2 Su; —- Hergün Hesabsız harb LAR ME, WEE.) wa Yazan: Muhittin Birgen ay Hitleri açlığı harbin nerede ve Pakat, bunun nasil ve e zaman bil hiç kimsenin bilmesine imkân yoztur. Eğer Führer'e soracak olursak o, nihai zaferin kendisinde olacağını ve icab ederse bu uğur- da Almanyanın on sene harbedeceğini söyler. Bay Chambertain ise Almanyada Neziliği mahvetmedikçe İngilterenin s'lâhı elden bi. rakmıyacağını söyler. Bununla beraber,'ne Yührer nihai saferi nasıl elde edeceğini kes- #irmiye muktedir, ne de İngiltere Başveklli Almanyadan Naziliği kaldırmıya muvaffak olduğu zaman yerine koyacağı şeyi tayin edebilmek mevkiindedir. Mubarebenin uyan- dırdığı heyecan ve ihtiras havası içinde bü- tün taraflar -ve taraftarlar!. hem hak ve hakikatin kendilerinde olduğunu iddia, hem de işlerin neticesini kend: arrularına muva» fık âkibetlere varacak zannederler. Biz, bu iddiaların ve gürültülerin hazicinde ığumuz için hâdiselere sükünetle ba- kabiliziz. Bu sükünet havası içinde, Avrupa- nın ve dünyanın istikbaline aj inkişaf !h- #imallerine, parça parça, zaman zaman, GÖZ atruya çalışacağız. * Evvelâ, şu hak ve hakikat masalını bir ta- rafa bırakalım. Maalesef, dünyada işler hak ve hakikat ölçüslle ölçülmekten uzak olmak- ta devam ediyor. Hattâ, zamanımızda mil - Jetler arasındaki münasebetler, sade hak ve hakikat ölçüsünden mahrum değil, belki de, şimdiye kadar devletlerin birbirlerine karşı Tiayete alıştıkları kaidelere bile muhaliftir. Meselt, Münihte Hitler ve Chambertain ebedi bir dostluk taahhüdüne girişmişlerdi. Bugün Bitler ile Chamberisin sade karş karşıya gelmiş iki muharib değil, belki de birbirleri- nin canlarına kasdeden izi düşman olmuş- Tardır! O zamanki perhizle bu zamsnki Yaha- na turşusu arasındaki fark, bugünkü dün- yanin beynelmilel ahlâk duygularımın 5» ka- dar gevşemiş ve hattâ çözülmüş olduğunu çok güzel gösterir. Dün olduğu gibi, bugün de ve hattâ din- den daha ziyade, kuvve: hakkın bizzat ken- gisidir. Bugünkü muharebenin asl mes'ulü Dian Pührer eğer harbi kaybederse başına gelecek çok şey vardır: Napolyonun başına gelen şeylerin daha beterleri belki esir olarak bir Kutub adam, belki bir İngiliz hapishane- İ 4i, belki Almanyada bir ihtilâl mahkemesi ve -kend! icadgerdesi olan- bir balta! O zaman bütün bu hâilenin yegâne mes'ulü ve yerâne j müerimi o telâkki ve her tarafta viodanlar tarafından da mahküm edilecektir. Fakat, İ bir de galib geldiğini farredersex, onun nasıl alkışlanacağını şimdiden pekâlâ biliyoruz. Führer bu işin böyle olduğunu herkesten iyi bilse gerek. Çünkü Mein Kampf müebiti, &serinde hakkı yalnız kuvvet olarak anlamış ve kuvvetinin her iriştiği sahada kendisi için bir bak -ve bunun yanında bir alkişi - bulunduğuna iman etmiştir. Süphesir bun- dan dolayıdır ki, meselâ, Dansig ve Ko meselelerini hak dairesinde halinde! muhakkak bulunduğu halde daha büy haklar -ve daha çok alkışlar'- kazanmak için geniş mikyasta wwek tecrübesine girişmiştir. Haklı mi çıkacak, haksız mı? Bu- nu bize netice gösterecek. Mevruu bir kere de İngiltere tarafından tetkik ettiğimiz zaman ayni tarzda mütalea- ları onun için da tekrar odebiliriz. Sözü uzat- mıya mahal yok. si * Hak ve hakikat bahsini hir tarafa bırakıp dü kuvvet mevzuunu ele aldığımız zaman bu bakımdan acaba ktm galib gelecek, yahud kim haklı çıkacak? diye, düşürmek, akıllara ilk gelen sunilerden biri olur. Fakat, dünya- mın Kuvvetleri o kadar karışık bir vaziyette ki böyle bir suale şimdiden bir cevab ver - menin imkânını bularsıyoruz. Dünyanın Üç büyük kuvveti birbirile tutusmuş, dövüşür- lerken, yahud dörüşmiye başlarlarken, öte | tarafta Rusya, İtalya, Japonya, Amerika gi- laşmaya müncer olabilir; belki de büyür, ge- nişler, bugün bu İşlere karışmaz görünen di- Ber dört devleti de kendi sahasına çekebilir. Belki bunların bepsi birden bir tarasf (ltihak eder, belki de bir kısmı bir tarafa, diğer bir kısmı da öbür tarafa geçer. Bu! bütün #htimallerdir. Belki bunların hiç olmas iri sürer. O zaman, bu saydığımız büyük kuy- vetlerden -faraza. yalnız Rusyanın müdaha- lesi harbi çü veya bu tarafın lehine bir ham- lede hallediverir, eBelkislerin arasında daha başka şeyler de vardır: Harb uzar, sefalet ge- nişlerse milletler, İşleri devlet teşkilâtları ile değil, kendi ellerle hülletmek sevdasına dü- gerler Ye o zaman ihtilâller karşısında kalı- rız. Bu ihtilâller için, zaten hazır duran ocak- lar, kurulmuş bacalar yardır. Bunların her- hangi bir ateşle ateşlenivermesi, harbe baş- larken ve başlamazdan evvel, her iki sarafça yapılmış olan besabları bir hamlede altüst edebilir. Acaba, Führer bütün bu ihtimaileri tamam besab etti mi? Zannetmiyoruz. Bu Ibtimal- olan bir insan harbe atılmakta daha fazla tereddüd ederdi. Aymi ihtimalleri İngillere ile Fransanın da tamam hesab etmiş olduk- larını zannetmiyoruz. Aksi takdirde onlar da Lehistan meselesin! başka tarzda tutar - ne zaman başladığını hep biliyoruz.' teceğimi da, harb bu üç devlet arasında uzun müddet! leri tamam olurak gözünün önüne koymuş) Lehistandaki Lehistan maden olarak en zengin dir. Yukarı Silezya, Krakovi ve Dabrowa kömür madenlerindeki senelik istihsa » lât 40 milyon tonu bulmaktadır. Çinko madenleri olarak da Lehistan Demir madenleri Krakovi ile Varşova teaddid izabe fırınları da mevcuddur. iman ve Fransız potas madenlerinden dir. Diğer taraftan Karpatların eteklerin. de müteaddid petrol kuyuları mevcud olduğu meydana çıkmıştır. 740 liraya satılan bir tek kaşık Geçen ay İçinde Londra mezad yerin- kaşık satışa çıkarılmıştır. İ Bu kaşıllardan biri Kraliçe Elizabet rihi bakolunmuk bulunmaktadır. kaşık 65 İngiliz İlrasına satılmıştır. Diğer bir kaşık da, salmıştır. İngilterede halkın bütün dikiş makineleri alınıyor Jrarla, hususi tasarruflarda bulunan tün dikiş makinelerinin ciheti askeri; bi dört büyük kuvvet, -seyireidirler. -Harb,İye tevdiini bildirmiştir. Bunlarla, asker- belki bu üç kuvvet arasmda yakında bir an- lere lâzım olan torbalar, üniformalar di. İkilecektir. ——— |tirsaların vesalrenin harbidir; mun için her şeyden evvel Führerin «oeabessinin tesiri ol- duğu kadar diplomasinin, devlet adamları - inin, firkalar arasındaki münasebetlerin ve İfırka menfaatlerinin, matbiratın ve kimbilir, aha ne gibi âmillerin de tasiri vardır be girişilmişti; 989 da evvelâ harbe girildi; ben de bAlA bu harbi şaka telâkki edenlere bir dereceye kadar hak veriyorum! A shittin Birgen İSTER misiniz? Fabrikadan bir telgraf: Biz bu kâğıdı 9 sterline alıyorduk. Fi mümkün mü? cevab veriyoruz; Köpeğe gem vurmâr Kendisini at sanır. SOZ ARASINDA Madenlerin zenginliği bu. lunan Avrupa memleketlerinden biri - hassa ginliği 62 milyar ton tebliğ edilmekte - çok zengin bulunmaktadır. Dünya çinkol; istihsalâtanın yöze dokuzu Lehistana 2- arasında bulunmaktadır. Bu arada mü- Potas madenleri de çok zengindir. Al sonra Leh potas madenleri gelmekte - de eski İngiliz gümüş mamulâtından 52 İdevrinde yapılmıştır. Üzerinde 1589 ta. Çok büyük kıymeti haiz bulunan bu j 1400 senesinde Dördüncü Harri zamanında; ikmal edil- miştir. 82 İngiliz lirasına müşteri bul . MUStUT, Pırlanta bir kaşık da 140 Hraya sa-- İngiltere hükümeti. neşrettiği bir ka- 914'de evvelâ hasablar yapılmış, sonra har- hesab sonra yapılacak. Bundan dolayıdır ki,/İl INAN, Ufukta küçük bir ümid belirdi. bedelini ödemeye daya - nabilirsek belki kâğidsiz kalımıyacağız, fekal ne şartla bilir | fazla yol var, bunun da karşılığını ödiyeceksiniz, — «Kâğıdın fiatı 15 sterline çıkmıştır.» ' / vab verdi: — Ne diye merak ediyorsunuz. iddir. İ Aysberg'e hiçbir şey olmaz. Ge- Çinko madenleri bilhassa Katoviç veli ne yüzmekte devem eder. Sosuovleç'tedir. çü J Bir sinema Komiğinin taklid Ettiği bakışlar Lorel - Hardi isimli meşhur çifte k- miklerden zayıfı Hardi, daha ziyade saf İığı, ve aptallığı ile seyircilerin sevgisi. ni kazanmıştır. Artist, sinema perdesin- de görünür görünmez, kahkahaların pat lamasına sebebiyet veren o budala ba. 'kışlarını, resimde gördüğünüz, Nevyork bayvanat bahçesinin en sevimli may - an öğrenmiştir. İSTER rar İngilterenin cer Yendiğini fazla dövme, isyan eder. buna dönecek, ihtiyar edeceği 5 günlük Herşeyde itidal e inebmemimer e el anılar voğdi Hergün bir fıkra | Adeç'ar Madagaskar ormanlarında : yetişen ve Bi dokunmadığı. ve yalnız yanlardan geç - mek fclâketine uğrayan genç kızları bir ahtapot gibi sararak öldürdüğüdür. Sinek'erin istilâsına uğrıyan şehir Sonbahar ve kış mevsimlerinde Hin - distanda bulunan Kalküta şehri team )mânasile bir sinek istilâsına uğramak - tadır. Bu sinekler yeşil renktedirler. Diğer sinek ve kanadlı böcekler | gibi yeşil sinekler dahi ziya etralında top- Janırlar. Bu müz'iç sineklerden korunmak için halk çok defa lâmbaları, söndürmek ve yemeklerini karanlıkta yemek ıztirarın- da kalmaktadır. Resmi ziyafetlerde mümkün mertebe sineklerden korunmak için yalnız bir iki İmum yakılır. Kalküta siğrkleni birdenbire meydi. na çıkarlar. Güneş batıp da Jâmbalar ye nmce sinekler kafileler halinde her ta- rafı istilâ eder. Mbalâğa yoruz: Sinekler âdeta orta'ığı karartırlar. Lâmbalarm Ziyaları! görünmez olur. Şehir Adeta hakiki bir geceye bürünmüş olur. Telefon zili yerine musiki nağmeleri İngilterede Avam Kamarası azasından R. W. Sorensen Londra posta, telgraf ve telefon idaresine müracaat ederek tele- fon zillerinin kaldırılmasını ve bunla - rın yerine musiki bâğineleri terennüm Jeden tesisatın ikamesini taleb eylemiş - tir, R, W. Sorensen diyor ki: — Telefon zili sinirleri fena bir su - relte geren bir âlettir. Hele yea pek İnsanı Uy - köt bir tesir yapmaktadır. kusumdan sıçratmaktadır. Bunlardan başka telefon zili bir sem- ris İfade eder bir mahiyeti haizdir. Posta müdürü ona şu teminatı ver - miştir: — Bu bususta lardan mü- rekkeb bir heyet teşkil edilmiştir. Bu heyet muhtelif zilleri tetkik eylemekte. dr, Ziller zi olarak değil, bir nevi mu- siki notası halinde işliyeceklerdir. Japonyada aşk romanları Japonya maayf nezereti mevzuları aşk maceralarına temas eden ecnebi ro- marlarının. memleket dağrilinde satışını kat" surette meneylemiştir. Memnuiyet bilhassa — yüksek mekteb! talebelerini istihdaf eylemektedir. INANMA! Tereddüd etmeye imkân mi var? Flata dört beş sterlin da- ha binecekmiş, binerse binsin, cevab veriyarsunuz: 'ukat tereddüd etmek — Kabul, gönderiniz! Fakat gönderen kim? Anlaşılıyor ki, muazzam bir de harb sigortası verecekmişiz. Fiat kabardıkça kabarmıştır. Dün 16 sayfa kâğıd aldığımız pars ile bugün ancak 5 sayfa tedarik Sözün kısası Mütecavizi tarif E. Ekrem Talu HU erit, bir damlacık çocuğun eline tiyi vermiş, Enez küpünden az ağır bir testi — Haydi, git te çeşmedön bunu daldar, getir! Ötede, karısı hamur açıyormuş. Başını çe“ virip bakmış, — A efendi! Hiç oncağız bu alâmet testiyi doldurup taşıyabilir mi? — Taşır. Neden taşımasın? Taşır amma, kırar. » — Kurar mı? Nasil kırar? Kadın ayağa kalkmış, çocuğun kaptığı testiyi yere çaldığı gi ,. demle; böyle kırar işte? Hatırınızdadır: Rahmetli Milletler elinden Cemi. ivis» yahud ki «mütearrı?» kelimesinin tem tarifini aramakla geçirmişti, Ve öyle de zan- peaiyorum ki, bir türlü de bulamamıştı Simdi muhtelif | devletlerin oCenev:edeki murahhas heyetleri Leman gölünün eti gibi kıyılarını mecburen terkederek yerl. yer lerine döndüler. Mütecavis de artık kendi kendini tarif ediyor. Yıllardır cevabuz ka“ Tan: — Mütecaviz nasıl olar? Bualine, Alman- ya cevabını verdi: — Akan, Böyle olur! Hem sadece sudan, sabundan ibaret bir tari? değil. Adamakıllı, etrafı, şümullü, cö- miyetli bir tarif; hiçbir eksiği yok: Topu, İtüfeği, mitralyözü, tankı, vayyaresi, bomba sı. hepsi mükemmel, Milletler Cemiyeti bu tarife acaba ne yurur? Yoksa bu da imi noksan? Bunun mı eksik tarafı var? Herhalde, ayni cemiyetin sadık ve inan mış mensublarından olan sayalı Polonyü nin reyi sorulsa, muhakkaktır ki ©. — Ben bu tarifi hepsinden doğru, hakikas ten hepsinden mutabık buluyorum. diye« cektir. O biçare Polonya ki, milletler arasında & bedi sulhün teersis edeceğine va istikraş bulacağına herkesten ziyade iman etmiş, v0 bir tarihte - maddi terki teslihat tahakkuk etmiş te, sade bu kalmış gibi - cemiyetin e mumi toplantılarının Birinde, bir de «manö- İvi terki teslihata teklifinde bulunmuştu! İnsanlar bazan gerçekten saf, gerçekten gafil olurlar. Bu kusurlarını, dünya kuruaf, en çok son yirmi beş yılda beji ettiler. İ Bu seferki harb, inşallab dallanıp buda) lanmadan, hayırlısile sonuna ererse, Sl ideal edinen beşeriyetin /1k Işi galiba, bej hude formüller, neticesiz toplantılarla »mütecarizi tarif. gibi gülünç davaların vas Kit geçiren Millesler Cemiyetini elsiz1iğile Jâğvetmek olacaktır. İz Cl “Ozal İtalyanın i Vaziyeti Budapeşte 14 (A-A.) — Bütün Macar gizeteleri, Roma muhs' 1. di dıkları mekitiblerda, İtalyan matbuati" bın gösterdiği sakin ve objektif tona ve yazılarındaki müvazeneyi tebarüz ot- tirmektedir. Roma sergisi hazırlıkları Roma, 14 (A.A.) — Stefani ajansı bük diriyor: b Düçe, beynelmilel Roma sergisinin w mumi komiserini kabul etmiş ve komiser kendisine Weyrelmilel hâdiselerle alâ « kader olarak serginin vazi; i anlat. mıştır. Düçe, sormsl bir şeki faaliyee te devam edilerek tesbit edilen müddeğ zarfında gerek daimi inşaatın ve gereği sergi inşaatının bitirilmesini emretmiş « tir. ingiliz Kralı Vindsor Dükünü kabul etti Londra 14 (Hususi) — Üç senelik bie ayrılıktan sonra dün vatana dönmüş O « lan Dük Dö Vindsor, bugün Bukingham sarayında Kral tarafından kabul edil» miştir, Dük, kardeşi Krala, vağına hizmete hazır olduğunu bildirmiştir. Tahsilât miktarı: 84.226.540 lira Ankara 14 (Hususi) — Hazinenin A» ğustosun sonunda yeni mali yılın tahsi » lât miktarı 84 milyon 226 bin 540 lira ola, rak tesbit edilmiştir. Gazetelerin b ihtiyacına karşı it fabrikası tedbir alıyor Ankara 14 (Hususi) — İzmit kâğd fabrikasının gazetelerimizin kâğıd ihti « dr. karşılamak için tadbirler aldığını “Di kadar büyük miöçiiler işinde piç vir) — Gönderiniz 4,» | edebiliyoruz, o da henüz ufukta bir ümid halinde. irani.” besnba Oimkân olamıyan yerde de Fakat siz istediğiniz kadar sipariş veriniz, gönderen kim? — Fabrika yeni bir mesele düşü - harb k -———— le ie a dare am | AM Şeria e be ege geliş Bıdır diye tutulmazsa, bir mayine çarpıp batmazsa, Cenub Amerikasında bı Ni z n 5 j : .. : günkü harbin ©i4 dekine nisbetle — Kâğd evvelâ demiryolile filân İmana gidecek, oradan Ufukta küçük bir ümld belirdi, demiştik. Bu vaziyette, bı Alman denizaltı üsleri en bariz farkı bu moltadadır: Muharibler, Akibetin ne olacağı hakkında kuvvetli tak - riblere istinad eder bir hesaba sahib olmak- ızın girmişlerdir. Harbin neticesine ve Ay - rupanın hikibetlerine ald hesablar, harb es- nasında yapılacaktır. Bu defazi harb, henüz iyi anlaşılamıyan bir faka heyecanların, ih- İS Ee ŞAN Sga vapura yüklenecek, vapur denizaltı gemisi tehlikesinden kur- tulmak için Okyanusa açılacak, Amerika yolunu tutacak, tek.! rici olduğuna: NAN, iSTER hesabla bu küçük ümidin fazla cesaret,fazla memnuniyet ve. NANMA! Vaşington, 14 (AA.) — Alâkadar memyp- tar, Almanyanın Cenyo Amerikasında ılzaltı üsleri Lesis edebileceği hakkinda “ltere tarafından yapdan tebligat üzerine, aeselenin Panama Xonferansında müzakete sdileceğini bildirmişlerdir.