| | | | j j İ : i ; i Atatürk köprüsü inşaatı Atatürk köprüsünün inşaatı Cümhüriyet Kahve şirketinin fındıkları sevk edilemiyor bayramma kadar tamamlanamıyacaktır. İn- saatin kullanılan malzemenin Almanyadan şehrimize vaktinde gelememesi, müteahhidin Kahve şirketi tarafından evvelce ihraç €- dilmek üzere alınmış olan findıkiar, İtdlyan ivapurlarının tashhüdlerini yerine getirme- mejeri yüzünden yüklendikleri mavnalarm Üstünde günlerdenberi açık havada bulun- İmaktadır. Yaptığımız tahkikata göre; kahve şirketi- ni bu şekilde lizumundan fazla fındık alma- ğa sevkeden âmil şudur: Şirket, Amerikadan (getirmekte olduğu kahvelerin bedelini ma: olarak ödüyordu e #şini sıkı tutmaması ve inşaatın gık sık sek- teye uğraması yüzünden makii vasıtaları köprünün üzerinden aycak üç a7 sonra ge- çebilecektir. İ Köprünün Unkapını eihetindeki ayağı doldurulmussa da, Arabirapı eihetindeki ça- Yşma beniz bitirilsmemistir. Bu civarda Pe- nerler İdaresine ati bina ve arsalar bir se- nedenberi bir türlü istimlâk edilememiş, bi- nalar yıkılamamıştır. İnşaat bu yüzden de uzamaktadır. Köprünün dış boyaları o tamamlanmıştır. Atatürk köprüsü ri rerikfe olacaktır. Kir işleri: 500 talebe san'at mekteble-ine alınacak Maarif Vekâleti, zan'a: mekteblerile işa- at usta mekteblerina alınacnk paramız yatık talebelerin imtihan neticelerini tesbit etmiş ve dün alâkadarları bildirmiştir. Memleke- tin muhtelif yerlerinde yapılan imtihan ne-| #icesinde 500 talebe muvaffak olmustur. Bu İalebeler Maarif Vekâleti tarafmdan muhte 1if villyetlerdeki san'a: ve İnşaat usta mek teblerine parasız yatılı olarak kabul edi)- mişlerdir. Mekteb kitablarmın basılması yakında ikmal edilecek Maarif Matbaasında, ckul kitablarının ba- #ilmasi izine faaliyetis devam olunmaktadır. Lise kitablarınm hazırlanması işi önü müzdeki Pazartesi gününe kadar Ikmal edi- lecektir. İlk ve orta okullarin kitabları da biyasada mevcuddar ve kitabelarda satıl- maktadır. Maarif Vekâleti yabancı dil Kitab- larmi bariçten getirimeğe o çalışmaktadır. Harb vaziyeti dolayısile bu kilabların Avro- padan getirilmesine im&ân bulunmadığı takdirde burada basılmasına başlanacaktır. Türk - İzgiliz tiç gsasları tesbit edildi bu mallar en ziyade kömür, zeytinyağı ve keçi kılı idi. Harb başlamadan evvel şirket bir ihtiyati tedbir olmak üzere Rio de Janeyro ile mu- habereye girişerek fındık göndermeği teklif etmiştir. Teklif kabul edilir edilmez şirket Trabzondan külliyesi miktarda fındık alma- ğa başlamış, ayni zamanda İtalyan vapur &- centalarile de temaslara geçerek fındıkların bu vapurlar vasıtasile ve ehven flatla ihracı hususunda mutabık kalmıştır. Harb başladıktan sonra vaziyet büsbütün değişmiş, hükümetimiz Amerikadan getirği- gi kahveye mukabil en çok gönderdiği kö- mür, zeytinyağı ve keçi kılı gibi maddeleri diğer ihracı meneiilen müddeler arasına da- hil edince, şirket daha fazla miktarda fındık almış ve llmanımıza getirerek bunları İtal- yan vapurlarına verilmek üzere maynalara yerleşlirmiştir. İtalyan acentaları, harb başlamadan ev- vel şirketle aralarında müzazere yapılıp fın- dıkların fhraci hususunda mutabık kaldık- ları halda, bu defa diğer barı yerlerden da- ha kazançlı teklifler karşısında kalmış ol- duklarından tercihan onları almışlar, şirke- tin fındıkları: nakletmekten vasgeçmişlerdir. Bu taziyel şirketi son derece müşkül bir du- miş olan fındıkları için şirket hem yüklenme miş olan fındıklar için şirket hem yükleme- yip bekliyen hergin için füzuli mavnn Üe- reti vermekte, hem de açık havada kalma- sından dolayı (Oofındıklar randımanından ea; tedir. Kahve şirketi Yu vaziyelin önüne geçmek Üzere resmi bazı makamata müracaata karar İ vermiştir. aret anlaşmasının Heyetimiz Sirkeci garında Fransa ile bir ticaret anlaşması yaparak)mile intacına kadar Iogütere li: ticari mü- bilâhare İngiltereye gilmiş o:an Ticaret Ve- | nasebatımızın sıklaşması için muvakkat ted- kileti Müsteşarı Haliri Nazm! Kişmir ve Mu-İbirler alınmıştır. Maden ve cevherleri, kö- amelâtı Nakdiye Müdürü Celâl Saldden mf-İmür, buğday, (fındık ve cevizden hariç) taze rekkeb ticaret heyetimiz dün sabahki eks-İmeyva ve sebzeler, konserve yiyecekler ve presle Londradan şehrimize gelmiştir. pamuktan maada bütün ihracat emüamız Heyetimizin reisi Hall4 Nazmi İstasyonda| takasa tâbi tutmuşlardır. e karya gi İSİ yeni anlaşmanın imzasına kadar ihracatı- İV ar RA mızın yüzde onu «, yüzde 30 u b hesabına Müzakereler gayet müsait bir have Için- & de cereyan etmiş ve esaslarda tamâmile mu- Kms ii me vr tabık kalınmıştır. Anlaşmanın teferrüatı 9 bosMDin takas tâbi tutulacaktır. İngiliz ithelât emilasının a hesabı tediye Ankarada tesbit edilecektir, demiştir. , #sası üzerine Türkiyeye girebilmesi karar- Hall Nazmi Kişmir şehrimizde Pazar gü- nün kadar kalacık ve bilâhare Ankaraya laşmıştır. Memleketimizde bloke parası bu- lunan İngiliz ihracatçıların hakkı mahfuz gidecektir. Haber aldığımıza göre müzakerelerin tama | tutulmuştur. Bu miktar 11,765.900 liradır. İnce bir san'at, yüksek bir ilim... JEAN GABİN ve S'MONE SİNON'un kudroti Es İL ZOLANIN ölmez eseri olun HAYVANLAŞAN iNSANI Fransız sinemacılık aleminin sö..mez bir güneşi yaptı. Bu eşs.z eser pek yakında L â X. E Sinemasında Gözlerinizi kamaştıracak SAMİMİ ANLAŞMA Tarihi Fransız süper filmi emsalsiz bir muvaffakiyet ve muzafferiyet ile SÜMER SiNEMASINDA devam ediyor. Siz de gidiniz, görünüz ve alkışlayınız... SÖN POSTA Sehir Eaberleri Çocuğunu terk eden ana mahkemede Bultanaımed 1 inet sulh ceza bâkkmi dün hazin bir hâdisenin mübakemesine başla- mıştır. Hidisenin suçlusu bulunan Asiye evvelki gün kucağında 3 aylık gayri meşru çocuğu ile birlikte Eminönü polis merkezine müra- caat ederek, çocuğu merkezin orlasına bi- rakmış ve: i bakın, diyerek, yürümüş, gitmiştir. Zamta yavrusunu terkederek firar eden anayı, arayıp bulmuş ve bu suçundan dolayı| dün adliyeye teslim etmiştir. Müddeivmumilik genç kadını İsticyab e- dümesi için, sulh eza hâkimi Reşidin bu- İzuruna çıkartmıştır. Asiye yazılan sorgusu! da, derin bir yeisle gözleri dolarak, şunları öylemiştir: «— Benirt yerim, yurdum yok. Bu çocuğu| nerede büyüteyim. Selalet (içerisindeyim. Yavruma bakmaklan âcizim, bay hâkim. Hem ne olur, beni tevkif ediniz. Belki, tevk hanede yatacak bir köşe bulur, rahat ede- rim Hâkim, arşusuna rağmen ortada tevkiti icab ettirecek bir vakığ olmadığından, suçlu kadını serbest bırakmıştır. Müteferrik: Bira ihtikârı yapan birahane sahibisi cezalandırıldılar Beyoğlunda bulunan birahanelerden bazı- İlarının biranın duslesini sekiz buçuk kuruşa satacakları yerde on kuruşa #atmakta old ğu görülmüştür. Beyoğlu kaymakamlığı ta- rafından tesbit edilen bu gibi bırahans 83- hibleri cezalandırılmışlardır. Topirniuar: Basın Kurumunun kongresi İstanbul Basın Kurumu Retsliğinden: İstanbul Basın Kurumu Umumi Heyet 5 Birinelteşrin 1989 Perşembe günü top lanmış ise de nisabı ekseriyet temin edi lemediğinden ( toplantı 26 E'rinciti 1939 Perşembe günü saat 14 de bırakı mıştır. Halkevinde lisan dersleri Beyoğlu Halkevinden: Evimizin halk ders- haneleri ve kurslar şubesi 13 Birinciteşrin 089 tarihinden iibaren faaliyete geçecektir. | Açılacak kurslar aşağıda yazıdır. Kaydo- Yanmak istiyenlerin hüviyet cüzdanları ve| dörder fotograflarile Evimize müracaat €y- lemelerini rica ederir. ! Türkçe - (Fransızca A. B. C) - Franawca tercüme usulü - Yransızca Dietlon, (İngiliz- ce A. B.C.) - (Almanca 4. B.G) - Ameli Muhasebe, Dikiş, Şapk: Sinemasında İ Hiçbir filme müyesser oolmıyan Şi bir muvaffıkıyet... Hiçbir Türkçe filme nasıb oluıyan bir muzaf feriyel... Seyredenleri gışy ve teshir eden şarkın yegâ e ses kraliçesi: BÜLBÜLLER BÜLBÜLÜ üMMü GüLSüM Ün İstanbulun her köşesinden ko- şuşan 10.000 lerce halin takdir. leris seyrettikleri |İ ÜMİT ŞARKISI (Neşidei Emel) "Türkçe sözlü - Arapça şarkılı şa heserini görenlerin tekrar görebil- mesi ve göremiyenlerin de mhhrum kalmamaları için ISTANBUL KURTULUŞ BAYRAMINA MÜSADİF Bugünden itibaren 3 NCÜ HAFTA Adalar » Kartal - Pendik, Yeşilköy- Boğaziçi ve civarı sayın halkının bu filini seyretmeleri için SON FIRSAT İlâveten : EKLER JURNAL Semp- lon ile gelen son nüshası vak'ayı anlattı: — Ben, bu çocuğa bakamıyorum. Ona sirlmi ben bir sinema perdesinde seyrettim. ıİ gazada insan diş - YAZI VE SOZ ir dostum evime gelmişti. An- kara ime könferansı dinledik: Konferans bittiği zaman dostum bana başından geçen bir verilen bir — Bir merasim esnasında film çekili- yordu. Birkaç arkadaş kenarda duruyor. duk. Film çekenler bizim de filmimizi! çekmek istediklerini söylediler, durduk. Film çekildi, bir müddet sonra bu fil - Arkadaşlarımı ve kendimi perdede gö - rünce çok gülmüştüm, Bizim bulundu - gumuz sahne birkaç dakika sürüyordu. Bu birkaç dakika içinde hepimiz put gi duruyorduk, Hattâ göz kırptığımız za-| manlarda kabahat yapmiş gibi sıkıldığı- mızı belli ediyorduk. Sebebi malüm: Biz fotoğraf çektirmeye alışmış insanlar-| dık. O âna kadar filmimiz çekilmemişti. Bu yüzden sinemanın fotoğraftan ayrı birsey olduğunu da düşünememiştik. t âık, sonradan da yazı İle, sözü birbirinden ayıra İar. Ve bilmem onlar hatalarını gonri anlıyabiliyorlar mi? Arkadaşım vak'ayı anlattıktan 4 — Şimdi bu nereden aklıma geldi lir misin? Dedi, sordum: Nereden aklına geldi? | — Radyoda ne vakit acemi bir kof feransçıyı dinlesem, aklıma geliyor. mem sen dikkat İkonderansçıların, kanferansları arasi dâ: j ediyor musun, öö «Yukarıda görüldüğü veçhile, «Teferrüatı ilişik listede yazılı. «Aşağıdaki şemaya bakacak oluüi İmz...s gibi yazmak sanatına w fakat konuşmak san'atına aykırı tâb ler kullandıkları or. Biz nasıl oğrefla sinemayı birbirinden ay atamızı anladıksa, © Si İmal tdi (Bunları biliyor mu idiniz ? Bir teleskop aynası nasıl Hipopatamın ağzı na kad yapı.dı ? açılır ? Dünyadaki “en Hipopotam ağzı 4 büyük teleskop ay en fazla > açılan nasının yapılma - hayvandır, Esme - sı için ancak otuz gram alüminyum sarfedilmiştir. Far kat bu aynadan İs- tifade edilmek i - çin yapılan maki - neye 5,000 kilo çelik ve 16,000 kilo cam sarfedilmiştir. * Ölü kafalarile süslenen saat Pariste bir ma - ! lerile o süslenmiş bir duvar o saati mevcuddur, Bu sa- atin altında iki £ ne ölü kafası var - dır. Her geçen da- kika insam ölüme yaklaştırır, fakat bunu bir saat üstünde hoş bir şey olmasa gerek. görmek hiç de etlerinden birin - de kadınlar yüzle - rinin muhtelif yer lerine, muhtelif şe * Karganın güzeli Cennet kuşu, kuşlar arasında gü zelliğile bir kuştur. Böyle dimasına rağmen, hiç güzel olmıyan karga İle ayni aileden gelir. enanursananşassssmesanasai KADA ÇE Nazik bir mesele... Bir genç kız, kullandığı müstear 9 dın ilk barfile Bayan «A» mipiga : — Sevişiyoruz, bugünlerde de evle- iz. Çok mes'udum. Yalnız küçük bir mesele var ki beni pek üzüyor: Nişanlımın serveti - de kazancı da müstakil bir yuva tesisine müsaiddir. Zaten evvelâ arzusu da buydu, fakat sonra snnesinin koca evde pek yalnız kalacağını düşündü. > Galiba biraz da annesinin tesiri altında kaldı. Ricas- na dayanamadı, benden annesile bir - Hkte oturmakta mahzur görüp görmi- yeceğimi sordu. Hislerini kırmak is» #emedim: «Hayır, hiç bir mahzuru yok, de - dim: ve hazırlığımız oda bu şekilde başladı. Yalnız şimdi sıkılmaya baş - Jadığımı hissediyorum: «Acaba nişanlımı kırmadan bu va - veti değiştiremez miyim?, diye dü- şünüyorum. * 20) yaşındayken memleketimize gel miş, bir vatandaşla © evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş ve tam 40 sene bü töemlekette Türklüğü O benimsiyerek yaşamış bir İngiliz (Kadını tanırım. Çocuklarını birer birer evlendirdi ve hensi için de müstakil birer yuva kur du, Şimdi duldur. Ve yanında yalmz bir erkek çocuğu kalmıştır. Oda bu» gün yarın evlenecektir. diği zaman alt çe- nesile üst çenesi arasında hasıl o - lah mesafe 1 met- re 20 sanlimi bu - Tur. Ağzından u - zak kalmak herhalde temenni bir şey, (tadan çıkmadan ev İvel birer tek dişe ( sahibdirler. İmurtaları bu diş - lerile kırarlar. Ve yumurtadan çıktıktan birkaç gün bu *ek diş düşer. Üst dudaklarına ve çenslerine gümüş plâkalar yapıştır Güzel birşey değil, diyeceksiniz. i öyle, bir de kendilerine sormalı! GONÜL İŞLER * Yavru yılanların dişleri Yılanlar yumur- ki Ni sy çiZT * Hind kadınlarının yüz tuva Hindistan eya - | N pal KOŞA GZV — Artık onu yanınızda orgu” değil mi? diye sordum. Yüzüme hayretle baktı: — Ne münasebet? Ne çocuğum hat eder, ne ben, ne de gelinim, © Herkesin kendisine mahsus bir yU olmalıdır. Benim için şimdi en büt zevk odamda halıralarımla yalnıZ mak ve hergün bir çocuğuma gid€ torunlarımı görmektir,» dedi, DX ediniz, bu kadın şimdi 61 yaşında * Bizim eski bir ata sözümüz v. — Dağ dağ üstünde (durur, eği üstünde durmaz, deriz. Fakat sg hükmünü asla tatbik etmeyiz. «İğ öğ veysis kelimesi bizim icadı! Frenk ise tamamen aksi hareket Yalnız muhakkak ki bizde de maf ayıılma cereyanı başlamıştır, edecektir. Şimdilik okuyucumu nişanlısını aline verdiği cevabdan dolayı edeyim, fakat mesele bitmemiştir. X& zel kararında ısrar etmesi lâzımdifu — Nişanlımın evini kendi evin, nesini annen bileceksin. Öyle düşü cek, öyle hareket o edeceksin. VE ilk kararı bozdurmaya çalışmıya sın. Bizde böyle başlamıştır, bir © det daha böyle gidecektir.