MİR led N Perin POSTA 4 $Sou Posta» nın zabıta romanı: N Fena bir tesadüf Madüf gbakikaten çok fena birte- okur ok tuştu. Madam Zanette mektubu tan aj naz bir brovning tabancası sa- ka, Hişt, Mağazadan çıktığı zaman “nünde bir mösyö onu bekliyor. Zanette bu müs İde tanımamazlığa gelerek yü- de kendini ona ısrar etmemişti. Bu etle çok ketum bir ran her şeyi hiç nazarı en halletmesini sever, biran bu mektubun bu zat ta- nedi bir kasdi mahsus ile madam het,“ eline geçirilmiş olduğunu zan- elimde" Mösyö Zanvtte, Fakat bu hususta Wrap ai nadığı için bunda E Dı 23 mektubda ne yazılı? Ye sormuştu. yi kemali nezaketle Uzattı ve ilve etti: İ mazur görünüz, mösyö AHİ Gelbetmed, Hatigi celbetmed mektuvu ona Betle'e, Za- ma fakat ihtiyacım vardı, onun için aldım. di onu size İade ediyorum. Ne i mektub madam Zanette'den gi benim elime geçmedi, Sizi temin ki onun bu hareketi yapmasına di İurdum, Fakat ne yapayım ki onu ben 5 dükkânmın kapısında bekliyen dükggeldim, lik defa olarak bugün bu derdini Bittim. Orada şu fotografı va Bu kadının kendilerinden taban- hatı, satn almış olduğunu mükemmelen Mini adilar. Şimdi zavallı zevcenizin res- Mat, size inde edebilirim, Mösyö Za- term fotografı birçok yerlerde gös- derin, mecburiyetinde kaldım. Ümid e- ve Yl bundan dolayı bana kızmazsı. tony, Adam Zanette silâkı satın aldıktan 4 bir taksive binerek kliniğe gitti. » bahsettiğim müsyö de onu diğer gesi ile takib ediyordu. Madam Za rak — Kaıcinin kulübesi önünden koşa- bi, 2eStL O hiçbir şey görmüyor ve hiş kapı ey İşitmiyordu. Mösyö evvelinden YA bu ziyaretçi kadının matmazel rdsin tarafından musyene edilmek Te #eldiğini si Madam Za- in nı zaman bunu pıcı eğer icab €- kim olduğunu da bir ta ti — mösyönün SÖYl yebiyi,. yon Gölnar sustu ve biran etrafına bakindi ne, Elinizde ne var, Mösyö Zanette *emâdiyen eliniz: cebinizde tutuyor- v2. Ha, evet nerede kalmıştım? Ma. İoyrg nette kapıyı vurmadan matınazel pirdain'in odasına girdi, Matmazel dok- Beş, sırada kapının karşısındak! vazıha- beşi önünde oturuyordu. Madam Za- Onun yanına yaklaştı ve kulağına ptığı şe alçaklık olduğunu Me iv ©di, kadın madam Zarette'e hayretle oğaya demin sahibi bu- dam Za- Tam bu sırada » ve mektubun asıl de girmişti. umağa başlamıştı de silâhı unutmuş ve mendilin! aramâ. aşlamıştı. Mösyö, madamın yanına Ve sanki ona elinde bir silâh bu- unu hatırlatmak ister gibi silâhlı a ve tabancayı kaldırarak mat- Ba b, Beli İn "ini Mazeli kerej ve Ee cemiyetin sahte nızamını bozan zı edi düşüncelerime göre bir yaşayış tetii tâkib etmekten çekinmiyen cesa- Tüm nun; seyahatten hoaşları- ka gaz £*2ip gördüğüm yerlerde mutle- Uma en entereson, en meraklı, en zi- Srarengiz köşeleri bulurum. Vind- $ükü yeryüzündeki mevcudiyetim. Peberdar olsaydı zannederim ki Ley bırakmak ve benimle evlen-; fakat bilmem ben razı olur “er den di İdim! di, Stediğiniz yere gitmeğe hazırım, En, Rüzel saçlarınızın, mavi mi, yeşil Tenkigilu pek belli olmiyan esrarengiz Sayan #i güzel gözlerinizin, bu hayrete en, h Sözleri söyliyen güzel dudaklarını- iy, Dele asla tamamen kavranması müm- Yeriginiyanı harikulâde garib ve heyecan #ünegir lunuzun cazibesine kapılarak Mirüke arkasında bir küçük yıldız gibi! düğün iniz yere gitmeğe mahküm ol lu hissediyorum” nan küşesinde duran limbaları eö-| ir taksi otomobiline doğru ilerledik. Yı açtı, girdik, Matmazel Petko- diği ndres üzerine şoför otamo- bamnı yaktı ve yüzünde hay- o. eden bir mana ile nüp bize nra hiçbir şev söylemeden ma- 2EYİ isletmeğe başladı, Siz madem ki roman mevzuu İasanıaumuz; anl bu havalı görür Purlg ef orada maskelerini çıkarıp Otu. n ruhlarını çırıl çıplak soyarak ko- ylir, maksadları yalnız eğlenmek- tıme, e? kimseden fazla bir şey ümid VE Onun için de kimse kimseyi al- Kin en Pt ifade ar bunu sizin çekmecenizde buldum. | Bayram namazı: İstanbul vasati 7.22, ezani 2.28 Ankara 7.04, 223 Sadakai fıtır Nakleden: Hatice Hatib Bütün İstanbul kibar ve zenginleri ve devlet ricali düğünlerine, sünnet düğün- lerine tercih ederek Pehlivan Ahmed ko- lunu çağırmağa başlamışlardı. Bu kolun başta Saçlı Ramazan denilen çingene de- likanlısı bulunmak Üzere <Afitâb misal; İrakkasları meşhurdu, Mazlumşah, Küçük | Sahinşah, Memlaşah, kerdeşi Bayramşah | rlerdi. Pişekârları Dişlek Ha- san, Boynu kısa Hacı İstanbulun sevil mis simaları İdi. Takımın çiganebazı ols İden yere yuvarlanmıştı. Bu sırada ken- dini kaybetmiş olan madam Zanette'i de beraber alan mösyö dışarıya fırladı. Ka. pının önüne geldiği zaman silâhm hâlâ damın elinde olduğunu hatırladı ve jsilâhı onun elinden alarak odanın ortası- na attı. Silâh, tabanca sesin. duyarık o daya koşmuş olan doktor Marrayd tara- fından al Fakat ne oluyorsunuz, Mâg- yö İ (Baştarıfı 7 inci sayfada) Sovyetler Birliği 22 Temmuz ve 14 İ-! kinciteşrin 1021 tarihli notalarla. kendi! iştiraki olmadan verilen bu kararı pro- testo etti ve bu kararla hiçbir suretle) mukayyed olmayacağını bildirdi. Almanyada faşizmin iktidara gelişin den sonra, Almanya: Alând adâlarına Bu nazik zat Madam Zanette'i otomo - alâkası arttı. Hattâ el altından Fin- omar yere yıkılmak üzere olan Za- tutmuştn. Onu bir iskemleye o. turttu ve kı ne gelmesi için yüzüne birkaç tokat a mle meşgul olmayınız. Hikâye- am ediniz. â, z&ten dha uzun anlatımı - yecağım; zira hâdiseletin mühim bir kıs mını sizin de bilmeniz icab eder, alnının ar damarını yetmiş yerinden çatlatmış altın adına bakır katmış adam- Can İbonun temin edeceği yeni şöhre- te emektar Saçlı Ramazını hıç düşünme- den feda edebilirdi. Kapıcıoğlu Oşmana (gelince, o zama nın lehçesi We «İstanbullu, manasına ge- len «Şehir oğlanı» llkabı İln meşhurdu. n bile bindirdi. Arabada kendine gelen ka- lindiyanın burasını tahkim etmesine z dıncağız olup bitenleri Hatridisağa EE yardım etti 9 | Dere yüz kil kadar putan takımında biç Jamıştı. Elindeki t n ” Anl ği : çingene yoktu epsi de, şeytana abu. kotalmaladı een yemi , İste bogünlerde Sovyetler Birliği ile|cunu ters giydirmiş, feleğin çemberinden Jourdain rakibesini öldürdüğünü , | Finlândiya arasında müzukere mevzuunu | emaklerken geçmiş İstonbul okülhanile- İmmıştı, Ortadan çektidi ve bir daha kocası tescil <den başhca mesele bu Aland ada-'rinden, asrının yezinesi mukallidi, ha- isi karşılaşmamak istedi. İları meselesidir. Bunun nasl bir mahiyet nende ve sazende ayyâr ve mekkâr şehir Öğle üstü bir gazete ald". Ve orada bü-| alacağı da henüz belli değildir. Joğlanları idi. Kapıcıoğlu Osman, İbonun İyük harflerle vazılmış olan serlevhavı 0. e arena aka Jessiz Taks san'atına hayran olmus, takı. jkudu: Klinik'de bir facia. Yazıyı okuma- : yn Jmunda biç çingene bulunmamasına rağ İka lüzum görmedi. Eğer okümüş olsa i Sivasst âleminde İmen, İboya haber üzerine haber salmış, di kendisinin değil doktor Marra ; yes pon. atlar, rebalar, Konaklar, sahilsaray- itham edilmekte olduğunu anlaya öneli ar vâdetmişti. Zanette söze kar pan tere Amc seydere) Servi Yahudinin takımı ise, her biri — Sövlediklerinize buraya kadar ina -|!er buna itiraz ettiler. Almanya, İngilte-| rindicihan, üç yüz kadır çin nıyorum, Yalnız. eğer karımm kendi ve.|T€vİn tara hareketinden vazgecmesi şar-| cene, (Rum, OYahudi Ove o Ermeni İrine bir baskasının itham edilmeine mü. | tile kaçak eşya listesinde tadilât yaparak |haramzadeleri idi. Fakat, devrin büyük saade edebileceğin! zannedivorsanız kun. | bi arın ticaretine zarar vermiyece . İrağbet ve alika gösterdiği namlı bir kö. İda cok yemhvorsunuz. Devam ediniz ve Bini bildirdi. Fakat İngiltere hattı hare -İçekleri yoktu. Servi Yahudi çingene İbo- bu adamın kim olduğunu, ne için bövle ketini di irmedi, Bu hal karşısında bi.İva, hiçbir kol sahibinin yapamıyacağı fe- hareket ettiğini de sövleviniz. taraflar mutazarnır olmağa ( başladılar, | Sskârlıkta bulunmus, takımını onun ida. — Zannedersem bu sualinizin cevnbi - Derken, Almanya, bunları karadan da |resine yermeği. Can İhe kala ad ile yeni İni matmazele vermis olduğum mek items ir ovunou tal n kurmağı tel etmiş, baliblieakniz. Da, özmükesbiaik in e e a re Sk İbuna karsılık, dier bütün oyuncuların Jourdain mücevherstn kendisine i ila veriye a in eki ra, kalan hasılatın dilmesini istiyo: da. herhengi bir hakiki sekeri böreket | GörÜe bırakmış, icendisi Ru hüyretis sordu: adr darbe “gi sama va “—. mi *İ dörtte bir hiseeve razı olmustu. — Ne mücevheri? çepe mene ei ee ie değen! Çingene İbeya, buna yakın parlak tek- — Doktor Marraud nişanlısına bir vü-| hakkaktır. Felemenk ile Belçikanın al - |)flerden birini yapan da Zümrüdoğlu ta- İsük ie bir inet gerdanlık hediye etmisti | a - “İkımını, Yedikule, Narlıkapı ve Suluma. Bu iki parçaya 15 bin frank vermiş oldu. Gıkları tedbirler bundan ileri, çelmletir. nastırın Rum. Ermeni ve şehir oğlanları Bunu doktor bana bugün öğleden sonra Acaba bu hal, hakiki bir silâhlı HtÜAfa kurmuslardı. Köçekleri Sakız adasmdan söyledi. Son zamanlarda ne yüzüğü ne de sebeb olacak mıdır? Pek zannedilemez. | sureti mahsasada getirtilmisti. Sakız de- erdanlığı ınlısının üzerinde göremi - Fakat vaziyet gergin, abval de çok mü -|likanlıları yüzlerinin letafeti ve vücud- ordu. Sorduğu #uallere matmazel Jour. sevveş olduğu için hâdisatm müstakbel lerinin reksa olm harikulâde kabiliyet- dain bu mücevherleri tamir edil »)seyri meşkük görünüyor. Her tarafda orjleri ile meşbund. Bu! zere bir tamirciye bırakmış olduğu cova- hr İl ve gazal İReCK vekil Bidaai İl Su KE e er vardır ve bu, | Neteraki mücevherleri herhangi bir bahane il, <3 #*ctKCe SMUYO” z tanbulu velveleye vermişler, bircok mal matmazel Jourdain'in elinden. almıstı) Selim (Ragın Emeç |ve müik yiyerek sahiblerini kuru tahta İ Onları iade etmek icab edince de vakit > ” P üstünde bırakmışlardı. On beş gemi sn kazanmak için bin bir yalan icad etme - m İhibi bir Rum tüccarının ihtiyar dul ka- ğe başlamıştı. Madam Zanette'in arkasın-| #” ı ind rus, patrik alocez gehdla ne rak dan kliniğe geldiği zaman yavaş yavaş a- | ij İmen bunlardan köçel eferaki fh da- inde cereyan #lmağa başlayan bu i Çocuk, bilmscesinde vullar. zurnalarla evlenmiştio Babı hü- kol sabibi Ahmed. san'atının tam eri idi,| inden sıyrılabilecek bir fırsat yaka- ladığını anlamıstı. Madam Zanette elin - deki tabancayı indirince hiç de memnun olmamıştı. O sırada bu mükemmel £ tın elden kaçmaması için ise müdahale etmek Fizumunu hissetti, Matmazel Jo - urdain ölmüstü ve bu cinayetin faflMöini bi bilâ Kizum Üzere alıyordu. Ma - dam Zanette katilin kondisi olduğuna e - min bulunuyordu. datmaz, hiç kimse inkisara uğramaz... — Bana bu dünyadan uzak, masal ha- iyatı n âlemlerden sediy: ollarda aa e eüml e sar bir köşeyi döndü ve açıl kana- taş masalarda hasır iskemlelere OĞUL i nuz, güzel doktorum; siz de bu şehirde benim gibi bir yabancısnız; Attnarın kö. şe bucağını nereden biliyorsunuz? — Bu sehre evvelee de gelmiştim ve benim gibi serbesti yaşamağa meraklı ar- kadaşlarımla epey dolaşmıştım; sade A- tinanın değil, soyahat ettiğim başka şe- hirlerin de köşesini bucağını bilirim. Bu, gimdi gideceğimiz yer eski Pirenin kenar mahallelerinde eski bir meyhanedir. Bu- raya en aşağı tabakadan insanlar, hay- dudlar, katiller ve güya kibar hayatı ya. şadığırı iddla eden zenginler, ber sınıf halk gelir; fakat kimse kimsenin ne oldu- Bunu, kim olduğunu bilmez. Herkes ken di âleminde eğiemir, hattâ bazan ne is- mini, ne hüviyetini, ne de milliyetini bil- mediğiniz insanlarla elele, omuz omuza hoplayın sıçrayarak, neş'elendiğiniz bile olur! Otomobil bir hayli müddet ana cadde- kazananlar 28 Birinciteşrin tarihli bilmece - mizde kazanan okuyucularımız» isimleri, Şeker Bayramı mlinase - betile yarın gazetemiz çıkmıyaca » ğı için, Çarşamba günkü nüsha - mızda neşrolumacaktır. İmayundan müsads alarak, İstanbul | meydanlarında, meydan sofraları kur. İdurtmuştu. Üç vüz kişilik Zümrüdoğlu fiç vi! beslemişti. On beş ge- mi, op on beş hen, birçok mağazı, mah- zen, dükkân, bütün döşeme ve kaplaması ir sahilsaray we İki konsk ve çekme- celer dolusu mücevher bu üç sene içinde kül olmuştu. Gir İbo, Zümrüdoğlu koluna yeni i k l Yazan: Refik Ahmed Sevengil de gittikten sonra bozuk düzen sokaklara (bir halde istikbalimize çıktı. Kapının e- saptı, bir hayli müddet te yarı aydınlık/giğinde gayri ihtiyari bir adım durakla. sarsıla ilerlemeğ” çalıştı;idık. Sağa sola serpiştirilmiş eski tert ib! ir insanlar, havada sun'i sis tabakası halin-! İde yüzen sigara dumanlarile maskelen- il bizi beklesin. | ei miş kifayetsiz bir ışığın sltmda içiyorlar-; Dedim, Matmazel Petkovig: İdi. Oturacağımız yeri tayin edebilmek — Hayır, ne zaman çıkacağımız belliliçin etrafımıza bakinıyorduk; oeeketsiz, değil,.. Lâzım olunca şehre dönmek için | omuzunda karısık renkli bir peçete asılı, vasıta buluruz; dedi, siz hesabı görünüz;| iri yapılı, pala bayıklı, başı açık bir adam payıma düşen kısmını sonra veririm. İkapıya en yakın masada oturan müşte- Kapıda hiç kimse bizi karşılamadı. rilerin hizmetini bitirdikten sonra arka-| Vestiyer #flân dn yoktu. Uzun, loş ve ka. mnı dönünce bizi gördü, yaklaştı: ranlıkta biraz kirli gibi görünen bir ko- Amesosl, İ ridoru geçtik. Birkaç basamak merdiven! Matmazel Petkovi; Atinaya gelo gide! indik, kemerli bir kapıdan içeriye girdik. yunancayı epey İlerletmiş; ben bizim es. Eski bir teş binanın altını boydan beyalki Beyoğlu, Büyükada ve Büyükdere â- kaplıyan basık tavanlı, geniş bodrumuna| lemlerinder kulak dolgunluğu olarak dahil olmuştuk. Her sevden önce karışık | tektük kelimeler ve bazı basit cümleler bir uğultu İle karşılaştık. Birçok kimse-| biliyorum. lerin bir ağızdam çıkardıkları ses, kahka- O Müessesenin sahibi olduğu ve ancak ©- halar, konuşmalar, havayı dolduran siga-|hemmivet verdiği müşterilere bizzat hiz ra dumanları hepsi birbirine karışmışimet ettiği anlaşılan palabıyık adam bize dından dışarıya sönük ve bularık biz ışık dölrülen bir kapının önünde curdu. Otomobil masaların ve i İgösterdi, arkasına takılıp ilerledik İloca tortibatına Yazan: Reşad Ekrem Çingene rakkas Jirsat verecek gibi görünmüştü, Baba ! Nazlının ün dikkatli muhafazasına men genç İbo ile buluşup konuşmağa muvaffak olan kol sahibi Zümrüdoğla, köçeklerinin dillerde dolaşan şöhret'erini. Janlatmış, kendi takımına Rirdiği takdir. ide İstanbulun en büyük larına, ko- İnaklarına çağırılmak fırsatını kazanaca. Eını söylemişti, Fakat, çingene rakkası | kandıramamıştı. İbonun peşinde bir âralık ta sadece | Çelebi diye anılan hir oyuncu kolu sen çeşmesi dolaşmıştı. Çelebi, vaktile bir dilbere âşık olmuş, bu uğurda babadan kalma malını, mi künü yemiş bir mirazyedi idi. Elinde, # vucunda bir şey kalmayınca, her fende üstad, mahir harende ve sazendeler pey ida etmiş, bir oyuncu kolu meydana ge- itirmişti, Can Memişşah, Zalimşah, Hürremsab, | Pitneşah, Yusufşah ve Mirzaşah gibi &L ber rakkaslar tedarik etmişti. Bunlarrian bir Çerkes gulâmı olan oMirzaşah dör- düncü Muradın huzurunda raksetmek çe- refine nafl olmuştu, Pehlivan Eyüb diye anılan ş8ir, kâtib, arif, hânende ve seyyah bir adam, İstan» bul halk oyuncu kollarıma gösterdi, İrağbet üzerine, üç bin altın sarfederek, İdiğer oyuncu kollarının en güzide efra - dınt kandırmış, Akide kolu diye yeni bir kol teşkil etmisti. Baba Nazlı kolundan Süğlünsah ile Çelebi kolundan Yusuf Sah, Akide kolunda bir «Tövus kusu rak- İs icad etmişlerdi ki İstanbu! OAfakına velvele salmıştı. Pehliven Evüb Can İbo- yu da ayartmak istemiş, fakat muvaffak olamamıştı. Küçük İbo'nun velinimeti olan Baba Nazhıya sadakati, Baba Narlı kolunu, za. ferden zafere kosturmağa başlamıştı. İbo ük sarsıntıya uğ - rayanı da tu. Bir vezir kın düğünü de bir baska Hiüre tutulmuş olen Ba « ba Nazlı kolu ein bir hafta sonraya bıra kılması, İstanbulda işitilmemiş, görülme. miş bir vak'a teşkil etmiş, Baba Nazlı ko- Turu ise şöhretinin en yöksek derecesi « ne eykarmıstı. Laskara pehlivenm Ceva İhir kolu, Yahudilerin Patakoğlu kolu. Ha sona kolu ve Samurkaş kolu gibi, Baba; Nazlı takımı ile zaten rekabet iddiasın », ılunmıvan İkinel derecedeki kollar 1 devire! ze almışlar, köçeği bir bulup, Mısıra, Cezayire hattâ Frongistana kaçı rıp oralarda kmayı bile düşünmüş - İlerdi. Fakat b dan, beklenilmiyen bir vak'a olmuş, kö - çek İbonun «kız» olduğu meydana cık - na, eski la bi» alâka uyan- İbo, yeni adı £- :ekl!'k maskesi yü - kendisini o bir sele kaptırmış, Baba Nazlı kolundan ayrıl «, mığ, bir çengi olarak, İstanbulun üzerin- de yepyeni, erisilmez bir şöhret, bir Afet olmuştu. sinden yüz bin kat faz dırmış. fakat, ek le «Güllü Fatma» zünden düsürülüne ilelerin arasından yol gâha yekin ve bir ayak merdivenle cık Tan balkonumsu bir yerde aşağı yukarı benzetilen Obölmelerle birbirinden ayrılmış kısımda oturduk. Masalar gene avni eski tertib üstü mer- merli ve müstatl şeklindeki kahve masa. Tarı... Dirvara dava samba peyke, karşısında Adi hasır san - dâlvalar, Oldukca hikim hir mevki: idik ve buradan sörülen manzarn cidden entere- sandı. Tezgâhın arkasında fevkallde bü. vik. nek eski hir zamandan kalmış oldu- Pu tahmin edilen ven yatırılmış içki do, Yu fhelar sıralanmakta idi. Bunların alt “ds muslukları vardı ve bir tanesine bir merdiven davatılmıstı. Tezgâhm ar - kasında duren mevhaneci ve çırskları edahleri ba fırıların musluklarından dol Anrırmrlar, tereâtin di fında bir tertibi yüksek is - kemlelere oturmus kadınlı erkekli, kari- «ık kevefetli insanlara veriyorlardı. Bu - rada bizim eski tabirle etezgöh batı. ya. pılıyordu, Asıl meyhanenin icinde masa» ların örta veri boş bırakılmıştı, Matma- zel Petkowice: — Bursda dans da m ? Dedim. Sarısın müzel, müessese sahi - binin masanın ü ladığı küçük meze ta ları arasmdan Uzo kadehini almış, derecesini irmek üzere içine su koymakla mı navi Amerilean hart pa (Arkası var)