Dördü de lâzım i Şi bir ipe bağlamışlar, etrafı demir parmaklıkla çevrilmiş bir kuyuya sal andırmışlardı.. Demir parmaklığın ka » pısı kilidli idi, açılıyordu. Tecrübe: — Hele bir ben deniyeyim! Diye sokuldu, Kapının kilidini kurca - ladı, fakat açamadı. Kabiliyet: — Bu işi ben beceririm! Diyerek, bir kere de o tecrübe etti. O da açamadı. Faaliyet: — Bu işi benden başka becerecek yok. tur, Dedi. Faaliyet çekilir çekilmez kapıya gitti, uğraştı, didindi. Kapmın kilidi o ka. dar mühkemdi ki; ne açılıyor, ne dekı. nlabiliyordu. Diploma onları görmüştü: — Kilidi açsam açsam ben açarım, dedi, Tecrübe, kabiliyet, faaliyet güldüler: — Haydi sen de kâğıd parçasi kendine fazla güveniyorsun! Diploma bu söze aldırış etmedi. Kili. , (| <Bunları bili Paderavski hasta || | * Amerikada bir konser vermeğe bazır İ Janırken Ani bir surette hastalanan Pade. revski, Avrupaya (dönmüştür. Meşhur piyanistin bir daha belini doğrultamıya - cağı ve artık konserler veremiyeceği sa- nılmaktadır. Zira kendisine sık sik kalb buhranları gelmektedir. San'atkâr Nor - mandi Transatlantiği ile Havre (geldiği de elile dokundu, kilid açıldı, kapı açıldı. — İşte gördünüz mü? Diploma kuyunun başında idi. İşin ipine asıldı, çekti. Fakat boşuna çekmişti. İş ağırdı. Kuyudan çıkmıyordu. Parmaklı. ğın dışında kalanlara baktı: — Çıkmıyor. Tecrübe bir teklifte bulundu: — Kapıyı aç, beni al, beraber çekelim! Diploma tecrübeyi de yanına aldı. İkisi beraber iyi çektiler, Fakat gene iş kuyu. dan çıkmadı. İkisi birden: — Çıkmıyor! Dediler. Kabiliyet. — Beni de ulm, diye bağırdı, üçümüz beraber olursak çıkarırız. Onu da a'dılar. Diploma, tecrübe kabi. liyet üçü birlikte çektiler. Gene olmadı. Faaliyete: — Hele sen de gel! Dediler. Faaliyet te onlara ütihak etti. Şimdi dört olmuşlardı. Dördü birden ipi çektiler, O ana kadar yerinden kıpırda - mıyan iş hafiflemişti. Kuyudan çıkarıldı. İsmet Hulüsi yor mu idiniz? | Okyanusların harareti Büyük Okyanus- ların odiblerine nildikçe (hararet derecesi azalır. Ha 7” raret derecesi de- Bişmiyen bir tek TE —E deniz. Akdenizdir. Afrika sahillerine civar bulunan deniğle- rin harareti, derinlere inildikçe düşerken Akdenizin hararetini muhafaza eylemesi keyfiyeti tetkiklere mevzu olmaktadir, * Madam Çemberlaynin hazırladığı eser ——., — İngiliz Başvekili | Çemberlayn'in eşi, | Sih bahisler Kanser illeti ve katran Katrann kanser tevlid ettiği iddiaları doğru mudur ? Aşağıda okuyacağınız yazıyı Paris. Seir gazetesinden alıyoruz: Çok basit bir şekilde tesis edilmiş bir lâboratuarın sessizliği içinde, Paris bele. diyesinin İncelemeler servisi direktörü Bay Kling yıllardanberi iki elle sarılmış olduğu bir tetkil ilerletmekle meşguldür. Kanser üzerinde Son şekillerini h müddettenberi tozundan ileri geldiği kanaatindedir. 20 beyaz sıçan Gerek yol kaplamalarında, gerek en- İdüstri işlerinde katran kullanıyak gittik. çe arttığı için böyle bir iddisnin ehemmi. yeti meydandadır, Daha evvel tıb fakül tesine de bildirilmiştir. Belediye lâbora- bilhassa çabuk müteessir olur süje ki edilen 20 tane beyaz si. çan almıştı. Bu sıçanların boyunlarına İkatran sürdü. Birkaç ay sıçanların üçte ikisi hastalık eseri gösterdiler: Ciğerlerin. de lesion veya derilerinde < başladı. tuarımızın Tecrüseler Bu bahiste ilk tecrübeleri japonlar yap- mışlardı: 1914 yılında Yamagiwa ile İci. kaya katran vasıtasile tavşanlarda kan. ser hastalığı tevlid ettiler ve 200 tavşan içinde 12 tanesinde müsbet netice aldılar. 1920 yılında da Fibriger ile Bang gene katran vaşıtasile sıçanlara kanser aşıla.| dılar, 1922 de Amsterdamda bir konferans toplandı ve yeni mebod ile elde edilen ne- ticeleri tesbit etti. Bugün Bay Kling belediye Jâboratya. İrında Bay Samsonov ve Bayan Heras'n İ yardımları ile yeni tecrübeler yapmış, İ ayni neticeleri almış ve bir ikinci raporla tıb akademisine bildirmiştir. Daktorla konuştum, bu . münasebetle bana şunları söyledi: İ — Basit kanser vak'alarımın ârtışmda katranlı sokakların yegâne âmil oldukla- zaman, halkın coşkun alkış ve tezahür. | yiğsik eserleri okumağa bayıldığı kadar, | ını iddin etmedik. Hastalığın artışında tana mukabele etmek istemiş, zayıflık - tan tek bir kelime bile #öyliyememiş, his. İerini ancak gözlerile ifâde edebilmiştir. İsviçreye dönen san'atkâr, son günle - rini evinde kltabları arasında ve piyano. sile başbaşa geçirmek arzusundadır. Bu. rada resimde san'atkârın ellerini görü - yorsunuz. > * Sebze yağmuru Şilide Santiago sağ cenah âyan bir içtima halinde bulunurlarken, dinle - yiciler galerisinden üzerlerine türlü türlü * Yaşamaktan Bıkan kadın... ,, — «Artık yeter bu hayals diye baş - layan bir mektub, altında küçük bir kadın imzası... Mavi kâğıda Oince bir yazının serptiği derdlerden bir kısmı. nı nakledeyim: — «Daha 7.8 yaşındayken bir ideal sahibiydim. Evimize memleketin müd. delumumisinin karısı sik sık gelirdi. O da bizim gibi İstanbullu idi. Hiç gö - zümden gitmez. Daima çarşafının e « tekleri altından beliren dantelden kü. gök bir eteklik giyerdi. Ne de güzel bluzları vardı Kendisi de güzeldi. Hem çok güzeldi. Bize piyano çalar, baygın bir sesle şarkılar söylerdi: — Ah ben de onun gibi olsam der - dim. Sonra gözlerim çok iyi tahsil gör. müş bir genç kıza, iki çocuk annesi bir genç kadına ve nihayet (sarmaşıklar arasında güzel bir yuvaya takıldı. Gördüklerimin ve iştediklerimin hiç biri olamadım. Güzellik bissem yek. muş, tahsil başlangıçta (yarım kaldı. yazmayı da sever. Şimdi, Downing Street | muhtemel âmillerden biri olarak katra. . 10 numaranın tarihiş diye bir eser ha - . zırlamaktadır, * Eski Amerika Cümhurreisi nın da gözönüne alınmasın? istedik, 'Tekrâr edeyim: Yol katranındı Ben. zopyrthe Vardır. Benzopyrene ise bir kanseriyen kârbürdür. Binnetice bu mad. deyi ihtiva eden Katranlar zararlıdır. Şuraya dikkat ediniz: Yol üzerine d3- Ötel simsarını bıçaklıyan hama dün muhak eme edildi Bir müşteriyi otele götürmek meselesinden çıkan kavgada hamalın otel simsarını yaraladı şahidlerin şehadetile anlaşıldı de bir ağır yaralama hâdisesinin mu- hakemesine başlanmıştır. Vak'anm tafsilâtı şudur: Ahmed isminde bir hammal, 'Topha- ne rıhtımına yanaşan Bandırma Vapu- rundân çıkan bir yolcuya, rehber ola- rak kendisini «Güzel Bandırma» oteli- ne götürmek istemiştir. Bu sırdda yol - cunun yanına gelen Emin isminde bir otel simsar; da, kendi otelini tavsiye et- miştir. Böylece Bandırmalı yolcuyu bir türlü aralarında paylaşamıyan Ah- medle Emin, çetin bir kavgaya başla - mışlardır. Kavga sırasında gözü ka - raran Ahmed, birdenbire sustal: çakı- sını çekerek otel simsarını çok ağır su- relte kasığından yardlamıştır. Hâdiseyi müteakıb, derhal yakala - narâk adliyeye sevkolunan Ahmed, 4 üncü sorgu hâkiminin kararile tevkif olunarak, hakkında yapılan tahkikat sonunda suçu sahit görülmüş ve asliye 4 üncü ceza mahkemesine sevkedil - miştir. Dünkü celsede, hakkındaki iddiayı tevile çalışan maznun, vak'a etrafın - da şunları söylemiştir: Toprak mahsulleri ofisinin buğday sto'ları Toprak Mahsulleri Ofisinin memle - ketin muhtelif yerlerindeki silolarında 175,000 tonu mütecaviz buğday sto - ku olduğu öğrenilmiştir. Şehrin gün - lük ihtiyacını karşılıyacak tüccar malı gelmemekte olduğu günlerde piyasa - ya buğday arzeden Ofis, elindeki geniş stoklar sayesinde fiatlardaki istikrarı da tamamen temin eylemektedir. Ofisin stoku şehrimizin -yevmi buğ- day ihtiyacı olan 300 tonu uzun müd - det karşılyacak miktarda olduğundan, fiatlarda bir yükselme mevzuubahs de ir. Dün, asliye 4 üncü ceza 7 Yerli mallar sergisinin açılış günü tesbit edildi Yerli Mailar serrisi komitesi son top (lantısında sergiye iştirak edenlerin İz- Amerikanın eski cümhurreisi, Umumi | şenen katranda yüzde 0 gr 5 Benzopyrene | mir fvarına da iştirak etmelerine im - Harbdeki iaşe diktatörlüğile meşhur Her bert Hoover, şimdi vaktini balık avla- mak, kitab okumak, ve muhtelif üniver - j sitelerde konferanslar vermekle geçir mektedir, Evlilik hayatım ise bir bir koca, kaba bir çocuk... Paraca sıkıntı hiç çekmedim. Hattâ refahın üst tabakasında yaşıyoruz, fa. kat hissen hastayım. Vücudüm de er - tık inhitat devrinde, maraz marazı ta- kib ediyor. Yaşamaktan bıktım, teyze ölmekten de korkuyorum, o demin kaba buldu. Bumu söylediğim çocuk yalnız kala - cak diye.» Bana bu mektubu yazan genç ka - dın benden hiç bir tavsiye beklemiyor, ben de söylediklerinin bir kısmını bu sütuna geçirmekle Iktifa ediyorum. * Akşehirliye cevab. Akşehirde «H. X.> ye: — Hata etmişsin, evlenen genç kız artık ailesine değil, kocasına tabi o. Yur. Mademki çağırmış gidecektin, ita. at edecektin. Şimdi her ne pahasına o. lursa ölsün çocuğunla birlikte sen de gitmelisin. vardır, Bu mik sanda kanser tehlikesini doğuruyor. Şurası da sabit olmuştur Xi, iki üç sene Benzopyrene kalmıştır. Doktora sordum: — Bu iddia yol sistemi ile birçok en. .düstrinin teşkilâtını altüst etmiyecek mi? Sizin fikrinize göre artik katran kullanıl. mamalı mıdır? — Kullanılmalıdır. Fakat kullanılma. dan evvel malüm, esasen kolay bir usule tâbi tutularak tasfiye edilmelidir. — İlâve edeyim ki: Doktor Küng bu tet. kikatı ile meşgul iken Amerikshlar da kendi hesablarına ayni mahiyette tecrü. belere girişmişlerdir. Fakat onların tec. Ağustos Pazar gününe kadar devamı - İna karar vermiştir. Sergi komiserliğine * | kullamlan yollarda bile gene bir miktar) sanayi Birliği umumi kâtibi Halid Gü- İleryüz ve komiser muavinliğine de ra- pörtör Avni seçilmişlerdir. Tenvirat ve dekorasyon işlerinin mo dern sergi evsafile hemahenk olması - ni temin için Güzel San'atlar Akade - disi profesör dekoratörlerinin de dahil olduğu bir heyet seçilmiştir. rübeleri bizimkilerden farklıdır: Rivaye. te göre İnsanınkine çok yakın harici bir hayat yaşıyan maymunlardan 7 tane al mışlar, katranl, bir saha üzerine bırak. mışlardır. Şimdi neticeye intizar etmek. tedirler, sarlar, bizim gibi hoşlanmazlar. Emin vak'a na ağır şekilde küfretti. Sonra and ğın: çekti. Kendi bıçağile yar şe tahmin ediyorum. Ben, ti talı falan çekmiş değilim. Vakti “A li de bir tırnak makası vardı gn” gö nunia da vürduğumu hatır! yal Emin ise, suçlunun kendisini vi la yaraladığında ısrar etmiş, w mece dinlenen şahidler de Emin zi diasını, yani suçlunun mağdurü " yaraladığın; teyid eder mahiyeti? ” hidet etmişlerdir. Muhakeme, gelmiyen şehidlerin © bi için başka bir güne Dural Bir saat hırsızı tevkif di 4 Cümhuriyet matbaasmda çakst a Yalarda, David isminde bir GÜ 54 tini çalan İbrahim adında biri ye Isnarak Adliyeye verilmiştir. pp Suçlu Sultanahmed | inci sular mahkemesinde yapılan sorgusu da tevkif edilmiştir. i ve Rusya, İngiltere, Fransâ A manyaya ihraç imtiası v. : Dün borsada ehemmiyetli y8P* tışları olmuştur. s1 43 İ Trakya harman mallarından bar 4 kilo yapak 62,5 kuruştan, İzmir pis man mallarından 34,534 Kilo S 57 kuruştan, Anadolu harman zall dan 24,758 kilo da 325 : 53 satılmıştır. Satışların fazla olması yapak pi Pal sını hararetlendirmiştir. Gelen ge yi derhal satıldığından PİY rikmemektedir. Satılan bu malların Rusys ğu anlaşılmıştır. Diğer taratlan tiftik satışları Ö raretle devam etmektedir. Almanya ve İngiltere için Çerkeş ve Ayaş mallarından 25. 10 106 kuruştan satılmıştır. â enn Almanya ve Fransa için e şçin oldi” ç ar toza karışıyor ve uzun | kân b'rakmak üzere bu sene serginin | Trakya malı 8,000 kilo keçi kil! müddet bu tozu teneffüs etmiş olan in.|22 Temmuz Cumartesi gününden 6 (5.4 kuruştan satılmıştır. Gene Almanya için 12 bin ed i $ 140 kuruştan oğlakderisi #90 gg tır. Satılan bn malların 100 de s! kilo sıkletindedir. Keçi derisine ivre satışlar için talebler vardır. ari Piyasaya iç fındık ve if ceviz gelmedi i .Son hafta zarfında şehrimiz PİL gi sına iç fındık ve iç ceviz mamıştır. gp 2 Piyasada stok bulunmadığınös rudat da..olmaması sebebil& i karşılanamamış' ve ihracat YS! mıştır. Esasen bu malların st94i37 gf pek ziyade azalmış ve ancak küs i tiler kalmıştır. iki anhbab çavuşlar: EEFEFS SER EE PEŞFEŞEFEİYE. m mk m O lir PE 27 BELLA, GE EZ, EL EŞ EE ş ys