo var! Dedi. Hah anlamıştım. Balo mevsimi dedikleri o gece başlıyordu. Ne olduğunu da anlardım. Kızlar akşama kadar oda- İlarından çıkmadılar. Ben de akşama ka- İdar hiçbir yere gitmedim, oturdum. Ezan oldu, odalarındalar, yatsı oldu odaların- dalar. Uykum gelmek üzere idi. Bir de ne göreyim. Bizim kızlar, yapmış, yakış- tırmış, takmış, takıştırmış, iki - dirhem bir çekirdek ortaya çıkmasınlar mı? Bi- zim damad da yakası yamalı siyah elbi- gelerini giymiş o da beraber: — Nereye böyle? Dedim. Damad cevab verdi: — Balo mevsimi teyze! Onu evvelden de duymuştuk, ses çi- karmadım. — Pekâlâ! Dedim. Onlar merdivenden indiler, ben de hiç ses etmeden, kendimi göster- meden peşlerinden indim, sokağa çıktı- lar, ben de çıktım. Bir otomofile bindiler. Keseme baktım, bir lira vardı. Yetişirdi. Ben de bir otomofile kuruldum. Onların otomofili gitti. Benim otomofil gitti. On- İ İ | | arınki durdu. Ben şüfere: — Dur! p İ Dedim, benimki de durdu. Onüsr ov Peki orada kolsuz elbise mi yersiniz. * gibi, lokanta gibi bir yerin kapısından girdiler. Ben de kapıya gittim, girecek itim. Hacivad kılıklı bir herif; - Davette yel Dedi, — Tsbil, dedim, nereye davet edilir- sem, doya doya yerim, sen önümden (9 kil de gireyim. Gene ayni sözü tekrarladı: — Davette ye! — E artık fazla geldin. Davette iste rim, yerim, isterim, pehrizim, der; hiçbir yemeğe sürmem, Sen çekili şura dan. Mademki davette yeniz yok gire * mezsiniz madam. Demesin mi? Madam anasıdır onun şemsiyemi kaldırınca kafasına vurdum, vurdum amma bu yüzden de başıma ne ler geldi. Polislerin beni yakaladıklarını, zorla oradan uzaklaştırdıklarını, bir y&” İna bırakalım, en fenası balonun, balo mevsiminin me olduğunu öğrenemeğilk İsmet Hulüsi a Alman - Rumen iktısai müzakerelerinin esası ve içyüzü nedir? (Baştarajt 5 inci sayfada) da, Çekoslovsk ve Fransız firmalari! daha müsatd tekliflerde bulunmuşlarö” Bununla beraber Alman-Rumen tic& © et odası bu sahada faaliyet göster * mekten geri kalmadı. Rumen Harbiy€ İNezaretine buna benzer bir sıra diğe” İtekliflerde bulundu. Almanya bilhassa kendi tayyarele © £ Rum ettirmek çin büyük bir enerji sarfetti. Bunuf naticesi olarak Rumen ordusunda kul lanılmakta olen talim ve tecrübe ta” varelarinin bir kısmı Almanyadan sh? dı. Diğer taraftan Romanyadaki «Ss 2 T.» tayyare fabrikası da, Alman ma nelerile ve Alman tekniğile kuruldu. Rumen.Alman ekonomik münase tnda Almanların kazandığı en müh” zafer, Romarvanın en bilyük ve ©” mühim metalürji o müessesesini tesi eden «R. jinina» fabrikalarının büti sipsrislerini Almanvava vermelermiği dir. «R. jinina fabrikaları, Rumen hs sanayiinin temel direği sayılmaktadı" aç sene önce Rormanyanın hari$ Aen 220 traktör alması bahis m k olduğu sıralarda, müsabskaya vi eden müteaddid Amerikan, İsveç !t te lerde toplanmalarının adı imiş, yoksa çay içtikleri fi'ân pek madirmiş. Çok ke-İyan firmaları arasında, neticeyi Kö?” İre bu çaylarda çay verilmezmış bile, İnan Alman firması oldu. e Balo mevsimi de bizim evdeki kızlara! Bütün bu saydığımız vak'aları na? eeti: Gur. Ek eyler yakin: itibara aldığımız takdirde, Alman. yanın ekonomik hayatın birinci plânda bir rol oynadığını kab etmek mecburiyetindeyiz!. Çekaslova yarın Almanlar tarafından işgalini ME teakib, Almanların Romanya üzeri. deki tazviki büsbütün artt. O br da Almanya, Kendisi için fevka “ mügaid şartlar tasıyan bir ticaret “al kavelesini Romanyava, adetâ Dil yabul ettirdi. Fat öyle bir am geldi herkez Alman ordularının Macariflii üzerinden Romanyaya yürüyec: “ bile zannetti.. Bu vaziyet, Lehistt”, Almanlar tarafından isvaline kade” *, vam etti. İnetlizlerin Rumenler? Ss ran! vermeleri Üzerine, birçok İni wv va Fransız firmalar: da harekete e 3 İste şimdi bunun neticest olarak vel menva, Almanların veni bir Sd £. mukavelesi akdetmek için İleri * ii düğü sartları reddetmek kuvvetini ye dinde görmiye'basladı. Velhasıl: Almanva, eski müssid nın, Roman: a tah” ivetin devamını, Romanya İse ” eül eden veni imkânlardan isttfadf derek, kendisi ile Almanya * s0” mevcud olan nisbetsiz ve 78 Tasmalardan kurtulmağı istiyor... ee Karadeniz ve Ege denizinden liman reisliğine dün gelen bir ta bu denizlerde müthiş bir başlamış olduğu bildirilmiştir... Mıntaka Iman reisliği lar n vapur acentalarını haberd? ai teler? ii tef e bi mişti