KAHKAHA TAA Sarışın den sakınmah! o 4 e Sarışmların mak. bul tutulmasında ro, mancıların, hikâye , kâyelerindeki güzel, ler, hep sarı saçlı o - Turlar, * Ben boyalı sarıla rı, eski elbiselerini boyadıktan sonra gi yen züğürdlere ben. zetiyorum. «Onlar da güzellik zöğürdü oL dükları için saçlarını boyatıyorlar» diyo « — Bu yaz, seninle birlikte bir gün oldun bir pldja git. Hemen İki komşu kadın konuştular: j — Bayan Necmiye ile kapı önünde bir saat konuştunuz.. Onu içeri alamaz mıy. dınız? — İçeri alacaktım amma, vakti yok » muş... «Hemen gideceğim, kapı önünde konuşalım, demişti. * > : : Süratli değil Daktilo namzedine sordular; i — Biri söylediği zaman siz yazabilir misiniz? — Yazarım, fakat... — Fakat? — Söyliyen kekeme olursal, *# Tarık geliyor Spor muharrirlerimizden Dr. Tarık ön gün evvel Bükreşe gitmişti. Bize gön. 'derdiği bir mektubda Pazartesi günü Ga. las Mmanından İstanbula mütevecciben hareket edeceğini bildirmişti. Arkadaşı. mızın Pazartesi günü bir vapurla İstan. bula hareket edeceğine göre Salı günü m meyi o kadar istiyordum kil... (aradaki mesafe 11 saattir) ve en geç dün İstanbulda bulunması icab ederdi. Beraber olacak Gelmediğine göre arkadaşımız vapura Genç erkek, günlerdenberi takib et « binmemiş, yüzerek İstanbula gelmeyi tiği genç kıza s0 ». in kulmuştu. — Dün gece rü. yamda sizi gör - verdi: — Her halde annemle babamla bera. berken görmüşsünüzdür. çünkü onler yanımda olmadan öteye beriye gidemem! * Kabahat kimde ? Evli erkek, komşusu kadına derd yâ, myordu: — Karım her zaman süpürge . eri kafamda kı. rar ve sonradan; kabahat senin der, * — Kabahatha. — Karımın dediğine bakılırsa öyle.. Kafam çok katı imiş, süpürgeler o yüz. den karılayorlarmış. * Kendi kendine nanın (karşısında kendi kendine ko. muşan kadını gör. di. Merak etti,! enstitüde çalışın. lardan birine sor . to de — Bu kadın aynanın karşısında neye kendi kendine konuşuyor? — Makyajla gençleştirdik, kendisini Aynada görünce kızı zannetti, konuşmı . va başladı. * İftira Genç kızla, genç erkek srasında: —Ali ile kur | yapıyor, beni al. datıyorsun ha? — Bana iftira ediyorlar. — İftira mı edi. yorlar? — Tabii iftira ediyorlar, ben Ali ile kur yapmadım.. Necati ile yaptım, W x Anneni düşün Baba, kocasından ayrılmak istiyen kı. mana nasihat verdi: 8 | Kendini dü . 4 şünmüyorsun kı. : mm.benidedü. şünmüyorsun, hay di bunlar neyse. Hiç olmazsa anne, »İ düşün. İstediği gibi çıkışabilecek ye. Bi bir damad buluncıya kadar kadınca, Öz nasıl yaşar. .İ zaman makbuldür. tercih etmiş olacaktır. Onun için bir daha gecikmesi bizce tabii görülmüştür. Haber aldığımıza göre şehrimizdeki spor teşekkülleri, yüzerek Gelsstan İstanbu. la gelecek Tarıkı karşılamak için büyük bir program hazırlamışlardır. İstanbul. daki yüzücüler tarafından Boğazda kar. şılanacak ve gemilerin sürat rekorunu kırma hatırası olan kendisine Pelengi- derya şeklinde yapılmış bir kupa hediye edilecektir. Saçmız — Ona, nadir bulunabilecek bir şey hediye etmek isterim, Saçlı — Saçlarından bir demet ke sip ver! AK Esmer Kİ fi 5 Hepsinin saçları si ad yahtır, İyi ki sarı ol. r mamış.. Çünkü saç. İd larını sarıya boyat - mış esmerleri gör. düm. Çok fena olu - yor, * 8 Beyazın adı varsa esmerin tadı var, der "ler.. olabilir... Çiko « ” Müta da tatlıdır. ge * Sarışın ekseriyetle güzel görünür amma soğuktur. Esmer gü. zel görünmez amma $irin olur. Şirini, so . Huğa tercih edenler çoktur. Sevgilisi randevuya gelmiyen âşık — Atlattı galiba, at. lattı, muhakkak atlattı, yüzde yüz ötlattı.. Armonik Doktor — Ciğerlerinizi dinledim.. Her halde nefes çalgılarından birini çalıyor. sunuz? — Evet doktor, nasıl bildiniz? — Ciğerlerinizden belli.. Söyleyin han İİ çi çalgıyı çalarsınız?, Z O— Armenik! Giyinmek y — Niçin elbiseleriniz bu kadar eski, B — halbuki karınız yepyeni elbiseler giyiyor. — Olabilir. karım moda mecmuaları. na göre giyinir. — Ya siz? -- Ben de masraf pusulalarına göre! Kadın — Sizi rahatsız etmiyeceğini bilsem, paketimi kokuğun üzerine koyacağım. K ımral Kumral Oo modasi geçmiyen klâsik el. biseler? benzer, he * — Karın sârı saç « h mı? — Hayır! — Öyleyse siyah —— saçlı? m — O da değil! — Öyleyse kum . ral? — O da değil! — Ya ne? Büyük Bayan — Siz bu hafta plAjda kaldınızsa, ben de — Saçları dökül , güneş yanığı husule getiren bir lâmba aldım. Onun al, müş, tında bir hafta kitab okudun. TİYATRO “Şehir Tiyatrosu, , tulüat kumpanyalarına rakib mi YAZAN: İstanbul tarafındaki bahçelerden biri. nin çıkardığı el ilânlarında, pek yakında, |de çok tutunmuş olan «Bir muhasib a kaydile şu satırlar vardı: «İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosullan bu vodvilin bahçe temsillerinde 'san'takârlarından Hazım ve arkadaşları, tam kadro İle bir muhasib aranıyor ko . medisini temsil edeceklerdir.» Hazım ve arkadaşlarının «Bir muha. sib aramyors sayfiye yerlerindeki ga. zinolardan bitinde temsil edeceklerine dair bir ilân da evvelce görmüştüm. İkinci ilânı bir üçüncü takib etmeden evvel, Hazım ve arkadaşlarına; tuttuk - ları sakat yoldan bir an evvel dönmele - rini tavsiye edeceğim. “Temsil, tam kadro ila verileceğine göre bu trop Şehir Tiyatrosu komedi kısmı. | nın tâ kendisidir. Şehir Tiyatrosu idare.! isinden üvey evlâd muamelesi gören; ya. ni dram kısmına nisbeten az masrafla, az emekle ve gelişi güzel idare edilen bu kı. sımda bir başıbozukluk havası esmek. teydi. Gördüğüm ilânlar da ayni havanın elân esmekte devam ettiğine işarettir. . * Şehir Tiyatrosu komedi kısmı «Hazım ve arkadaşları» adını aldıktan ve sah . nesi sahneye benzemiyen bahçelerde tem sillere başladıktan sonra, temsillerin na- sil olabileceğini düşünmek bile zaid o. ur, Bu tarz temsiller, yerleri kolay kolay doldurulmaz san'atkârlar olan Hazım ve arkadaşlarının san'at kudretlerine halel getirmez amma, san'at mevkilerini hiç te yükseltmez. Ve bilhassa Şehir Tiyatrosu ismi için aleyhte yapılabilecek reklâm İSMET HULÜSİ oluyor? Hazım ve arkadaşları geçen mevsi nıyor> u oynuyorlar. Güzel oynanmış rağbet göreceği muhakkaktır. Esa Hazım ve arkadaşları bunu bildiki içindir ki başka bir eser seçmeyip bu seçmişlerdir. Kişın kaymağı alınan eserin sütü, 7 zn bahçelerde satılabilir. Çünkü bal bahçe dolaşan ufak tiyatro tropları, | nu da yapamıyacak kadar zayıftırlar. Amma şu var ki Şehir Tiyatrosu, kı mağı alınan piyesin sütünü satmakla | çinecek dereceye düşürülmemelidir. Eğer bu san'atkârlar tatil ayların boş durmamak istiyorlarsa (hem ne boş dursunlar) daha derli toplu bir şi kilde, daha derli toplu bir sahnede gi rünmelidirler, Meselâ Tepebaşı bah sinin Gardenbar tarafındaki sahnede « Jar haftanın muayyen gecelerinde ten siller verebilirler. Yaz m eser çıkarmalarına da İüz siminde yi iki temsilde, üç temsilde bir değiştire tekrarlarla... Bu neden mümkün © masın?.. «Bir eseri, evvelden oynarılmış o bile iki üç temsilde bir değiştirmek gı provaları, gene külfeti mucib olacakti denilebilir.. Evet yeniden prova yap mak, yeniden külfete girmek önüne g çilmesine imkân olmıyan bir zaruret Mademki temsiller verecekler, bun! da katlanacaklardır. İstanbulda yersiz, yurdsuz, başsız, i resiz göçepe bir Şehir Tiyatrosu görn Jarın en kuvvetlisine kapı açar. | Yeni tayyarecilerimiz a Yukanda: Etimes'uddaki motörlü ta yyare kampındaki gençler bir arada Arağıda genç bir talebe yalnız uçarken Ankara, (Hususi) — Türkkuşunun E. tmes'addaki motörlü tayyare kampı On| ya başlamıştır. beş gündenberi İsaliyetine devam et. mektedir. Kampa, geçen sene İnönünde €C brövesi alan talebelerden 53 genç işti. rak etmiştir. Sabahları saat beşten on bire kadar devam eden uçuşlarda her ta. mânasile liyakat kösbedeceklerdir. Wbe beş defa hocasile birlikte havalan.| oİnönünde de plânör uçuşları faali makta ve on dakikalık bir turdan sonra | başlamıştır. Oradaki kamıpa da 330 inmektedir. istemeyiz. İsmet Hulüs Buğüne kadar 10 talebe yalniz uçı Günden güne yalnız maya başlıyan gençlerin adedi artm tadır. Tahminlere göre bir hafta s0 53 talebenin hepsi de yalnız uçmaya £ be iştirak etmiştir,