“İngilterede beyaz o madenden kü - Sük rozetler yapılınıştır. Bu rozetderin Gzerinde on iki millmetce büyüklü - ve mavi renk harflerle <Ohur- €hili. imi yazılıdır. Bu rozetler son günlerinde bülün parlamento azala - rına, tanınmış şahsiyetlere gönde - rilmiştir, Gönderenler meçhul kal - miştir, Bundan maksad Ohuroluil'in İskrar kabineye slınmasını temindir. Bu rozetlerden on milyon basılmıştır.» GAZETELERDEN ü Yuğün İngiltere devlet adamları için- men mümtaz mevkü işgal eden, halk k alından en çok sevilenlerden biri mu- ton ki Winston Cburchilldir. (Vins- Çurçil). miz yük dost devletin bu büyük devlet devini bugün okuyucularımıza tanı - 2. I - Ailesi maz tan Churehili'in babası İngiliz. İngiy, Derik idi, Çok eski ve asil bir Z öilesine mensub bulunmaktadır. Gey rinin ismi Lord Randolph idi. e iliğinde çok güzel bir Amerikalı kı- Minel olmuştu. Miss Jennle Jerome pe bu Amerikah kız ile 1874 sene- evlenmişti, 1874 senesinin son aylarında Winston Urehill dünyaya geldi. w,,, 2 > Gençliği... taz *aston Churehili, mekteb hayatında idi, 7, hölaz, söz dinlemez bir çocuk Orada dah, Dektebine yazdırılmıştı. bar eylemi. Kesiği, tembelliği We iştk İk ei ei kendi işleri ile pek Bulundağundan oğlu ile â- kr olamıyordu Çocuk babanam bü Yong den için için çok müteessir olu - ie Randolph çocuğunun boyuna as- ca uncaklarından hoşlandığını farke - dama, muhakkak asker olmak sev - Meri olduğuna hükmederek kendisini Rijay ektebe yazdırdı Bük, ere Winston babasının bu suretle k ee olmasma üzülmüş idir. E- Meşin Sığmıyan Winston güç hal ife Yal, Söndhurst askeri mektebini fk - *ylemişti Np; Bira onun piyade sınıfına ayrılma- bişi “ Yordu... Annesi ise onu süvari za- dan çek istiyordu. Kadın kocasın - Het davranarak sile dostlarından amp, düncü Hüsar alayınm kuman- lay, ik namzed Winstonun bu 2. Bilki, b hmasn: demin eylemişti. Yakı - Bükey, delikanlı olan Winston Chruehill Yin çay aYatıra Dördüncü Hüsar ala. Ri Zarif mavi ve sarı yaldızlı ü - Tam si Eiyerek başlamıştı... Bayar, dinden babası Lord Randolşh a Kapamıştı... Ye iki yüz senelik şerefli bir ağ hilmi bir kıt'aya (nti - şeref duyuyordu... Oda Süülmen$ Zabisler kadar şerefli, asil bir İdi. Hattâ onlara bir cihetten yordu... Çünkü eli kılıç ka- de kılıçtan iyi kalem tutu a“ butun, Yorgi Bave N in nda bir eser yazmıştı... İm, hramanını harb ve macera ae İk göstermişti, O da eserinin “a Kan hayat sürmek istiyordu eriy, sulh Ünyayı kaplıyan derin, çok Tem yı Pkusuna kızıyordu... #rada tali ona yardım etti, a İspanyanın himayesi alin. i tlar İspanyaya karşı kıyam < Spanya da oraya tedip *riyordu. Churehili, İs - t müracast ederek kuvvej İri rica efti ve ricası tuş, » VAK'N 1895 senesinde vu - İç emi oi rekl askeriye sırasında kizi Yararlıktardan dolayı edi, et omü bir nişan ile tal. kittayı SL çabuk bitmişti. Chur- Cup, söleyi > 23 övder eyledi, Ona Yaiız harb hevesi ver. Bönd İri | GUNUN ADAML | m Vinston Çörçil mekle kalmamış idi. Ayni zamanda bü - yük bir Londra gazetesinin muhabirliği. ni yapmıştı. Bir taş İle iki kuş vurmuş - tul Pek az zaman geçmişti... Kıt'ası Hin- distanda Kalkütaya sevkedildi. 1496 se - nesinde mezünen Londraya geldi. Avdet yolunda İngilterenin en dirayetli kuman- danlarından albay İan Hamilton fe ta - nıştı. Albay vukuu kuvvel karibeye gel- miş olan Türk - Yunan muherebesine, Yuhan ordusuna gönüllü olarak iştirake İ gidiyordu. Albay Wberallerden idi. Tam manaşlle muhafaza olan Churehill ise| "Türk ordusuna yardım eylemek kararını) vermişti! Ş «Churchili» Türk ordusuna zabit ola - rak yazılamadı. Fakat İngiliz gazetele - rinin harb muhabirliğini yaptı. İ, Ancak vapurları Port Saide varıncıya kadar Türk - Yunan harbi de nihayete er- miştir... 3 - Harb muhabiri teğmen “ Çörçil ,, 1. Türk - Yunan harbinin bitmesi onda macera arzu ve heveslerini kırmadı. 1897 de Londraya vürudunda eski aile dostla” SON POSTA ARI | Winston Çörçil İngiliz mektehlerinin en temhel talebesi, İngiliz Yazetelerinin en muvaffak harb muhabiri VE | Pronslizin ordusu, İngilterenin en büyük devlet adamlarından biri Yeniden harblere iştirak eyledi. Ni - hayet 2 Eylülde Arab kabilelerine karşı yapılan umumi taarruza iştirak eyledi. Göğüs göğse harblerde bulundu. Bu harekâtı «Nehir harbis adındaki ki- İtabında anlattı. Bu kitabda askeri hare- kât gene tenkid ediliyordu. Lord Kiçner onu bir türlü affedeme- di! Ancak bahriye nazırı olduğu vakit Omdurman Oo muharebesinden sonra Churchili İngiltereya avdet etti. 1889 se- 'nesinde ordudan ayrıldı! Parlâmentoya girmeyi tasarladı! Muhafazakâr partisi namzedi olarak işe girişti, muvaffak ola- madı. Tam bu arada Transva! muharsbesi çıktı. Morning Post gazetesinin muhabir- liğini tekrar aldı! Maaşı ayda 250 İngiliz Jlrasına çıkmıştı 'Transval'a vardılar!. Bnerler yaman asker çıkmışlardı... İngilizlera ter dök -| türüyorlardı İlk defa zırhlı tren hareket edecekti. Churchill gönüllü olarık bu tren seferine İşthak etti! Fakat Boerlere esir düşmüştü! Hem onu esir eden meş -İ hur Boer Generali Bothanın tâ kendisi) idi! İstitraden söyliyelim ki bilâhare Ge-| meral Bofha ile sıkı dost olmuşlardı! Churchill 15 Teşrinisani 1399 tarihin- de Dretorfadaki esirler kampına gön - derildi. Kaçmağı tasarladı, muvaffak ol- du. Onu saklamış olan adam kendisini ibir yün balyesi içine tıktı ve bu balye içinde olarak 12 Kânumuevvel 1899 ta - rihinde vapura bindirdi! Zırhlı tren ve balyesi içinde fi rarı İngiterede pek büyük bir heyecan w- yandırmıştı. Vatanına oövdet edince Cburehill âdeta Lir emilli kahramanz $i- fatını almıştı! Fakat kaleminin doğruluğu ona karşı duran düşmanlarını büsbütün azdırmış- tı! Transvala muntazam piyade kıtaatının sevkini gazetesinde istedi. Hükfmet ta. Tebini doğru buldu ve İs'af eyledi. Tek - rar Afrikayı boy'adı. Gene Morning Postun muhabiri idi! Transvalda pek büyük yararlıklar HöS- terdi. Spion Kop katliâmından güç ve mu cize suretinde kurtuldu. Pretorlanın zaptına iştirak eylemişti! rından General Sir Bindon Blocd'un Hind - Efgan hududunda kıyam eylemiş| ölan kabilelere karşı gönderilmekte ol «| duğumu öğrendi. Churchill hemen iznini kısalttı ve Bombaya avdet etti. Daily Te- leğraph gazetesinin harb muhabiri ol - muştu! 2200 kilometrelik seyahatten sonra harb sahasıma vardıkları vakit harb baş- hyalı bir hayli olmuştu! Hassetan Mamüud geçidlerinde vukua gelen kanlı Muharebeler onun gözlerini açmıştı. Bu harb Cubadakine hiç benze- miyordu. İngilizler ağır zayiat verdiler. General Blood çok kanlı tedib hareket « lerine girişti. Generalin bu kanlı tedib hareketi mülâzim Cburchillin ve gazete muhabiri Churehillin hiç hoşuna gitme- mişti, Forces, adında şiddetli bir kitab çıkardı. İ Bu kitab İngilterede pek büyük bir rağ. "bet kazandı. Dedikodu alıp yürümüştü. ,Bir generalin bir mülâz'm tarafından ten- kid edilmiş olmasını ciheti askeriye bir türlü razı olmamıştı, 1898 senesinde Hindistan seferi hitam bulmuştu. Cenubi Mısırda iğtişaş baş göstermişti. Churchill oraya gönderilme- sini taleb eyledi, Fakat Mısırda kuman - dan bulunan Lord Kiçner onu istemedi! Churchill kendisini mağlüb addetme - di. Bir kolayını bularak kendisini Kahi. müsademeleri öyle şahsne bir surette candan bağlandı! Derhal «History of Malakand Field|t* Bu arada kardeşi de yanına gelmiş ve hattâ yaralanmıştı! Romanlarda olduğu ibi... Annesi Lady Randolph Amerikalıların yardımları ie hazırlanmış olan bir ehlisalib vapuru ile İTransval'a gelmişti. Kadın Pretoriadan | kurtulan büyük oğlunu ve Yâralanmış o- ilan küçük oğlunu vapura almıştı! Churebili yeni bir kitab yazdı. Bu ki. İtab da milyonlarca satıldı. İsmi «Pretoria İtariki ile Londradan Ladyamith'e), (4 - Çörçil parlâmento azası!.. Son kitabı onun şöhretini büsbütün artırmıştı! Bu cereyandan istifade ede - rek Oldhamdan muhafazakâr namzed seçilmişti! Transval muharebesinden do- dan meselelerin halline memur edilmiş- Parlâmentoda büyük bir itibar kazan- , Parlâmentoya dahil olduğu sıralarda milihiş bir harb taraftarı olan Churchill az sonra en hararetli sulh taraftarların - dan biri olmuştu. Sulh taraftarlığı kendisini intihab ey. lemiş olan muhafazakârların hoşuna git- memişti. Ona emniyetleri kalmadığını bildirmişlerdi! O müntehiblerin hareket- lerinden zerre kadar müteessir olmamış, Loyd Corcun liberal fırkasına geçmişti. 1906 senesinde yapılan intihabatta mu. reye tayin ettirdi! Bu sefer de Morning | hafazakârların mağiâb olmalarında Chur Post gazetesinin muhabiri olmuştu!. Nil |cbillin büyük bir rolü olmuştur. İntiha - boyunda yapılan seyahatleri, Omdurman | bat akabinde müstemlekât müsteşarı o). harekâtın, Derviş orduları ila yapılan | Muştu. Asguitii başvekil olunca onu iş ve me- tasvir eyledi ki nalk onun mektublarıma | sai nazırı yapmıştı. Bu vazifesi esnasında (Devamı 14 üüneü savfada) Sayfa ? Değirmi mendil yenişliğindeki Leg neler gördüm Lihtenştaynin asayişini 7 polis temin ediyor! yegâne neferin geçenlerde ölmesi üzerine lâğved , memleket teslihat masrafından kurtulduğuna memnun (1) muhaliftir. Yukarıda hükümet Vaduz 4 Ağustos 1939 İki gündür binbir gece rüyası yaşıyo- rum. Hani ya, küçük çocuklar büyükleri taklide üzenirler de misafirlik, tramvay, kaptanlık filân oynarlar. Benim de iki gündür bulunduğum bu yerde, sayısı biz- deki geniş bir mahalle halkının sayısını geçmiyen Dir avuç insan etrafımda dev. İet ve millet oynuyorlar, İsviçre ile mülga Avusturyanın ara yerine sıkışmış müszakil bir prenslik &- lan Lihtenşitayn'ı ötedenberi merak e- derdim. Orta çaptaki harıtaların bile ih- mal eyledikleri bu 213 kilometre murab- balık ve 10,000 nüfuslu memleket min- yatürü her balde görülmeğe ve tanınma- ğa değerdi. Bu sefer İsviçrede bulundu- Bumdan bilistifade merakımı tatmin et- mek sevdasına düştüm ve kalktım gel- dim. İşte evvelsi akşamdanberi bizim içi köylerinden meselâ Kanlıcayı andıran 1715 nüfuslu payitahlta misafir bulunuyorum. Vaduz'e doğrudan doğruya şimendi- fer yoktur. Zürihten kalkan ve İnsbrük üzerinden Viyanaya giden trenle Buks'a kadar gelinir ve oradan, prensliğe mun- tazam seferler yapan otobüslerden birine aktarma edilir, Buks istasyon binasının arkasına giz- lendiği için müşkülâtla bulabildiğim bu otobüse en önce binen ben oldum. Ben- den sonra gelen yolcular galiba Lihtenş- tayinli idiler ve hareket saatini bildik. Jeri için telâş etmiyorlardı. Arabaya her giren bana bizim eski eselâmünaley- küms #n almanca tam karşılığı olan: — Grüş Gottt Diye nazikâne selâm vererek yerine 0- turdu, Onların bu terbiyeli hareketi be- nim üzerimde iyi bir tesir yaptı. Kalk- tık. Biraz sonra Ten nehri üstünde ufak bir köprüyü geçer geçmez, prensliğin hu- dudu göründü. Boğaziçi lisesinin renkle- ri, Lihtenşitayn prensliğinin de renkle. ridir, Lâciverd ile kırmızının tatlı imfi. zacı köprünün öbür başından itibaren mazarları okşamağı başlıyor. Bu ayni renkleri taşıyan gümrük binasının önün- de arabamızı durdurdular. Ben, eşyamı- 7 veyahud ki pasaportlarımızı yoklaya- caklar sandım. Meğer iş başka imiş. Ora. daki polis hepimizi birer bicer, kenarda duran, ve içi ıslak talaşla dolu bulunan bir sandığın üzerine çıkardı; ayaklarımı- | zın altını böylece şartlattı. Bu tedbir, İsviçre ineklerinde mevcud şap hastalı- ğımin prenalik arazisindeki o hayvanlara bulaşmasını önlemek içinmiş! Vaduz'e temiz ayağımızı bastığımız vakit seat on dokuzu bulmuştu. O esna- da, beni İsviçreye geldim geleli takib ve tazib eden yağmur da çiselemeğe başla. dığından ilk işim barınacak bir dam ara- mak oldu. Sakın bu ifade tarzımdan Lihtenşitayn. | Lühtenşitaymda ct gazete çıkar. Bunlardan biri hiğkümetin orgem, diğeri gazetesinin başlığını görüyorsunuz ile onun payitahti hakkında yanlış ve fe- je hükümler vermeyin. Sırası gelip te anlattığım zaman göreceksiniz ki bu devlet minyatürünün her şeyi tam ve mükemmeldir. Aradığım otel! bulmakta gecikmedim. Hattâ, otel bolluğu karşısın- da biraz da şaşırır gibi oldum. Nihayet, İ birçok vilâyetlerimizin gıptasını uyan. jdarmağa değer güzci belediy? binasının karşısındaki «Mavi Melek» otelinde ka- rar kıldım. Otelei elimdeki pasaporttan hüviyetimin kaydını çıkarıyorken, ihti- İyaten bir fiat sorayım dedim. Bu tertemiz, konforlu, Avrupa? ote'de bizim para İle bir Tiraya geceliyeceğimi öğrenince, kendimi birdenbire hava baş- luğuna raslamış bir tayyare yolcusuna benzettim, İsviçrenin akla sığmıyan pa- halılığı nerede, bü - amiyane tâbirile - mundar ucuzluk nerede idi?” Geceleyin sofra başında, Vaduz'ün ye- gâne kitabe: Bay Feger İle konuşunca mesele tavazzuh etti: Lihtenşitayn prens- liği bu yirminci buhran asrında gümrük, vergi, takas, kontenjan, kliring vesaire tanımıyan biricik mes'ud ülkedir! Harbi Umumiden yadigâr kalan tek askeri de geçenlerde kışlasından Vaduz mezarlığına göçtükten sonra ordu masrâ- fından kurtulan devlet (I) tebaasından Vergi namma, sile başına yılda 30 lira (kadar bir para ahır. Bununla beraber İprensliğin 2.300.000 franklık bir bütçesi vardır. Bu parayı kısmen, merkezleri Lihtenşitayn'da mukayyed yabancı şir- İketler öder. Ve guribin garibi olarak 'a, İprens, milletinden tahsisat alacak yerde bilâkis kendi hususi gelirinden her yıl millete 1,500,000 Fransız frangı hibe eder. Lihtenşitayn meşruti bir devlettir. Bi- zim yeni tipteki ilk mekteblerin dersa- helerini andıran parlamento salonunda on beş fahri meb'ustan mürekkeb bir teş- ril meclisi, orta halli ailelerin her işi gö- ren hizmetçileri gibi, devletin bütün yö- künü kendi üzerine almış tek bir nazırı vardır, Memleketin asayişini topu topu yei polis gözetir, Vadüz hapishanesi yakın zamanlara kadar bomboş dururmuş. Şim- di, içinde birkaç misafir bulunuyor. Fa. kat bu misafirleri alelâde mazannei sü | takımından sanmayınız. Bunlar, geçen İ Nisan ayında, memlekelle Nazi propa gandası yapmağa kalkışan Avusturyalı mühendis Şedler ile gene hariçten geime hempalarıdır. Lihtenşitayrı ahalisi almanca Okonuş- tukları halde, almanca düşünmek ve yg. şamaktan nefret ettiklerini, bana, bağıra bağıra teyid ettiler, Prenslik hükümeti endüstri bakımın. dan da geri kalmak istememiş: Memle- ket dahilinde üç dört tane iplik #abrika- sı, bir de sun'i diş imalâtbanesi var. (Devamı 10 uncu sayfada)