2 Sayfa SON POSTA İkinciteşrin 5 Hergün Tanzimat bahsinde Mazi hesabına tenkid değil, İstikbal hesabına tenbih! Yazan: Muhittin Birgen vE anzimatı Hayriyenin yösüncü yıl- dönümü münasebetile bu mühim tarih hâdisesinin tahlilini yapanlar arasin- da Peyami Safanm dün neşrettiği makale. Yi okurken, gördüm ki, bugünün dahili aktü- alitesi olan bu bali biraz daha kurcalamak. ta fayda vardır. Peyami derecesinde Larih ve cemiyet kül- türüne sahib bir fikir adası için Tanzims- tın, Türklük ballımından kusurlarını gör- memek ve görenleri: beraber olmamak €l — bet kabili değildi; bunun için Peyami, Tan. zimat düşmanlığı ünvanile pamtığı makale- de, herseyden ewvel, Tanzimata yapılmış olan hücumları - ki bu Hücum bayrağını en evel Ziya Göknip açmıştı - haklı buluyor. Eminim ki azla dostum, benim dün söyledi. #im seyleri de haksiz bulacak değidir. An- cak, Peyaminın, bu defa da kendi hesabına haklı olarak, ileriye sürdüğü bir fikir vardır; ©, bu fikri, Tanzimat düşmanlarına karşı bu müesseseyi müdafaa için bir silâh olarak kullanıyor. Hülâsaten diyor ki: «Başka türlü olman mümkün müydü? Bir ucu Kafdağında, 5* cu Tuna boyunda ve bir ucu da Afrika çöl. lerinde duran bir imparatorluğu ayakta tutmak için, Tanzimatçılar ne yapabilirler. di? Sonra da hi ediyor: «Tanzimat, Osman- m - Türk tarihinde yarım, fakas İleri, eksik, fakat, doğru bir &amledir.» Ariz dostumun ba görüşü, bu memlekette Tanzlmatı hiç olmazsa fazla hücumlardan s#iyanet etmek istiyen münevverlerin umumi surette İleri sürdükleri fikirlerin esasını ve hülâsasını teşkil eder. Bunun için, Peyami. nin yazısı hakkında bana, bu nokta hak - kında da fikirlerimi hülâsa etmek imkâ - nim verdi. , Evet, mademki, Tanzimat bir vâladır; şo halde, bügün, tarih bakımından onun ol - mamasını istemek boştur. Yani, dostamun yerlen söğe kadar hakkı vardır; Başka bür- Iü olamazdı. Tarihte olması, en değrüu ve en zaruri olan hâdiseler, «olmuş bulunan hâtiseler» dir. İlim bukımından bunun ak- sini iddia etmek değil, düşünmek bile eni?) Harbdenberi, Garb devletlerinin birinde bir adam mü ile mahkemeye verildi, bu adam 1914 harbinde'bir kah- raman gibi çarpışmış eski bir askerdi, adı 7 defa ordu em- tinde takdirle yâdedilmişti, fakat şahidler: — Sonraları bozuldu, içmiye koyuldu. m'y« başladı, diyorlardı. dalandırıcılık cür- Günden güne düş" osındada kötü Bazı irsi hastalık #müsabları müstesna olmak üzere her insan annesinden ruhan sağlam olarak doğar, çocukluğu- nun İlk yaşlarından itibaren onu iyi'veya kötü yapan muhi- tidir, iyi görenekler karşısında İyi, fena görenekler karşı- lur, çocuklarınıza iyi görenek veriniz ve iyi misaller &rasında yaşamalarını temin ediniz. SÖZ ARASINDA ZLondranın çöle dönen Meşhur parkı iE Londranın o meşhur olamaz. Ancak, Tanzimata hücum edenler.İHayd parkı eski rağbetini kaybetmiş bu hücumu, ne boş bir tarih fantezisi ter - tib etmek için, ne de tarihi tersine götürüp gib görünmektedir. Artık burada ne hüciseleri bundan yüz sene evvelki azimetjât Yarışları, ne de eğlenceler tertib e- mağtasından tekrar harekele gecirip bu de-|dilmekte; ne de halk gezintilerde bu- fa başka bir istikamete doğru sevketmek|lunmaktadır. Resmimiz, issiz parkta makesdile yapmamışlardır. Ziya Gökalp, 'Tunzimata hücum ettise bu memleketin hâ- M Tanzimat gafleti içinde uyuyan münev. verini uyandırmak ve ona, Türk görüsü, yen! bakış ufukları açmak için yaptı, Ben de busün Tanzimatı tenkid ediyorsam, bu. nu, onu tesis etmiş olan adamlerın ve on - Jarı takib eden nesillerin ruhlarını tasi |- çin yapmıyorum. Maksadım, düre dikkatle bakarık yarının istikametini #yi tayin eğe. tilmektir. Ben de; Peyami de hep Tanzima. tın çocuklarıyız O da, ben de pek iyi bii. riz ki bugünkü Türk münerverinin kapın - da - veni kafasında ve kalbinde - Tantima- tn bütün tarihi, ietimal ve siyasi tisaresi h&İ yaşamaktadır Hattâ, bu memleket mü- nevverlerini Jürumundan çok fazla epportü.. nist yapan ruhun da Tanr'mat ruhu oldu. #uru Peyami benimle birlirte tasdikte müt. tehiddir. Gene eminim ki, Peyami, Osman tarihi işin zaruri olun bir hareketin: Türki Cümburiveti ve 'Törlilk isin de zaruri ola- cağını kabul etmemekte Benimle hemfikir olacaktır. Cünkü bir ucu Kafdağında, Me- ki Tuna, daha Öbiir ucn da Afrika çöllerin. de olan bir imsaratarlağun ölümünü gecik. tirmek #sere kullanımeak bir Mâcm, yirmin- ci asm havatında Türx olarak varlığımı gös termefe tarihen devst edilen bir milletin yükselmesi ve küvvetlenmesi için de fayda olacağını kabul etmek hatalı olur. Peyami böyle hir hatava dümivecex dererede sağ. Tam kafalı ve temiz bilgili bir münevver - dir, güneşlenmeğe çalışan iki İskoçyalı as- keri gösteriyor. tür tezebzübü bizim içimizde vukua geli - yor! Bunun ne kadar hazin bir vâkın oldü- gunu azi? dostumün herkesten iyi anlıya - cağına eminim. Bunun İçindir ki Tanzimatı tenkid etme iiyiz. Hem de bunu her vesile le ve her za- man yapmalıyın Bu tenkidi yaparken ga - yemiz, 'Tanılmata küfür etmek, onu orlaya atanları hata ile ilham elmek değildir; mak #adımız, yeni Türk devleti için, temiz, yük - sek ve her mânasile - buhassa fazıl mâna - aile - asri bir Türk kültürü, Türk tarihan- layışı, Türk siyaseti yaratmaktır. Öyle bir #iyüsei ki Türk halkı, karşısında hakiki ve samimi bir huşu ile diz çöksün ve bütün İ kuvvetini o halkın kırık dökük de olsa, fa- İkirene de olsa sağlamlığından şüphe olmıyan İhalk vartığından alsın. Bunu yaplıktin son ra da, Türk kütlesinin bütün mili kudreti. İn! temsil eden bu görüş, anlayış, bu duyuş ve seriş, kendisini, enternasyonal (Oâlemde efendi olarak duysun ve Avrupalı bir efen. di, dünyayı nası) görür, anlar ve idare eğer- se o dı öyle yapsın. Türk kültürünü, Tanzimat opportürizmi - İnir her renge giren we her kaliba sığan, sey- yaliystinden, şektisizliğinden, salâbetinden.! İyamalacılığından ve uyduruculuğundan kur. tarmak lâzımdır. Bu, Türk yalanını müda - fan için omuzlarımıza «Mib: alıp İvududlara mam mann Hsrgin bir fıkra 180 derece sıcak Marsilyada bir kahvede bahsedi i yalılardan biri: — Ben bir kere doksan dereceli sı- cak olduğunu görmüştüm. Dedi. Bir büşka Marsilyalı tasdik etti; de yilz seksen derece sıcak olduğunu gördüm. Doksan derece scnk olduğunu gör- düm, diyen bile şaşırmıştı. — Niye şaşırdımız, birbiri arkası - na iki gün srak olmuştu. İki günde termometre doksan dereceye çıkmış» &. Yekünu yüz seksen etmez mi? N Dönyanın en yaşlı Piyes muharriri Dünyanm © yaşlı piyes muhar- riri İngiliz Walter “ö Reynolds'dur. Ber *© nard Shaw'den tam dört yaşbü - (7 yüktür, 09 yaşın - daki Omuharririn en meşhur piyesi «Genç İngilteres i- simli eseridir. Bu piyes, bunda al - sıcaklar, iliyordu, Mübalâgacı Marsit - 3 Böyle şeyler mümkündür, ben | il ; Xl) Sigara tiryakilerinin Yeni sigaraları drada sigara tiryakisi işçilerin, ge- runma kanununu. ihlâl etmeden sigara İ içmelerini temin için bir tayyare imalât- i) hanesi pratisiyeni resmini gördüğünüz i şekilde bir icadda bulunmuştur. Sigara, ilaliminyomdan yapılmış ve kenarlarında dumanların çıkmasını kolaylaştıran ve ateşin parlayışını göstermiyen bir boru içinde saklıdır. K İlalyanın siyaseti ve bir yanlışlık Bir Fransız muharriri Romaya git - miş, duvarlarda büyük yazılarla (Vive guerra - Yaşasın harb) diye yazıldığını görünce, derhal gazetesine, İtalyanların bir sözleri diğerlerine uymuyor. Bir yan dan emelimiz, hedefimiz sulhtür, diyor - İar, diğer taraftan da halkı harbe teşvik edici afişler asıyorlar diye ateşli maka - Jeler göndermiştir. -İşi tahkileeden alâ - ti sene evvel Londranm altı muhtelif tf-İ kadarlar neden sonra meseleyi anlamış » yatrosunda'üyni zamanda ve aylarca O; Bânmiş ve muharrir tem 30 bin lira pa- Jar, ve Viva Guerra'nın yaşasın harb mâ“ nasma gelmeyip, İtalyanlerm “meşhur ra kazanmıştır. Reynolds şimdiye kadar | bisikletçileri Guerra'nın kazandığı mu - 20 piyes yazmış ve «Genç İngilteres eseri vaffakiyetleri alkışlamak için duvarlara müstesnâ, hepsinde de rol almıştır, Eski İngiltere Kralı Maj'no hattında Vindero Dükü Tüksemburg'dan İsviç- Viva Guerra < yaşasın Gucrra diye ya - gıldığını ortaya “ç'karmışlardır. Londrada boşanma dava'arı arttı re hududuna kadar uzanan Majino hat - tanı gezmiştir. İngiliz ve Fransız kıt'ala- kral, askerlere şan mahkeme bir ay içinde tâm 2657 bo- rını da teftiş eden eski Londrada 'böşenme davaları ile uğra- Dp oslumuz İngilizler ateşe daya “ E nur ve hiç bir süretle slev ali bir nevi kumaş icad etmişler, Öteden! büyük şöhret sahibi bulunan İngilterd mensucat sanayiinin bu zaferi takdire şa yandır. Bundan böyle, sık sık tekerrür e den acı vak'alardan ibret almıyarek ben zinle elbise temizlemeği âdet edihen bö» yanlar için tutuşup yanmak tehlikesi kal mıyor demektir. Erkeklerden de bipervâ ateşe stılmayı itiyad etmişler varsa onla? da yanmak tehlikesinden masun kala * lardır. ca! » Ancak, İngilizler bize şu icadın sırrını söyleyiverseler de, alevlenmeğe kum kadar ve belki kumaştan ziyade isti olan sair bazı seylerde de bu usulü tat- bik ederek deşeriyeti daha büyük ölçüde faydalandırım. Gençlikte demez, ihtiyarlıkta demez, mü barek ânlde parlar mı parlar, Öyleşine bir'parlayış ki İstanbulumuzun o meşhu£ itfaiyesi tekmil vesaitini kullanarak, o * Tanca kabiliyeti ile uğraşsa söndüremez. Yukarıda bahsettiğimiz İngiliz ii işte, gönüllere tatbik etsek, fena mı olur' Artık, o zaman: Yüzünden alev almış, Zülfünde tüter gönül! şarkısına, ılı gazinoların sundur ı Kaktüs saksıları gibi tezyın e den sayın bayan hanendelerimiz: Nafile, alev atmaz. Taştan da beter gönül!.. yusralarını ilâve ederler ve bu da asrı « mızın sevda telâkkilerine data uygun düşerdi. Diğer taraftan, mevzunbehs icadın bis “ünkü Avrupa diplomasisine ve daha oğrusu Avruma durumuna da tatbikini ırzu ederdim. : Her halde, kumaşa bu alev almamak hâssasını veren bir mayi olsa gerektir. İş» te bu mayi, gökten, hususi tayyareler vasıtasile ülkelerin üstüne bolca serpi # vermek, ondan birer miktar da harpcü devlet adamlarıtın damarlarına sırınga etmek beşeriveti muhakkak ki felâketten korur ve kurtarırdı, Bugün muharib olmasına rağmen (S cephesi) nin mühim rükünlerinden bt İbulunan İngilterenin bu fedakârlığı in « İ sanlıktar esirgemevip, bir takım mülâ « hazalarla gizli tutmak istediği bu yeni keştin, istisnaen hareiâlem olmasına müs saade etmesini, yer yüzündeki iki milya- ra yakın Âdem evlâdı namına ehemmi « İyetle dilerim. E. Elsen Calu ererasaranssanansrassassssansesssasarsaaaan. Camiyetler kanununa iki fıkra ekleniyor Ankara 4 (Hususi) — Cemiyetler ka - nunun 38 ncı maddesine iki müstakil fik» ra eklenmesine dair kanun lâyihasını hü“ kümet meclise göndermiştir. Bu fıkralar sudur: Bilâmum spor klübü, cemiyet, yurd ve teşekkülleri Beden Terbiyesi — Gen Direktörlüğünce tesbit, tanrim ve İcra vekillerince tasdik olünan nizâmname ve la İnameler dairesinde teşkil, tesis ve idare olunaööklardır... İzmir limanına bir'ayda girip çıkan v purlar İzmir 4 (A.A) — İlkteşrin ayı içinde İzmir Jimanında 105.514 ton hacminde 190 vapur gelmiştir. Bunların 157 si "Türk, beşi Amerikan, dördü İngiliz yedisi İtal- yan ve altı Yunan bandıralıdır. Diğer - İeri de muhtelif memleketlere mensub - Gür. emmi sase 0000000000000 m AAA TAKVİM Tanrimata kern dos bir dürmanlık yap - koşmaktan daha mühim, ondan daha mu. mak irin deli, yeni Türk kültürüne emi Jüzzem bir vazifedir. Çünkü silâhla hudud Türk tarihine ve yeni Türk” ruhuna, *“Tirk| çan seveğimaz ber İK, Yaran on Cümheriveine ve “Türk ş vazifemilei HA etmek ie çe De MEEİ der. kendimizi kurtaramamak, rah halinde, tenikld-edtyaram: bu, tfetm- en asnslı bir va, | aramıza aokuimak iin. her deliklen kendi. #ifemizdir; borcumuzdur. Dee ye re NE o Bizler, o neslin ve kültürün çocuklarıyız Bizlerden ümid yoktur. Türkün yeni nesil - Evet, Tanr'mat bastanbasa bir siyaset op- poetünizmi, bir inkmiâb. takildi, bir siyaset İSTER maskesi idi. «Ak. deyin karayı kasdetmeyi, arkadan küfür edin yüze gülmeyi, en derin kuvvetle İnanelıtımız hakikatleri bile açıkça Hade etmek lâzım geldiği saman yan Giz - meği, hise Tanzimat öğretti, Osmanlı İmpa. ratorlu$u mibi ayakta durması tarfben im - kürsi hale gelmis olan bir camların bü - tin unsurları nasıl Birbirine namuk ipin İ den daha çürük baflarla bağlanmış seyler) ise Tanzlmatın bütün inkilâb unsurları da) birbirlerine o tarda bağlanmış seylerdi. Oz. imanlı. İmparatorluğu parcaları; yani, bü- tün 6 çürük pamuk içliğile bağlanmış olan bağlar koptu. Otumla beraber Tansimat kül. türü de parçalandı. dağıldı. Burünkü kültür! bubranımız, bugünkü manevi s4farımız hep leye uzun bir başlık koymuş: ” Be Mon de Me memleketin müfusu yekünunun Oris demektir, bir | kün olabileceğine inanmıyoruz, ey okuyucu sen; kl aym egri ei İSTER İNAN, iSTER iINANMA! büdiseder fbaret kaldığı balde Tanzimat kültürünün kopan bağlarla hâsıl olan kl . İNAN, Paris meb'usu Louis Rollin gazetesine yazdığı son makas — Memleketin iktısadi faaliyetinin tekrar başlaması is- teniliyorsa heden idare kandili ile yaşıyoruz? diye okuyt- cularından soruyor, burada idare kandilinden mana herkesin kesesini, sıkersk mümkün olduğu kada? az para ile geçinmiye çalışması, işini oluruna bağlamak iste mesldir. Fakat bunun aksi nasıl yapılabilir? Bugün muharebeye girişen büyük devletlerden her biri- nin silâh altında dörder milyon askeri bulunduğu tahmin edilebilir, her neferin dört kişilik bir ailesi olsa vaziyetten müteessir olanların yekünu 20 milyomu bulur, büyük bir şanma davasını rüyet eylemek mecbüri- İyetinde kalmıştır. Burakam bir rekor teşkil eylemektedir. Hâkimler vazifele - rimi tahfif eylemek üzere yardımcılar is- temişlerdir. Bunun üzerine adliye neza- reti muavin hâkimler ve azalar gönder-| miştir, İNANMA! memleketin nüfusurun nısfı yarın hayat şulesinden de mahrum katmak ihtimali karşısında bulunursa 0 memle - ketten iktısadi sahada faaliyet göstermesini nasıl bekliye - bilirsiniz? Sonra iktisadi faaliyeti felce uğrıyanlar sadece muharibler değildir, Amerikayı, o da bir kısım harb sana. yil iğin bir Kenara bırakınız, bütün diğer bilaral memleket- ler de sıkıntı içindedirler. İthalütte olduğu gibi ihracatta da ya bir tarafın, yahud da ötekinin ablukası ile karşılaşıyor. lar. Binaenaleyh biz harb bitmedikçe harble alâkadar sa- nayi haricinde iktısadi faaliyetin canlandırılabileceğine, yani idare kandilini söndürüp kesenin ağzını açmanın müm- bazı nasihatlerde bulunmuştur. ——————— —— — lerini olsun; Tanzimat hastalığından kur - tarmak içindir ki onu tenkid edeceğiz! Mazi hesabına tenkid değil, istikbal namına ten- vb! Mihütin Bisiğün İSTER SÖSİ Ramazan 3. Jb Küsdettiği Ramazan