18 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

18 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANS OS Pa Hı, we. Vm e e LR ik e Lü 'Temmuz SON POSTA Sayfa 9 Almanya ve Tuna devletleri Alman emelleri önünde Yugoslavya, Macaristan ve Romanyanın vaziyetleri nedir, ne olacaktır ? Uzun seneler Avrupada belli başlı gazetelerin bilhassa (Taymis) in muh- telif Avrupa memleketleri muhbirliği- ni yapan M. Reed (Deliler panayırı) adi: eserde Tuna devletlerinin takib ettikleri siyasete dair şu mühim iza - batı veriyor. Yugoslavya: Sabik Yugoslavya başvekili Stoyadi- noviç. esas itibarile demokrattır. Dik - tatörlere karşı bir yaklaşma politikası takib etmesi o gün için memleketin ahvaline daha ziyade uygun bir siya - set takibine imkân olmadığı kanaatin. de bulunuşundandır. N Yugoslavyanın talihsiz kralı Marsi yada bir katilin kurşunile yere seril - meden önce (Berchtesgaden) de Hit- lerle bir mülâkat yapmıştı. 1934 sene- sinde yapılan (bu mülâkat; az zaman sonra dünyada korkunç bir şöhrete namzed olan üçüncü Rayh şefinin Av- rupa siyasilerile yaptığı mülâkalın bi- rincisi idi Yugoslavya krahınn bu hareketi şöy le izah edilebilir: İhatası geniş bir dip- Jomat olan Kral Aleksandr, Almanya - bın baş döndürücü bir hızla silâhlan - masından sülhün bugün düştüğü teh - Ekeyi o zaman görmüş, binnetice dün- ya politikasında en mühim rol oyna - maya namzed olan Hitlerle o zamandan şahsan tanışmek istemişti. Oksford'da bir İngiliz gibi iberal bir zihniyetle yetişmiş bulunan ve ölen Kralın bıraktığı siyast vasiyetnameye tam bir itaat ile bağlı kalarak garb de- mokrasilerine sempati duyan ve totali- ter devletlere temayül O göstermiyen Kra| naibi Prens Pol de diğer Yugos - Mavyalılar gibi Avusturya hâkimi ni ve büyük harbde Almanya işgalini, Kralın katlinde zimedhal ve bugün ta- mamile bilinen fail ve mürettibleri, Dalmaçyaya karşı İtalyanın beslediği emelleri unutmamıştır. Ancak Yugoslavyahlar şimdiye ka - dar demokrat devletlerin (o totaliterler karşısında her vesile ile gösterdikleri zâf: da hesaba katarak şaşılacak bir süratle silâhlanan Almanyaya hasma - ne bir hattı hareket göstermemenin da- ha müreccah olduğunu ve Akdenizle muyvasalasını Atlantik ve Cebelüttarık- tan dolaşarak yapan ve bu yolu kısalt- mak için Adriyatik denizine inmeği ga- ye bilen Almanyaya bir vesile hazırlama. manın daha doğru olacağına kani oldu- lar. Binaenaleyh Mihver devletlerinin ber ikisinin Adriyatik sahillerinde men faatlerinin çarpışmasından istifade et- meğe karar verdiler. Yugoslavyan'n bu vaziyeti Tuna havzasında Alman hepe- monyası devam ettikçe devam adecek- tir. Esasen bu hegemonyadan en çok zarar ve tehlike görecekler Yugoslav - Jar olduğu için Almanyaya (kuvvetle karşı koyacak devletler; Yugoslavyayı kendi yanlarında yer almış görecekler- dir. Macaristan: Bu mütalea bugün Mihver devletle- rile antikomintern bir muahede imza - lamış olan Macarlar hakkında da yürü- tülebilir. Macarların kendi memleket - Yerinde nasyonal yayılma- ması için sarfettikleri gayret de milli mev cudiyetleri için tehlikenin nereden ge- leceğini açıkça gösteriyor. Buna rağ * men Büyük Harb sonu muahedelerinin Macaristana çizdiği coğrafi vaziyet, A- vusturya ve Çekoslovakyanın zaptı ne- ticesinde onu 4a Alinanyaya karşı za - yıf bırakmıştır. mi Romanyada da ayni meseleler mev - cuddur. Fakat Demirmuhafızların çefi Alman propaganda nazırı Göbels Codrano'nun asılması ofevkelâde tesir gösterdi. Bununla Romanyanın azim - kâr devlet adamları; yıkılmaz ve ebe - dileşmiş sanılan bir faşist (şefinin ve tâpilerinin başka vatandaşlardan farklı olmadığını isbat etmiş oldular. Bu hâ- diseden sonra Romanyanın müstakbel siyaseti de çizilmiş oldu. Codrano'nun idamını Hitler doğru - dan doğruya kendine vurulmuş bir dar be telâkki etti. Ona göre bu meselede Romanyayı affettirecek yegâne çare AT manya nüfuzu altına girmekti. Çekos - lovakyayı ilhak ettikten sonra muzaf - fer Almanya bir müddet için Şark yo- lumun artık kendine açılmış olduğunu görmüştü bile. İngilterenin Romanya - ya verdiği garanti bunu önledi. Şimdi artık Ramanyada faşizm can çekişiyor. Romanya Krah Karol, krallığının hâ- kimi kalmak istediğini ve artık ecnebi bir devlet nam ve hesabına Romanya politikasında tesir yapmanın mümkün olmadığını herkese anlattı. Kral Ro - manyada böyle bir siyaset tatbik etmek için Armand Calinesco'yu birinci de - recede bir mesai arkadaşı olark seçti. (Calinesco) Demirmubatızlara göster. diği şiddetten sonra Fransada tanın - maya başlandı. Bu devlet adamı daha 1932 senesinde (bir (tramvay grevini bastırmak için asker kuvvetine müra - csat etmek suretile kabiliyetini göster- mişti. Başkalarının hâdise çıkarmama- yı vâtanperverlik sayarak seslerini kıs- tıkları bir zamanda (Calinesco) maz - nunlara açıkça hücum etmekten çekin- miyordu. Almanya gibi kuvvetli bir devlet ta- rafından daima tehdide maruz bulunan Romanyanın son hâdiselerde gösterdi - Bi enerji, garb devletlerinin siyasi mü- zaheretlerile takviye edilmemiş olsay- dı bir fayda temin edemiyecekti. Cer - men hegemonyasile daima hali mü - cadelede bulunan Romanya menafii an cak garb demokrasilerinin garantisile masun ve mahfuz bulunabilir. * Bugün Almanyada en fazla gö ze çarpan şey İngiltere aleyhtarlığını istihdaf eden şiddetli propagandalar - dır. Aylardanberi Alman omatbuatile beslenen bu propagandalar; İngilizle * rin kendilerine çok müsaadekâr bir vâ- ziyet aldıkları Münih Kkonferansından sonra başlamıştır. Gazeteler. radyolar. filmlerle Alman halkımın dimağına kin aşılama şekli şimdiye kadar görülmüş şeylerden değildir. Bütün bunlar, tek bir adamın sihirli parmağını kocaman bir makine düğmesine Dbasmasile olup itiyor. Alman propagandasına bir misal o - larak propaganda nazırı (Göbels) in 23 Eylâl - 1938 de söylediği bir nutuktan şu parça dikkate lâyıktır. «Nasyonal alist propagandasının ne için diğer sök vücudünde bir diken tesiri yaptığının sebeblerini şim- di anlıyorsunuz; Bu devletler yavaş ya- vaş Almanyanın da kendileri kadar o- yun oynayabileceğini hesaba katmaya başladılar. Biz de propagandanın tek - niğini öğrendik, bizim de bunu meha - retle yapabilecek zeki adamlarımız var.» (Göbels) in nulkunun ertesi günü partinin resmi gazetelerinden biri gü- ya (Kudüs) deki hususi muhabirinden aldığı bir mektuba atfen (İngiliz insa- niyetsizliği) başıkh bir makalesinde Britanya kıt'alarının Filistinde içinde iki bin esir dolu bir kamp açtığını. bun- ların sıhhi vaziyetlerinin tarife sığmaz derecede fena olduğunu, her beş yüz €- sir için 3 kabine mevcud olduğunu. buriların da akşam saat altıdan sabah saat altıya kadar kapâlı tutulduğunu ya zıyor. Başka bir gün başka bir makalede: «İngilizlerin İnkâr etmelerine rağmen kampta sopa İle dayak atmak âdet ha - Jini almıştır. Halkı tethiş için evlere musallat olmak, şafak vakti sarılan şe- hir ve köylerden toplanan şüpheli eş” hası tevkif etmek, bazan masum insan- lara kendileri tarafından silâh verile » rek zorla kampa sürüklemek, araştır - malar sırasında sâde altın ve mücev - herat değil at çalmak bile umuru adi * yeden görülmektedir» denilmektedir. İşin tuhafı; bu ve buna mümasil gü- Tünç propaganda metodlarını resmen tatbik eden bir devlet; demokrat reji - me tâbi memleketlerde hür ve müsta- kil gazetelerin nasyonal sosyalist şef- leri tenkidine dayanamıyor ve onları bükümetleri nezdinde resmen protes - toya kalkışıyor. emen Haliç sahilindeki surlar tesbit edilecek Halicin Beyoğlu yakasındaki sahil yoluna aid projeyi Nafıa Vekâleti tas- dik etmişti. Halicin İstanbul cihetin - deki sahil yolu güzergâhındaki surla- rın tarihi olanları tesbit edilmektedir. Tarihi surlar kalacak, tarihi olmıyan- lar yıkılacaktır. Dolmabahçe stadı için Gazhsneden yer alınacak Dolmabahçede yapılacak stad için gazhaneden bir kısım yer alınmakta -İ| cem dır. Gazhane müdürlüğü istimlâk mu - amelesinin bir an evvel yapılmasını belediyeden istemiştir. Çubuklu korusu halka açılacak Judaki koru. yolan İğ lan halka açılacaktır. i. Me binek hazırlıkları tamamla- mak Üzeredir. —— Efes vapuru havuzlarda muayene edilecek İzmir körfezinde işlemekte olan E - fes vapurunun mukavele mucibince 3 ayda bir defa Tersanede muayene edil mesi icab ettiğihden. vapur İzmirden limanımıza getirilmiştir. Efes, hâvuz- larda muayene edildikten sonra İzmi - re gidecektir. GüNüN ADAMLARI —J Dilsiz diktatör Portekizi bugünkü hale getiren sabık profesör Bugünldi Avrupanın en mühim sima - veni mlm larından bizi de hiç şüphesiz Portekiz reisicümhuru Oliveira Salazardır. Portekiz deyip geçmiyelim: Küçük bir memleket olan Portekizin çok büyük müstemlekeleri vardır ve eskidenberi için için kaynaşan bir memleket halin dedir. Orada istikrar bir türlü elde edi. lemez. Krallık ile bir türlü idare edile. miyen Portekiz nihayet kendi bünyesine en uygun olan cümhuriyet idaresi gek. lini seçmiştir. Cümhuriyet Idaresi tesssüs eyledikten sonra Portkizde İşler gene düzelmedi. Rejim zayıf ve dahili vaziyet karışıktı. İlk seneler içinde vuku bulan ihtilâl. ler. sulkasdier birbirini kovalıyordu. Devletin maliyesi berbad bir halde idi, Para olmadığından maada para veren de yoktu. Portekize hiç bir devlet itimad et. miyordu. Arka arkaya gelen hükümet. ler bir iş göremeden çekiliyorlardı. Nihayet memleket kendine bir şef bu. Mabildi: Oliveira Salazar. Salazar meş hur Colimbre üniversitesinde («ekonomi politik» profesörü idi. Bu tarihte Portekiz iflâs halinde oldu. ğundan yardımda bulunulması için Ce - miyeti Akvama müracaat edildi. Vazi . yeti mahallinde tesbit eylemek üzere Cemiyeti Akvam bir komisyon gönderdi. Bu komisyon Portekizin bir takım temi, nat ve kontrol sistemine bağlanmasını teklif eyledi. Ancak bu suretle yardım edilebileceğini bildirdi. Bunu haber alan memleket halkının izzeti nefsi derhal kır baçlandı. Zaruret halinden kendi kudreti ile sy mimak şekli kararlaştırıldı. Memleketin âlimlerine, üstadlarına, büyüklerine mü. racaat edildi. İşte bu sırada da ismi bu. Yunduğu şehirin hududlarını aşmamış bu. Iunan profesör Salazara da baş vurul . du. Mahviyetten büyük bir zewk duyan Salazara maliye nezareti teklif edildi. Sa lazar memleketin selâmeti namına vaki olan teklifin kabulünü vetani bir borç bildi. Bulunduğu şehirde dillere destan olan tasaşruf kaidelerini hükümetin maM - yesine de tatbika başladı. Bağıranlar, ça. ğıranlar, ağlıyanlar, sızlıyanlar oldu. Fakat tam bir sene sonra bütçe 285 milyon o<esküdo» luk bir (o bakiyei matlub ile kapatıldı. Bu, senelerdenberi görülmemiş bir hal idi. İsmi her tarafta anılmağa başlandı. İngiltere ve Fransada onun barekâtını dikkatle takib ediyorlardı. 1932 senesinde talihli ve muktedir ma. Hye nazırı başvekil oldu ve «şef, olarak yâdedilmeğe başlandı. : Küçük devletin şefi 1889 senesinde doğan Alivelra Sala - zar orta halli bir köylünün oğludur. Rühban mektebinde okumuş, hattâ bir vakitler rühban sınıfına dahil olmağı bile tasarlamıştı. . 'Gürültülerden, şaşaadan, debdebeden hiç hoşlanmaz. 'Tantanalı nutuklar ver mek te âdeti değildir. rm Oliveira Salazar den, üniversite profesörlerinden mürek kebdir. İcraf salâhiyetin kâflesi Sulazarın & indedir. Bu suretle Portekiz iki şekli idareye birden malik bulunmaktadır. Biri İtal « İyada Muesolininin tatbik eylemekte ol. duğu «ekorporasyon meclisi» diğeri A merikada Ruzvelt tarafından tatbik edil, mekte olan icraf tarzdır. Tam yedi senedenberi bu şekli idare devam eylemektedir. Bu idâre halkın hür met ve muhabbetini kazanmıştır. Fakaf eyni zamanda Portekizde bir de muha lefet partisi mevcuddur. Salazara memlekette böyle bir muha, lefet partisine (Omeden muvafakat ettiği sorulmuş. Şef şu cevabı vermiş « tir; «— Siyasi şahıslar yaşıyabilmeleri ve nafi olabilmeleri için muhakkak ki her gün tenkidlerle karşılaşmalıdırlar...» Oliveira “Salazar işte bu suretle yedi senedenberi girişmiş bulunduğu iktısadi kalkınma hareketlerine devam eylemek, tedir. Şimendifer idaresini muntazam bit şekle sokmuştur. Yolları ıslah eylemiştim Limanları inşa, ihya eylemiştir. Salazar başardığı işler için munayzam küşad resimleri yapmaz. O, bu işleri çoğ tabii görür. Mükellef bulunduğu vazife, ler cümlesinden addeder. Başka memleketlerin dolar, İngiliz Ik rası milyonları ile hesab eyledikleri işle, ri mütevazı, fakat sağlamlaştırdığı e küdo ile hesab eder. Salazar çok durendiştir. Bu duren dişliği siyasi Icraatına dahi şamildir. Vatanamın, milletinin kalbini, nabzmı her gün yoklar... Beyrielmilel siyasi me , #eleleri ber vakit dikkatle takib eder. Onun ga sözleri birçok Avrupa devlet a, damlarmı düşündürmüştür. . — «Biz sulhperveriz, fakat sulhçu dey Avrupada «dilsiz diktatör» ismi veril . | 8ilİZ-— Bilâmibalâğa denilebilir ki Oliveira Sa Bekâr ve fakirdir. Yalnız ve sade bir|lazar bugünün en büyük, en temiz dev. surette yaşar. Bundan bir sene evvel o.|let adamlarından biridir. na mahsus olmak üzere; «Calçada da Estrella» adındaki muh otel hazırlandı. Teşekkür ederek kabal etti. Fakat Funçal sokağındaki mâ. tevazi apartımanındaki eşyasını, çok sev. diği kitablarını bu muhteşem otelin göz. den uzak bulunan Üst katına taşıttı. Böy. lece hükümet erkânının arzusunu yeri . ne getirdi. Otelde oturuyordu, fakat Kendine hâs olan dirayet ve mahvi « yeti ile Portekizi, diğer birçok mem. leketlere parmak ıırtacak derecede mü. kemmelen idare eylemektedir. (Fransız membalarından) 0. Tuğrul ..— Bir sdam evinin damından düştü muhteşem dairelerde değil Binanm| Eyübde Bahariye caddesinde otu « lüksten âzade bulunan üst katında.. H4lâ çok sade bir surette giyinir, kendisine hâlâ bir din adamı hali vardır. Portekizin idare tarzı Portekiz millet meclisinde meb'usların sayısı doksandır. İntihab umumidir. Fa. kat hakkı intihaba malik bulunanlar sırf sile reisleridir. İster erkök ister kadın olsunlar... Millet meclisinden maada bir de «kor. daları azalarından, bankalar müdürlerin. ran Tevfik adında biri, evinin damına çikarak kiremidleri düzeltirken müvas zenesini kaybederek düşmüştür. Ka « za neticesinde ağır &urette yaralanan Tevfik, berayi tedavi Balat musevj hastansine kaldırılmış Bir çocuğu arkadaşı jilstle yaraladı Gedikpaşada oturan 15 yaşında Ya « sef, sokakta oyun oynarken Yervant a“ dında bir arkadaşı tarafından kolun « dan filetle yaralamıştır. Yasefin müdavatı yapılmış, suçlu ya

Bu sayıdan diğer sayfalar: