Bekârlar niçin eulenmiyorsunuz? Eği; Erkekler diyorlar ki “ Kadın umumi hayata girince maddi oluyor. Maddi kadından ne ev, ne de cemiyet, için fayda beklenemez. Bir kısnı böyle, bir kısmı da böyle- lerini taklide müheyya © E. Sübaşı (Çoram): «Bon Posta'daki anketi alâka ile takib et- mekteyim. Ben de bu fırsattan ietifade ede- rek düşüncelerimi sıralamak istedim. i — Sekiz ay evvel ayni meslekten bir ba- yanla nişanlanmıştım. Düğünümüzün bir - ân evvel yapılması Için icab eden gayreti sarfetmekte idim, Zaman geçtikçe düşünce- jer değişmeğe başladı. Brrelâ bayanın ba - bası birçok istekler, ve şartinr sıraladı. Tür- Yü bahanelerle vakit geçiriyorlardı. Bunlar şüphesiz benim İşlme gelmezdi. (Hayırlı iş uzatılırsa iyi olmaz) (o sözünü hatırlıyorum. Nihayet nişanımız bozularak alâkamız ke - südi, 3 — Anketinize cevab verenlerin bazıları bep kabahaği bayanlara bulmakta, o bence büsün suçu kızlara yüklemek doğru değil - dir. Biraz da ana ve babalar bodgümlığı bi- Takma. Bu bâdiseden muğber olarak üreldimi kes miş ve haya'a küsmüş değlilm. Tekrar bir Bayat arkadaşı seçmenin en doğru bir yal ulduğu kanaatindeyim» > © İbrahim (Adana Asfalt cad - de): «21 yaşında bir bekârım. Bin lira serma - yem var, Evleneyim diyorum, 400 lira başlık 300 ilrn maaraf istiyorlar, Benim (yerimde kim olsa evlenmez Varım: (oyoğumu daha Mik adımda mı harcayayım. Saniyen, kız - larımız çok boppa buluyorum. Haydi mas - raf, borç edelim! Ya bedbaht olursam? Ka- —mb iki taraflı olmaz m7. Kılarımıza daha küçükken (ev idaresini, dikiş, nakış öğretmeli. onların gözlerini me- muriyet sandalyasından eve, yuvaya çevir - menin yolunu bulmalı. Bunlar ve kız ailelerinin gösterdikleri mas raf bekârları ürkülen yegâne amillerdir. >> © Arif Turgud (Kadıköy Moda caddesi): «Anketinise gelen cevablardan, erkekle - rin neden evlenmedikleri, niçin evleneme - dikleri anlaşılıyor. Kadın ev için yaratl - miştir, insana evine bağli kadından bayır gelir. Halbuki kızlarımızın gözü şimdi ta - mamen dışarıdacır. &ir çok İlse, üniversite mezunları iş bulamazken, onlar, teheileri De olursa oltun kabul edilmek (imliyazına maahar. kadın umumi hayata girince mad- di oluyor. Maddi kadından ne ev, ne cemi - zet, ne millet için fayda (beklenemez. Yol parası vermez, kere gitmez. (Erkeklerin hayatında mecburi duraklar yapan hüdise- lerle alâkadar değildir. Alır parasını, giyi - nir, kuşanır, gezer. niçin bir erkeğe minnet eialn?! Üstelik çocuk da doğurmaz; Kadın - Edebi tefrikamız: 40 iken nasıl evlenmeli? ,, ların ekserisi böyle, bir kısmı da böylelerini taklide müheyya iken nasıl ewlenmeğe cesa- ret etmelil.> © 5. Şakir (İstanbul): Kanaatimce; ne kadın ne de erkök sebe - biyet yerilmedikçe, anormal bir insan de - ğilse, diğer tarafın her ne suretle olursa ol- sun zararını mucfb bir halde bulunmaz. Bütün kanın! mevzuatin normal insan - lar nazarı dikkate alınarsk © konulduğunu gözönüne getirecek olursak iddiamizi daha kolaylıkla sübuta vardırmak imkünmı elde etmiş oluruz. Birçok yüksek ve zengin alle kızları tanı- rım ki evlendikten sonra kocalarının temin edebildikleri hayatı yaşamağa razı olmuş, kendi kaprislerinden fedakârlık etmiş bötün Yarlıklarde yuvalarına bağlanmıştır. Yine birçok fakir genç kızlar tanırım ki sonradan karşılaştıkları daha müreffeh ha- yat onları şimartmamış, yine eskisi gibi sa- de ve temiz kalmışlardır. Fakat, yine bu fki sınıftan öyle kadınlar çıkmıştır ki birisi eski hay temin ede - miyen kocasını ihmal eteniş, aile mukadde- satını çiğnemiş ve diğeri (Ode eski yaşadığı hayatı unutarak birer «prenses» o kesilmek #sbemistir. Birinel piândakiler ne kadar nor- melse ikinci plândakiler de o kadar anor - maldir, Yukanda «sebebiyet verilmedikçe» dedim. Bu biraz zihni meşgul edecek (omahiyelle çok şümullü ve uzun münakaşalara yol « - çabilecek bir tabirdir. İhtimal bu satırları okuyanlar arasında «Sebebiyet vermiş olmak diğer tarafın teb- riyel gimmeğ etmesini icab ettirmez. diyen» ler bulunacak, Ve bunu söyliyenlerin ekse - risi de erkek olacak. Kendi haksızığımızı kendimiz itiraf ede- Um; Bir erkek; her cihetçe evini, karısını, 0 - nun bir çok maddi ve manevi ihtiyaçlarını ihmal eder, kendisi gezer, eğlenir, zevkinde, #afasında yaşarsa, kendi kaprislerinden hiç bir fedâkürlıkta bulunmak İstemezsi karı - sından kendisine karşı tam bir sadakat bek” emeğe hakkı olabilir mi? Aldığı, kazandığı parayı meyhanelerde, bar köşelerinde ne ol- İduğu belirsiz kadınlarin yiyerek © yaşayan, reyü bu #urelle yaşamak isteyen erkekleri miz hiç evlenmesin. Bu süretle ihtimal ki 0 kadının yurd için daba verimli ve faydalı bir yuva kurması imkânı hasıl olur. Ve bir kadın. erini, (çocuğunu, kocasını ihmal ederek malâyani şeylerle doldurursa © erkek meler yapmaz? Binnenaleyh ber Iki tarafın Ükönce yek - diğerinin mütekadi! haklarına bürmet et - mesini bilmesi gerektir. Bugün ekseriyeti evlenmekten o korkutan sebebler, hiyanet, ayyaşlık, israf ve karakter meselesidir. « Benim kanatime kalırsa, kadınlar? 1 — İyi bir tahsil ve kazancı olan. 2 — Rakı vesmir mükeyyifat kullanmıyan. 3 — Kumar oynamıyan. (Devamı 10 uncu sayfada) KÖYDEKİ DOST İstanbula gelmişken oturduğu apar- tımanı bile görmek istemiyen kadına bunu nasıl sorabilirdim. Dedim ki: — Arabanızın muamelesi biterse çift ğe dönecek misiniz? — Derhal. — Artık şehri ve apartımanı unut. tunuz Vildan hanım. İsteksizlik ifade eden bir bükülüşle dudakları açıldı, kapandı: — Zennederim. Anladım ki bu mevzuda konüşmak istemiyor. — Şimdi bir de imtihan vermeniz Mizım. Ben hafta içinde imtihan günü. nü öğrenir, sizi haberdar ederim ol. maz mı? — Teşekkür*ederim. Eski konuşkan ve hareketli kadın çiftliğe çekildiğindeberi ne kadar de- gişti. Yeni merak sardığı otomobil bah- sinden başka hiç bir şey kendisini alâ- kadar etmiyor. Çiftlik hayatı ona sıh. hat ve renk verdi. Fakat eski canlı ne re PE Cahid şesi yok. Her halde kocasile araların. da geçen nahoş çarpışmalardan olacak. İyi şartlarla ve müsaid hislerle kurul. mıyan izdivaçların ömrü az oluyor. Fe na malzeme ile vurulmuş parlak bo. yalar gibi. Hava ve mevsim değiştikçe kabarıyor, çatlıyor ve dökülüyor. İkisi de genç, ökisi de iyi tahsil gör. müş. Fakat hayatı başka zaviyelerden gördükleri için anlaşmalarına imkân yok. Süleyman bey gibi meslek sahibi temiz genç bazı kadınlar için belki ideal bir koca olabilir. Bu (bazı kadın” lar) şöyle kadınlardır: — Zevki ve saadeti kocasının çiz. diği çerçevede görüp kanaat edecek ve yahud işine ve mesleğine sarılan er. İkeğini boş görüp kendine husust bir âlem kurabilecek karakterde kadınlar. Bu sınıf kadınlara çok tesadüf et. tim. Bunlar kendilerine göre zeki gö- Türen gurursüz kadınlardır. Kazanmak için uğraşan kocalarının basit ihtiyaç. larını dikkatle temin ederler. Bunun *için kocaları pek mes'uddurlar, Ve ka. Kadınlar diyorlar ki “ Baylar biraz insaf ve temkin... Cevablarınızı o- kuyan ecnebiler bunları hakikat sanıyorlar!,, © Fatma (Feriköy): Son Postanin dalmi bir karli mfatile an- keti baştanberi takib ediyorum. Kadınlar 8- leyhinde söylenilen sözlerin hepsi mâna - sızdır, Ve ne yazık ki böyle bir münakaşa daha doğrusu böyle bir tenkid uzayıp gidi- yor. Türk Kızlarına bu kadar aleyhtar ol - mak, 'Türk erkeklerine yaraşmıyor. Niha - yet onlar da Türk kızlarına karşı duyduk- ları inflali bu şekilde iinde etmekle hata etmiş olduklarını er veya geç anlıyacak - lardır. İzdivaç, ne onların yazdıkları sebeblerle yapılır, ne de o sebeblerle bozulur. Ne yank ki, biz bugünün. genç kızlari bizim Kiymetimizi hakkile kavrayıp takdir edecek erkeklerle karşılaşamıyoruz. Erkek- lerimiz nankördürler diyeceğim. Başka söy- liyecek ne var, Yalnız eğer bu ankete cevab veren bay- lar arasında söylediklerine hakikaten ina- nanlar Tarsa, onlara da şunu söylemek is - terim ki, biz, yani bütün Türk kızları, on - ların bize isnad ettikleri kusurların hiçbi — rine sahib değiliz. En büyük meriyetimis olan Iş hayatına iş- tirakimizden şikâyeile bahsediliyor. Eğer biz çalışıyoraak, bu, aileye kars duyduğumuz ikrahtan değil, hürmettendir. Çünkü bizce izdivaç menfaat için yapılmaz, yalnış ve yalnız bereber yaşamak için ve beraber yaşanmağa 'âyık bulunan en iyi insanla yapılır. Çalışan kız hayalta maddi bir ihtiyaç içinde olmadığı iin bekleme - Ge, sadece sevdiği, beğendiği, takdir etti » Bi bir erkekle erlenmeğe imkân bulabilir. Halbuki çalışmıyan bir genç kız için hayat büsbütün Başkadır. O, evlenmez mecburi - yetindedir ve bu mecburiyet dolayızile o bir çok kere kendi seçtiği değü, evlenmeğe mec bur olduğu erkekle evlenir. Sonra bir taraftan kadınların müarifii - Kinden şikâyet ederken, diğer taraftan da kadınların çalışmasından şikâyet etmek bir birini tutmıyan şeylerdir. Kadın çalışıyorsa |demek kendi parâsinı harcı O halde baylarımız neden şikâyet ediyorlar? Çalış - mıyorsa o halde neden çalışıyor diyorlar?... Eğer kadıdın kendi paralarını yemesini istemiyorlarsa çalışmasına müsaade etsin - ler. Çalışmasını islemiyotiuma bıraksınlar, kendi paralarını istediği gibi hareeisin. Erkeklerin yarıları baştan aşa tezad - lar ve mantıksızlıklarin dolu. Halbuki biz bugünün kızları hepimizin en büyük eme- imiz birer yura kurmak, çoluk, çocuk sahi- bi olmak, Tatana evlâd yetiştirmek ve işti. mal vazifemizi bu «ekilde Ha etmektir. e O M.M. (Bursa, Atatürk cad. desi): (Bayanlar susmayınızn. bik yazinm okuduğum gündeniieri elze birkaç sajtırlık birşey yazmak isüyordum. Rahetsslığım İmânl oldu.Erkekler, süküneti sezi itiraf et- İ (Devamı 10 uncu sayfada) dınlarının alâkasına teşekkür edebil. mek için daha kazançlı ve daha sadık olmıya çalışırlar. Halbuki kadınları bu dört duvar içindeki saadeti onlara br- rakmışlar ve gönül arzularını kandı. racak başka âlemler keşfetmişlerdir. Ben bu şekilde anlaşmış yuvalarda bir bataklık iğrençliği görürüm. Bu hilkatte, bu karakterde olmıyan ruhan düşmiye istidadı olmıyan kadın. lar için vaziyet müşküldür. Onlar şu önümde kurşuni gözleri Boğazın oy- nak sularına dalıp giden adın gibi ka- rarsızlığın ve kudretsizliğin ağır yeis ve hüznü içinde kıvranırlar. Kocasının havasında teneffüs imkâ. nı bulamıyan şu kadına merhamet et. mek de onun zâfından istifadeye kalk- cek bir arkadaş olmak en şerefli bir varile. Bir aralık dedim — Babanız çok seviniyor. Bana Ve- dad beyi de çiftliğe alıştırabilse daha mernun olacağını söylüyor. — Kardeşimi gördünüz mü siz? — Bir kere görüştüm. — Çok Iyi çocuktur. Dün bir mek. tubunu aldım. Biz iki kardeş biribiri. mizi çok iyi anlarışızdır. Ona bazı leri var. — Nazik, terbiyeli bir genç olduğu Atallirküi Ağustos Tarih Kurumu Asbaşkanı tarafından yapılan kıymetli bir tetkik Dünkü kısmın hülâsası Türk Tarih Kurumu (Asbaşkanı İhsan Sungunun, Kurumun çıkardığı Belletenin son sayısında neşrettiği sAtatürkün babası AM efendi ve mensub olduğu Selânik asakiri 'mihiye taburu» başlıklı dikkate şayan, kiy- metli yazının fk kısımlarını bundan evvel neğretmiştik. Bu kısımda Al! Efendinin 1876 da Selânikte teşekkül eden Selânik Asakiri Miliye taburu sübayı olduğu söylenmekte- dir. Bilâhare Ankarada Ceobecide ikamet 6- den Şahnaz isminde bir kadında Ali Efen- dinin bu kadının kayınpederi Hasib Beyle beraber 1878 da &çıkardıkları bir resme temdüf edilmiştir. Atatürk bu resimden ha- berdar edilmiş, kendisi de tetkikat yapılma- sını emir buyurmuşlardır. Resim, Al Efen- diyil tanıması lâzım gelen birçok zevata gösterilmiş ve müsbet cevab alınmıştır. İhsan Sungu, Ebedi Şefin, babasının men- sub olduğu Asakiri Milliye taburile alika- dar olduğunu görmüş, bu hususta çalışarak bir muhtira hazırlamış, kendilerine taktim etmiştir. R Ali Efendi Evka! kâlibi iken bu tabura birinci mülizim olarak girmiştir. İhsan Sun |mıyacak derecede olduğundan bu veç* hile sayü ikdam olunduğu halde ya « kında dewletimizin en mümtaz ve şeh- baz bir askeri olacaklarını Oherhangi zabit görse söylemekledir» deniliyor. İttihad O gazetesinin 13 İkinciteşrin 1876 tarihli sayısında yine Zeman ga” zetesinden alarak yazdığı bir fıkrada Selânik Asâkiri Milliye birinci tabu - runun Selânikte Patronun (o çayırında toplanarak talim ettikleri bildirilmek. ir, SELÂNİK ASÂKİRİ MİLLİYE TABURUNUN TALİMATNAMESİ İstanbulda çıkan İstikbal gazetesinin 6 Eylül 1876 tarihli ve 175 sayılı nüs- hasile ondan sonraki 181 sayılı nüsha” sında Selânik Asâkiri (o Miltiyesi için mahallince yapılan ve Babiâliden ka- | İbul edilen talimatnamenin bir sureti gu Evkaf Selnamelerini araştırmış, Ml E - Selânik gazetesinden alınarak neşre » fendinin buraya 1291 de intisab ettiğini tes- bit etmiştir. Atatürk babasının rüsumat memurluğu İda yaptığını söylemiştir. Ancak bu memuü - riyetin Evkaf kâtibiiğinden evvel mi, son - Ta mi olduğu belli değildir. Mukhazrir bundan Sonra 1876 da Sırbis - sarla, muharebe başladığını ve Selknikte gönülülerden mürekkeb bir Asskiri MI - ye taburu teşekkül ettiğini söyliyerek bu ta- bur hakkında tafelât vermeğe başlıyor: (Tetkik yansı devam ediyor) İstihad gazetesinin 21 Eylâi (o 1876 tarihli sayısında çıkan 12 Eyiâi 1876 tarihli bir Selânik mektubunda (ilâve No. 8) «bu asker mahza vatanın mu- hafazası için hamiyeti vataniyelerinin ileasile tertib olunmuş ve devlet tara- fından kendilerine mükemmel esliha itasile bir mahtanberi talime mübaşe- ret etmiş şucean ve dilâveramı vatan « dan ibarettir. Bunların müessisleri “ki gayret ve hamiyetle mevsufzabitan - dır. cümlesi eshabı haysiyet ve hami. yeten olup geceleri bir yerde tecem- mu ederek askerliğin nazariyatını tah- sil ve muahharen sabahları oneferata talim ile icrayi ameliyat etmektedir - ler.» denilmektedir. Mektubda askerin talimi hususunda redif o kayma! Şükrü Beyin himmeti takdir olunduk. ian sonra taburun memleket içinde hey betle geçtikçe vatan düşmanlarının kahroldukları, zabitlerin Cuma günü şehrin dışındaki Millet bahçesinde as - kere ziyafet verdikleri, tabur halinde ziyafete giden askerlerin üzerine ev - lerden demet demet çiçekler atılarak alkışlandıkları bildirilmektedir. Ayn mektubda askerlerden (bahsedilirken «Bugüne kadar kesbeyledikleri mele - ke ve meharetleri hakikaten ve sahi - hen bir muallim askerden farkolun muhakkak. Bu hafta içinde aparlıma- nıns uğradım. Büyükderede olduğunu öğrendim. — Evet Büyükderede. Yazı orada geçiriyor. Su sporjarına meraklıdır. Bir motörlü kotra almış. — Evlenmek fikrinde değil mi? — Evlenmek.. eğer bir fikirse henüz onun yabancısı zannederim. Gülümsediğimi görünce ilâve etti: — Cevabımı garib buldunuz değil mi? Başımı eğerk tasdik ettim. — Çok evliliklerde fikir yerine his ve görenek hikimdir de, o maksadla söyledim. — Buna ne zamandanberi inanmış bulunuyorsunuz? di: — Evlendiğimdenberi. Üç haftalık dostlarımın husust taraf. larını e kadar yakından gördüm ve sez dim ki genç kadının hayatını izah ot mesine lüzum kalmadan belki en mah. rem köşelerine kadar biliyorum. Eski #debiyatçılardan biri evlilik hayatını ifade ederken: — «Bazı kır meyhane. Teri vardir ki renkli ve süslü cepheleri arkasında kahkaha fle başlayıp feryad şeyler yazmıştım. Bilseniz ne iyi fikir-İtle nihayet bulan perişan, melü) sar.| yadlara İsyan etmedikçe fil hoş sesleri getir.» Romantik bir tarifdir. Fakat heki- dilmiştir. (İlâve No. 7) Bu talimatnameye göre Asâkiri Mih Uye muntazam asker heyetinde tertif olunacaktır. Asfkiri Milliyeye 18 deri yukarı ve 60 dan aşağı yaşta olanlar yazılır. Kayıd işleri şimdilik hüküme" dairesinde yapılır; millet askeri teşki” lâtında her ön nefere bir onbaşı, her iki onbaşıya bir çavuş ve ber sekiz tas kıma bir yüzbaşı ve içlerinden müm » kün olursa ikiye kadar mülâzim, biref başçavuşla birer bölük emini tayin 0“ Tunmuştur. Döre bölükten sekiz bölü » ğe kadar bir tabur sayılacaktır. Baş * larında bir binbaşı ile sağ ve sol kala” ğaları bulunacaktır. (1). ti Asâkiri Milliye (o zabitanmın «Bunü tesis ve teşkil eyliyen ve vücude gel * mesine birinci derecede sayü gayret et miş olanlardan ve hakikaten vatan v8 di milletini sever, erbabı haysiyet ve eb” liyetten olması» düşünülerek müessis lere aralarında ittifak ederek birbirlee rini zabit seçmeleri salâhiyeti veril * miştir. Talimatnamenin 10 uncu mad" desine göre askerin vakitli vakitsiz hr kümetçe toplanması lâzm gelince Kk leden üç top atılacak, top atılınca As“ iri Müliyeye mensup olanlar etinâ? ne kadar mühim işi olursa Olsun he* men bırakarak tüfeğini eline ve palas* kasını beline alıp hemen hükümet ko” hağına gilmeğe mecburdurlar. Tali * matnamenin başka bir maddesinde 89 kerlerin kendi kendilerine silâhla top” Devamı 10 uncu sayfada) © l k, (1) Selânik Aslikiri Miliye taburunun #€ rek devlet salmamesinde gerek Selânik sal“ namesinde naşrolunan kadrosundan tabu bi run mızıka bölüğünden başka sekiz bölük ten ve:570 neferden teşekkül ettiği anlaş) maktadır. kate ne kadar yakındır. İzdivaç mü sesesi budur. Şık, süslü, pencereleri | güller, salkımlar sarmış bir yuva. js. zamanlar musiki ve şiir kapılar: z fışkırır. Sonra inlemeler, ağlamalar ai yulmıya başlar. Cenab Şeha “ der ki: : — İzdivaç gece çifte horlama, gö” | düz çifte hırlamadır» nesrindeki şe”. | ne güzelliğe hayran olduğum üstaö” bu dört kelime içine sığdırdığı fikir * sırların, kanunların tem şeklini ve nasını veremedikleri dişi ve erkek 7 nasebetinin en aydınlık ifadesidir. *. nâ rağmen dimağı ne kadar işlese g ne idrak ve muhakemesini yenen lere, ifiyadlara, atavik tesirlere kap z mak kadar ağır gelir. Onu teselli ede.| Başmı denize çevirerek cevab ver.|Mektan kurtulamıyor. — Çok daldımız Cevad bey. — Evet hanımefendi. Kendi kendi” felsefe yaptım. 5 çi Sormıyâ cesareti kalmamış gibi g 2 me baktığını görünce hatırımda” © çen bütün bu fikirleri anlattım. gel Beni tasdik eden göz ve yüz iti i rile dinledi. Son cümlemi bitiri9©© lerini yumarak mırıldandı: ji — Evet, güzel tahlil etmişsiniz. ., lerin bü? i ti kazanılamıyor. ğ yet ür Carkas vi ğ