8 Kasım 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

8 Kasım 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Muhittin Birgen ünyada her şey değişiyor; hayat- ta istikrar içine girmiş hiçbir şey yok, her şey, bir hamlede gelip geçen bir moda rüzgürının bir maziden bir istikba- le doğru sürükleyip götürdüğü bir hiçten rb cephesinde yeni bir şey| özü bundan yirmi ser kanlı bir mücadelesinin kom-! prime haline getirilmiş bir ifadesi idi.) Meçhul bir Remaryue'i dünyaca maruf) büyük bir #nüellif yapan eserin ismi de, bir müddet sonra, ayni ismi taşıdı Fa- gene ayni öephede bir harb gene birbirleri ka n iki tarıhi rak I - bu defa müttefikan » rar ediyor da bu cümlenin G sinde bütün o eski k hiçbir eser kalmamış Muharebe: cak olursü i belâgeti ortadan 5 cümle, günlük harb raporlarının zel ve yeknasak metni haline geldi. Evet, hayat bu kadar kolay değişir. * Galiba, harb raporlarındaki bu sikici yeknasaklığı gölermek arzusile olacak ki, bir vakittenberi her iki tarafın erkânı- harbiyesi de, harb raporlarına yeni yeri| ifade şekilleri ilâve ediyorlar, Dikkat &- diyorum; meselâ, bir taraf şöyle söylü- yor: «Dün gece, düş reketinde bulunmamıstır « Öbür taraf ta ertesi gün yeni bir gecenin geçişini şu| kelimelerle ifade ediyor: «Gece, tam bir| sükünet içinde geçtiği gibi gündüz de pe az hareket hisselilmistir > Eğer harb Ta-| porlarını hergün takibde devam eğiyor- #anız, bu tarzda cüm * her iki tarafta da hergün tesadüf edebilirsiniz. Demek oluyor ki garb cephesi üyüyor. Hiç olmazsa bütün insanlar gibi, cephe- dekiler de geceleri istirahat etmek ve uyumak için kâfi derecede vakit bulu-| yorlar. Şimdi cephenin gerilerirde sine- malar, hattâ barlar da tesis edilmiştir. İleri hatlarda nöbet bekliyerler, ilk emir- de harekete gecmeğe müheyya bulunmak | transatlantiği bir İngiliz mecburiyetinde olanlar müstesna, cephe- deki askerlerin büyük bir kısmı, akşem- İş gece arasındaki hazım ve eğlence sa-| Okyanusunu geçerken, sahra anaya tutulmuş, geminin tahta kısım. larından birçok yolculardan 73 kişi de yaralanmıştır. Bir Amerikalı karı koca da gördüğü » atlerinde sinemalara (gidiyorlar, barlarında viskilerini, şaraplarım, bi larını içiyorlar ve sonra da, bütün insan: ar gibi, uyumak üzere, yataklarına girip bir harb cephesinde bulunabilecek azami sükün ve istirahatle uykularına dalıyor-İnüz gibi gözlerinden -İdir. lar. Belki de her iki taraf arasında müza kerasiz, merasimsiz bir nevi zımni bir muahede bile sktedilmiştir: Geceleri hiç bir tarafın diğer tarafı rahatsız etmeme miahedesi! Bu muahede mucibince, her iki tarafta da herkes geceleri uyuyup sa- bahları yataklarından kalkıyor, herkes kendi âdetine göre ya halis Brezilva kah- vesini, yahud r a hindiba kahve- sini içiyor; ondan sonra da herkesin rs- ş olması için kâfi vak bahse bile gi hede, gündüzleri şairler iç ya, ressamlar için resim i iki yapmaya dah Çalışkanlıklarile maruf ferleri sırf vakitlerini k için bir takım ima ile girişmişlerdi r I nız, âdetin yerini bulması ve harb halin- de bulunulduğunun unutulmaması için, her geçen virmi dört saatin muhtelif za- manlarında bir kaç defa «bom, bom!,, bir| kac defa tak, tak. her sev bundan ibaret! Eğer isler bövle giderse, geceleri, en rahat uvku, acaba tehlike işaretı.ne va- kit verilecek? diye endise ve o helecan içinde yaşavan şehirlerde değil, bizzat ateş sahasında, cephelerde o uyunacaktır. Nitekim, Nasrettin Hoca da atılan ok- ların tesirinden kendisini sıyanet İçin, gidip bizzat nişan noktasının önünde durmuştu! * Bilmiyorum, mevzuun bu derecede lâ- ifeye tahammülü vi Fakaı, va- kıa şudur ki bugünkü şekli ile muharebe bu tarzda her nevi lâtifeye hal verdire- cek şekilde bir cereyan takib ediyor E- ğer okuyucularının meraklarını tahrik için pireyi deve yapan gazetelerin kosko- ça serlevhalı boş haberleri de olmasa hatta muharebe kelimesi bile gazete sü-| tunları arasında görülemivecek hale gel di, Gerek Almanyada, gerek İngiltere ve nsada, büy h in günlük zabı- ta vak'aları, herhalde cephelerdeki &ske- ri vak'alardan daha çoktur! Bu hale gelen bir harbin manası ve dir? Bunu onu yayınlara sormak dahâ doğru olur” Fakat, bizim O anladığımıza göre, her iki taraf ta, h İmazsa şimdi- lik. yapacak başka hir seve sahib « dıkları için, kendilerine göre bir t plânların tahakkukuna intizaren, şirrii- lik cephelerde uyumakla geçirmeği ter cih ediyorlar. Bü uyku ne kadar sürebi- Mr? Ne kadar sürecek? Faleilar gibi, biz de bir hafta mı divelim, bir ay mı, üç ay mı, öç sene mi? Kim bilir? Hâlen, bütün mücadele, geçen Ağustos .irer ve ziyan taleb etm *İcibince. herhangi “İklübünü temetl etmesi icab ett SON POSTA z Büyük sözleri Korar vermek daima kol daima zordur. Bir Amerika Trans Atlantiğinin Atlattığı tehlike k Amerikalıların Presindent Harding limanından kalkıp Nevyorka varmak üzere Atlas müthiş bir fır. yerleri kopmuş, ve yaralanmıslar - Kendi kendini dava eden golf oyuncusu İngiliz golfç 65 yaşlarında bir ; oyununu bitirip klübüne gireceği sıra- da, merdivenlerden kayarak düşmüş iştir. İki ay yatakta stida ile mahkeme - üracaat etmiş, ve klübünden za »- r. Fakat mu- imün kaptanı olmak hösebile, klüb nizamnames! mu. inden, kendi kendisini dava eylediğini hayret le anladığından,. iddiasından vazgeç - mis, muhakeme de sukut etmiştir. ——ğ— ayında olduğu gibi gene diplomasi saha- sında cereyan ediyor ve asl muharebe, senelerce devam eder şekli Iktisad âleminde. Her iki taraf ta ün kuvvet- Terini o sahalara tahsid etmiş görünüyor- lar, İngiltere denizasırı iktısad hsreket- lerinin kontrolunu » almıs, dünyanın bu kontrola söan bütür iktisadi hare - ketlerinde artık râzım değil, hâkim ro- lünü oynuyor. Almanya da, kavbettiği denizasırı âlemin verine Rusyavı getir. wiliwvor, Bakalım. hu veni sevkulrevs bi- »# önümüzdeki hafte'arda ve hatfâ ay- larda neler getirecek? ellilittim ebiilğen İSTER Galatada Mahmudiye caddesinin maksadia da bir kenarındaki binaların depe ve entrepolardır. Bu münasebetle «— İstanbulda mevcud depo ve antrepolar him bir buhran baş gösterecektir, şimdiden önün ei lâzvmdır.s Güzetelerin zütaleaları doğrudur. depo ve antvepaların miktarı hakikaten ihtivacı yetişmez, tesıdüfen biraz fezla kâğıd veya mürekkeb gel ne yapacağımızı şaşırırız. Yalnız şu v: İSTER: :i h verilen kararı tatbiz e'ınek bir davada re'sen| INAN, gerişletilmesine, dı. İstimlâk edilecek olan binaların mühim bir kuvvetlidir.» a / Hergün bir fıkra Şetaret de buna sevinirdi Fıtnat hanım, bir arife günü Areb halayığile çarşıya çukmşı, uşağı Bay- yamla birlikte çarşıdan geçen Ragıb Paşa da Fitnat hanımı görmüş: — Nereye gıdiyordunuz Diye sormuş, hemi cevab vermiş; — Mali ya efendim. bugün arife, bayrama hazırlık yapıyorum. ederek: Bayrama hazırkk ha, Bayramın yerinde olmayı çok isterdim. Deyince Fına: hanım da Arab ha- layığını işaret etmis: — Çok iyi olurdu efendim, bizim Şetaret te buna sevirirdi. Çarşıya çı- Kışımızın sebebi kendim: değü, ora çamaşır, entari almak içindi. / ge a m GEREEERRYEEYEREYEEEEYEREEEEEEEEEEİYEEEYEREEEEEEEE Boynunda gaz Maskesile ziyaret. Yapan Hindli han hammed Safarullah resmi makamları ziyaret etmişt İSTER bu istimlâk edilmesine ma diyorlar ki: ötedenberi a vğ- e geçil - beş on tomsr köğ gazeti iktiyaca kifayet etmezdi, şimdi bir kısmı da vik Istanbul veUd me biz bile ar ki iki | aydanberi NAN, ISTER €y okuyucu sen: Ragb Paşa uşağı Bayramı işaret İ «Tatbik eden, 1cra eden karar 2 İngilterede dominyonlar ve müstem lekeler mümessillerinin iştirakile bü - yük bir imparatorluk konferansı ak - mis, bütün kuvvetile o sahava doğru va-|deylediğini biliyorsunuz. Bu konfe - ransta Hindistanı temsil eden Sir Mu. han, boynunda çırpınan bir ta guz maskesi olduğu halde, icab edeniliy. variyet tamamile değişmi bakınız, bombos gi lav gewrse kendimize taallük eden kısmı için bavraa ya - pa ağız. gümrüğe bakınız, bombaştur. Binaenaleyh müzmin derd halinde ötedenberi mevcud olan depo buhranı bu- gün hafiflemiştr, eğer kehanet doğru çikar Aa muharebe 3, 4 sene sürerse hiç kalmıyacaktır, biraeraleyi biz yeni depo ve enirepo yaplırtmak için, eğer demir bulab:lirsek önümüzde uzun bir zaman bulunduğuna inanıyoruz, takat; verenden dalma daha Vindsor Dükü Garb Cephesinde Bu sütunlarda eski İngiltere Kralı ve şimdiki Vindsor Dükünün cepheye gilliğini ve teftişlerde (bulunduğunu yazmıştık. Bu resmimiz, Dükü, İngiliz orduları başkumandanı Lord Gort'un refakatinde olarak cepheyi ziyaretini gösteriyor i Kadınların fazla bulundukları yerler Hemen hemen bütün Avrupada kadın- ların sayısı erkeklerin sayısından fszla- der, Bunu iddia eden bir İngiliz istatistik âlemidir. Meselâ İrigilterede 1000 erkeğe muadil tam 1088 kadın bulunmaktadır. sada 1071, Almanyada 1058, Rusyada 1103, Portekizde 1097, Lelonyada 1139 kadın vardır. Avrupanın mahdud bazı memleketle- rirde erkeklerin sayısı kadmların sayi- sından fazladır. Bu memleketler arasında Yunanistan ile İspanyayı zikredebiliriz. Birleşik Amerikada ise mukabil 976 kadın vardır. Kanadada 1000 erkeğe karşı 849 kadın mevcuddur, İstatistikçinin tetkikatına göre en fa7- la boşanma vak'aları dâ en fazla erkek bulunan memleketlerde kaydedilmekte- dir. 1000 erkeğe Vazife aşkı İngiliz doktorlarından biri iki vapur- dan telsizle aldığı bir davet üzerine derhal bir motöre atlıyarak, 2 bin ki - Imetre kadar bir mesafe katettikten sonra bir Amerikan (transatlan! yetişmiş, apandisit buhranları içinde yfaya lâzım gelen ame- ı yaparak zavallı hastayı muhak- kak bir ölümden kurtarmıştır. İNANMA! : Köprü irsünüz, tesadüfe bir vapur gelip te , beş on ten demir, biraz çini. yahud ka- len geçerken limana İNANMA! | Sözün kısası Ondan ötesini Bilmiyorum ! E. Ekrom Talu muhakeme e dikkat €- Her maznun, verdiği ilk ifadede ay şeyi tekrar eder; : snâ “ küfretti.. gözüm döndü. O esnada elimde nasılsa bir biçak, (bir çakı, N pulunuyordu. Üzerine atık dan ötesini bi yorum! Ondan ötesini bilmiyorum demekle cani, aklı sıra katil veya cerh fiilini ik - Tar etmemiş oluyor. Halbuki, ondan ötesi, onun iddia eylediği gibi meçhul kalmış olsa, vak'ayı müteakib tabanları yağlı - yarak kaçmasma, gizlenmesine, elbise sindeki kan lekelerini temizlemesire, lânırı viraneye fırlatıp atmasına imkân m olurdu? Hayır! Melfkâtı akl ne - mak gibi, bu da hemcisinin kan - cek kadar sukut etmis, hayvanleşmış sanların gülünç iddialarından biridir. O, olanı da biteni de pekâli biliyor » dur. Bilemiyeceği, i &i bir şey varsa bu cinayeli işledikten sonra ken » disini bekliyen 2 nunun tayin ettiği birkaç yıllık hapis çe- zasından İbaret olmayın, tâ ömrün niha- Jişlenen bir » serkek adam; miş! yetine kadar, vicdan denilen âmansız muakkibin insa durup dinlenmeden çektirdiği azab v kence İle dayanılmaz bir şekil alır, — Ondan ötesini bilmiyorum!, Tudur da', Asabiyet, hiddet, kıskançl:#, hased, kin, ün bu beşeri zâflar bir an için adama şuurunu, nefsine haki: mi ni kaybettirebilir, Lâkin bu hiç bir vakit, İptida — Fili vurmuş. doğrusu diye bazı katilleri tak- dir ve ona karşı hayranlık beyan ederler. «Erkek âdams o ise ki bu değildir. «Erkek adam» biraz evvel sayıp döklü - güm beşeri zâfları yenen, şuurunu hiç bir tesir altında bırakmanmağa muvaffak olan, kendi varlığının kudsiyetini başkâr sının varlığını saymak, ona riayet et » mekle muhafaza ve ilân eden kimsedir — Ondan ötesini bilmiyorum! diyen cani, kendi zannettiği gibi suçunu haljif- Jetmek şöyle dursun, onun şenaatinden ve dehşetinden bizzat ürkmekte olduğunu ikrar ediyor demektir. Böyle bir iddianın bir mahkeme heye- ti üzerinde ne fena tesir ettiğini göster - mek için, geçenlerde bir Parisli hâkimin mamuna verdiği su cevab ne gözel bir misaldir: — Ondan ötesini bilmiyorsunuz, öyle mi? Halbuki ben biliyorum; ondan ötesi sizin için belki giyotin. belki kürek. ih- tiyar ana babanız için de ebedi yeis ve hüsrandır! ce hrem Mal Ere ve Marmarada fırtına başladı Dün. meteoroloji istasyonundan İs tanbul mıntaka liman reisliğine yapı lan bir tebliğe göre; dün akşam (geç valsit Eğe ve Marmarada şiddetli bir lodos fırtınası başlamıştır. Fırtmanın devamlı olması ihtirali mevend olduğundan, Liman (Reisli. ği keyfivetten bütün vapur acentala » rını haberdar etmiş, yola çıkmak mec» buriyeti olmadıkça v tahrik olun mamasmı tavsiye etmiştir. Yeni bir talebe yurdu açılıyor Yü ek fahsilde bulunan kız tale » için Cümhuriyet Halk Partisi vi- idare heyeti tarafından yeni bir büro açılmasına karar verilmiştir. Bü. ro 15 İkinciteşrinde açılacaktır. TAKVİM ami se b3 155 8 Birinciteyin | Fermise | s8 2i

Bu sayıdan diğer sayfalar: