gum” “Son Posta, nın Hikâyesi Etesim İD Çeviren i söylayenlır rlardı. Çünkü o, bütün ir korann ya - meşgul olarak <i da) kalmıştı. yazlamakta idi. Yatı büyük bir sükünet lerde hayatını geçir: bir akrabası Parine ge tası kemi Bu adam M sonra, Pari misafiri olarak k elnişti. Büyük ser Patiste herkesin evi ve arkadaşi receği müddetçe o Xx arzusunu İ â zamanı olduğu için uzaktan gelmiş dost Ma. niett mem. numiyetle kabul elmişt, Renand neşeli, we herkese benzemiyen, esmer gü ri, Ve pek 82 nda bir aşk değ yatını v kadını, bu kadar elde edebilmişti? Bu ıyan bu uzlu kadının, Re » mcasına şık © Olmuş olması yük saadete erişm beraber bir çok zamanla da en geçiyordu. Çün ve ken ğunu biliyordu. defalar: Tam bu sırada $ Ve hayri bey içeri girdi. çeri girer girmez ihtiyar Emineyi piyano başı et duyduğunu y Hayri bey «Eminenin sevgilisi» 3 hud iyar herif» dedikleri bu ada- Mın bir ismi olabilmesine sanki hayret ediyordu. Hadi bey yerinden kalkmıştı. Hayri beyin uzattığı eli sıktı: — Müşerref oldum efendim. — Bu şeref bendenize afddir İki adam hafifçe eğildik Hâdi bey Eminenin önünde de eğil- di ve dışarı çıktı. O kapıdan çıkar çıkmaz Emine: — Nasıl amca dedi; şaşırdınız değil mi? Ne yapayım halam bana ismini bi- le tanımadığım bir ihtiyar efendile ah- bablık ettiğim için darıldı. Ben de ona ismini sordum, Kim olduğunu, ne yap- tığını da öğrenmek istiyordum. Fakat öğrenemedim. Yalnız isminin Hadi ol- duğunu biliyorum. Soyadı da meçhu- lüm. İsmini söyledikten sonra bana şa- ka yaptı: «Çakırcalı çetesinin eski eş- kiyalarından» olduğunu siyledi. Çok şeker bir adam. Hem de el falına bak- masını biliyor. — Sen onun aklını başından aldın derken ibtiyar sevgilin seni baştan çı- karacak galiba; haydi düş önüme.. Ve onu şaka İle omuzundan doğru iterek, otel odasının kapısından dişarı çıkardı. —3.— Ertesi gün öğle yemeğinde Kadriye, Belkıs, Aysel ortalarda yoktular. Sof- rada Emine, Fikri bey ve karısı oturu- yorlardı. Fikri bey endişe ile kızlarının boş kalan yerlerine bakıyordu. Karısı binde gurur hisse sevilebilecel dındı! Uzun saatler, çehresini aynada mu ne ediyordu. Rskiden âdeta parlak olan engi saçlarında şimdi tek tük vardı. Alnında çiz, si âdeta bir-renk alıyo: rafı kanarıyordu. Önce incecik olan vücudü gözünün et. şimdi kalın. nn | Başmış, ağıtlaşmıştı! Bir gün Ren — Beni niçin den çok daha zenç çok d İsr varken beni nasıl isteyebildin? Senin içih Pariste genç ve gözel bir kadın bul mek ne kadar kolay bir şeydi! 1 ERİL Hatice arzu edilebilecek bir ka -|8 mime? k olan yağlı bo . | Yatağıma girines rıhş hiç amma P yor musun canım, seni başladım? Seni 5 «| sapsı Denizli (Hususi) — Denizli olmuş ve sonu münâse Renand ona şefkatle bakarken gülüm.) Biçki Yurdundan bu sene 26 genç etile bir tal yi birçok kimseler ziyaret etmişlerdir. Ri SON POSTA — Bunu sordu. O m m rs i ai resmine ö Anlıyor mu — Resmime iri işık oldun? Hangi odada, duvarda asi - ens üşik oldum. vi karşımda görüyor. üzellik ve incelik be. Omuzlarının biçim tan, bakışların, dudak. s olan o sevimli de değişmemiş! — Bana verdiğ ütuş a saha mahs Anh. sevmeli evvel o re nasıl eden âşık oldum. Renand 1 kesimi Maniette ağ sndin âşık olduğu Tesim, O kendi resmi da ölmüş olan ve çok benzeyen kız kar. mak ü kız mezun İmad lere rleri sergisi açılmı nde mezunlar gör ır. Sergi- mektedir. İş adamları gibi hareket etmek istiyen bir çocuk Kozludan Salâ, karakteröni Pata . hususun. da tutumlu davra, Küçük men, er için müna Iş aramakta değildir. olmıyan © uğraşmaz. Başkasının işlerine karışmı bir tip okuyucu. hak ihmalci fotografının ilini istiyor: Menfaatleri ha. ricindeki © işlerle ğraşmaz. Müna- tılgan değildir. Çabuk Kiza bir a Bursada karakterini soru yor: sev. Gürültü ve doğuran iş. uzak kabr sındı açıl cak görülmez. ır, göze bata. hareketleri Olur olmaz şeylere ehemmiyet vermek istemiyon bir tip fotografının tahli, | Mimi istiyor: mek ve anlaşmal esasları dahilinde hareket eder. Ça. buk İozmaz. Olur olmaz şeylere e. hemmiyet vermek İstemiyen halleri vardır. Okuma işlerinde daha çok muvaffak olur Manisadan hanın hangi işler. de muvaffak ola. cağı o hakkındaki isteği yukarıda ce vablanmıştır, len işin emnij başarılabi. hakkınd büyüklerine em. yet telkin edebilir. Boş durmaz, göze girecek fırsatları kaçırmaz. Bir şeyi ter. de muvaffak olabilir. 2 Ü Son Posta ! Fotograf tahlili Kupoüu İslim “5 şir Adres » . . » kanma DİKKAT evvelâ kocâsinın endişesine (o iştirak etmemişti. Fakat gitgide o da sabır - sızlanmıya başla - mıştı. Tarasanın ka“ pısından birisi gi - rince hemen başını o tarafta çeviriyor bakıyordu. Emine de sinir - tenmiye başlamış - tı. Birden: — İşte Hayri am- cam geliyor; dedi . Belki onlara rastgel- miştir. Fikri Ertekin bey yerinden fırladı. Hemen onun masâ- sına gitti. Ve ora » dan biraz sakinleşmiş bir çehre ile dön- dü; — Hayri bey kendilerini görmüş; di- yordu. Eşeklerle Madene doğru gidi - yorlarmış.. herhalde sandal mevzuu - bahs değildir. Çünkü Fikri beyle hanımı sandal gezintilerinden çok korkuyorlar ve kızlarına bu gezintileri sık: sıkı mene- diyorlardı. Evet onları yapmaktan en büyük şiddetle menettikleri şey bu sandal gezintileri idi. Anneleri pek üzülüyordu: — Bir saat geçiktiler. Artık bu kağa- rı da fazla... Bey yüz veriyoruz onla- ra... | «SON POSTA, NIN TFPRİKASI: 9 —eeea yük bir mezaketlel” de bu cevabi vermiş değildi. Emine bir kahkaha attı; — Hal dedi. Hay Allah belâsını ver » sin ben artık dis - panser İşni tamami- !e unutmuştum. — Ben de öylel Bunu söyliyen halası idi. Emine: — Sizin bunu ha- tırlamamanıza şa - şarım oo halacığım; dedi.. Siz hana o küçük -fendiyi ken- diniz o çetirmediniz mi? Hani koltuğu - nun altında koca - man ve kiri bir Tam bu sirada tarasanın kapısı açıldılçenta tutan adamı getirmediniz mi?. ve genç kızlar göründüler... Fikri bey artık hiddetini yenecek va” ziyette değildi, onlar yanına yaklaşır yaklaşmaz biraz evvel sapsarı iken şimdi kıpkırmızı olmuş bulunan Nur- hayat hanım: — Bu saatte mi gelinir? Diye sordu. İşi şakaya bozmak isti- yen Belkis. — Daha geç kalamadık; diye cevab verdi. Fakat ne annesi, ne de babası gülüp, şakalaşacak vaziyette değildiler. — Nereden geliyorsunuz? YUZ. | Hani beni kafese koyup illâki bir kâ- ğıd imzalatmak istiyen kurnaz . — Evet haklısın amma aklımdan ta- mamile çıkmıştı. Hem esasen bu ka - dar çabuk açılacağını de bilmiyordum. Kadriye: — Zaten de pek açılmış sayılamaz; çünkü henüz hasta gelmiyor... Fikri Ertekin bey istihzasız olduğu imansız bir sesle sordu: — Siz bu dispansere hasta geleceği- ni zannediyor musunuz? İki genç kız: «Pek ümld ettiğimiz yok» demek ister gibi omuzlarını silk- tiler; sonra içlerinden gene Kadriye — Dispanserden Diye iilddetli, hiddet söyleniyordu. Bu cevabı veren Kadriye Idi. Ve bü-|koruşmuya devam etti; ik. Yani ortalığı topladık. Babasının tebessüm ettiğini görünce ie bir sesle: - Niçin gül Diye sordu. — Eğer orasını da ey gibi topladı - nızsa, diye düşündüm de ondan gül- : Çünkü o zaman ilâçları ve ölet- bulmak için bir polis hafiyesinin iyac hasii olacak ve.. Birderibire durdu... Havayı kokla” — Bir dakikadanberi pis bir kok'ı duymıya başladım... Tahammül edil- mez bir koku... Bunu siz de duymu - yor musunuz? Nurhayat hanım: — Evet; dedi. Pek fena kokuyor. Ben de duyuyorum. — Sen de koku duyuyor musun Mi- ne? — Evet amma enişteciğim... Ve birdenbire gülmiye başladı: Eniştesi fena halde sinirlendi: — Ne gülüyorsun şimdi deli gibi: dedi. Artık tahammül edilemez bir ha“ le gi ne oluyorsun, ne gülüyorsun” — Bir şeye gülüyorum enişte! Tam bu sırada ilerde bir masada ©“ turan Eminenin sevgilisi garsonu ça- ğırarak bir şeyler söyledi. Garson da burun deliklerini kısa kısa havayf kokladı; sonra ona cevab verdi. İhtiyar sevgilinin ta yanındaki ma* sada oturan ibtiyar kadın da söze kâ“ rıştı: — Bu ne pis koku diye şikâyet etti.- Boğulacağız ayol! 'Tarasanın kapısı açıldı; bir gün e* vel otele gelmiş olan iki genç ve bi” ihtiyar Alman kadını içeri girdiler.” Onları henüz kimse tanımıyordu” Bunun için bu üç yabancı çehre herkesi alâkadar etti. Her cins ve her tip ve her yaş kadın? âşık olmağı bir itiyad edinen Salih: (Arkası var)