Hergün Yahudi kaçakçılığı (... Yazan: Muhittin Bİrzen mr eselâ, bir Berut gazetesinde okuyorsunuz: «İki gün evvel Lübnan . Filistin hududunu ge şebbüsünde bulunan on beş k Yahudi kafilesi İngilizler tarafından ya- kalanmışlardır», yahud, bir Şam geze - tesinde de şunu görüyorsun «Ge si bir gemi ne çıkmış oldukları İ haber alınan 216 Yahudinin bir kısmı ya. k ra mahsus karargâha gölü- rülmüşlerdir. Oradan Kıbrısa sevkolunü. cakları zânneğiliyor>. Ayni gazel nu da görürsünüz: «Küçük bir gen karaya çıkmak üzere iken yakala karaya çıkmalarına müsaade edilmedik. grevi © Fukat, bu nevi havadisleri yalnız Be- zetelerinde değil, başka gazı görürsünüz: Meselâ, bu ün bir Fransız gazetesinde şu satırları okudu «Hususi kayıklarla gelip, Marsilya ciyarında giz. ice karaya çıkmış olan Yahudilerden on ikisi, dahile gitmek üzere trene binecek. leri sırada seyyar zabıta tarafından ya kalanmışlardır,» İki üç aydanberi gazetelerde görülme- ğe başlıyan bu nevi «küçük; havadisler, son günlerde pek çoğaldı. Demek oluyor ki altın kaçakçılığı, tuz kaçakçılığı, dö « viz kaçakçılığı vesaire gibi, yirminci asir medeniyeti bir de insan kaçakçılığı, ya -| hud Yahudi kaçakçılığı icad etti, Zaten, dünyanın bugünkü haline bakarsak in. sanları bir bakımdan da şu tarzda İkiye ayırabiliriz: Kaçakçılarla kaçakçılığı mâni olmak için uğraşanlar... Dünyada,| hareketi veyabud hududdan hududa geç-| mesi menedilmiyen daha doğrusu ka - çakçılığı yapılmıyan ne kaldı kil X Yahudi olmak, Almanyada, İtalyada, | Macaristanda, Çekistanda, oSlovakyada,| Zorlukla karşılaştığımız, tereddüd kararsızlıkla bocaladığımız zamanlarda mesinden emin olduğumuz dostlarımıza kirlerini sorarız. İstişare muhakkak ki, çok ahvalde bizi yanlış bir adım atmaktan meneder, iyili- ib ölur, fakat tesiri en ziyade «menfi» ye karşı Bimizi n koymakta görülür. Yeni doğan Holanda prensesi Romanyada, derece derece, büyük kaba. hatlerdendir. Haydi, bu memleketler nasyonal sosyalist, faşist, y dörtte bir faşist gibi muay hayat görüşüne sahib memleketlerdir, di. yelim; fakat, hiç te ırkçı olmıyan diğer! memleketlerin Yahudilere karşı aldıkları tedbirleri ne ile izah edeceğiz? Budapeş.| tede çök mebzul ölan Yahudiler, Yehudi | kanununun başlamak üzere bulunan tat. bikatından sonra kendilerine artık bu memlekette hayat imkânı kalmadığını görerek çekilip gitmek istiyorlar. Fakat, gitmek , sefaret sefaret dolaşıp, ilti - mastan istimasa baş vurup, rica ve min. het, haftalarca uğraştıktan sonra gene Vİ. ze alamıyorlar. Ne Pransa, ne Amerika, ne İngiltere, Be Türkiye... iih, Halbuki bu memleketlerde ne ırkçılık kanunları var, ne de bunların Yahudilerle görüle. cek hesabları olduğu bahis mevzuud Hattâ, bu memleketlerin birçoğunda ga « zeteler, fikir adamları, devler adamlari Yahudilere karşı Almanların, İtalyanla- rın... ih... muhtelif memleketlerin tat » bik ettikleri usullerden dolayı şidd şikâyetçidirler. Onlara acıyan, onlar le- binde neşriyat yapan ve hatta siyasetle. Ti onların menfaatlerile çalışan memle. ketler bile, Yahudilere ya hiç vize ver * miyorlar, yahud da bu vizeler, ya gene «kaçakçılık» suretile veya, Amerika gi. bi, küçük birkaç delik bırakmış memle . — ketlerin bıraktıkları iğne deliği kadar » küçük kapıdan süzüle süzüle girmek yo. İlle elde ediliyor! e Bütün bu hâdiselere böylece dikkat et. tikten sonra da düşünüyorum; İnsan oğ- hmun üstünde sakin olduğu şu dünyi henüz çok geniş ve büyük bir dünyadır. Onun içinde öyle geniş sahalar vardır ki, dünyanın bütün, tam, yarım, çeyrek, se. kizde bir ve on altıda bir Yahudisini bir araya toplayıp bu sahalara salverseniz ve onlar orada iki asır yaşayıp üreseler, neticede bu nüfus kütlesi o sahalarda kaybolup giderler. Şu halde, neden do . layı, Avrupada hiç kimsenin istemediği, Asyanm, Afrikanın, Amerikanın, Avus . tralyanın da pek a istedikleri bu Yahu. dilere böyle bir saha gösterilip işte bu- rada ustu uslu oturup, artık millet olu - nuz!» denilmiyor? Yahudiler, eğer böyle bir insanlığa lâyık olmıyacak o dererede fena, korkunç adamlarsa, her memleket Bu resim, Holandanın yeni doğan Prensesi İrene'nin babası, Prince Ber. nard de Lippe tarafından beşiğinde a- anmış bir resmidir. Ne güzel uyuyor, değil mi? e Amerika tarlalarına farelerin hücumu Amerikada tutulan zira! istatistikler- den, #arelerin Amerikan ziraat'ne müt. hiş zararlar verdiği ve bu zararların 189 müyon dolara baliğ olduğu anlaşılımıştir. Son günlere kadar birçok tarlaları 123 milyon farenin istilâ ettiği sabit olmüş- tur. SON POSTA Nasihat alarak büyük iş yapılamaz içinde o kaldığımız, ekseriya muhake. müracaat eder, fi. iyi bir şeydir, bir siye İle, istişare ile Fransız mütefekkir La Rochefoucauld: «Nasihatle, tav. fazla büyük şey yapılamıyacağı kanaa » tlndedir,» muhakkak ki fenanın önüne geçilebilir, fakat bu gekilde başarılabilecek büyük eser çok azdır. Büyük adam. ların hayatlarma bakınız, bizzat kendi eserlerinizi gözden geçiriniz, büyük, yüksek eserin tek kalbden doğanlar, tek iradeyle yapılanlar arasında bulunduğunu görürsünüz.» e Hergün bir fıkra Ne iyi Komşusunun kuzusunu çalan bir hıristiyan günah çıkartmak için pa » paza gitmişti. Kuzuyu çaldığını söy. ledi; papaz: — Ne yaptın evlâdım, dedi, yarın ahirette, kuzu yanına gelecek ve ken- disini senin çalmış olduğunu haber verecek. Kuzuyu çalan sevindi: — Ne iyi, dedi, orada kuzuyu alır, al komşucuğum kurunu, der sahibine veririm, « Kraliçe Mari Antuvanet ve Sinema yıldızı N Sanatkâr Bir hırsu Bundan bir müddet evvel (Pariste Louvre müzesinde çok kıymetli bir tabto çalındığını, ili hafta sonra da Ser- ge Bogosslawsky isminde (Parisli bir ressam tarafından tablomın adliy geti, esnasında yapılan ameliyelerde bu ne- #s tablonun kıymetinden bir haylısının mış, temizlemiş, eski kıymetile adliye. ye teslim etmiştir. İt diğini yazmıştık. Ressam, tamir noksanlaştığını görmüş, tabloyu çal .Jrali aaa bunları böyle arz Üzerinde yersiz yurd.| suz, serseri serseri dolaştıracağına, bun.| Serge Bogo Fransız kanunlara gö- re suçlu sayılmaktadır. Halbuki bütün ları hep birden, oldukları yerde, ifna et. menin çaresini düşünseler ya? Hayır, insanlar De onu yapıyorlar, ne de ötekini, Yahudiler de günden güne artan bir sefalet içinde, «canlarını kur- tarmak için, her çareye baş vuruyorlar: Meşru, gayri meşru, tehlikeli, tehlikesiz, hülâsa her nevi çâreyele Acaba, bir gün gelip insanlar kendi kendilerinin insaniyetsizliklerinden uta « nacaklar mı? Bilmiyorum ve böyle bir salâhı bekliyenlerden değilim. Dünya, gittikçe insanlık duygusundan uzaklaşa. rak gidiyor. Bunu sade şu Yahudı mese. lesinde değil, İnsanlar arasındaki bütün münasebetlere gittikçe daha fazla kuv vetle hâkim olan yırtıcı hodgümlıkta, her nevi anaforculukta, her nevi merhamet- sizlikte çok iyi görüyoruz. Dua edelim: Allah, bu insanlığın enca. mını hayretsin! KER gen İSTER INAN, Ada vapurunda Adalı birisi arkadaşına sordu: — Senelerdenberi susuzluktan şikâyet ediyor. rıp çağırıyorduk. Su nihayet geldi. Fakat bu dakikaya ka- dar abone yazılmış olanların sayısı kaçtır biliyor muzun? Bu sual ile karşılaşan kat'i malâmata sahib değildi. Omuz İNAN, Amerikanm en güzel yıldızlarından rise gitti ve pereslişkârıarı tarafından coşkun bir şekilde karşılandı. Yıldız s9n zamanlarda meşhur Fransiz kraliçesi Marie Antoinette'in hayatımı canlandıran bir film çevirdiği malâmdur. Norma deye aksettirdiği tarih! kadmın yaşadığı yeri görmek istemiş, onun arabası geçtiği yollardan otomobille geçmiş, ay. ile İSTER << e biri olan Normu Shearer geçenlerde Pa-| Shearer bu filmde şahsiyetini beyaz per-| Paris onun beraet edeceği (kanaatini taşımaktadır. Resimde ressam ve çaldığı tablo gö- rülmektedir. Dünyanın en sabırlı adamı Dünyanın «sabır rekoru, bir Parisli- dedir. Pol Simetyer isminde olan bu Fransız, 44 sene hiçbir gün aksalmaksı- xm Paris boşanma mahkemelerinde gö. İrülmüş ve nihayet davasını kazanmıştır. İ Bundan 44 sene evvel karısından ayrıl. İmak için mabkemey? müracaat eden Pol, o tarihten itibaren bugüne kadar çalış- miş, çabalamış ve nihayet talâk ilâmını almıştır. İsarayına gitmiş, kraliçenin yatak odası- nin balkonundan bir müddet Parlsi sey- İNANMA! silkti, bunun üzerine söze öbürü devam etti: «— Tam 48 kişi.» Bir vapur seyahati esnasında kulağımıza gelen bu mu. havere doğru ise senelerdenberi su İstiyen Adalıların ancak 46 kişiden ibaret olduğuna! NANMA! Sözün kısası Kabahat kimde? *» İ Xi sarhoş Alman Beyoğlunda bir kah. vede oturuyorlarmış. Bu kahveye yanında iki kadın bulunan bir Yahudi delikanlı girmiş. Almanlar, sözle ve eb işaretlerile Yahudiye tecavüzde bulun. muşlar, Yahudi ayağa kalkmış, Alman « ların oturdukları masaya doğru yürü « müş, bu esnada Almunlardan biri de a. yağa kalkarak Yahudiye bir yumruk vur muş, Yahudi yüzünden yaralanmış. Hâdise doğru İse Almanlar kabahatli. dirler: Almanyade bir Yahudi düşmanlığı 0- labilir. Almanlar memleketlerinde Yahu #ilere hakaret edebilirler. Bütün bunlar, bize olmıyan, onların dahili siyaset. leri eseridir. Fakat bize misafir olmuş Almar yurdumuzda baramış Yahudilere de Almanyada yaptıkların yapmağa kalkarlarsa onlara; — Durun burası kendi eviniz değildir! Deriz. Ve nitekim bunu dedik. Yahudi de kabahatlidir: . Türkiyede barınmış bir insandır. Tür. kiyede bulunan Türk ve Türk olmıyan bütün insanlar gibi, Türk Kanunlarının, Türk polisinin himayesindedir. Ona de « gil Alman, bir Türk bile sataşmak, te « cavüz etmek hakkını haiz değildir. Böy le bir tecaviz karşısında Kaldığı zaman ilk işi Türk polisini çağırmak: — Bu adam bana tecavüz ediyor! dıye onu polise teslim etmektir. Fakat o, bu, nu yapmamış, kendine tecavüzde-bulu « nanları (bizzat kendi susturmak istemiy olacak ki mütecavizlere doğru yürümüş, ve bu nahoş vaziyete kendi sebeb olmuş Fakat asıl kabahatli biziz ki: Sarhoş bir Almanla, Türk kanunları nın, Türk tanıdığı, fakat kendini Ya budi tanıyan bir adamın, kozmopolit biz kalabalıkta tokatlaşmaları hâdisesine ga, zetelerimizin birinci sayfalarına geçire. cek kadar fazla ehemmiyst veriyoruz. kkk Bir adam alacak yüzünden komşusunu yaraladı Küçükpazarda Kutucularda oturan Rasid ayni evde beraber oturdukları srkadaşı Ali ile bir alacsk meselesin den kavga etmişlerdir. Ali bıçakla Ra, idi sol kolundan yaralamış, yaralı te İ altına alınmış, suçlu yakalanmış klet De: de giderken mukabil taraftan gelen şoför Cevadın İdaresini 1660 sayıla otomobille çarp: Bu müsademede Yani kolundan ve başından yaralandığından hastaneye kaldırılmış, şofor yakalanmıştır. Ecnebi profesörlerden ikisi istifa etti İstanbul Üniversitesi riyaziye şube « si profesörlerinden Fon Mizes, Ü) versitedeki vazifesinden islifa edereN memleketine dönmüştür. Gene riyazk. ye profesörlerinden Madam Griner de ayni suretle Üniversiteden ayrılarak memleketine hareket etmiştir. Maarif Vekâleti Üniversite riyazl « ye şubesinden bu profesorlerin açıl bıraktıkları yerleri doldurmak üzere Avrupadan yeni bazı pröfesorler cel bedecektir, “TAKVİM eonamaai