Bekâr erkeklerin i iddia ve ithamları k “ Param vardı, gençtim, gürbüz bir adamdım. Çok yakışıklı idim. Buna rağmen karım beni adi : bir herifle neye aldattı? Bu muammayı hallede- : medim ve edinceye kadar evlenmiyeceğim ,, Kadınların cevahları “ Kocasını bırakıp âşıkı ile kaçan kadın merd bir kadın demektir. Evet, bu bir hatadır. Fakat gündüz çifte metresle yaşayıp gece karısının yüzüne gülen erkeğin alçaklığına müreccahtır ,, © Ahmed Özgen (Çarşıkapı): | cehennem azabı yaşamağa mahkümdur. «Evvelâ evlenmenin aleyhinde olma.| Bilmem anlatabiliyor muyum?» dığımı, bekârlığı sultanlık addetmedi .| © İdris Savcı (Konya): imi arzederim. Bazı bekâr arkadaşlar| «Hayat pahalı, geçim zor. Aylığım a7. gibi bütün kadınların da kötü olduklar?.| Bunlar ilk sebebler, Fakat asıl mühim na kani değilim. Şüphesiz ki içlerinde| sebeb, ki burun için o evlenemiyorum, ideal kadınlar pek çoktur. Bütün mese.|kadına itimadım yok. Arkadaşlarıma » le bu ideal kadım bulabilmekte... Ço «| bakıyorum: Zahiren mes'udlar; kimi iha. l ğun içinden azı, iyiyi bulmak çok gücdür.| nete uğramış, kimi geçimsiz bir kadı . ni, Eğer kadınlarımızın yüzde sekseni iyi oL. |na düşmüş, kimi mahkemede. Bu yüz. Zar. İna gece 11 den sonra sokakta kadın göre Jdar, ev işlerile yorulduktan başka dört| Her türlü haltı yediği günün akşamı ges . : yed boşanma kararları çubuk ve.| mezdiniz. Gege hayalı, bar, nedir Lil.İduvar arasında yalnızlıktan bunalmak.|ne karısına güler yüz ve sevgi göstererek 5 Bana gelince: Kıdemli bir bekârım, de|rilse, onlar da boşanmaya Ota - mez, Senede verilecek birkaç baloda sa.İtadır. Böyle bir günün akşamında biraz) alçağın alçağı mevkiine düşer ve bunu saydı, iyisini bulmak ihtimal yüzde sek. sen artardı. Halbuki, fenalar ekseriyeti teşkil ediyor. Ben evlenmek istiyorum. Fakat ya fe. masına düşersem?! Korkusu bu arzumu kuvveden fiile çıkrmama mâni oluyor. Zira ayrılmanın müşkülâtı da, evlene - cek eş bulmaktan daha az değille © İzzet Barlas (Ankara, Kara - oğlan caddesi): «Bekâr okuyucalarınızın cevablarını kıdemli bir bekâr olmak haysiyetile dik. katle okudum. Genç kızlarımız mukabi) hücuma geçti Onları da bitaraf olma. Ba çalışarak tetkik ettim. İki taraf ta haklı, iki taraf ta haksız. Eğer kadınların ve etkeklerin bir ta - kım kusurları varsa, evlenmeğe bu ku . #urlar engel teşkil eylıyora, kabahat ların değil, cemiyetindir. Bütün dünya siyaset sahasında oldçığu kadar içtimaiyat sahasında da bir çıkmaza girmiştir. Te. Mğkkilerimiz değişmiştir. Kadın birinci plâna çıkmıştır. Ahlâk, namus eskisi gi. bi üzerine titreyen birer mevcudiyet ol. mak vasfını kaybetmiştir. Kadın, bir er. kek ile bütün bir ömür geçmez, diyor.! datmağı bugünkü telâkkilerimizin tabil bir neticesi addediyor. Erkek, karısının üzerine bir metres almağı bugünün ca reyanlarına tâbi olmak sayıyor. Dünya cemiyetlerinin ahlâkında vuku bulan bu sarsıntı her memlekette tesirini göstermiştir. Binaenaleyh kusurlar ferd. lerin değil, comiyetlerindir. Bence ksdi. nın da, erkeğin de yekdiğrini ithama hak kı yoktur. İkisi de kabahatlidir; ikisi de birbirlerine karşı vazifelerini yapmıyor. miştim. Kırk yaşındayım, evlenemedi . ğimin başlıca sebebi, çok kıskanç olu - şumdur. Kendim de itiraf ederim. Lüzu. mundan fazla kıskancım. Halbuki bu - günkü evlilik hayatında kıskanç adam Edebi tefrikamız: 14 den hayatları zehir zemberek.. Düşünüyorum da, böyle kalmağı da. ha münasib buluyorum. Allah esirgesin ya ben de ayni akibete düşersem? Çünkü İmes'ud olanlar yüzde bir iki. Kabahat İkimin?.. Bunu ben tayin etmek iste mezdim amma, mademki kızlarımız iti . raf etmiyorlar, ben söyliyeyim: Kadın . Jarımızın,. bir kelime ile; Çok şımardı lar.» © Fak Türkay (adresinin yazıl. masını istemiyor)? «Evlendim. Hem iki defa bayım! Ne oldu mu diyorsunuz?.. Ne siz so» İran, he ben söyliyeyim. Birincisi güzel - İdi, baştan çıkardılar. Aldı başını gitti. İİsinciyi çirkin seçtim. Yüzü, vücudü ka. dar ahlâkı da berbad çıktı. Başıma belâ oldu, güç ayrıldım. Param vardı. gençtim, gürbüz bira» damidım, tuttuğunu koparır, yakışıklı tam bir erkektim. Karım beni adi bira damla aldattı. Bu kadınlar daha ne ister. İler. Para mı? vardı, sıhhat mi? demir İ gibi idim, ahlâk mı? temiz bir karaktere İmaliktim. O halde, niçin aldattı. Bunu ürlü anlıyamadım. İkinei için ben İbir nimet sayılırdım. Başımın etini yedi, İ harriri.. Evli olup olmadığınızı bilmi - İyorum. Şayed bekâtsanız, başınızdan İböyle iki vak'a geçtikten sonra bir daha evlenir misiniz, evlenmez misiniz?» © İsim ve adresinin yazılmasını istemiyen bir okuyucumuz: Kadınlarımızın < kadınlık Omuka . vemeti zayıftır. Çabuk şukut edebilirler. Zira, karanlıktan çıkan bir insanın ây » dınlıkta bocalaması tabiidir. İşte kafes arkasından hayala birdenbire çıkiveren kadınlarımız ne oldum delisi oldular. Şa. raftar olacaklar, yalnız kalıp istedikleri gibi yaşıyacaklar. En cahili bile, ben ka. dınım, bangi dairede olsa iş bulurum! di. ye düşünmekte.. Budâla mı, iş bulduktan (Devamı 14 üncü sayfada) KÖYDEKİ DOST Osman bey Kızını teskin etmek fik - rile: — Süleyman bey terbiyeli adamdır. Karısının böyle arzularını da yerine getirmek ister. Fakat zavallının başını « Kaşıyacak vakti yok. Baksamza tatil günü bile çalışıyor. Genç kadının neş'esi kaçmış görü - nüyordu Yavaşça kalktı: Yüzümüze “ bulmadan yürürken mırfidandı: — Biraz içeriyi dolaşalım. Kadınlar da vazifelerini bilmeli. Siz erkekçe ko- Buşursunuz. Osman beyle bakıştık. Genç kadın #inirli adımlarla giderken babası ya - vaşca fısıldadı: — Kuzdığı zamanlar böyle yapar. Dayanamadım, dedim ki: — Aroma haksız değil mi? — Şimdi bu mesele üstünde müna- kaşaya başlasak «haklısın!» dedirtin « cöye kadar uğraşır... — İnadeıdır demek? — Kendine mahsus sabit (fikirleri vardır. Bushan Cahid Gelirken hayat hakkında yürüttüğü felsefeden anlamıştım. Kanastime göre bu &adın kafasını sinirine bağlamış bir mahlük. Ruhiyat mütehassısları bu si- Bıf kadınları tehlikeli bulurlar. Kızını gördüğü için pek sevinen Os- man bey onun içeriye kaçmasına Tazi olamamış gibi: — Siz yıkanacaktınız; dedi. Yemek vakti de yaklaşıyor. İsterseniz biz de içeri girelim?. Israr etmeden kalktım. Halbuki o sert hareketten sonra ben gene opun yanımıza gelmesini bekliyordum. Daha hole girerken onun altın başı” nı yazıhanenin aralık kapısından gör- düm, Eğilmiş bir şeyler yazıyordu. Ba- bası kapıyı itti. O hâlâ başını kaldır » mıyondu. — Ne o küçük hanım, mektub mu yazıyorsun? , HÂlâ yazmakta devam ediyordu... Dedim ki: — Hanım efendi kadınlık vazifeleri- © Nevin Ardan (Cağaloğlu): Bugünün erkeği yuva kurmak için şa. yanı itimad değildir. Hayat pahalılığı, az aylık dolayısüe asabid'rler, geçimsiz, kavgacıdırlar. Üstelik perdede, sahnede, ışık, renk, boya içinde güzel ve muhte. şem artistleri görerek evdeki mütevazı kadını beğanmiyorlar. Kadın hoşa git. mek için biraz tuvalete kiksa: «Süsleni. yorsun, boyanıyorsun> diye çıkışıyorlar. Dışarıda yaptıkları rezaletlerden bâş- ka konu komşu pencerelerinde görünen bir kadın hayalini dahi kaçırmıyacak ka dar mehaâret keşbettikleri halde iş, güç- ten bunalan kadının biraz hava alması. ri, biraz gezmesini çok buluyorlar. Kari. sından ziyade yalnız veya arkadaşlarile gezmeği tercih ediyorlar. Hülüsa kadını azaba sokmak, çıldırt. mak için ne lâzımsa yapmaktan geri dur. muyorlar. Bu vaziyette genç kızlarımız ıtırab çekip birkaç çocukla ortada kal. © Güzide Yilgör (Sultanahmed): Erkekler, hodgümlikları, o beceriksiz. Tikleri, münasebetsizlikleri yüzünden do. ğan aile facialarında kendilerini kolay. ca temize çıkmak için bütün kabahati ka. dnın üzerine yüklüyorlar ve bir takım abdalca sözlerle onu ithama kalkışıyor. lar, 'Türk kadını, evinin kadını, yavrusu. nun anssıdır. Sokak ve dans kadını de. gildir. Beyoğlu gibi bazı semtler müstes. Kavgacı Sarhoş milyon kadının yarım milyonunda tuvâ. Jet denilen balo elbisesi varsa muhakkak beş buçuk milyon kadın bu elbiseyi rü. yasında bile görmemiştir. &i bir kaçı geçmiyen büyük şehirlerimiz müstesna her yerde azami iki sinema vardır. Haftada bir film değişeceğinden zavallı kadın gitse gitse haftada iki defa sinemaya gitmiş olabilir. Halbuki bura. larda seyircilerin yüzde sekseni erkek. tir. Tiyatroya gelince Anadoluda hangi tiyatrolar kadınlarla doluyor acaba? Türk kadını moda düşkünü değildir. 2 liralık kumaştan yapılmış elbisesinin eteğini modelde moda diyu gördüğü için iki parmak kısaltmak moda düşkünlüğü müdür? Kadın şık giyiniyormuş, müsrif. miş, zavallı erksk sened: ancak yazlık, kışlık diye iki katcık elbise yapabiliyor. muş. Terziler müstesna: Elbisesini diken erkek daha dünyada görülmemiştir. Va. Erkek, kadn benim elimin ku Bi idm maktansa kendileri kazanıp sakin yaşa. | sati elli liraya malolan clise giyerler. i tandır, diyor, yüz kadınla © ge, | apaüme kalktı, zor sıyrıldım. mayı tercih ederek çalışmaya heves e.|İki kat elbise etti yüz lira... Kadın 'se| kadının merdliğini gösterir. Bir başk Hp tozuyor. Kadın kocam (al ,|, Size ben sorayım, sayın anket MU -İ derlerse yerden göğe kadar haklıdırlır. | umumiyetle kendi diker ve 100 Hrays 10) erkekle yaşamağı göze ulan kadın açıl kat elbise çıkarabilir ve senede on elbise yapan aile kadını da parmakla gösterile. cek kadar azdır. Kadın geçimsiz değildir. Bi'âkis şim. diki erkekler çok asabidirler, Dışarıda herhangi bir şeye sıkılan er. kek, acısmı evde kadından oçıkarmağa çalışır. Erkek ne kadar yorucu işte olur. sa olsun dalma etrafında bir iki arkadaşı vardır, konuşur, güler. Halbuki, kadın sabahtan akşama ka. Kadın sinema delisi de değildir. Sayı, | tahasmtnül ederler. yısı yüzü geçmiyen kadın dansederken!neş'eli güler bir yöz bekliyen kadın dı. çocuğunun beşiğinin başında sabıhlıyan | şarıda asabileşmiş, çatmak için yer an. milyonlarca kadın bu balonun ismini bi.| yan sinirli bir erkek, asık bir surat, ya. le işitmez. 18 müyon nüfusu, kadın, er.İhud kapıya tekme ile dayanan leş gibi kek, çocuk diye üçe taksim edersek 6 bir sarhoşla karşılaşırsa: «Yangın var, ni yapıyorlar. İçeriye o fikirle girme * mişler miydi? Altın kafa birdenbire kalktı. Kurşuni gözleri bir sis projektörü gibi üzerime çevrildi: Kelimeler dudaklarından dö « küldü: — Anlaşıldı. Siz cenkleşmekten hoş Janyorsunuz. Dudak büktüm: — Oh. bilâkis. Hiç sevmem. Bunları söylerken içimde şu inadeı ve sabit filçirli kadınla mücadele etmek için müthiş bir hırs kabardığını hisset- tim. Bu kendini beğenmiş, fikirlerini başkalarma kabul ettirmiye alışmış hoppa. hattâ şımarık kada pe olduğu- nu anlatmak keyifli bir şey olacaktı. Babası ona yeni çektiği resimleri gösterirken hep bunları düşüpüyor - dum. Bu çeşid kadınları etrafları poh- pohlar, şişirir, şımartırlar. Kafsların. da bilgi namına biraz yaldız vardır. (Bir iki ecnebi dili konuşurlar. Hele iç- lerinde biraz da şlire, edebiyata heves edenler vardır. «Fikrelsin birkaç mıs- ramı ezberler. Baudelaire'in birkaç mariz fikrini kaparlar. Artık kendileri- ni edebiyat profesörü & zannederler. Dinliyen erkekler de biraz yufka yü « yekli, püften bilgili olurlarsa artık su gibi takdirler kazanır. Etek etek iltifa- ta uğrarlar. Bir mecliste kendilerin - den bahsedildi mi? — Doğrusu çök “entellektüel kadın monşer. Hangi memleketin edebiyatın kârıştırsan altından Musset'yi yemiş. yutmuş. Ben bu çeşid yalımkat hanımefendi. |düşünüşü değişmeden kalıp halinde dö leri çok gördüm. Eğer yüzlerine bakı- İnen ne molozlar vardır. a lacak şeylerse koltuklamak faydalıdır. Çünkü bazı kadınlar romantik ruhlu - durlar. Kendilerine hassas. şair süsü verirler. Daha bir gün wmumi bir evde (o «Nedims in divanın: elinden bırakmıyan kadınlar bile gördüm. Kanaatime göre kadın ne kadar okusa, kütübhaneleri yiyip yut- sâ gene kadındır. Yani efendim dişi - dir. Ve tabiatın dişilere nasib ve mu -|Xen kafasından geçenlerin ne olduğu *f kadder kıldığı kanunlara tâbidir. Şulnu yüzde yüz biliyorum. l halde cinst hususiyetlerine bakmadan |Öç erkek işlerine burun 30kmaları tabiata |bin türlü mukabil taarruz isyan olur. “ Bana bir kadın tayyare ile irtifa re - koru kırmış derlerse hiç takdir etmem: Amma ayni kadının topuz gibi çocuk doğurduğunu söylerlerse önünde hür - metle eğilirim. Her ne ise bana öyle geliyor ki Vi) - dan hanım da şimdiye kadar | tesadüf |unuttuk. Fakat artık evin yabancısı d ettiğim o yalınkat âlim hanimefendile- rin bir numara yükseğidir. Avrupada yetişmiş, Avrupa hayatım- da pişmiş zeki bir kadın elbette muhi- tinden birkaç parmak yüksektir. Zaten erkekler arasında bile ayni üstünlük çıkıyor. Fikreti, |dir. Her kapıda hürmet görür. Halbuki mariz İÇİİİukalâlik ve inadcılık deposu » hattâ İmuhakkak. İki yüzlü diye sokağa fırladığı takdirde haksız mu dır? Halbuki kadınlar haysiyet ve şere& lerini kurtarmak için bu işl yapmazla” Eşe, dosta rezil olmıyalım diye senelere€ Kadın çok giztyormuş!,.. j Bu hizmetçisiz devir, bu konforsuz eve den, bu berbad mutfaklarda işini bilirde rek birçok çocukla da meşgul oldukta8 sonra gezmeğe vakit bulan kadın şayan takdirdir. Böyle bi" ev kadını, böyle bif ana tenkide değil, tebrike lâyıktır. . Kaçan kadınıardan bahsediliyor. K## dın kaçmaz, kaçırtılır. Tahammülün de bir derecesi vardır. Sarhos bir koca, ge çimsiz, sinirli bir erkek, kıskanç bir & dam muayyen üs hadde kadar çekili Karısmın şercimden kaçmış, intihar ek miş, veremden ölmüş, çıldırmış erkeği nadir. Halbuki aks'ni yari bu hale döş müş biçare kadınları hergün gözlerimizle görüyoruz. İ Âşıkile Kuçan kadina gelince bu di ça evini birakıp gider. Yuvasını, çocul& larını bu şekilde terketmek hisse mağls biyettir. Hissi yenmemek muhakkak bi? hatadır. Fakat bu hata sabah âşıkile ge zip akşam kocasının yüzüne gülmeli iki yüzlülüğüne ve alçak'ığına mürec cahtır. Halbuki erkek iki yüzlüdür. Evindeki gül gibi kadınının üstüne elin çirkef kâs dınlarile düşüp kalkar, nur gibi evlâd rının parasını yedirir, çifte metres tutar. farkında değildir. Olsa bile; «Ben erke, Zim..> gibi garib bir zihniyetle kendiri aklınca temize çıkarır. Sanki erkeğin ab- lâksız olması, izdivaç bağına sadakatsi (Devamı 14 üncü sayfada) söze batar. falan adam Avrupa görmüş denildi mi bu âdeta bir imtiyaz gibi « Avrupaya gittikleri halde © görüşü ve Baba-kız resimlere bakarken gen$ kadını seyrediyorum. Altın kafanın bif Böyle kadınlara yapılacak muamel saçlarından yakalayıp hırpalaya hırpâ&* laya sevmektir. Şu dakikada onun resimlere bakar * Bana kızdı almak için plân düşünüyor. İçimde plânları ge çiyor. Fakat en iyisi hiç oralı olmama Onunla meşgul görünmemek ve sıra$ geldikçe fikirlerile ince ince alay et ” mek, Osman bey birdenbire doğruldu: — Affedersiniz Cevad bey sizi âdeti ğilsiniz. sıkılmazsınız değil mi? Ziraate ald venkli bir albümü karış * tarmakla meşgul göründüm: — Müsterih olunuz. Burada sıkıl * mava imkân yoktur. : (Arkası var)