21 Haziran SON POSTA Sayfa 9 İnkılâb müzesini ziyarefz, Beş senedir hazırlıkları müze nihayet açılmak üzere... Bu uzun hazırlanma devresine rağmen müzeyi gezenler birçok noksanlar Dün İnkılâb müzesini gezdim. O da ne biçim şey öyle, canlı mı, cansız mı; cis mi var mıdır, nerededir, ismi gibi midir? diye soracak olursanız, sizi haksız bul - mam. Filhakika Beyazıdda, Kırtasiyeci ve sandöviççi dükkânlarının . arkasında kâin bir medresede (İnkılâb müzesi) de - nilen bir yer vardır. Tarihi tevellüdüne göre beş yaşındadır. Son zamanlarda, ö - nündeki dükkânların i#tinlâk edilerek yıkılacağı masalile vücudünden tekrar haberdar olmak fırsatını bulduk. Beş sene evvel galiba yanlışlıkla açılıveren, bugün kapâlı, fikat hafta içinde resmi küşadı yapılacağı söylenilen müzeyi ötedenberi merak eder, dururdum. İnkılâbların vasfı mümeyyizi, hamleci oluşları ve süratle « ridir. Bu ne biçim İnkılâb müzesi ki se. nelerdenberi hâlâ tanzim edilip kapıları açılamamış bulunuyor? Yakın bir zamanda müdürü değişti. Konyadan çalışkan bir zat işin başına ge. tirildi. Fakat hâlâ ses sada yokl.. Kapıyı kapalı buldum, Adamcağızın biri kapıyı macunluyordu: — Kapalı! dedi. — Malüm!.. Ne zaman açıldı ki zaten?. Yeni müdür Şemseddin Günereni ma. sasının başında meşgul buldum Söze müj de ile başladı: — Bu hafta içinde müzeyi açıyoruz. — İnşallah! cevabmı verdim. Ve.. Mu. hatabımın lâtifeye olan istidadını ölçme. mekle beraber ilâve etmekten kend'mi a- lamadım: — Florya plâjıra döndü, yazın ortası geldi, hAlA açılacak!.. Beni yüzünde gittikçe elâslikiyeti ar - tan müsamaha çizgilerile dinliyen yeni müdür: — Efendim, dedi. Bittabi bu gibi iddia. h yerlerin açılması pek kolay değildir. Eşyanın toplanması, tanzim edilmesi, tak dir edersiniz ki, müşkül bir iştir. Aceleye getirip eksik yapmaktansa, geç kalıp ta » mam açmak daha iyi. Elimizde oldukça mebzul malzeme var.. Zaten selefim za. manında mühim bir kısmı tanzim ve tag. if olunmuştur. Pek cüz'i olan diğer kı - sımları da süratle tamamlıyarak bu haf. fa içinde gerek kütübhaneyi, gerek mü zeyi umuma küşad edeceğiz. Müze iki kı. sımdır: Müze kısmı, kütübhane kısmı... Kütübbane kısmı çok zengindir, hayırse. ver zatların hediye etmiş oldukları kitab. larla, gerek kemmiyet, gerek keyfiyet bakımından dolgunlaşmıştır. Emiroğlu Ziya ve muallim M. Cevdetin kitabları da iki büyük bölmeyi doldutmaktadır. Bir taraftan da inkılâba aid kitabları ve ya. bancı memlekette bizim için yazılmış e. Müzeden bir serleri topluyoruz. Gazete koleksiyonları. mız hususunda diyebilirim ki, en zengin kütübhane burasıdır. İstanbula yeni gel diğim için, esaslı bir tetkik yapamadım. ettiğimi zannetmiyorum. — Burasını tanzim ederken takib etti - ğiniz esas gaye nedir?.. — Burası şehrin inkılâb müzesidir. Ba. zıları memleket mikyasında bir müze zan. nediyorlar... Sayın muhatabımın sözünü kesip ko » nuşmaktan kendimi alamadım: — Bunu iyi ki söylediniz efendim... Ayni sukutu hayale benim de düşmem; mümkündü. Yüzünde bu suku'un sebebleri buluyorlar Mi görünüş — Hayır, Atatürke aid eşyaları Şişli - deki evde toplamaktayız. — Bulamadığınız eşya olüyor mü?.. — Bazan... Mümkün olanları maddesi. Fakat bunu söylemekle hata ve mübalâğa | le, olmıyanları fotoğrafla canlandırıyo -| zin pek geri kaldığı muhakkaktır. Pi « ruz. Henüz müze yeni taşınılmış br sayfiye evi gibi olmasına rağmen dolaşmağı fay. dalı buldum. Müdür bu arzumu muka - vemetsiz is'af etti ve rehberliğini'de ben. den esirgemedi, Evvelâ müzenin $ol tarafını işgal eden kütübhene kısmını gezdik. Temiz ve ay . Gınlık bir okuma salonu ile on bölmeden müteşekkil. Bölmelerin sureti tanzimi oL. zah | dükça mükemmel... etmemi bekliyen çizgileri görünce sözü. Müze tarafına gelince; Pek fakir, keyfi. mü yürüttüm: — Zira tahmin ettiğimiz mikyas için pek #akir gibi geldi de.. — Şimdilik belki böyle. Fakat zamanla işlenecek, daha mükemmel bir hale geti , rilecektir, — Bina pek ufak gibime geliyor. Bu küçük zarf bü kadar büyük mazrufu nasıl içine alacak?.. — Bugünkü halile bina ibtiyaca kâfi gelmektedir. İleride eşya artarsa büyült. mek imkânları düşünülebilir. Meselâ, kü. tübhane kısmı ayrılabilir. Bır şehir kü. tübhanesi #esisi ne kadar güzel olur?, — Müze kısmında neleri ve nasil bir tasnifle topluyorsunuz?.. — Hayatiyeti kalmamış, tarihe geçmiş eşyaları.. Eskiden yeniye doğru geline - rek ...Müzeyi ziyaret edenler, eşya üze - tinden inkıiâbları seyredeceklerdir. Tag. nifi mevzua göre Yapiyoruz. — Atatürke aid bir bölme var mı?.. Yazısız karikatür yet itibarile ifadesiz, diyemem. Fakat mu vaffak olunmuş, dersem de yalan söyle - miş olurum Bir defa (İnkılâb müzesi) is. mi verildiğine göre, teşhir edilen nesnele. rin inkılâb veyahud inkılâblarla alâkası olması lâzım Şüphesiz ifadesi de şöyle o. lacaktır: Şu inkılâbdan evvel şöyle idi, şimdi böyledir. Halbuki burada inkılâbla, inkılâblarla alâkası olmıyan şeyler var. Zemanın sil. diği ve hayatiyetini kaybettirdiği eserlere inkılâbın tekmesini: vurdurmak haksızlık. tır, Faraza Karagöz. Bu milli temaşayı zâman silmiştir; inkıl&b bilâkis Karagö zün yaşaması lehindedir. Bu gibi tezadla. rın önüne geçmek için mizenin ismini, yahud mevzuunu değiştirmek icab eder, Sıra ile teşhir edilen eşyaları yazıyo 5 rum: Mükeyyifat eşyası, esrar kabakları, en. fiye kutuları, muhtelif tip nargileler. Es. (Devamı 10 uncu sayfada) bitmiyen , zun yola gidecek sebze ve mey vaları Frigorifik vagonlarla nakle ka - rar vermiştir, Ambalâjları esasen gayri müsaid o - lan sebze ve meyvalarımızın üstelik a- di vağonlarda taşınması, yerlerine var madan bir çoğunun bozulmasına ve bin netice kıymetlerinden kaybetmelerine ayi sebeb oluyordu. Ötedenberi bunu ön -| lemek isteyen müstahsiller, yegâne çâ- reyi malı biraz ham toplamakta bul - muşlardır. Akıllarınca henüz iyice ol « gunlaşmadan toplanan sebze ve meyva- lar, vagonların malı kötüleyen tesirine daha çok katlanabilirler. Hattâ bu çe- şid vagonlara hamca yüklenen meyva- lar, yolda kendi kendilerine olgunlaşa- mk yerlerine kemale ermiş bir halde varırlar: Hakikatte ise, bu bir olgun - laşma değil, malın kalitesini aşağıla - yan bir göğnümedir. Ambalâj ve nakliyat uygunsuzluğu yüzünden sebze ve meyva ticaretimi - yasamızda bütün iyi vasıflarını ikti - sab etmiş bir domates, yahud bütün iyiliklerini toplamış bir şeftali bulmak güçtür. Çünkü böyle bir domates veya şeftalinin bugünkü nakliyat şartlarına göre piyasaya çıkabilmesi bir mesele-| dir; Meselâ şeftaliler (Motör ve vapur - larda parça başına navlun alındığın - dan) nakliye parasında tasarruf kas - dile 80-100 kiloluk küfelere konur ve istif tazyikine katlanabilmek için de daima azıcık hamken koparılırlar. En kocaman küfeler sırtla arabaya yükle - 'nerek en aşağı İki saatlik bir yolu a - şıp İskele veya istasyona gelecek; ora- da tekrar indirilip bindirilirken yerle - re atılacak ve böylece saatler süren iş- kenceli bir yolculuğa katlanacaklar - dır. Olgun bir şeftali-veya: domatesin bu çileyi doldurması imkânı - var mi - dır? Bu ambalâj kötülüğüne bir de va- pur, motör veya vagonların uygunsuz» luğu eklenince sebze ve zın kalitesini bir kat daha aşağılamak- ta idi. Onun için Devlet Demiryolları İda - resinin sebze ve meyva - nakliyatı için Frigorifik vagonlar işletmesi kararını, çok yerinde ve isabetli buluyoruz. Fri- görofik vagonlar, belki yeni ve fenni vesile olacak ve meyva - sebze ticare - İtimizi inkişaf ettirecektir. Nitekim çi - ! | ZIRAAT . | raatimize dair üç mühi ve faydalı karar © 1 — Devlet Demriyolları idaresi, sebze ve meyva nakliyatı için frigorofik vagonlar işletecektir. © 2 — Merinos fabrikası, Merinos bölgesindeki köylünün yetiştir. diği yünü, bundan böyle yerinde mübayaa edecektir. © 3 — Ziraat Vekâletince bir kısım fidanlıklarımızda dezenfeksi- yon tesisatının yapılmasi kararlaştırılmıştır. YAZAN : TARIMMAN evlet Demiryolları İdaresi, u -Jha babaya benzerler ve böyle - böyle | günün birinde mıntakanın kıvırcık kos yunları, Merinos koyunlarına çevriİmişiğ olur Şu kadar ki, bu neticenin meydans gelmesi uzun bir zamana mütevakkıf tır. Üç beş koyunu olan köylünün hemi kalitece yüksek, hem mik'arca (fazla yün elde edebilmesi yıllara bağlıdır. Halbuki onu Merinosculuğa bağlıya cak ilk tedbir de; az çok meydana gesi tirdiği yünün para ettiğini göstermeliği tir. Hükümet bu maksadla; elde edi gi len beher kilo yapağıya, Kalitesi ne © lursa olsun 15-30 kuruş prim vermek #5 te idi. Fakat bu tedbir kâfi bir müşey si vik olamadı. Çünkü köylü istihsalatımıği satamıyordu. Fabrika küçük partileri n'n topluca ve iyi mal istemesi gayet | tabiidir. Fakat bu ilkel maddeyi meme lekette yetiştirmek heves ve imkânla < rını da hazırlamak vaziyetinde bulun <ğ duğumuz düşünülünce, küçük bir köye lünün bir çuval yününü satmak için © saat ötedeki yerinden otobüs ve arabali masrafı ödeyerek şehre gelmesini, fab rika kapısında beklemesini de terviği edemeyiz. 5 Köylü yetiştirdiği yüne prim al hevesinde değil, kolayca ve değerilei satabilmek isteğindedir. Bu itibarla © nu Merinosculuğa teşvik ederken ali nacak en ehemmiyetli bir tedbir de idi. İşte fabrikanın son kararile bu cisi het halledilmiş oluyor. . Artık köylü parça buçuk malını satmak için 1 yolları tepmeğe mecbur (o kalmıya ambalâj şekillerinin tanmmümüne de lek nakliyatında eski sepetler yerine fenni kutucuklarının * revaç bulduğu memnuniyetle görülüp durmaktadır. Ambalâj ve nakil işlerini yoluna koy muş olan Bulgaristan, dikkate şayan bir hal kadar İstanbuldan sebze ve meyva f#ri- gorofik vagonlar sayesinde bugün kül- bu bakımdan almıştır. Düne liyetli miktarda sebze ve meyva ihraç &den bir memleket olmuştur. B ursadaki Merinos köylünün yetiştirdiği —az da olsa— gidip ayağında satın ak mak kararını vermiştir. Şimdiye ka « idar bu iş çok münasebetsiz bir şekil - fabrikası, ide cereyan etmekte ve köylü bu yüz - den Merinosculuğa rağbet etmemekte idi. Evvelce de yazdığımız vechile biz - deki Merinos yetiştiriciliği, Bursa-Ça « nakkale bölgesindeki kıvırcık koyun - ların Merinosa çevrilmesi şeklindedir. Bunun için snf kanlı Merinos koçları bizim yerli kıvırcık koyunlarına katıl- makta ve bu münasebetten yarımkan - lı melez yavrular elde edilmektedir. Binaenaleyh yarımkanlı dediğimiz bu yavrular, tekrar saf kanlı Merinos ba - balarile çifileştirilmeğe devam olunur- sa bu defa doğacak yavrular biraz da-- fobrikanın hususi teşkilâtı onun yetiş «ij tirdiğini ayağında alıverecektir. İyi kasi Titede olanlara iyi para vermek, köylüsü yü çok miktarda ve iyi kalitede istih « sale teşvik etmek bu tedbiri takib eğ cek ikinci meseledir.? (Devamı 10 uncu sayfada) Bisiklet Müsabakasında Orijinal bir kostüm Jacgueline Vandecrâhc *rlmı bu kadın meşhur bir F bisikletçidir. Son defa i müsabakalara, bir mürs" 58