Bedbinlik artıyor Yazan: Muhittin Birgen —#| * (Baştarafı 1 inci sayfada) Bu tarzda düşünenleri haksız görmiye-| ceğiz; çünkü ortada çok kötü alâmet var. Her memleket, tetik üzerinde duru- yor. Lehistan bir kısım efradı silâh altı. na almış, büyükçe bir ordu beslemekte- dir. Romanyanın, son günlerde yeni ye- ni askeri davetler yaptığı * görülüyor. Fransanın her dakika, bir harb patlama- #1 ihtimali bulunduğuna kani olduğunu! gösteren ülâmetler hesabsızdır. Bütün bu ihtiyatkârlıkları yapanların elbet bir takım bildikleri şeyler vardır; hususi İs- #ihbarat teşkilât! ım mütemadiyen fa-| «diyet halinde bulunduğu şüphesiz olan bir mevsimde, bir takım devletlerin bu kadar tetik üzerinde durmaları birçok manalar ifade edeceğine göre, bedbinle- rs yerden göke kadar hak vermek ka- bildir. * Bununla ber#ber obedbinlikte ifrata düşmeğe de mahal yoktur; çünkü, bütün bu yukarıda sayılan alâmetlere ilâveten her memleketin her cinsten yaplığı ve Yapmakta olduğu askeri manevralar gi- bi, sayılabilecek birçok delillere rağmen, İharb, Almanyanın yeni rekolteyi ambara koymasını bekliyor, tarzında bir iddia, henüz mevsimsizdir. Bugünkü hale göre, her iki taraf ta siyaset sahasında son 0- yununu oynamadan harb: girişemer; çünkü bu defaki harb, ne bir taraf, ne ö diğer taraf için, bundan evvelki harb g ibi olacak değildir; her iki taraf için de, ışanslar güç, neticeler ağırdır. Her iki ta- Taf ta, son siyaset kozlarını oynamadan harbe karar veremez. Hindenburg, Cihan Harbi esnasında İharbin kazanılmasını bir sinir meselesi lolarak ifade ederdi. Filhakika, sinirleri gevşyen Alman ordusunun silâhı elden fbirakmaşile meydana çkıveren netice gösterdi ki Hindenburgun nazariyesi boş değildi. Bugün ayni nazariyeyi kullana biliriz: «Sulhün kazanılması bir sinir me- gelesidir.> Devlet adamları bu sinir kuv- vetini taşıdıkları müddetçe, harbden !c- tinab edilebilir. Çünkü önümüzdeki harb tarzında bir boğuşmanın neticesini, hiç bir taraf riyazi bir katiyetle hesaba ks- dir değildir. Neticeyı, hesab tayir ede- mediği takdirde işe, kararı verecek olan kuvyetin sinirden başka bir şey olamı- « yacağı şüphesizdir. Gelirine göre sarfet, aksi halde çıplak kalırsın. SÖZ ARASINDA İngiliz Kadınları Yağmurdan nasıl Korunuyorlar? Lu Londra sis ve yağmuru bol olan bir şehirdir. Yazın en mcak günlerde bile yağmur yağdığı vâkidir. Şıklığına me - paklı İngiliz kadınları her hangi bir za - rardan kurtulmak, makyajlarının bozul- mamasını, ipek çoraplarının lekelenme- mesini temin etmek için gördüğünüz çe- kilde koruyucu vasıtalar kullanmıya baş- lamışlardır. Güzel mi, değil mi7. Orasını kadın okuyucularımız takdir etsinler. Yolda yumurtlıyan ördek İngilterede Fojkstane'de motosikle- tle giden bir İngiliz, yolda 6 ördeğin Kararı Almanya mı verecek? Bu mem-| ilerlemekte olduğunu görünce, gazi ke| İeketin bugünkü fktısadi kuvvetleri, o-İserek yavaşlamış, beş ördek salına| nun böyle bir kararı bir hamlede vere-| salına geçmişler, altıncısı ise az buçuk bilmesine müsald değildir. Esasen, Al-Joyalanmış, sonra hiç de istifini bozma man milleti, çök zaman tazyik altındaldan yolun üstüne yumurtlıyarak yü - kalmış bir takım hislerden dolayı beye-|rümesine devam etmiştir. canla iştirak ve takib eylediği bugünkü er ela ei ir. siyasi mücadeleyi harbe kadar götürme.) Amerika saat kralının Be taraftar değildir. Burada, eskiden ta- mazisi pıdığım bazı Viyanalı Almanlarla konuş- aliil in tum; bunlar, siyasi kanaat bakımından 0 lala ME yüzle işi açi 6skiden bitaraftılar; şimdi kanaatli birer giliz liralık bir çek yazarak Amerikanın Nazi olmuşlar. Yüksek bir heyecan ha- en meşur müesseselerinden birini şa - Mihdedirler. Bununla kepi M. İStE-İ tın alan Amerikanın saat kralı Barnstone, miyorlar ve harbin çıkmıyacağına, tsev- " şimdi 45 yaşındadır. Her yerde onun #a- gili Adolf» ven harbe mâni olmak için her) aeleri satılır. Ve bu saatlerin en ucuzu peyi yapacağına kanidirler. Almanya ile) 20 lira ve'en pahalsı da 1600 liradır. geniş ticaret işleri yapan ve muhtelif Al-| saat krahnın kullandığı saa* ise husust man şehirlerini dolaşarak bureya Yenil gorette yaptırttığı ve 300 lira değerinde gelmiş bulunan bir Macar dostum da Al-İ pir altın saattir. manyada harb taraftarlığı görmediğini Hergün bir fıkra Duhuliye üç buçuk i $ o Yerli Mallar Sergisini gezenlerden | beş kuruş alındığı mevruubahs ol- i maştı, Hesabımı bilenlerden biri: — Beş kuruş değil, üç buçuk ku- ruştur! Dedi. Takddilar: — Orada da ms pazarlık edip alt- muş para indirttin! ; — Kopıda beş kuruş verdim. Am- # ma, Kibrit İnhisarının pavyonuna uğ- radım, bir kutu kibriz verdiler. dü- huliye üç buçuğa inmiş oldu. Gandi binlerce Muarızının Hücumuna uğradı Alelâde keten « Ben bir örtü ör. tünen Gandi, biz seri Oo konferan vermek üzere baş ladığı seyahati - nin ilk merhalesi olan Lahura gel « miş, Obulunduğu tenin (o etrafın, kendi . akidesine muarız (binlerce telebe sardığın « dan polis işe el koyarak Gandiyi herhangi bir ts arruzdan vikaye etmiştir. Emil Yannings ve Arkadaşlarının Geçirdiği kaza Meşhur sine - ma aktörü Emil Yarınings arka « daşlartle birlik - İhtiyacma göre gelir temin et, aksi halde miskin olursun. | Sözün kısası Veyil şişmanlara! | aj Imanya, göbekli ve çifte çeneli insanları vatan haini telâkki edecekmiş! Meğer ki bu vaziyette bulu” nan kimse, şişmanlığının yaratılış ikti- Zası olduğunu ve fazla yiyip içmekten ileri gelmediğini isbata muvaffak olabil- sin. Nasyonal sosyalist partisinin resmi nâ- şiri efkârı (Völkişer Beobahter) gazete- sinde meşhur mütehassıs Profesör Virta bu zeminde uzun bir makale neşrediyor ve diyor ki: «İster kendi evinde, ister davetli oldu- ğu bir ziyafette çok yemek yiyen her- hangi bir Alman, gerek vatanına ve ge- vek vatandaşlarına hiyanet ediyor de- mektir, Zira o, böylece, köylüyü damız- İlk hayyanından ettiği gibi, mületin men- ra “e Ba ba, Otomobili Dikkatle sür?! » Danimarkada Kopenhag caddelerinden birinde yağret mükellef bir otomobil gö - rünmüştür. Fakat bu otomobilin hususi- yeti, kapılarından birinin üstünde bu gör düğünüz resimle altındakı şu satırlardır: «Baba, otomobili dikkatle sür.. Beni düşün!...» Otomobil Danimarka kralının en kü - çük oğlu Prens Knuda aiddir. Resim de küçük kızı Prenses Elizabathin resmidir. Dünyanın en büyük hastanesi Dünyanın en büyük hastanesi Ameri - kada Minosettadadır. Burayı kardeşi ile birlikte idare eden beynelmilel şöhretli doktor Mayo 78 yaşlarında olduğu halde geçenlende ölmüştür. Kardeşi Şarl da Mayısta hayata gözlerini kapamıştı. Fa- İkat iki kardeş bundan bir müddet evvel bastaneyi 600 bin İngiliz lirası senelik geliri ile Minosetta belediyesine hibe ve İaatine. müdafaa endüstrisinde çalışan amelenin de hakkına tecavüz eylemek- tedir, Herhalde, memleket parasını tasarruf etmeğe ne türlü muhtaç ise gıda madde- lerinden de 6 suretle tasarruf etmeğe mecburdur. Bu mecburiyeti kale âlm- yanlar ise hsinden gayri sıfatla tavsif e- dilemezler.» Folek, bu satırları yazan âciz mahlö- ku normalden aşuru bir toplulukta ya- ratmış olduğundan yukarıki satırları o- kur okumaz hafif bir ürperme geçirdim. Alisha şükür boğazıma kat'iyen düşkün değilimdir. Ve doktor Virtzin memleke- tinde yaşamış olsaydım «köylüyü damız- lık hayvanından etmediğimi ve müdafaa endüstrisinde çalışan amelenin de hak- kını yemediğimiz isbat hususunda güç lük çekmezdim. Maamafih, çifte gerda- nımla ileriye doğru hafif bir tümsek teş- kil eden karnımın Yaradan canibinden bana öyle münasib görülerek ihsan bu- yurulduğunu bilmiyen halk bana acaba ne göz ile bakardı? Yok; müfrit bir parti adamının ileriye sürdüğü bu fikri Alman devleti zannet- mem ki kabul etsin de rejim prensip ve kararlarının arasına koysun. Bir memle. kette şişman adamların vücudü orada Üs zöntü, sıkıntı, darlık olmadığına delâlet eder. Şişman adam, bilen için mükem- mel bir lehde propaganda vasıtasıdır. Fi- Tânca idare halkı tazyik ediyor, halka zulüm ediyormuş!, dediler mi Idi, şişman adam, yüzünden sıhhat akan, neş'e fışkı- ran buzurile bu iddiayı derhal tekzib e- der, Amma, içyüzlü başka imiş? Ne olursa folsun: Efkârı umumiye şişmanı tasasız bellemeğe alışmıştır. O, göz yaşlarına bi- le kimseyi inandıramaz. Onun için, Alman zimamdarları, emi- nim ki Profesör Virtzi takbih edecekler- dir. Zaten Almanların pek ziyade sıkıntı içinde bulunduklarına dair dünya yüzün- de namütenahi dedikodu oluyor. Bu de- dikodulara inanmak temayülünü hisse- denler sayım Mareşal Göringin toparlacık heyetini görerek fikirlerini tashih, şüp- helerini izale ediyorlardı. devrettikleri için, hastanenin faaliyeti duracak değildir. Mayo müesseseleri diye amlan bu hastanenin 128 doktoru, 500 hastabakıcı- sı vardır. Mütehassıslarından bazılarına da senede 20 hin İngiliz lirası kadar maaş verildiği vâkidir. Buraya müracaat eden Alman dostlarımız propagandanın kıy» met ve ehemmiyetini herkesten iyi bilir. Ter. İfrata vardırılar silâhlanma yüzün» den memleketin bünyesi hayli zayıfla. mişken bir de şişmanları zayıflatmağa kalkışmak milli davanın aleyhine olur. Ben burada kendi kendimi müdafaa kuvvetle teyid ediyordu. Harbe İngütere mi karar verecek? İn- giliz milleti, politika oyununa barb oyu- nundan çok fazla kıymet verir. Dünyayı politfka ile idare etme imkânları bulun- duğu müddetçe, bizzat elebaşılığı kendi- sine düşecek olan bu defaki harb tarzın. daki bir harbe karar vermek için İngiliz hüklmeti, herhalde Führer ve arkadaş- larından fazla düşünecektir. * Evet, vaziyet son günlerde gerginlik ve her tarafta sinirlilik a18- Mmetleri gösteriyor. Hattâ, üç gündenbe- ki, Nevyork borsasında panik alâmetleri belirdiğine dair haberler bile geliyor. Bununla beraber. ben, yeni rekoltenin ambarlara konulmasını müteakıb, Al manyanm kararile, bir hârb çıkmak üze- Te bulunduğuna kani değilim. Politika sahasında daha çok tecrübeler yapılacak, gok gürültüler olacak ve eğer harbden İctinaba hiç imkân yoksu, anlaşmaktan Aciz olan bü sersem milletlerin başların» gelecek belâ, ondan sonra zuhür ede çektir!, dk, bitti (Bizgen İskoçyada bir Alman jeplini İngilterede hava nezaretinin malima- tı olmamasına. ve Alman makamlarının tekziblerine rağmen, İskoçyada şerk s- hillerine doğru uçan bir Alman jepiini görülmüş, İskoçyalı tayyarecilerden biri derhal havalanacak jeplini takibe ko - yulmuş. jeplin bunu görür görmez to- tasını değiştirmiş ve deniz istikametine doğru yol. almıştır. Fakat İskoçyalı tay - büsbütün yareci, jeplinin üzermde Almanlara aid! te bir vapurda fim çevirirler, ken, © civarda top endahtı ta. Wmleri yapan ge milerden birinin savurduğu bir mermi tam film olduğunu gösteren işaretleri gayet vazih bir surette okumuştur. İSTER ız anlattı: Bir arkad. «Evde bam mur aldıracaktık. Fırına: — Bu saate hamur verilemez! Demiş, sormuşlar: İSTER İNAN, r işi bazı yemekler yapılacağı zaman yakın bir fırından ekmek hamnru aldırırız. Geçen akşam gene ha- INAN, İlardır. İSTER — Hergün veriyorsun, şimdi neye verilmiyor? Fırıncı sebebini söylemiş: — Gece olduktan sonra hamur vermek âdetimiz değildir. Uğur kaçar! Bu yüzden fırından hamur alamadık.» INANMA! ISTER çevrilen geminin güvertesine isabet et. miş, artist ve arkadaşları bir tesadüf neticesinde yaralanmaktan kurtulmuş. | munzam bir çiçek bahçesi o görülmeğe değer mahiyettedir. hastalar servetlerine göre Ücret ve - etmiyorum. EMmamdülillâh Türküm! Ve rirler. Hastane binalarının bulunduğu o.) mübarek yurdumda lokmatarımı saymak rezi dönümlerce gönişli ire “esans hiç kimsenin hatır ve hayalinden geçmi» bavat hatlarla bu binalara, nakledilir.) Yeyil şişmanlara ihtarı Türk Jehçesine Müessesenin bütün dünyayı yolladığı|her zaman yabancı kalacaktır. Tok gözlü mecmuası kendi matbaasında neşredilir.|'Türk milleti, yabancı diyardan gelen ko- Ayrıca hastaları tedavi altında bulun -İnuğuna: duğu müddetçe ailesinin ikamet edeceği| — Yediğin, içtiğin senin olsun. gör 400 odalı bir oteli varır. Hastanenin gi - | düklerini anlat demeğe alışıktır. neması, ve bütün çiçeklerini temin ettiği) o Türklüğüme hamdetmek için bana hergün bir vesile icad eden Cenabıhak- kâ bin şükürler olsun! E. Eleme Kili : Bandırmada heyecanlı bir futbol maçı Bandırma — Bugün Bandırma İdmar- yurdu ile Doğanspor klüpleri arasında bir maç yapılmıştır. Maç çok heyacanlı ol - muş, netice bire karşı 8 gölle İdmanyur” du galip gelmiştir. Doğansporluler ta - kımlarmı Fenerbahçeli Lebib fle takviye ettikleri balde netice gene aleyhlerine İNANMA! olmuştur.