| Meşveret meclisinin kararı — Ah devletlü padişahım!.. Şu anda kalbime bir hançer soksalar, bir dam. la kanım çıkmaz. Halil haseki ve İngi- Miz Mahmud gibi işe yarar adamlar, her zaman bulunmaz. Bu cahil yamaklar, Allahtan korkmadan bunlara nasıl kıy- dılar, bilmem ki?... Diye, mırıldandı. Huzurda, sözü uzatacak zaman de - ğildi. Onun için Musa paşa, padişahın Suallerine kısa cevablarla mukabele etti, — Zatı hümayunlarından iradei şa- hâne telâkki ettiğim zaman. meşveret Meclisini toplamak üzere idim. Ferman buyurulursa, gifip vazifei sadakati İfa edeyim. Dedi.. derhal sarayı terkederek ev. velâ Babıâliye uğradı. Orada kendisini bekleyen Şeyhislâm Atâ Mollayı da ya. nina aldı. (Eminönü) civarındaki (Çar dakiskelesi kulluğu) na indi. Devlet ri. calinden icab edenlerle (Sekbanbaşı) yı derhal celbetti. Hararetli bir müza- kereye girişti. Bu büyük hallenin en mühim aktör. lerinden biri de, (Sekbanbaşı, Kah €ioğlu Mustafa ağa) idi. Mustafa ağ daha öğle vekti hem Musa paşayı hem de Şeyhislâm Atâ Mollayı ziyaret ede- Trek, gizlice: — Müjdeler olsun. Bizim kara va. mak uşakları, işe giriştiler, Halil Ha- #eki ile, İngiliz Mahmud hainini pâre Pâre eylediler. Diye, kanlı ihtilâlin başladığını ha- ber vermişti. Hatta At4 Molla ilede aralarında dikkate şayan bir muhavere Sekbanbaşı, gülerek cevab vermiş; — Sultanım!.. Onların baslarında, Kabakçı Mustafa çavuş var, Kabakçı, işini bilenlerdendir. Cins merkebler gibi, yaş yere yatmaz. Sokakta yürür. ken dahi, kaldırım taşlarını yoklama. dikça, bir adım atmaz... Sizler hemen rahat olun. Sadece, tedbirli ve ihtiyatlı bulunun. Demişti. Halbuki şimdi, Çardak iskelesi kul. uğundaki müzakere odasına girince, İhtilâlden zerre kadar haberdar değil. Miş gibi görünmüş. Musa Paşanın: — Bre Sekbanbaşı!. Nedir bu kema. zelik?.. Artık bu, ocaklıların elinden Mlallah.. Halil Haseki fe İngiliz Mah. Mud gibi âkili dânâ adamlara kıymak, Tevayı hak mıdır?.. Bu, ne asıl iştir?. Bize anlat. Demesi üzerine! — Sultanım!.. Hâmile avretim, üç gün. dür lohusalık sancısı çeker. Bir türlü Çocuğu getiremez. Kulunuzun başında, ateş yanar. Geceyi ve gündüzü dahi farik değildim. Dünyadan. bihaber. dim... Ancak, yamaklerm isyan sev- “asile tuğyan ederek, İstanbul cânibi. ne doğru hareket hazırlıklarında bu. Yunduklarmı şimdi işittim. Başkaca ma İimatım yoktur... Ne ferman buyuru- , İcrasına hazır ve nazırım. Diye, cevab verdi. Mecliste bulunanalarm çoğu mesele. MİN aslını bilmiyor ve ehemmiyetini takdir etmiyordu. Hatta (Sadaret ket. budası) (1) olan (İbrahim Nesim efen di) bile, derin bir gaflet içinde buluna. Tak, büyük bir hiddetle: — Canım, efendim.. o makule haze. enin cemiyeti o karga (o derneğidir. Mühimsenecek madde değildir. Ken. dvlerine, münasib zevattan bir heyet gönderilsin. Dağılmaları, emredilsin. Eğer isyandan fariğ olurlarsa febiha.. olmadıkları takdirde, cümlesini kahri le kırar geçiririz. Diye, Bu meşveret meclisi, geç vakite ka. dar devam etti. Ve nihayet, Sekban başının teklifi üzerine, asilere nasihat v (1) O zamanın (Dahiliye Nazırı) vermek için, (Kazancı Mustafa) nın gönderilmesine karar verildi. * Halbuki.. yirmi beş bölüğün müte. vellisi olan kazancı Hacı Mustafa, bu isyanı tertib edenlerin en ileri gelen. lerindendi. Muhterem okuyucularımız hatılarlar ki, bu isyan başlangıcından daha on beş gün evvel, Rumelikava. ğında ocak ağaları tarafından aktedilen Rizli içtimada o da bulunmuş. orada aktedilen ittifaka sadık kalacağına ye. İmin etmişti. Hacı Mustafa, Trabzon sahilleri aha- lisindendi. (ocak) dan yetişmiş. gayet zeki, becerikli ve iş bilir bir adam ol. duğu için, ( Gümüşhane ) deki Bakır madenlerini ele geçirmiş. ve, bunları işletmek yüzünden, büyük bir servet elde etmişti. İstanbuldaki bakırcılık ve bilhassa kazancılık işlerini adeta inhisar altına almıştı. Bundan dolayı da, elinin altın. da işçi ve amele olarak yüzlerce, güç- lü kuvvetli adam vardı. Ayni zamanda yamakların ekserisi, Trabzon ahalisin. den olduğu için, bunlar da kazancı derecede ehemmiyet veriyorlar, Onu, adeta kendilerinin hâ. misi eddediyorlardı. Kazancı Mustafaya, pek nazik ve mü him bir vazile tevdi edilmişti. Şu an. da, hükümet ve saltanatın mukadde. ratı, adeta bu adamın eline girmişti. Eğer o 'stemiş olsa, bir anda yamak- ların isyanını durdurabilirdi. İ Fakat, (ocak) taassubunun en katı tığı terakki ve teceddüd hareketleri. nin en coşkun aleyhtarlarından olan Hac: Mustafa, Çardak iskelesinden üç çifte bir kayığa binip Boğaza hareket ederken, kendisini iskeleye kadar teşyi etmiş olâan Sekbanbaşının kulağına eği- lerek: — İnşaallah, yarın sabaha dek, y&- makları İstanbul canibine geçürürüm. Sahibi devlet efendilerimize (2) söy- le. Hiç merek buyurmasınlar. Dedi. * Asilerin (serkerde) Wiğini deruhte eden Kabakçı Mustafa, Büyükdere ça- yırının ortasında bir bayrak açmıştı. Artik, muhtelif tabyalarda bulunan asi yamaklar, bu bayrağın etrafında toplanmıya başlamışlardı. 'Bu âsilerin adedi, ancak beş yüz ne ferden ibaretti, Eğer şu anda, ya Le- vent çiftiğinden veyahud Selimiye kışlasından, birkaç tabur nizamı cedid 18 ncı asırda İstanbula gelen Bohamyalı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 46 Türkçeye çeviren: Süreyya Dilmen Elçinin Türkler, sefere çıktıkları vakit, ilk günü, hareket üslerinden o kadar uzak Jaşmıyorlar. Çünkü seferde lâzım ola- cak bazı teferrüatın unululmuş bulun. ması mümkün olacağı ve bu gibi nok- sanları umumi karargâha çıktıktan son bu noksanları tamamlıyacaklarını dü- şünürler ve bundan dolayı seferin ilk gününü şehir dışına uzak olmıyan bir yerde kamp kurarak geçirirler. (1) * Sinan paşâ gibi yaman bir düşmanı. mızın gidişinden en çök sevinen bizler olmuştuk. Çünkü zarmediyorduk ki ko- nağımızdâ, 6 gün olduğu gibi, kapalı olarak kalabilecek ve başka türlü müş- külâtla ve daha kötü (muamelelerle karşılaşmıyacak idik. Fakat umudumuz sevkedilerek bunların etrafı ihata ©. dilmiş olsaydı, içlerinden bir tek nefer bile kurtulmazdı, hepsi süngüden geçi. rilebilirdi. Halbuki, isyan hareketinin büyüme. sini bekleyen Musa paşa; — Tez, o civardaki perakende niza. mı cedid efradi geri gelsinler. Zinhar, yamklarla çatışarak bir vak'aya sebe. biyet vermesinler. Diye, Boğazdaki nizamı cedid kara. kollarına haber göndermişti. (irkesi var) taraftarlarından, 3 üncü Selim'in yap- (2) Musa paşa İle Ata molla. Emlâk ve Eytam Bankasından Satılık Emlâk Depo- Esas Yeri Kıymeti Novi o Mesehası zitosu 725 Kadıköy, Hasanpaşa Taşköprü 66. — Arsa İO&.27M2 13.00 üçüncü ada Derici sokağı No: 39 731 Fatih Muralpaşa Sofular cad. 575.10 Bostan Yö8.50OM? 115.02 ada 1094, parsel 14, No. 18 734 Fatih Muratpaşa Sofular cad. 25.05 Orsa 63.50 M2 501 ada 1095, parsel 85 No, 21 1:2 his, 1705 Fatih Muratpaşa Horaor cad. o 75.— Dükkân 15. M? 15.— nda 880 parsel 59 No, 27 12 his. , 737 Fatih Muratpaşa Millet cad. 90. ev 3000 68.502 18,— İmam Mes'ut sokağı ada 2098 his, parsel i No. 16:— 749 Fatih Muratpaşa Sıraç Kerim 45.— ©evB32 62. M 9,— sokağı ada 580 parsel «323 N.4 his. 762 Beyamd Eskiciler sokağı ada 210.— Dükkân 8. M2 42.— 644, pursel 2 No, 74 — 3-6 his, Ti Eminönü Sarı demir mah. 1276.— mağaza İl1.50M2 256.00 Iğdıç sokağı uda 476, parsel 840-2400 his 28, No, 66 777 Bakırköy, Cevizlik vapur iske- (o 600, arsa O(69. M2? 121.80 lesi sokağı No: 48, 50 52 778 Bakırköy, Cevizlik vapur iske- 63.— arma (63. MZ? 12.60 lesi sokağı No. 54, 56 779 Bakırköy, Cevizlik vapur İske- 124.— arsa 124 M2? 24.80 lesi No. 58, 60, 62 806 Galata Berekelzade mah. 660.— mağaza — 131.00 Zürefa sokağı No. 5, 7— evin 1-2 881 Fatih Muratpaşa Sofular cad. 32.— arsa23 80. M 6.40 ada, 1095, parsel 84 No, 25 bis. 835 Fatih Guraba Hüseyinağa mah. o 450. evin 12 118 M? 90.00 Şekerci sokağı ada 884, parsel his, 14, No. 17 — 8861 Beşiktaş Orlaköy Hacı Mahmut Oo 600 ev 40.2AM? 100.— mah. Şsir Necali sokağı No. 47 467 Kuzguncuk Hacı Kaymak Men- B68.— arsa 255.28 M2 10.60 teş sokağı 36, T 27 No. 808 Kuzguncuk, Yeni sokak No. 6 (o 568.— ew1832 Gİ7İM2 11240 his, 909 Üsküdar Selâmi Ali mah. 10.— orsa O47BOM? 200 Değirmen sokağı No, 34 487 Bakırköy Sakızağacı Bostan 65.— arsa O6486M2 1309 çıkmazı sokağı No, 1-3 1028 Burgazadası Gezinti sokağı ada (268.— «rsa 898 M2 p8.40 28 pursel 15, No 10 mü, 1091 Kadıköy Bostancı mah. Tüccar (O 988.— «arsa 25850M2 77.6) Tariki sokağı No. 1 1119 Bariyer Büyükdere Fıstık suyu (o 9239.— Kahvehane 16 hektar No. 26, 28, 28-1 ve arazi 720 M2? 647.80 Adresi ve tafsilâtı yukarıda yazılı gayrimenkuller açık artırmak suretile faizsiz sekiz taksitle satılacaktır. bizi aldatmıştı. Çünkü paşa; azimetinin üçüncü gü- hü, kurnazca hareket ederek Ferhad paşa namına elçi efendimize gönder - diği zabitlerle efendimizi çağırtmıştı. *İSefir hazretleri o esmada çektiği ma . nevi elemlerin tesiri neticesi olarak kımıldamıyacak derecede hasta bulu - nuyor ve yatağından çıkmıyordu. Ge. âkiheti bulunduğu ordu kampına götürülmüş. tü. (2) Sonradan öğrendiğimize göre zavallı efendimiz. buraya isal olunur olunmaz, kendisi ihtiyar bir zat olduğundan, he. men bir çadıra konulmuş ve beraberin. Ta görebileceklerini ve'yol yakınken |de götürdüğü beş kişi de zincire vurul. muş ve bunların muhafazası vazifesi bir Yeniçeri takımına tevdi olunmuş « tu. Konakta bırakılan bizlerin, bu aralık olup bitenlerden haberimiz olmıyacağı şüphesizdi. rusu götürülüşünden takriben iki saaf kadar bir zaman geçmişti ki binlerce halkın, her istikametten, konağımıza doğru acele acele gelmekte ve hatti koşuşmakta olduklarını gördük. Ge « Jenler ve ilk gelenlere sonradan kati. Tanlar konağımızın önünde saflar teş. kil ediyorlar, birçdk kimseler civar evlerin damlarma, duvarlarına tırma nıyorlardı. (Arkası vav) (2) İmparatorun elçisi ordunun arkasın. dan götürüldü. (Hammer, cild 7, sayfa 170) Fiçi Herr Kregyits ordu ile birlikte Bek Erada götürülmüş ve ordunun orada kak dığı on gün içinde vefat etmiştir. (4 EŞ) 1593). Sinan paşa, sefirin beraberine aim bulunduğu beş uşağı bu ölümden dolayi len zabitler ise efendimizin bu ağır ha.İmes'ul tutmiya kalkışmış ve imparatorlarına line ehemmiyet vermiyerek beraberi. ne yâlnız iki veya üç uşak alarak der- hal Ferhad paşa nezdine gitmesi Jâzım geldiğini tebliğ ettiler. Söz de elçimiz paşa il elde edilen lâtince bazı ö - nemli vesikalarm tercümesini yapa » cak imiş. Yaşamaktan ziyade takriben ölüm halinde bulunan zavallı efendimiz ise o aralık kendisinin ata binmiye değil, yatağından çıkmıya bile gücü olmadı. ğmı söyliyerek özürlerinin paşa haz - retlerine iblâğını rica etti, iyileşir iyi. leşmez hemen paşayı ziyaret etmek kendisi için müstesna bir zevk şeref olacağını beyan eyledi. Lâkin, efendimizin derhal hazırlan. ması için ısrar ediyorlar «Eğer elçi cenabları istiyenek gitmezlerse kendi. sini bu yolda zorlamak mecburiyetin - de olduklarınız ve «esasen sefirin ra » hat gidebilmesi için bir araba getirmiş bulunduklarını, bir saatten fazla meş- gul edilmiyeceklerini> söylüyorlardı. Zavalh efendimiz, zabitlerin kuv » vetli ısrarları karşısında gitmekten başka çare olmadığı kanaatine vararak güç halle yatağından kalktı, sırtına ka. ra kadifeden mamul bir Macar elbisesi giydi, içi kırmızı kumaşlarla döşeli arabaya bindi (bu arabalar şehirlerde hilinmiyen zamanlardanberi kullanıl - makta ve bunlara basamakla girilmek. tedir). Efendimiz bizleri Tanrıya 1s - marladıktan sonra ve maiyetinde ken- di adamlarından beş kişi olduğu halde, bir çift beygir tarafından çekilerek bizlerden ebediyen uzaklaştırılmış ol. du. Biçare ihtiyar, kendisine söylenildiği gibi, bazı evraki tercüme etmek üzere Ferhad paşa nezdine değil ve fakat doğruca şehir dışında Sinan paşanın (9) Davud paşa sabras... Vaktile İstan» buldan Edirneye doğru giden yolun başında tatlı bir yokuş vardı, bu yokuşta hâlen gü- zel bir cami görünür. İşte bu camli yaptı- ran Davud paşa namında ve Osmanlı ta - rihinde iyi şöhret almış, Fatih ve ikinci Be- yard samanlarında yaşamış bir sadrazam- dır. Bugünkü tatli yokuşun eteğinde gene vaktile bir sahra vardı, Bizanslılar sama - nında Hebromgh denilirdi. Ve İmparator. arın taç giyme merasimi orada yapılırdı. İşte Davud Paşa bu eski sahraya da kendi adını verdi, Btrafına kurduğu mahalleyi de İhale 49-939 Pazartesi günü saat ondadır. İsteklilerin bildirilen gün ve saatte depozito akçesi nafus tezkeresi ve üç kıt'a vesikalık fotografla şube miz Emlâk servisine gelmeleri. ,(788) ( (6243) iş o suretle adlandırdı. Bu &âhra, birkaç asır İstanbuldan Rumeli serhadlerine giden or- duların toplanma alanı olmuştur. Padişah- lar orduyu oradan teşyi ve oradan istikbal ederlerdi. Mütereim bu hususta hesab vermeleri lüzumunu Böy“ Yiyerek kendilerini Büdine göndermiş ve O radaki zindana attırmıştır. (27 Eyldl-1563) Mütercim “Daima genç Daima güzel Krem Balsamin KANZUK Eksir Balsamin KANZUK isimli 2 şaheseri, bütün dünyanın en mükemmel güzellik müstahzarlarıdır. Ötedenberi memleketimiz kibar âleminin takdirine mazhar olmuştur. Krem Balsamin Kanzuk Kadın güzelliğinin sihrini terkibinde saklıyan en ciddi ve şayanı itimad markg. dır, Genç ve ihtiyar bütün 0 zaruri bir ihtiyaçı. Cüdin ve taravetini arttırır. Yağlı, yağsız ve acıbadem. cinsleri vardır. Eksir Balsamin Kanzuk Cildin daimi yumuşaklığını temin eden Yüzdeki çil ve İekeleri alır. Sivilceleri tg. mamen izale eder. Traştan sonra cilde lâtif bir serinlik verir, İngiliz KANZUK eczânesi Beyoğlu İstanbul Sefirin azimetinden veya daha doğ.