20 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

20 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Temmuz SON POSTA Alman matbuatının bu kadar düşmanca - neşriyatına sebeb ne? Hani Almanlar, Türk - Alman münasebetlerinin aldığı şekilden müteessir ve müteessif görünüyorlardı? İki taraf münasebatının düzelme yolu bu mudur? Yazan: Emekli General H. Emir Erkilet E ri Türk , Alman mü.| nasebetlerinden bahsedi liz. Günün sıkıcı türlü ce yorgun ve endişeli zihir ti | mak için gerçi geçmiş iyi günlerin tatlı hatı, mı 3 dr; hem de, ya lâhbaşı haberleri işitmekten (o yıpranan kulaklar biraz tatlı sesler duymak ihti. Yağındadır. Fakat itiraf etmelidir kij Türk . Alman münasebetlerinin bugünkü) durumu, bizi eski günleri hatırlamak ve! onlardan, rahatça bahsedebilmek zevkin.) den mahrum ediyor, Bugünkü Türk . Alman münasebetle. rinin resmi, diplamatiz cephesini de tab., li etmek istemiyoruz; çünkü bu, her şe.| ye rağmen. arada hiçbir şey geçmemiş gibi, ağır bir eski dostluk ve karşılıklı) Saygı havası içinde sürüp gitmektedir. | Fakat iu kâfi değildir ve iki millet ara. ında hakiki anlaşmı ve boşnudluk tesisi için daba başka şeyler de lâzımdır. Almanlarla, bahusus eski Alman silâh ârkadaşlarile her ne zaman buluşsak on. lar da, bizde hali hazıra teessüften ve her şeyin tekrar düzeleceğini ümid etti. Bimizi birbirimize söyleyip temenniden çekinmiyoruz. Fakat, Avrupa işleri tu derece karıştıktan ve devletier iki saffa ayrıldıktan sonra, biraz da İkt memleket basınının. bir marifeti olarak bu derece bulanmış olan, Türk , Alman münase. betlerini durultmakz acaba kabil olur ra ve nasıl? Meselenin hayli muğlâk ve çetin olma. sına rağmen, peşin söyliyelim ki, biz bu hususta bedbin değiliz. Zaten geçen sene Eylâl ayında, Südetler meselesi ile, baş gösteren yeni Avrupa siyasi ve askeri büyük buhranındanberi harb olacağına İnanmadığımızı her vesile ile tekrarla. Yıp durduk. Fikrimizee meselenin esası buradadır ve Hitlerle Mussolininin pren. SİP itibarile harbetmek istemediklerine tın üçte biri ortadan ski ve ta: Almanya ile İtalyanın birçok istekle Tİ olduğu malümdur. Ancak onlar to! Ve bedeflerini harbsiz elde etmek yolu. Du güdüyor ve bu hususa kuvvetlerine Güveniyorlardı. Şiradi karşı taraf ta kuv. âsıl olduğu için barb : Mali tabiatile çok daha azalmıştır Berlin ve Roma bazı haklı « İerinden vazgeçmek mecburiyetinde mi, dirler? Hay; rm bugün » #ey maksağlarını tazyik, tehdid ve isti, Sal le elde etmek sister iştirmek, ten ibarettir. Nitekim bugün Almanya Ve İtalyada hüküm süren nisbi sükün Pu değişikliği ifade edebilir. Elhasıl bu ki let. makul ve meşru o mâksadlarına Zamanla, tedricle ve konuşma yolile var. Mağa karar verdikleri gün şimdiki kör düğümden eser kalmamış ve Türk . AL pa münasebetlerini bulandıran unsur. Arda ortadan kalkmış olur, 5 Biz Türkler, eski dostlarımızın mu Yatlakiyetterini sempati ile karşılamağa Ötedenibörü alışmışızdır. o Ayni zamanda Bİ idik ki Almanlar ilânikaye Versay Muahedesinin esiri kalamazlar ve Koca Millet nihâyet hürriyet ve istiklâliri ha? tâhdid eden bütün “bağları kırmak kn: m askeri bağlarını eakiben ie bölgesin: işgal ettiği ze. $j Alman propaganda nazın Dr. Göbels yolsuz parçalanması, Türk efkârı umu. miyesinde tasvib görmemiş olmasına rağmen. Türk basını eski bir dost ve es. ki bir mütteftk olan Almanyayı kırıp gü.! cendirebilecek olan ağır kritiklerden kendini geri tutmuştur. Bunlara karşı &ski dostlarımızdan ve gördük ve hâlâ ne görüyoruz? Biz bun. ları uzun uzadıya tekrarlayıp (yangına körükle gitmek istemeyiz. Bilâkis Türk . Alman omünasebetlerinin düzelmesire hem taraftarız, hem de bundan ümid. varız. Bununla beraber bazı acı hakıkat. leri burada söylemekten geri durmıya. cağız; çünkü o kanaatteyiz ki milletler ârasinda samimiyet, tıpkı şahıslar ara. sında olduğu gibi, açık fakat temiz ko. nuşmağa bağlıdır. Biz burada, Hatayın Türkiyeye avde. tinin Alman basınındaki telâkki tarzına bemas ederek bunu Türk . Alman müna, sebetlerinin düzeltilmesi bakımından hiç te doğru bulmadığımızı söylemek istiyo. Ergani bakır madenindeki çalışmalar Ergani bakır madenlerinde çalışma - Onun için o Almanya,İlar devam etmektedir. Bakır şirketil Alman işçisi de yakında gideceklerdir. tam bir faaliyet halinde bulünmekta - et esasına dayalıJdır. Yukarıdaki resimlerde görülen iza- dürü iken şimdi bu fabrikaya müdür be amelelerinin günde sekiz saat çalı- şârak bütün işleri çok intizamlı bir şe- kilde başarmaktadır. İzabe mühendisi Kemal bu çalışmalarda çok şak | mühim bir rol aynamaktadır. Bu ayın |sokmuştur. Günün beş altı saati hariç , İsönüna doğru santral kısmının teslimi,|olmak üzere hemen bütün saatini fabri- be kısmının kabul kat'i - sud Alman basınının, Hatayın anıvats. a dönmesini Arabları ve Arablığı üze, le edecek kadar, hasmane Türk . Alman münasebe: şekilden müteessif ve bunun düzelmesini iltizam ağır başlı ve doğru görücü Almanlar acaba 'tasvib ediyorlar m7! Buna inanmak bi. zim için kabil olmamakla beraber gem- siz ve dizginsiz olmıyan Alman basını. nın bugün Türkiye aleyhinde cephe al. masının hikmetini bir türlü anlıyamıyo. ruz. Eğer bu, İngiliz ve Fransızlarla an. Jaşmamızdan doğmuş bir can sıkıntısı ©. seri ise o halde bu anlaşmalardan çok evvel Alman matbuatının bizim Balkan paktımıza karşı senelerce açtığı açık ve İkapah kritikleri heye hamletmelidir?!, Bizimle Almanya arasında esas itiba.| irile ne bir toprak ve ne de can alıcı her hangi bir meseje yoktur. Danzig de bizi İdoğrudan doğruya alâkadar etme?. Bun. dan başka her ne gibi bir mahsulümüz var ise Almanlara klering yolile, yani müicabillerinde hiçbir döviz almadan, ve. rip duruyoruz. Biz eski Alman doştları. | miza acaba daha ne yapabilirdik bile. mem? Bvet, biliyoruz: Almanya istiyordu ki İtafyanlarla birlikte Balkanlara, Kara ve Akdenizlere hâkim olsunlar. Arna. vudluığa çikarak Yugoslavyayı OBâlkan! paktından. koparsınlar, Bulgaristanı do. Guda bir hareket merkezi olarak küllan. Sanlar, elhasıl Filistin ve Mısırda serbest serbest istediklerini yapsınlar ve bütün bımlara karşı hiç ehemmiyet vermedik. leri ve bir sene sefirsiz bıraktıkları Tür. kiye mutlak surette tarafsız ve hareket. İsiz dursun ve böylece eceli mev'udu bek. lesin! Bu olur mu?! Her şeye rağmen biz yalnız ümid ve temenni ederiz ki bütün yanlış hesablar geri dönsün ve her şey tekrar tabii mecrasına girsin!. Almanya, Türkiye ve bütün cihan için yegâne ra. hat ve refah yolu budur! H. E. Erki eden «Yeniden Şişlide Şişlendi gönül» «Bir ipek çarşafa işlendi gönül» Kenar mahallelerden, en yüksek semt- lere kadar bütün İstanbul bu şarkı ile neş'eleniyor. gene bu şarkı ile kederle. niyorlardı. Tulumbacı kahvelerinde ya - nik sesli bir külhanbeyinin bazan oku - duğu bu şarkı, birçok kimseleri coşturu. İyar. bir çoklarına sokak içlerinde, cadde ortalarında nâralar attırıyordu. Kibar sile meclislerinde de bazan genç ve güzel kadın, şuh ve kıvrak bir &. henk)e bu şarkıyı söylerken (yaşlı aile reisi, göl ie güçlik ateşinin sıcaklığını duyuyor, delikanlıların dudaklarında ar. ümler dolaşıyordu. kı ne idi ve kim içindi ki, bu liyor, ve her yerde a doğuruyördu?!, Bu sihir, sinde mi, güfte - ved idi?! Fakat, hayır.. hiç biri de. Bu ş 1 di, Bu şarkı, bir devir İstanbulunun, kimi güzelliğine, kimi debdebe ve büyük şöh. retine âşık olduğu dilber fahişe «Şişli güzeli Mediha» için söyleniyordu. * Bir akşam üzeriyd!. Şişlinin Osman - bey taraflarında, havagazı lâmbalarile aydınlanan bir sokağa genç ve çok şık bir adam saptı. Başında, sağ kaşının üzerine hafifçe eğilmiş parluk bir fes, sırtında ipek beyaz bir gömlek ve pırlanta iğneli bir kravatı vardı. Elbisesi lâciverd ve renkliydi. Ayağında çok sivri burunlu rugan iskarpinler bulunuyordu. Gümüş saplı ve siyah renkte ince bastonunu ki. bar bir eda ile salıyarak yürüyordu. Başı öne doğru eğik, gözleri ayakkabıla - rının sivri uçlarına takılı idi. Sokağın ortasına geldiği sırada durup etrafına bakındı. Sonra birdenbire yolun |sağ tarafında bulunan büyük bir eve İ doğru hızh, hızlı yürümeğe başladı. E - İvin bütün pancurları sımsıkı kapalı idi. Kapının önüne geldiği vakit durdu. İZili çalmak için kolunu uzatacağı sırada evin taşhığında telâşlı ayak seslerinin ka. pıya doğru yaklaştığını duydu. Dudakla. nında memmun bir tebessümle bekledi. Yaşlı bir hizmetçi kadın, kapıyı açar aç. maz neş'e ve şataret taşan bir sesle: — Ooo.. Buyursunlar efendim, dedi. Nerelerdesiniz? Hanımefendi kaç gündür sizi dört gözle bekliyorlar efendim!,. Genç adam. dudaklarındaki ayni mem, nun tebessümle içeri girdi. bastonunu hizmetçi kadına uzatırken sordu; — Mediha evde mi? Hizmetçi cilerile, «nerede olacak?» gi etler yaparak cevab verdi. tabii efendim. Sizsiz nereye gidebilirler?!,, Genç adam, yukarı kata uzanan mu - şamba döşeli merdivenlere doğru koşar adımlarla yürüdü. Ve yukarı kata çıkıp j kapısı aralık duran bir odaya telâşla gir. di. Pahalı mobilyalarla süslenmiş büyük odanın bir köşesindeki geniş ve çok lüks bir divanın üzerinde harikulâğe güzel bir geniş kadın uzanmış yalıyordu. Kapının bafif gıcırtısına başını çevirdiği zaman genç adamı karşısında buldu. Hemen ye. Miktarları pek az bulunan birkaç Esasen Kuvarsan bakır fabrikası mü- vekili olan Naim Kromer ta mo zamanlarından kalma bütün pürüzleri| düzelterek fabrikayı normal bir şekle ka dahilinde geçirmekte ve en ufak bir seyle alâkadar olmaktadır. Şişli güzeli Medihanın katli Otomobilin içinden üstüste birçok tabanca sesleri yükseldi, araba hâlâ bütün süratile koşuyordu rinden sıçrıyarak ayağa kalktı. Tath bir gülüşle elini uzattı: — Ooo.. Hamdi Beyefendi. hangi rüz. gârlar sizi buraya gönderdi?. Bir an durdu. Sözlerinin muhatabında yaptığı tesiri anlamak ister gibi gözlerini şuh ve çapkın bir eda ile kırpıştırarak karşısındakine baktı. Sonra sesinde mah. zun bir nk ve hareketlerinde kızgın İbir jestle ilâve etti: — Kaç gündür, gözlerim yolda hep sizi bekledim. Gece uykularım kaçtı, bak yü. züme, zayıflamışım değil mi?' Hain ne. ye gelmedin?.. Hamdi Bey, Medihayr omuz başların. dan tutup kucakladı. — Affet sevgilim, dedi. Bilsen me ka. dar çok işlerim vardı? Çok kârlı bir alış veriş peşinde idim. Mediha, Hamdinin kolları arasından sıyrılarak divana doğru yü Ğ Bütün kadınlık zekâsını sarfederek lâ. kaydane söylendi. — Bana nel. Hamdi, Medihanın yanına gidip otur. du. Pırlanta yüzüklerle süslü küçük ve güzel ellerini avuçlarının arasın alarak cevab verdi, — Ne dedin sevgilim?. Sana mı ne?. Fakat biliyor musun çok yersiz bir söz bul.. Bu işten kazanacağım bütün parayı sana hediye edeceğimi bilmiyor musun?, Mediha ayri lâkaydi ile baska bır ta » rafa bakarak sordu. — Ne kâadâr? — On beş bin Jiraf.. | Bir an, ikisi de birbirlerine bakara) | gülümsediler. Fakat Hamdinın yüzün . ideki tebessüm birdenbire silmd'. Gözle . irini odanın müâyyen bir noktasma di. İkerek ağır, ağır söylemeğe başladı. İ — Mediha, yavrum beni iyi dinle bu . Jgün!, Sana şimdiye kadar açmağı bir türlü cesaret edemediğim birçok geyler unu demek istiyorum ki, benim bu. günkü bütün servetim. bundan sonra da elde edeceğim bütün kazancım senindir ve senin içindir. Bundan bir an bile şüp. he etme!. Sana olan aşkımı tasavvur ede. mezsin. Seni çok seviyorum Mediha. Her şeyimi sana feda edebilirim. Seni yalnız çılgınca sevmek değil, ayni zamanda san derece de kıskanıyorum. Kimden diye sorma. Yaşadığın hayatı beğenmiyorum, İstiyorum ki, yalnız, münhasıran benim olasın. Ve ölünciye kadar beraber yaşı . yalım. Görüyorsun ki, her cihetçe seni mes'ud edecek kudrette bir adamım. Ce, kinmene, tereddüd etmene hiç bir sebeb yok. Bizi ölüneiye kadar mes'ud edecek servetim var. Gel Mediha, bugünkü ha. | yatını değiştir, büsbütün benim ol, senin, beraber rahat ve saadet içinde yaşıya. lum. Olmaz mı yavrum? Mediha şuh bir kahkaha âtarak sırtını divanın arkasına dayadı. — Çocuksun Hamdi, dedi. Beni kim , den kıskanıyorsun kuzum, senin değil miyim, berober değil miyiz sanki? Bu manasız sözlerinin ne )gözlerim kör olsun, eğer senden başka j birine daha bakıyorsam.. — Beyhude yalan söyleme Mediha, ben hepsini biliyorum. Fakat seni gene af , “Devamı 10 uncu sayfada) lüzumu var? Şu

Bu sayıdan diğer sayfalar: