19 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i il i İ | Çukurova pamukları Bu yıl rekolte çok fazla, kalite de yüksek oldu. Ziraat Bankasının mevcud mahsulü mübayaa etmesi köylüyü sevindirdi Nk Çukurovada pamuk tarlalarından biri * Ceyhandan yazılıyor: Bu yıl Çukuro- “yada yağmurların mevsiminde ve mun- İfazaman yağmamış olmasına rağme 'pımuk rekoltesi geçen senelerden daha “fazla ve kalite bakımından dahi daha üs- tün oldüğu görülmektedir. Müstahsil, da- h henüz pamuk mahsulü yetişmeden ce pamukl, ı açığa, tüccarlara sat - 'mıya ve avans suretile para çekmiye başlamıştı. Fdkat pamuklar yetişip de, toplanmıya başlandığı bir sırada harb, diğer iktisadi sahada olduğu yeni yıl pamuk ni vaziyet dolayısile, hararetle devam eden alım, satım birdenbire yavaşlamış hattâ günlerce durmuştur. gözönünde tutan hükümet tedbirleri almış ve kası tarafından mübayan (edilmiye başlanmıştır. “Şimdi ise fiatlar hergün yükselmekte - dir. Çiftçi bu vaziyetten memnundur. Köy mektebleri Kaymakam Bekir Suphi Çorlu köylerinde Cümhuriyet © bayramı hazırlıkları Çorlu (Hususi) — Kasaba ve köylerde Gümhuriyet bayramımızı (o kutlulama rogramı, kaymakamlıkça köyler büraşu! üsıtasile bütün köylere gönderilmiştir. Buna göre ber nahiye ve köyde mili ve mahalli oyunlar oynanacak ve muh - Jif eğlenceler tertib #auallimi veya kazadan gönderilecek ha- İtibler de halka Cümburiyet omevzulu nferanslar vereceklerdir. Bir kadın iki tren arasında kaldı © İzmir (Hususi) — Bu sabah saat 651 de ilâl istasyonunda iki trenin birleştiği da Karşıyaka banliyö treni arasında talan Zekiye adında tütün âmelesi bir adın ağır surette yaralanmış ve hasta- eye kaldırılmıştır. Gönen - Bandırma maçı dırma (Hususi) — Geçen hafta şeh- Jlabalık bir halk kütlesi tara - n merak ve zevkle seyredilen Gönen- lardırma futbol maçını bire karşı üç ölle gençlerimiz kazanmışlardır. Dostane bir tarzda cereyan eden bu içta her iki takım oyuncuları da mu - i#fak olmuşlar ve halk tarafından alkış- inmıslardır. Aktan, köy Çittçinin|*” muhtarlarin: kazaya celb ederek bir top- lantı yapılmıştır. Bu toplantıda kaza maarif memuru da bulunmuş ve mektebi bulunan köylerin, mekteblerinin noksân olan Tevazımlarını bir an evvel ve tedri- sata başlanmadan temin ve diğer mek 5 tebsiz köylerde de yeniden mekteb açıl- ması için konuşulmuş ve bu yolda gerekli kararlar alınmıştır. Kaymakam köylere de giderek ve köy- lülerle yakından temaslar yaparak bal- kın derdlerile alâkadar olmaktadır. Köy birlikleri Kazamız köylerinde, bundan önce in- başlanmak üze- n mekteb ve odaları ti yarıda kalmaması ve kısa bir süd- det zarfında hitama ermesi için « Köy birlikleri» kurulacaktır. Yani her dört beş köy birleşecek ve birbirine yardım etmek suretile faaliyete (o geçeceklerdir. çaa- Bu birliklerin iyi bir şekilde çalışabilme- (“© si ve istenen randımanın elde edilmesi için birer komisyon teşekkül ettirilecek ve bu suretle köy birlikleri tam faaliyet göstermiş olacaklardır. Kızılcahamamda pasif korunma tecriibeleri Kzılcahamam (Hususi) — Kazamızda tayyare hücumlarına karşı pasif korunma itecrübeleri yapılmıştır. Belediye kasa - banın etrafındaki ksek dağlardan bi- rinin üstüne münlazam bir tarassud ku- lesi inşa ettirmiştir. Buraya Kızılcaha - edilecektir. Köyİmamın her noktasından işitilebilecek terz da büyük bir çan yerleştirmiştir. Mütend- İdid defalar yapılan gece tecrübelerinden iyi neticeler alınmıştır. Bir hafta kadar devam eden pasif korunma hareketleri ayni zamanda büyük bir itidal ve intizam- Ja cereyan etmiştir. Vezirkönrüde karek tütün Vezirköprüden yazılıyor: İnhisar ida- resi memürluri ve jandarma tarafından yapılan bir araştırma sonunda, kazamız. bağlı Yurtdağı köyünde 70 kilö kaçak tü- tün ve bir de tütün kıyma havanı ele ge- çirilmiştir. Müsadere olunan kaçak tü - tün'erle havanın kime aid olduğu tahkik edilmektedir. İzmire giden göçmenler İzmir (Hususi) — Bulgaristandan ve Romanyadan 650 göçmen İzmire gelmiş ve İzmir kazalarına sevkedilmiştir. Bun- ların ekserisi Torbalı ve Bergamada i- İkân göreceklerdir. Muş Cezaevinden kaçan iki katil, yeni bir cinayet işlediler Muş (Hususi) — Bir müddet evvel bir kısmı idama mahküm edilen hapislerden birkaçının Cezaevinin duvatın: delmek suretile kaçtıklarını bildirmiştim. Bu ka- çaklardan idama mahküm Emin ve arka- daşı Cemil adlarındaki iki şerir jandarma tarafından taharri ve takib altında bu - lunmalarına rağmen ikinci bir cinayet daha işlemişlerdir. Bu katmerli caniler evvelce Orgunos nden eski muhtar Sincarı öldür - müslerdi. Muhakemeleri sırasında şahid â#ifatile dinlenen maktulün oğlu Siloya diş bile- yen bu hunhar şerirler, nihayet evvel - ki gün bu köye giderek Silonun evini basmışlar ve zavallıyı hançerle delik de- şik ederek öldürmüşlerdir. Vak'aya ad- im #1 koymuştur. Zabıta canileri şiddet- le takib ve taharri etmektedir. ! Çorlu-Lülehurgaz yolunda bir yolcunun kolunun kopmasile net'celenen kaza Çorlu (Hususi) — Evvelki gün Edirne şirketi den şoför İs - ıştıran mev» de karşı ti Lüleburgaz kalı 52 numaralı bir kamyonla çarpış- süsademe otobüste bulunan bir yol- cunun dirseğinden kolu koparak kamyo- nun içire fırlamıştır. Bu feci manzara karşısında otobüs yol- cuları büyük bir korku geçirmişlerdir. Kolu kopan yolcu, Çorlu hast, dırılmış. hâdisenin tahikikine Ço delumumisi el koymuştur. lâdla edildiğine göre, hâdisenin r sebbibi kamyon şoförüdür. Tahkikata de- id- | Ticaret oraları kongresine | Ba'ıkssir da iştirak ediyor Balıkesir (Hususi) — 23 Teşrinlevvel- de Ankarada Ticaret Vekâletinde topla - nacak olan beşinci ticaret odaları kon- gresine Balıkesir namına meb'uslarımız- n Hayrettin Karan murahhas olarak < ( Gazianteb n kıç h-hberler aresindeki 75 plâka numaralı 6t9-| esine ksl-| | Son Posta» nın zabıta romanı: | Marraud bu işin hastanenin şöhretini ih- â1 edemiyeceğini kabul etmekle beraber doktor Marraud'nun kendisine şüpheli gö. rünmekte olduğunu israrla söyledi. Tam bu #ıradâ* kapıcının karısı da onların yanına gelmişti. İkisi birlikte Marrand'yu bir sürü metbettiler. O zaman Gomar yanlış geyler söylemiş olduğuna kanaat getiren bir insa. nın tavrını takınarak adetâ özür diledi; — Hayret edilecek şey. Halbuki şehirde herkes doklor Marraud'nun nişanlısını öl“ dürdüğünü söylüyor. Doğrusu ben de duy- duklarıma inanıyordum. Bir başka İnsanm arka kapıdan içeri girmesi mümkün değil midir? — Hayır, mümkün değildir. Çünkü evin tek kapısı vardır. Arkada bir başka kapı İ yoktur. — O halde asıl büyük kapıdan biri gir. miştir. Sabahleyin siz işle meşgulken önü. hüzden her geçenin eteğine sarılıp ta nereye gidiyorsun diye soramazsınız ya! — Önümüzden geçerken bir şey söylemek istemez. Görünen herkesin eteğine sarılır ve kendisine hereye gittiğini sorarız. Eski has. taları tanırız, tabii onlar hiçbir şey söyleme- den geçerler, fakat tanımadık bir çehre 0- rsa, Gomar zolünü oynamağa devam ediyordu: — Meselâ benim kızım buraya gayet ko İlaylıkia girmenin mümkün olduğunu söyle di. O bir gün buraya gelmiş, kendisine hiçbir şey sormadan yukarıya çikmasina müsaade etmişsiniz, — Bu şey adimülimkândır. Kunnısı görüp te yüzleşmek isterdim. — Fakat bu yalan söylenecek bir şey de. Bü ki, kızım niçin böyle bir yalan söylesin! | Kapıcının karısı hiddetlenmiştiz — Bilemem sebebini amma yalan söylediği pek muhakkak. Doğrusu kızınızın buraya ne İzaman gelmiş olduğunu pek merak ediyo- — Birkaç ay oldu, fakat onu tekrar bura- ya getirmem eminim ki onu hatırlamaz, ta- Bıyamazzınız. — Buraya bir kere gelmiş olan bir insan), bir kere dâha gördüğüm vakit muhakkak ta. Çünkü otuz senedir burada çalışıyo. rum ve tecrübem var denilebilir. — Sahi mi?... Halbuki ben bir çehreyi otuz İsere bilir ve tekrar da onu hatırlıya- İmam. Ha durun ben de sizi tecrübe edeyim. Kızımın bir resmini size göstereyim. Baka- İlim onu tanıyacak musınız? Gomar esbinden madam Zenette'in du. vardan aşırmış olduğu fotografını çıkararak İkapıcının karısını uzattı. Kadın onu Go. marın ellerinden aldı ve ona büyük bir dik. katle baktı — Hatırlamıyor muyum? Hele şunlara ba- kinız., nasıl hatırlamam ayol. Pek iyi batır. Başka vilâyetlerden verilen öğretmenler Gazinnteb vilâyeti kadrosuna başka yilâ. lıyorum, işte sanki onu dün görmüşüm ka. yetlerden yedi öğretmen verilmiştir. Bunlar, / der hatırlıyorum. Ben kendisile konuşma. Diyarbakırdan Dündar Yücesoy, İçelden Ga. | dim, ona refakat eden delikanlı ile konuş- 4 Taşdemir. Manisada Kümile Aysal, Muş. | tum. Muayenehanenin nerede olduğunu sor. tan Nuri Altuğ, Niğdeden Asım Akdoğan, Or- du. Ben cevab verdiğim sıralarda merdiven. düdan Fethiye Akson, Seyhandan Hayriye leri süratle çıkmağa başladı. Fakat yanın. Soyludur. Kültür dairesinde bir toplantı İlk okullar başöğretmenleri, Maarif Mü. dürü Cemil Gökdenizin tiyasetinde maarif dairesinde bir toplantı yaparak okulların ih. İ üyaçları, idari işler üzerinde görüşmüşlerdir. Gazlantebde okullatn Yaziyetinin çok iyi | olduğu ve kültür işlerinin mükemmel yürü. düğü şükranla not edilebilir. Birkaç seneden- İberi burada bulunan Maarif Müdürü Cemli Gökdenizin bu uğurda sarfettiği emekler ve de ettiği başarılar her türlü gitayişe lâyık. tar. 14 köyde eğitmenli okal açılıyor Bu sene merkez kazasındı 10, Islahiye ka. zasinda 8 ve Külis kazasında 6 eğitmenli okul açılması kararı köylüleri çok sevindirmişiir. Bu okulların açılmakta olduğu köyler şun- lardır: Merkezde Körkün, Giliceze, Yamaço- ba, Dülük, Kazıklı , Sam, Bostancıx ve Ispa- tarın. Kilis kazasında: Karbeyaz, Koççağız, Cen- ilahiye kazasında: Karahöyük, Hasad, £- dilli, Tandır, Melikânlı, Kayabaşı, İntili kin, Cücime, Gülgüme, Vıçlı. © Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: — Hasan Bey Avrupa - in gelen bir arkadaşım .. Orada posta işlerini güvercinlerle kırlangıçlar ii yapıyorlarmış, ... Ve işler dehşetli sür- atli görülüyormuş. Hasan Bey — Ne şaşı - yorsun azizim, bizdede tanzlfat memurluğunu ke- dilerle köpekler yapmaz - lar mi? | &nki delikanlı arkasından yetişti. Biraz son- ra ikisi birtikte indiler. Ben kendilerine niçin bu kadar çabuk döndüklerni sordum. Kızımız! cevab vermeden dışarı fırladı. Yanındaki de. İMkanlı: «Yukarıs çok kalabalık, farla bek. lemek lâzım, başka gün geleceğiz. cevabını verdi. Ben hatırlamazmışım hat. Kapıcı kadın büyük bir muzsfferiyet ka. zanmış bir kumandan kadar mağrurdu. Gomar aldığı ma'ümattan fevkalâde mem- nundu. Fakat bunu göstermek İstemediği için: — Vay kızımın yaptıklarına da bir bakı. niz helel.. dedi. Ben onu doktora bir şey Sormak için yolluyordum. O koluna bir ser. seri takıyor ve beklemeğe vakti olmadan ge. Ti dönüyor. Çünkü seraerilerle gezecek, bunu hiç aklıma getirmezdim. Kapıcının Karısı: — Ah mözyö dedi, Kizınızın yanındaki de- Mkanlı bir serseri değildi, Çok şık bir centil. mendi. Kızınız onunla ©vlenizze şikâyete hakkınız yok. — Bırakınız. bırakınız şimdi güya mua. yene olmağa girdim. İsittiğim şey beni büs. bütün berbad etti. Evet ne diyordunuz, mu- ayene yalnız sabahları yapiliyor değil mi? Ben de bir sabah patrondan İzin alır, geli. rim Belrad sokağındaki spartımanına büyük bir memnuniyetle girdi. Kendisine göre bu- gün çok şeyler öğrenmişti, Kapıdan İçeri girdiği zaman, kapıcıyı nezaketle selimladı ve birkaç dakika durarak onunla konuşma. Ba başladı. Mahalle dedikoduları yaptılar, krizden bahsettiler, - isin için mesele yoktur Mösyö Gomar İ diyordu. Fakat bizler için çok göç, bizim hiş İbir kazancımız yok | — Haydi canım siz böyle bir zengin evin kapıcısi iken sizin de şikâyete hakkınız yok. İ Kim bilir ne Iradar cok bahşiş alırsınız. Mös- İyö Zanetie gibi meşhur bir bankerin buza. ida oturması bile kâfidir. — Zenginler insana on para vermezler, Bankere gelince istediği kadar meşhur ol. Nakleden: Hatice Hatib Kapıcı kadın J5an, ben onun kadar kasis adam ez göl düm mösyö.. insâna on para vermez, Brkei kardeşi de burada oturmasa halimiz yö” man... O çok iy! bir insandır, Çok cömerd” dir. |, 77 AS Onun da burada ayrı bir apartımani mi vaz, | — Hayır, altıncı katta tek bir odada otü ruyor, fakat siz Zanette'leri taniyor musü muz?... — Onlara bazan şeyde. borsada rasgel miştim. Pukst görüşmeyiz. Ondan bahsediik diğini bireok kere duydum. İş adamı olmal hasebile piyamda çok sağlam bir ismi vik * Gomar büyük bir enerjile işine devam gil yor. Öğleden sonra doktor Mazraud'nun © teline kadar gitmeğe başlamıştı. Mieky ile Deve kapıda nöbet yerlerinde duruyorlardı. Gomar onlara sabırtızca: — Ne oldu, ne bitti diye sordu. (Arkas var) etesasansaenemearerare Rai saneamamsanse anam Askerlik bahisleri (Baştarafı 5 inci sayfada) surun büyük kısmı etrafında kapanan çe ber Leh hücumlarile sarsılmamış ve büâzi gittikçe daralarak Polonyalılara nihayet Gön ehemmiyetli askeri kudrellerinin ziyalle bö Taber 200,000 esir ve hadsiz silâh ve mals& meye malolmuştur, Lehistan seferinin en büyük ve kasi sa - yaşı olan Pzura - Kutno meydan muhare - beslie zaferinin vücud bulması ancak mo - rün mlmkün kıldığı süratle kabil olmu ve bu sayede Lehlilerin Posen torbasında! geriye doğru Yırku bulan harekâtı dalma ön Jenerek Leh ordusunun büyüğ kısmının Vi$ tile yarıp bu vehre yaslanmasına imkin verilmemiştir. Velhasıl motör ve süratin, ayn! samandâ uçağın kütle halinde cüret ve maharetle kullanılması meticesi Leh ordusu gibi fırkt ve muharlb insan sayısınca Alman ordusuna hemen hemen muadil bir kuvvet 18 günde imha ve esir edildikten başka Polonya takrl ba 0000 İm, lik bir cephede 500 Kim, derin. liğinde işgal olunabilmiştir. Polonyalıların bu müthiş mağltibiyetlerine, adede? azlıkları veya Leh asker ve zabitinin lâyıkile harbetmemesi veyahud harbetme - sini bilmemesi gibi sebebler göskterilemek Bizmat Hitler ve Alman askeri yazıcılar, Lal sübay ve erinin her yerde kahramanca dö - vüştüğünü söylemişlerdir. Püvaki Leh harbi. nin bu anretle ve bu kadar süratle ziyandan bütün mesuliyet, kusur ve kabahat Lah baş kumandanlığının omuzuna yükletilmektedir. O başkumandanlık ki gene Alman askeri mt hârrirlerine göre motöre, yani uçak ile zırh li barb arabasına kâfi derecede ehemmiyet vermemiş ve Yalnız eski sınıflarla, yani pi - yade topçu ve süvarile modern bir harbin muvaffakiyetle yürütülebileceğini zannet - miştir. Fakat bundan #anmedilmesin ki Lehillerin uçağı ve motörü yoktu; bahis ve iddia olü- nan şey bunların kâfi miktarda olmaması - dır. Çünkü Lehitlerin takriba 1000 kadar har. be kabiliyeti! uçağı bulunduğu bugün bir sr değildir. Hattâ hayrete değen elbet, bun - lardan 285 adedinin uçarak Romanyaya ve #8 tanesinin Letonyaya İltica etmeleri ve takriba 150 sinin de sağlam bir halde Al - manların eline düşmesidir. Lehillerin barbde kaybettikleri uçak sayısı takriba 500 dür. Uçak, harb arabasi ve welfimum moförlü tür. Muharebe cepbesinin gerilerinden be zaylatı dalma dolduracak fabrikaları veya İbunları kendisine sürat ve intizam ile ye - İtiştirebilecek müştefikleri olmıyanların mo. dem bir barhi devamlı bir surette idame et- melerine imkân yoktur. Yalnız motör ve motörlü hava ve yer va- ataları imal etmek veya bunları harleden satan almak kÂfi değildir. Bir taraftan bun- İları kullanacak ve aleddevam tamir edebi . lecek ustalar ve imalâthaneler de Ilsmdır. Ancak bütün bunlar her memleketin ve her milletin kudret ve kesesinin harcı olmadık. tan başka, carçabuk tedarik dabi edilemez. ler, Onun için motör meselesi her memle - ketin kendi hal, kese ve kudretine göre vakit ve zamanl'e ve en esaslı bir surette tşm - mül ve ballalunmak iktiza eder, Fakat efer motör cihetile hasma faik 0 Yunammıyaerğ; rlasılırsa bunlara karşı mü. dafaayı İhmal etmenin ökibeti dalma feci olur. O halde Leh harbinden şa kaldâ ve ticeyi emniyetle çıkarabili Kan moti- (yani nenk, harb arshas, traktör ve kam. mayan ve bunları kâfi miklerlerda imal veya eetdevem tadarikle noksanlarını ikmal vazivetinde bulunmivan devletler ken. dilerini motöre k idafna icin bot cep- hünesile beraber kâfi ton ve ağır tüfeğe mâ- Tk olmanın volunu bulmakla beraber mü - teaddi müdafaayı benirmsemelldirler. Akl takdirde Pnlonva misa'inin ber verde teker. vr etmemesi! Jen baska gizli sebebler araş» tarmağa hacet yoktur, M.K. Erkilet vasıtaların harblerde zaylatı dalma büyük. a) > ay I

Bu sayıdan diğer sayfalar: