22 Ağustos e SON POSTA Beyfa LE GUNUN ADAMLARI | (2 AVRUPA VOLKANINDA “J Doktor Burckhardt | Almanya ve İtalya | nin Mi . i İsviçreye yeniden Tİ Danzig şehrinin Milletler Cemiyeti | 5 em nasıl bir adamdır? teminat vermişler! : Buna rağmen kuru vâdlere aldanmamak lâzım geldiğini i ismi — «Mösyö Burekhardt fevkalâde di- ş a ç e mi Tayet ve felanet sahibi bir adamdır! İn.) | takdir eden İsviçre hazırlıklarına devam ediyor İl Miletler Cemiyeti yüksek komiseri ce bir adamdır!. Yazan : Ercümend Ekrem Talu doktor Burekhardt'tir. Alman ve Leh ricalinin tam mana- Bern, 18/8/939 Doktor Charles Burekhardi 1895 se. sile itimadını kazanmıya muvaffak 0-| Evvelki yon en mesinde İsviçrede Cepevre şelirinde lan doktor Burekhardt, ayni zamanda |larımda M m kö mesire Lorü Halifaks, Georges Bounet yeli hokasnda bu a Cenevre üniversitesinin tarih dokto- Sandler'den müteşekkil bulunan «ÜŞ.| harb a eğ m 1 Miu Tudur. Bu üniversitede birçok seneler ler komitesi» nin itimadımı kazanmıya | en defa Belçiksnn 5 pa d ders vermiştir. muvaffak olmuştur. İuğradığı isik felâ- ği j hal, İsviçrenin milli”gairi tesmiye ediler 1938 senesi Eylülünde zuhur eden katie em ir Kr dram teuharriri Ri de vahim ihtilâf, yatıştırdığı gibi” şimdiki —i Ges . . €ynold'un kızı ile evlenmiştir. ihtilafı dahi yatıştırmak için geceli pram meiğ AN Doktor Charles Burekherdt 10 Şu - gündüzlü. çalışmaktadır. me ei. ça bat 1937 tarihinde Danzig serbest şeh. Ben sulh taraftarıyım. Bir tek|se'beden diğer, ikin ” — rihe Milletler Cemiyeti yüksek komi. az a ci bir tehlikeden bah 5 #eri olarak tayin edilmiştir. fikrim var. O da sulhü kurtarmak ve ae 7 Sap Ş 2 RA sulhü ibka eylemektir. r cm Milletler Cemiyetinin son iki icti - lek Bu tehlike, tota » bi Manda bu tarihi şehir, hakkında ber N liter devletlerin isti . & haki kesin dikkat nazarlarını çekmiş olan Doktor Burekhardt Burekhardt Danzig şehrinin en güzell)â emellerini haklı a İki mühim ve mufassal tapor vermiş» yük takdir ve itimad hisleri beslemek. villalarından birinde ikamet eylemek. göstermek işin öte » par tir. tedirler. tedir. lenberi prensip e büz N < ürk Hi y leriye sürdü P Mumajleyhin Danzigdeki rolti silik) Mareşal Göring'in şahsi dostu oldu.) Senede 18.000 Türk lirası aylık ai > yekalik amı almıştır. Kendisi bugün esmekle olan|ğu kadar Danzigdeki Leh yüksek ko .) maktadır. En büyük merakı Pipo İç) SL sokuyor, borayı çoktandır sezmiş bulunuyordu.İmiseri mösyö Chodataki'nin de sami .İmleğtir. Pipo SÖNEN babası İsgikl İsviçre ilk nazarda Gerek Alman gerekse Leh taraftarla.|mi dostudur. Arasıra Mareşal Göringİtereden O getirimektedir. Lonâradajı, davanın şümullü ; z Timin itimad ve tevccühlerini kazan -İile ava gider. Piccadiliy'de bulunan bir tütün tica-İ dairesine dahili gibi Zürihte açılan sergide İsviçrenin müdafaa hazırlıkların Mmıya çalışmış ve muvaffak ta olmuş. tur. Fer iki taraf bugün ona karşı bü. Alman devlet reisi Hitler onun için $u sözleri söylemiştir: İrelhanesi onun için hususi bir pipo tütünü hazırlamaktadır. i görünüyor. — İsviçre milleti dediğimiz kütle ırk, menşe ve dil ile mezheb bakımlarından üç muhtelif kısımdan müteşekkildir. Ve her kısmın işgal eylemekte bulunduğu bölge hem. hudud olan devlet toprağının bir cüz'ü & Ve asıl dikkate şayan olan ci - gösteren kısımdan bir köşe ızları kocaman demir kapılarla kapa. | tılmış birçok mağaralar göstererek: — Bunların içerisine kömür, silâh ve cephane idhar ediyoruz. dedi. Sırası ge. lince kendimizi müdafaada kullanacağız. Ağzımdan, bir «Kime karşı?. . sual bet, İsviçrenin 4,000,000 nüfusundan) çıktı. 3,000,000 i azmancayı ana lisanı olarak) © Kimemi? Herkese! İsviçre bürriye. ki Slim; tini kaybedemez! d Bu vaziyet ve bu vakıslar, ilk görüşte, ve etti: li totaliter devletlerin İsviçre üzerinde Bizi Çökeilevakya; J . lele ik yayı kıyas edenler b et YAZAN: IBRAHİM HOYi ak vera ren anl Bula MEME Oeli; Eİ eyilel ! Değil yalnız Son Poslanın, diğer bir|nı, hacminin küçüklüğüne rağmen beşe. |feci sona» doğru yaklaştığını asla kabul| cok mahiyet vE — 25 ii le. | halkı diğer eyalet halkından nefret edi- nb yek gündelik gazetelerin de okuyucula.İri bir facianın renkli, fakat dekoru fa-| etmek istiyen; ve en nihayet, yavrusu, | dilir Ve bitarafane ve mani 4 inin yor, bütün millet biribirini yiyordu. A. 3 Tnin pek iyi tanıdığı değerli hikâteci ve| biat olan bir abidedir. Seven lâkin sevil.|nun ölümü karşısında dünyanın, hayır rr zamam “verilecek. “sülün | ye daki beğ. yohitikeiöablârmdendiz olr Tomancı Suad Derviş son günlerde yeni) miyen, ve bütün ümidini hâdiselerin bir.|kdinatın göküşüne şahid olmuş bir kara | büsbütün Me in bu üç yal ağzın, sathi idi. Burada ise, müttehid bir İsviç. : bir eserini dahü bizlere verdi. Kültür) birlerini kovalayışı ile de hayatta tutu-|bahtlı insan gibi ıztırabdan, acıdan put. MAR z kımından kadın muharrirlerimizin en du gelen romancı, ülkesinden dışa- Tiya birçok kereler seyahat etmiş, Av. Pi i amak Yüzünden 'yı lü 1 görü sunüz? Bun- 2 Tüpanın en büyük şehirlerini dolaşmış, |bütün iradesizleşen bir kadının, * etten, | yınız.. Suad Derviş. bize bu sahneleri | ribirlerile kavuşamamak yüzünden ya. MM si i #neleree buralarda kalmış, Avrupa kül. | kemikten ve asabdan (yaratılmış ber) anlatırken, boğezınizın kuruduğunu ye | bancı harsların Vesiri altında kalmış ve gm e larl et | türünü anlıyarak, bilerek bozmetmiş o-) mahlük gibi, zaman zaman geçirdiği is.| sanki bir tıkeçla tıkandığını sanıyorsu, | Her DİTİ en yakın bulunduğu memleketin | çük eri viç a İan bahtiyar varlıklardandır. İşte bütün thaleleri anlamak, öğrenmek için mu. z dilini, mezhebini benimsemek zaruretin- | keri terhis olunduğu zaman silâhını, fi. 2 silâhlarla mücehhez bulunan Suad *w'ş, şahsi zekâsı, içi görebilme kud. Yeti ile, kadınlığının tabi ve insiyaki tomantizmasını, hakiki ve kabalaşmıyan Teâlizme perçinlemiştir. Bu yüzden de, Yıllardır Türk edebiyatına verdiği hikâ. Ye, Büvel ve romanlarında, hiçbir kad Mharririmizin erişemediği bir muvaf- “kiyete ulaşmış, bu hikâye, nüvel ve To. Manlarında kullandığı en müşkül tezle. » bir balmumu ustası gibi istediği şe- ilde ve kolaylıkla yoğurmuş ve bir ta. Tm gibi asla abcurditöye düşmemiş. * Süad Dervişin bariz bir tarafi da ga- y eeiliği « Gündelik hayatın her eep. “sinde dolaşarak tetkikler yapan ve en Mütevazı halk tabakasından tutunus da, Yüksek sosyeteye varmcaya kadar her mü işliyen Suad Derviş, gazetecili. Binde ne kadar usta ise: Hikâyecilik ve Yomancılığında da bu gazetecilik hüvi- Yetinin tesiri altinda kalmıyarak o de. ©ee öbjektif bir müşahiddir. Romanlarında felsefe mi yapiyor, bi. niz ki bu gene tanınmış bir kadın miu- “rririmizin düştüğü gibi boş bir üzenti, Şurur mahsulü değildir. Suad Dervişi İshefesinde hayatın kendi akisleri, bi. dün ıztırabları, elem ve sevinçleri ile hâ. ir. Suad Dervişi, boş bir kürsü bu- fırsat düşkünü bir hatibe benzete, Mezsiniz, O, deruni hislerinin çağırışla, tı, feveranlarını, okölimeler (o balinde Şoşluran ve bunu yaparken de asla sun'i Se düşmiyen normal bir insandır. Tan, * Suad Dervişin son yazdığı Hiç roma. nacağı yavrusuna bağlıyan; ve bu yav.!laşan bir anayı tanımak ister misiniz?. ruhun « adeta günahlarının, isyanlarının O halde Hiç'in sonunda bir otorubil al- bir cezası imiş gibi - göçüşü ile de büs.| tında «Hiç» olan kahramanı Sezayı tanı. bakkak ki Hiç'i okumak lâzım. O kadın ki, hayatını vakfettiği ve uzun yıllardır görmediği sevgilisi (Yusuf) ile tekrar buluştuğu zaman, oğlunun ölümüle pe Buz. Göz pınarlarınız yanıyor, asabınız geriliyor. Tasvirler o kadar beşeri, Kslf- İmeler öyle yakıcı ki, duyduğunuz ıztırab herhalde Sezanınkinden hafif ve aşağı değil. Ben, ayni hisleri bir başka şekil. teleşen iradesini yeniden rorlıyarak öm.| de şimdi tercüme etmekte olduğum Sarı rünün yeni bir sayfasını açacağını san. dığı sırada, her tok erkeğin yaptığı gibi onun «bir gecelik zevkinin, bedeli ola- rsk çantasına koyduğu elli lirayı . yacı olduğu halde - tekrar onun yi fırlatebilmek öesaretini göstermiştir. > * Suad Dervişin bu romanda kullandığı edebi taktik pek hoşuma gitti. Dikkat ettiniz mi bilmem, ekser muharrirler, romanlarındaki kahramanlarından biri, ne bazan gizliden gizliye ekseriya apaçık olarak bir sempati veya antipati besler. ler; ve garib bir hisle de okuyucularının sempati ve antipatisini bu kahramanm üzerine çekmek isterler. Ben kendi hesa- bıma, bu taktiği pek iptidal bulurum. «Hiç» te ise böyle bir temayül yok. Suad Derviş eserinin kahramanı olan Sezayı uzaktan takib eden, en mahrem anlarında bile yanında bulunan bir «ruh» gibi seyretmiş.. Sezayi bütün zâf ve ce « surlukları, iştiyak ve isyanları, ıztırab ve sevinçleri, bekleyiş ve hüsranları ile, Esirler kitabının kıtlık sahnelerini re. simliyen sayfalarını okurken duydum. Ne yazık ki Suad Dervişir «Hiç to- manı, kısa, Kıymetli romancı, eserini daha teferrüatlı bir surette | işliyebilir, bize böyle pek çabuk biten 200 sayfalık bir kitab vermezdi kanaatindeyim, Bu. nunla beraber, romancılığımızın pek ço. yaklaştığı bir devirde, Hiç'e kavuşmak, Hiç gibi güzel, beşeri bir roman okumak tesellilerimizin en büyüğü.. zira binbir türlü reklâmlarla önümüze sürülen ro- man taslakarındaki hayal inkisarlarımı - 21, hiç olmazsa böyle özlü ve hakiki eser. lerle giderebiliyor ve ileriye daha ümid- le bakıyoruz. İbrahim Hoyi Hiç, roman, 205 sayfa, İnkilâb Kitabevi, Stokhalm Helediyesinin plânları getirtildi Sultanahmedde modern bir beledi sanki sinemada seyredermiş gibi görü.|ye binası yapılacağını yazmıştık. Be « yor ve romancının $am yerinde kullana- rak renklendirdiği imajları ile. onunla birlikte seviniyor, acımıyor, heyecanla. niyor veyahud da kederin-en derinlikte. rine iniyoruz. Biricik yavrusunun hastalığını adım adım takib eden, günlerce hastane ko- Kuşlarında kalan, doktorların er, ufak bir sözünden avunma dinlenen; çocuğunun günden güne eridiğini gördüğü halde cen lediye Stokholm belediyesinin plânla- rını getirtmiş, tetkik ottirmeğe başla. mıştır. Adliyede 300 kişilik bir tayin ve terfi Wistesi hazırlandı Adliye Vekâleti tarafından 300 mi ihtiva eden yeni bir tayin ve terfi listesi hazınanmıstır. #wan edecektir. da kendilerine bir vatan kurmuş olan bu millet efradı, bu vatanın göklere düya. nan dağlarını asırlarca aşamamak ve bi. de bulunmuştur. Buna rağmen, bu ufacık ülkenin ha. kiki çehresini candan ve hakkile tetkik eylemek zahmetine katlana: onun kendine has bir duygusu, bir iradesi ve| bir şahsiyeti olduğunu müşahede ve, tes. lim eder. Ve bu duygu, bu irade ve bu şahsiyet, memlöketi çevreliyen üş büyük milletinkinden büsbütün ayrı, büsbütün başkadır. Şu halde, bahsettiğim tehlike » nasıl mevcud olur suali varid olabilir. Bu de. rece vahdet gösteren bir milletin istik. Iâli nasıl tehdid edilir? Ediliyor iştel Fransa değil, lâkin fa- şist İtalya ile nasyonal sosyalist Alman. ya, ve bilhassa bu sonuncusu, İsviçre da. hilinde sinsi fakat metodlu bir propa. ganda yapmaktan biran hâli kalmamak. ta ve türlü dolab çevirmektedirler. Her tarafta, salonlardan kaldırımları kadar bu fesad havasının esmekte olduğu his- sediliyor. Salâhiyetli ağızlardan işittim; — Avusturya ile Çekaslovakyanın il. hskındanberi Almanyanm gözle görün. miyen yaman propaganda kuvvetleri sü. zülerek, yavaşça İsviçre hududlarından içeriye girmiş; “zehirini “bâzan (damla damla, bazan da - zemini müsald zannet. tikçe - daha büyük ölçüde yaymağa ça. lışmaktadır. Şimdilik bu sinsi ifsad faaliyeti İsviç. ro milletinde şiddetli bir aksülâmel yap. mıştır. Geçenler, trenle cenub bölgelerine doğru gidiyordum. Karşımda oturan zat ile ahbâb olmuştuk, O bana, arada sıra- da, değişen manzara hakkında izahat ve. Liste bugünlerde" yüksek tasdike Ji, |r1yordu. “Derken dağlık araziye geldik. Adam bana, dik bir tepenin yamacında, re milleti vardır. Ve her İsviçrelinin gön. lünde ayni emel, ayni vatan aşkı ve ayni müdafaa azmi mevcuddur. Bakım: Şu da. İşeklerini ve üniformasını evine berabe. rinde getirir, muhafıza' eder. Bütün memleketin seferber olması bizde birkaç İsaatlik işdir. Silâhına sarılan vatan mü: dafaasına koşar ve merak etmeyin: Bu nun böyle olduğunu şimalde de, şark da, cenubda de biliyorlar. Muhatabımın sözleri gâyet doğru ola cak ki, gerek Almanyanın ve gerek İtal, yanın, son günlerde vaki olan !:. İsti - zahına karşı: «İsviçrenin o tamamiyetine İve bitaraflığına her zaman riayetkâr bu- İlunacakları hakkında kat'i teminat ver, diklerini en salâhiyetli bir ağızdan duy. dum. Lâkin buna rağmen, yirminci asırda verilen siyasi sözletin ve teminatın ha. kiki kıymetini takdir eden İsviçre hükü. met ve milleti gene her ihtimale karşı lâzım gelen tedbirleri almaktan asla ge- ri durmuyor. Ve yapılan propagandala, rn bu gerçekten mmüttehid ve vatanper. ver millet sefradının üzerinde, yabancı. lann umduğu gibi müessir olamıyacağ bilindiği halde, onları önlemek ve tesir. siz bırakmak için szami uyanıklık gös teril Bunuh neticesi olarak, parlamentodi teslihatın artırılmasını ve askeri tedbir. lerin şiddetlenirilmesini istemek husu, sunda en çok ileriye gidenler Alman İs. viçreliler omuştur. Bugün; İsviçrenin her neresined olur. sa olsun bir ay geçiren bir ecnebi, Jan Jak Ruso gibi en büyük bir mütefekkirin hürriyet sosyal gi hakkında en asil düşt erini bu gökler altında ve bu muhit içerisinde nasıl olgunlaştırmış olduğunu kolay anlar. (Devamı 10 uncu sayfada)