Li i 8 Sayfa ETT ELİNE SA Tahlisiye idaresinde çalışan adam oradan çıkmış itfaiyeye girmişti. Bir| mobilyaları odafara koydu. e TT lEvine yeni mabilyalar dimıştı. Ye: €v yanıyordu. İkinci katta bir odada'de atmadı, onları da odanın kenarla - bir kadın kalmıştı: — Nasıl kurtarmalı? Deniliyordu. Fikir beyan etti: — Bendeniz sabika tahlisiyede çalış. rında bıraktı. — Bu ne hal? Dediler: — Bendeniz sabika kaldırımı: idim, tığım zamanlarda bu işleri öğrenmiş-| dedi, âdet böyledir. Eskiler atılmaz tim. Dama çıkar bir tahlisiye simidi uzâtırız. * Ev sahibi misafirlerine ikramda bu. kenarlara bırakıbır. * goförü, sıtma Otomobil mücadele Tundu, kahve fincanları içinde sarı bir|cemiyetine memur olmuştu. Sivrisi » mayi verdi. Misafirler içtiler: — Bu kahve... Ev sahibi de tasdik etik — Evet meşhur! — Fakat rengi tuhaf: Ev sahibi izah etti: — Sabıka bir güzellik enstitüsü işle. tirdim. Siyahlar, sarıya boyamak âdet. ide... * Sabık kaldırmecı zengin olmuştu. Derüzden çıkan dalgıç — Meğer de. nizin dibinde ne kadar çök kalmı. gem; gece olmuş ta farkına bile var. mamaşıml Demek bu okuduğum şeyler boş söz. lerden başka bir şey değdi. Bunlarda bir ruh, bir samimi duyu yoktu ve bu. nu yazan adüm, tahmin edildiği kadar yüksek bir adam değildi ve olamazdı. O halde? Bu son düşsncelerimden sonra kitabı kapayıp uyumak istedim ve bu maksad. la başucumdaki lâmbayı söndürdüm; fa. kat süatlerce başımın içinde bin bir mış. ra titredi, gözlerimin karşısında çâfak rengi denizler, zümrüd ağaçlar, arguvan! dağlar, başları beyaz karlarla örtülü siv. Tİ tepeler ve namütenahi bir renk senfo. nisi kaynaştı durdu. Bu nefis şiirleri yazan adam belki de| muhterem vâsim samimi değildi, belki de sahte ruhlu bir adamdı; fakat varlığımın en hassas bir poktasına girip yerleşen mısralar o ka. parıp medeni dün. dar gürel, o kadar nefis ve lezizdi k! bun- yaya atınıştı! Jarı yazabilen adamı, nemli olursa olsun, takdir etmemek ve bende yarattığı baz pım, kör “Tintinim için ona teşekkür etmemek elimden gel. gözümde tüttü ve on- miyordu. Uyudum, uyandım... Cahid beyin şiir-! yar teyzemin buru - leri de benimle beraber kalbimde uyudu ve uyandılar... Artık onları ilelebed u. Dulmıyacağımı anlamıştım. vı nekleri imha meselesi etrafında görü- şürlerken söze karıştı: risinekleri kaçınmak mümkündür. — Bu nasıl mümkün olur? Diye sordular, söyledi: — Sabıka bendeniz şofördüm, böyle işlere aklım erer, sivrisinekleri korne çalmakla korkutup kaçırmak mümkün olabileceirtir. XX 30 sene evvel | Kantocu — (Sahnede) yanıyorum ah.. Bir delikanı — Ben de yanıyorum... Ah... Karagöz — (Delikankya) Şimdi senin gözünü oyarım, o da seksen iki yaşında, ben de.. Ona yünmek benim hak - kör... de içim bir hoş oldu ve kimsesizliğim; bü. itün fecaatile idrak ettim, Bunları bana hissettirmek ve ya - kından tanıtmak için beni sakin ve mün » zevi hayatımdan ko. Zavallı topal Ta . ların arkasında ihti İşuk yanakları, içle - rinde bir his yaşa - muyan mavi gözleri hayalimde canlandı. Yanında dadım var - dı. Fakat #kisi de ihtiyarlıktan hodbinle. | kendi kendime tekrar ediyordum Seneler gelir. geçer, değişrdi. Dağ.| şen bakışlarile yüzümü delip geçtiler, larin ortasındaki çiftiiğimde ben bunun farkında olmaz ve bir senenin bitmesini veya ötekinin başlamasını ehemmiyetle im kaldı. YUKI IKAN — İmhaya aklım ermez, fakat siy. > DAĞLARIN E Bana şefkatle bakan yalnız sadık köpe faki gibi kaba sözler söylemiyeceğim, ağ.| akar sularım ve mor dağlarım zandan fena bir söz çıkmak üzere oldur| tütüyor, Elime birkaç kuruş geçse soluğu| paraları saklayınız, sizi aldatmaktan bags Yalnızlık bazan na kadar ağır oluyor. ğunu himedince dilimin ucunu miraca - | Bursada alacağıma emin olabilirsiniz. — İka işime yaramasına imkân yoktur. SON POSTA AKILLA ALACAK ALLA l V Nişanlı kaz — Tertime, senede en aşağı bin lira veririm. Nişanlı erkek — Terzini görmeyi çok isterdim. Nişanlı kız — Bana inanmtyor musun? Erkek — İnandığım için görmek istiyorum ya.. henüz seninle evlenmek ka. rarını vermiş değiliz.. eğer terzin yüzüne bakılmıyacak kadar çirkin değilse. Şüphe — Size bir şey soracağım, fakat gayet doğru cevab vere. < ceksiniz. — Emredin ba- yan, doğru cevab vereceğime söz veririm. — Siz miyobsu. muz değil mi? — Evet bayan! — İşte gene doğru cevab vermediniz. Ben miyob olduğunuza inanmıyorum.! Kadınları gördüğünüz zaman, onları &.' zaktan tanymadığınızı bahane ederek ya| kın sokulmak için miyob olduğunuzu id. dia ettiğinizden şüphedeyim de... — Dün gece de gelmiştim amma, bugünkü gazeteler, yatağın altında bin Kira bulunduğunu. yatağın altını aramayı akıl edemediğimi yazdıkla. n için tekrar geldim. RARİ ya tâkim ve karşısında. kini ezen bakışlarını takınarak bana: — Demek netice - ten artık buraya alı. giyorsun Semiha... Dediği zaman, bi . raz evvelki kararım altüst oldu, hattâ di- Mimin ucunu isirma » mağı bile düşüne . viyecek kadar so - gukkanlılığımı kay - bederek (o kaşlarımı gattım ve içimi çe - kerek yüzüne bak - tım, — İster istemez a. İakat bana yaşattı . nız bu hapisane hayatından memnun olduğumu zannedi. — Bugün vasime karşı gene geçen de.| yorsanız yanılıyorsunuz; Müstehzi ve farkedilemiyecek kadar ti, fakat bir türlü ka, rar veremiyordu, Kalbinde bir aşk perisi vardı. Kar: vermek bu ye düşerdi. Gen güzel kadın kalbindeki aşk perisini palıverdi! Git, benim yerime sen seçi Dedi, Aşk perisi kanadlı idi. Kanadla- rım çırptı, uçtu, gitti, Genç kadın, aşk perisi hangi genç güzel erkeğin başına konacak.. diye bakıyordu. İçi içine sığ mıyor, Kalbi pat pat çarpıyordu. Aşk perisi bütün genç güzel erkeklerin baş Yarı üzerinde uçtuktan sonra aralarında bulunan en çirkin, yaşı da epey geçmiş olan bir erkeğin başına kondu. Genç güzel kadın şaşırmıştı. — Bunu benim için sen mi seçtin? Genç güzel kadının kalbinden çıkar aşk perisi başını ondan tarafa çevirmiştiş Genç güzel kadın birdenbire şaşırdı, çünkü perinin iki gözü de kördü. emme Karikatürlü fıkralar Yağmurlar başlayınca Sayliyeye gidenler, güzel günlerde hig yalnız kalmamış. lardı. Eş dostun biri gidiyor, öteki geliyordu. o Yağ- murlar başlar baş» Ismaz iş değişti. Eşe dosta mektub. lar yazdılar: — Burada hava çok güzel her taraf gün güneşlik, herhalde sizin bulundu. ğunuz yerler de burası gibidir... Vesale | re... Vesaire... Böyle güzel günlerde sizi özlemediğ desek yalan olur. ovsaire.. ve « | saire... mek istiyormuş gibi keskin (kirpikleri titremeden yüzümde dolaştı ve gene bis raz müstehzi bir sesle sözüne devam etti) — Maamafih sana gene birkaç para vereceğim, Senin mantıklı, yi düşüneriş temiz kalbi bir kız olduğuna kanaat ve eriniyetim bakidir, ve bu çocukça proje leri Binirli bir zamanında aklından geçife sen bile tatbik etmiyeceğine eminim. Ben mi iyi kalbli! Halbuki bir gün bw na merhametsiz ve fena kalbli diyen kons disi değil miydi? itiraz ederken yanakla, rım alev alev oldu. — Ben ne mantıklı, ne akıllı, ne de iyj kalbili bir kızım ve bana emniyet etmeklğ hata ediyorsunuz! — Ben seninle ayni fikirde değilim Semiha, hattâ.. hattâ senin haricen gös rünmek istediğinden çok daha iyi olduk Buna itimadım vardır. İşte bu kadarı fazla idi! Yoksa, anca birkça aydanberi beni tanımış olan bG adam beni kendimden daha iyi tanıdığını söylemiye kadar gidecek mi idi? Cahid bey sözlerine vereceğim cevat beklemeden cebinden sükünetle bir porf" ışmıya çalışıyorum; | föy çıkardı, bana birkaç lira uzattı. — Hayır, hayır, istemiyorum. Yanım. da para bulursam bugün değilse yarın 4) ağaçlarım, mutlaka hissime mağlüb olarak buradan gözümde | #açıp Dörtler çiftliğine gideceğim. Bü karşılamazdım. Meğer yılbaşını tes'id et.! muş, ım. Herhalde bügün müdirerm memnun — Ben aksini iddin ediyorum Semih mek medeni bir âdetmiş ve İstanbulun! Bum için hademe misafır odasında | etmiye çalışmalıyım. Benim vastına kap | ince bir tebonrtm dudaklarını tittretti. | se buradan gitmiyeceksin ve yanındı , yükeek aleleri bu geceyi bir takım me.| yâsimin beni beklediğini aöylediği za . (gı takındığım tavrın onun canını sıktığı) — Öyle mi? Halbuki ben de bugün #8 ara Yudağun halde sana karşı olan ile Tasimlerle geçirirlermişi Bunu yeni öğ-İman, bir saniye için sevinir gibi oldum. |bell... na bir mafitar ceb harçlığı vermeği di «|| aietimel etmiyeceksin... Bu pie m rendim. Ne de olsa bagün beni de hatırlıyan bir) Bu kararun, vesinsin elinde iri bir ku, |Gönüyordum. Belki de tatil günlerinde ile ân ve irteğiğte “giti ördek di Netekim, £ arkadaşlarımdan birçoğu| insanın mevcudiyeti ruhuma hafif bir)bu gördüğüm zaman büsbütün saglar | #-kadaşlarınla yabod müdirenle bir gez. eş KE gz tatilden istifade ederek evlerine gittiler. | sevinç verdi ve bu hafifilkle odama ka, | lamıştı; ona, bu ince dlşüncesi için, ade-| me yapmak, bir sinema veya tiyatroya On altı;yaşında | beş parasız v Yalnız taştallar ve benim gibi kimse -İdar kopup mekteb ünilormamı üzerim -| ta güler yüzle elimi uzattıin ve derelerim; | Gitmek istersin; yahud canın bir pey alı)ması doğru değildir. Bugün olmazsa yan sizler mektebde kaldı. den attım, arkama temiz bir elbise giy. Jmektebteki hayatım hakkında sorduğu mak İster diye... Benin hâlâ isyan içinde|rın bir çeye ihtiyacın olur, İnsan ne garibmiş! Şimdiye kadar yıl.İdim (müdiremin beni tepeden tırnağa |wuallere sevimli bir sesle cevab vermiye| okluğumu zanrelmiyor ve burasını sevmi- Son bir isyania haykırdım: başı denilen müstesna bir gün tarımadı -| kadar giydirdiğini ve İstanbullu bir kıza | gayret eltira, ye başladığını tahmin ediyordum. — Pekâlâ... Bunu siz kendiniz istedi « ım halde, dündenberi herkeste gayri ta. | benzettiğini söylememiş miydimT) ve| Ancak, Cahid bey gitmek için ayağa| Bir saniye durarek yüzüme baktı,lniz.. | bii bir telâş ve kaynaşma görünce benim) alelâcele aşağı salona indim, Giyinirken İkalkınca gene mağrur lavrını, kendisine! gözlerimin içini delerek ruhumu gör - (Arkası var) i