Bİ ye zi © de piliç kızartmasile geçen ayin şarabını * maksadile gitti; lâkin neti İin gibi birbirinden güzel iki kadın girdi. 12 Sayfa Herhalde sizin de gözünüzden kaçma. Maşlır. Elimden geldiği kadar gayret e. dor, rollerimi çek tabii bir vaziyette ya- parım. Ne mübalâğaya kaçar. ne de hey. Tatlık yaparım. Bunların her ikisi de benim harcım değil, biricik gayem, ha. kikatle başbaşa yürümektir. Harikulâde alkış topladığım rol lokâön. ta garsonu olduğum zamandır. Ben bu rolümü adamakıllı etüd etmek fırsatını bulmuştum. Zira, Sohodaki küçük lo - kantalardan birine yirmi dört saat için görson olarak girmiştim. Komedya bir gün öğleye doğru başlamıştı. O gün, lik müşterim, keyfi de aklı kadar kaçmış olan ibtiyar bir adamdı. Evvelâ bu makü ieyi yola getirinek için dünyanın en nâ- zik, en mültefit tebessümlerinden birini dudaklarımda belirterek güldüm. Liste. yi de uzatırken: — Bugün heve çok güzel değil mi efen. dim? dedim. Anlıyamadığım bir takım şeyler ho . murdandı. Ondan sonra uzun boylu lis- tenin #etkikine daldı. Yemekleri medh için fırsatı kaçırmadan hömen bastırdım; — Aman bayım, elma ezmesile karışık çileğe ne dersiniz? Sosismizin salçasına 8öz yoktur. Yahud kıpkırmız küçücük bir istakoz. Bu meğhiyelerim birkaç dekika devam etti. İhtiyar müşleri sözlerime kulak bi. le asmadan emirini verdi: — Salçalı bir biftek getirin! Gözümden akan yaşı siliyormuş gibi| peçeteyi sağ gözüme gölürdüm: — Aman bayım, bana domates salçaz| sından bahsetmeyin! Bilemezsiniz bu ke.| Mme, aklımı, fikrimi ne kadar perişan — Ah, bayım. nasl anlatayım? Za “ vallı büyük babam, beni o kadar çok se-| verdi ki... Öldü sizlere ömür... — İsabet... — Ne diyordum, ha, büyük babamın domates yerken çektiği ıztırabi... | Sörümü bitiremedim; münasebetsiz müşterim güğrer gibi bir sesle: — Buradan defol da, ismarladığım şe. ! Yi getir! dedi, İ Büfteği söyledim ve tekrar yanına gel. dim. Ters ters yüzüme bakarak: — Uzun olacak mı bu büftek? dedi, — Sekiz on santim. Duyduğum ses, müşterimin şiddetle gıcırdayan dişleri idi. Sözü uzatmadım, zira, müşterinin hali birsz tehlikeli gibi görünüyordu. “susen o aralık arkamdaki müşterilerden biri peyniri olmadığından şikâyet ediyordu. Hemen dönerek sinirli sinirli; —Rica ederim bayım, dedim, size pey. nir getirmiş olduğuma eminim. Peyni Tinize sahib olaydımız. başkası kendi ö& nüne çekip yedi ise kabahat benim mi? Zaten patrona datma söylerim, müşteri. nin önüne peynir tabakla gelmez.. yahud #abakla gelecekse peyniri bir iple tabağa | bağlamalı.. dinletemiyorum ki. Maamafih hakikaten canmız peynir istiyorsa Şu ko. ridora buyurun!. — Hesabımı getir! — Emredersiniz efendim. Patatesli kotlet, pirinç pudingi, üç şilinden dokuz. €kmek yok mu idt? Öyle ise üç şilin on! peni... Sigarada içmediniz! Dört şilin! — Ne, na? — Affedersiniz, tereyağı yok mu 1817) Yedi şilin dört peni.. a, yanlış pardon; | dört şilin. yedi peni. Acaba gone mi al. dandım? Ah bu besab işil, Bu sırada, diğer bir müşter! bir piliç kızartmasile 1860 Portos ısımarladı da şu! hesab işinden kurtuldum. İstediklerini| getirdim amma müşteri pek memnun ol-| Twüşa berzemiyordu. Ben de gülmekten| kendimi alamadım; peçetemle siki sıkı ağzımı kapıyarak: | — Anladım, dedim, size 1860 senesin. vermişler.. sadece bir tarih hatası, Tarih. lerin yerleri değiştirilince hata düzel mez mi? Maamafih telâkk; meselesi bu. bayım. Müşteri patrona doğru şikâyet etmek ” anlıya. madım; tam o ında lokantadan içeri s4 - “5 “Son Posta, tn Hikâyesi Meslek uğruna... NNNMMk. Çeviren : Faik Bercmen SON POSTA Hemen, soluğu yanlarında aldım. Ps . mer olanı: — Karnım hiç de aş değil, dedi. Hayranlıktan istikametini şaşırmış bir tebasslimle: — Ya öyle mi? dedim. Sarışını da söze karıştı: — Benim de canım hiç bir şey 'stemi. yari, Burunla beraber benimle yarım saat yemek münalkaşası yaptılar. Bsmari niha- yet sock bir sandoviçle sıcak bir fincan götte karar kıldı; o zaman ben: — Sıdık sandoviş âla, dedim, fakat #icrimi sorarsanız bugün sıcak süt içme, yin! Güzel gözleri merakla açıldı: — Neden, süt iyi değil mi bügün? Bir sandalya çekip masaya yerleştim; dirseklerimi masaya dayıyarak sebebini izaha koyuldum. Fakat tam bu #rada telif yerlerine dağıldı. Hemen bitişikteki masanın örtüsünü çekerek üstümü ba. şımı temizlemiye uğraştım, amudu fıka. rimin imtidadınca süzüldüğünü duydu - dum çorbadan biraz sinirlendim ise de başladığım muhâvereyi bitirmeden oradan ayrılmı. osna yakın müşterilerimle ya lm vazı olmadı. Esmerine döne - rek: — Hayır, dedim, süt iyi değil, Evvelisi akşam yediğiniz şeyden sonra bu sütü pek hazmedemiyeceksiniz? Ben size sarı bira ile karışık bir Bordo getirirsem ne 'dersiniz.? İkisi de birbirine bakarak gülüştüler. Cesaretim arttı, sözüme devam edecek. tim amma vahşi ve kaba bir el yakama yapıştı ve gürliyen bir top gibi patronun sesi kulağımın dibinde uğuldadı: — Sana söylüyorum, çabuk pılını, pır. tını topla da defol, yoksa elimden kaza çorbaya kadar bir tebsiyi müşteriye gö.| çıkacek! türen diğer bir garsonun ayağı, ayağıma| (Heyhat, kendini ve vazifesini bilen bir takidı. Et, salça, yemek suyu, saletekİartistin ne muamelelere maruz bırakıldı. pizinç başımdan aşağı vücudümün mubh.İ ğını görüyorsunuz ya... Kısa bir müddet «RADYOLİN landıktan sonra dişleriniz inci gibi ladıktan Obaşka (mikropların mabvolduğunu; zararlı salya v6 zatın kesildiğini, diş etlerindeki hapların durduğunu ve nihayet yacaksınız, ç Gayet temiz Gayet sıhhi Gayet ucuz Hergün sabah, öğle ve akşam meklerinden sonra günde 8 dişlerinizi Diş Doktoru Diy kâmilen zınızda lâtif bir rayiha başladığını du- RADYOLİN ile fırçalayınız. or ki: kul ÇÖ Bej par Mira iMi- ağ- ye defa GÜNEŞ BANYOSUNDA YANAN CİLDİNİZİN Yanıklarını teskin ve tedavi için her türin yanıkları, kan çıbunları, traş yaraları, meme xokukalt çıbanları, kler, çocukların ve büyüklerin her türü iltihapları ve çatlakları akneler, er deri iltihaplarını. 1, TEDAVİ PATI KULLANINIZ. dola na, Sıhhat Vekâletinin 22-4-986 tarih ve 5-81 numaralı ruhsatisini Mizdir Sevimli bir genç İstanbul- * Uysal bir tip Ankaradan o 4- Kıroaoğ'lu ka - »ini sörüyor: Eğlencelere ve sıkıcı olmıyan tek ere kolaylıkla uyabilir. Sırlarını pek belli etmek is. #emez, Bir işte ön ayak olucu hareketleri Yüze karşı gelemez, yumuşak davranır. * Tekâmülü taklide mütemayil bir bayan Ankaradan F. F. karakterini s0. ruyor: Yüksek görün. mek için icablara. uymak ister. Ar. kadaşlarından geri kalmağa | taham. mül edemez. Ke- derli o hâdiselere meydan © vermek Fotoğraf tahlilleri |Fotoğrat tahlilleri )< görülmez, dirmeden 64 | bilir. Arkadaşları. istemediği gibi gamlı işlere uzak kalır.| Münakaşa ederse de vavgacı ve İhmal edilmekten çabuk sinirlenebilir. İcü helleri pek yoktur. Çabuk karar veren bir tip Sürdder. Deli- dan Mehmed Dur baş » karakterini du karakterini 80. soruyor: ruyor; FiU ve hare - Mahçub ve çe - ketlerinde — telâş kingen halleri sı - we acele görüle kıcı olmadığı gibi bilir. Bazan atak teveccüh toplama. p“ an olur. sına da mâni de - Şöhreti sever, ken Birdenbire (açılmaz, ohesablı|dİNİ (o gösterici (o hareketlerden (haz. , Mes'uliyetlere karş ( pekgözlü | 7€der. Teşviklere kolaylıkla uysallık gös- rlarında tereddüdlü olabilir, | terebilir. * Azimkâr bir genç Gerededen Ze « ki karakterini s0. ruyor: n İstedikle rinin kabul edik mesinde israr e» der. Bir şeyin ar - dını almakta azim “österebilir. Hak « sızlıklar o karşısında (o kendisini (ez nerjili hareketleri görülebilir. Spor işlerinde de muvaffak olabilir. * İçyüzünü meydana vuran bir genç Ankarodan Züh tü, köreketrini so. ruyor: Sevdikleri, sev. medikleri hakkın. aki hislerini ke ıylıkla belli ede. nın eğlence ve top. lani (o tekliflerine uysallık (gösterir, i Sulbü temin için vakit geçiyor! (Baştarafı 1 inci sayfada) emareler türemiştir, Hitlerin o İngil. tereye ve Daladyeye yolladığı masajlarin Alman matbustının sulh lehindeki yeni dili bunların en ehemmiyetlilerindendir. | Bir Alman . Leh silâhlı ihtilâfında| İtalyanın harbe iştirak etmiyeceğini tah- İmin veya iddia edenler vardır. Böyle ol / masa dahi İtalyanın harbin önüne bütün İküvvetile geçmek istediğinden şüphe 6- demeyiz. O halde sülhün kurtarılması İn. giltere ile Fransaya mı kalıyor? Hal - buki bunlar barışın Hitlerin hareket tar. zıma bağlı olduğunu söylüyorlardı. Yeni bir genel harb yalnız milyonlar. ca İnsanın ölümüne malolmakla kalmı yacak, ayni zamanda Avrupada asırların kurduğu koca bir medeniyet yıkılacak - tır. Bunun için kelime ve siyaset oyu « nunun sırası ve zamanı değildir. Eğer mevzuubahş devletlerin sulh arzuları bir hakikat ise açıkça ve süratle anlaşmak lâzımdır. Yoksa harbin mes'uliyetini bir. birine yükletmek için hasta Avrupanın can çekişini uzatmakta bir mana yoktur. Hitlerden İngiltereye, ve İngilterede Hitlere mektublar ve cevablar gidip ge » liyor. Bunların muhteviyatı gidenlerden başkalarına malâın bulunmuyor. Sanki insanlar mezbahalara idraksiz sürükle - lenen #ürüleröir. Birbirlerine neler yazıp duruyorlar?! Sızan haberlere inanmamak ta caizdir, çünkü bu haberier öyle membalardan çı.| kıyor ki,, isabetleri de, ademi isabetleri | de mümkündür. Dün hazırlanan ve İngiliz kabinesince tasvib olunan İngilterenin cevabı bu ya. zı çıktığı zaman belki Berline tebliğ edil. miş bulunacaktır. Eğer Berlin Londraya yeni bir cevab yazacaksa ve Londra da Berline birce . vab daha gönderecekse harb olsa da, o'- masa da kemirici bir asabiyet içerisinde sarsılıp duracak olan beşeriyete acıma - ii mak kabil değildir. Her iki taraf izzeti nefislerinden mi. yoksa menfaat ve ka . rarlarından mı, elhasıl her nedense ya. pacakları fedakârlıkları bir an evvel ya- pp dünyayı saran şu zehirli okâbusun perdesini bir in evvel yırtmalıdırlar, Bugünkü vaziyeti şöyle hülâsa etmek kubildir. Almanya Lehistandan Alman. İlarla meskün Danzigi ve Almanyayı iki, iye bölen Koridoru ve Almanların yaşa dıkları diğer bazı yerleri sarahatle İsti - yor. Buna mukabil Lehistana Baltıktan, Danzig ve Gdniadan başka yerlerde bir mahreç teminine muhalif değildir. Bun lar yapıldığı ve Lehıstanda kalacak ekn!. Hyetlerin vaziyeti bır konferansta temin olunduğu takdirde Lehistan, İngiltere ve Fransa ile uzun müddetli ademi tecavüz paktları âkdine hazır olduğunu da söy. Hüyormuş. Sulh cephesinin llderliğini yapan İngiltere ise bunlara esas itibarile (hayır) demiyor, yalnız bunların eebirle değil, müzakere yölile haliolunabilecek - lerini söylüyor. Fakat bugün Almanya ile Lehisten arasında gerginlik o kadar faz. ladır ki, bu iki devletin müessir bir ta - vassut olmaksızın bir masa başında kar. şı karşıya oturmaları mümkün görülme- mektedir. O halde İngiltere ve Fransanın bu milessir tavassutu yapmaları ve Al - manya ile Lehistanı bir masa etrafına 0. turtarak her iki tarafın makulât dalre . sinde uyuşmalarını temin, hattâ icbar et- meleri sulh namına artık lâzımdır. İn . giltere ve Fransa bunu ne vakit fiilen ya. pabildiklerini gösterirlerse hakiki O ve #iili arzularile beraber bu husustaki eid. di adımlarını göstermiş olacaklardır Bu- na bugün imkân vardır. Çünkü Alman » yada sulh arzuları aşikâr görülmektedir. Fakat acele etmek gerektir. Çünkü her iki tarafın hârb hazırlıkları cali ve blöf dahi olsa, hergün biraz daha artmakta ve bu suretle küdudlar boyunca yığılan kuv vetlerin günün birinde kapışmaları im. kân ve ihtimal dahiline girmektedir. Bhasıl biz'sulh içinşu çareleri gö. rüyoruz: 1 — Masa başında hallolunacak esas - ların Berlin . Londra muhabereleri ile bir an evvel tesbiti, 2 — Bir haftalık mürareke, 3 — Bu hafta zarfında Alman. Leh ih tilâflarının ve dolayısile diğer meselele- rin esas itibarile halli. H. Emir Erkilet