Ye BATTAL GAZİlİ Zavallı Bizans zabiti # eMsiyetindeki atlılardan, ken- gibi kullandığı (Melik ile tenha bir köşeye çe- bir müzgkereye girişti. teşebbüs ve hareketle - Yordu. Çünkü, ormanın ve çekilmekle beraber “rada uzun zaman giz- ğını çok iyi biliyordu. », Melik pehlivan ile mü- irdikten sonra derhal sır- leri Şıkararak Bizans as- duğu eIbiselerden birini ançerini, bu elbisenin al >zAnslının enli yüzlü düz taktı ğ Z EEİİ gi : 2 TE Ef i 5 7 m fi ii İki sene evvel olduğu inin tekrar bu mınta altüst etmesin- rdı, si muhaf:zlar; da, avni *diyorlar, bir baskına Sok dikkatli davranı- Ne me Bi Bottat Gazi de, sırtında i- RE eğ elbisesile Mesih an Firerken, derhal Casus Sin, kapı muhafızlarının İnceden inceye is- di md İsticvab esnakında, vine eş heeliklerini gösterdi. an kurtulmasaky- Patiryot nda canları- m. Arkadaşlarımdan n sonra hayat e r lisan ile söz- ki; dinliyenlerin kal. 2AhS askerine karşi uhdbbet husule Sahte, z VE çekaş çene ların zabit, elini Bat. Jile on misli faik bir kuvvetin üzerine) islıkla çaldığı şarkı Mttikten sonra; atılmak, kolay bir iş değildi... Fakat) tekrar: bu düşünceden sonrs Battal Gazl bü -| — Hu... hu, hu. hu,hu,hu,bu... yük bir #zim ve irade ile şu kararı ver-| Sesleri işitildi. Ve o kımıldayan göl- di: ğe de, birdenbire kayboluverdi — Ne olursa, olsun.. Mesih kalesi, ya pr benim bayrağım taşıyacak... veyahud bara mezar olacaktır. Kapı ksrakolundeki askerlerin ade- Dedi. di, elli neferden ibaretti. Sahte Bizans aldığı mükâfat parasile, bu as- sükün içinde| kerlere bir şarab ziyafeti çekti. İki t şarab ç kadar çabuk bo - ü bir tuluma daha ihti- e gösterildi. Fakat üçüncü tulum yarıyı bulmadan , karakol efradı, artık İtamâmile sarhoş olmuşlar... birçokları da yataklarına çekilmişlerdi. Sahte Bizans âskeri: — İçiniz arkadaşlar! Hayat, çok aca- yib şey. insanlar; yarım saat sonra, ne ekseriya, ka- za ve kaderin acı cilvelerine kurban olup gidiyorlar, Onun için, bir dakika nızı hoş geçirmiye bakınız. Birer tas şarap daha yuvarlayınız. Ben burada iken, hiç bir şeyden korkmayınız. Şu kapıyı, tek başıma bile uzun zaman müdafza edebilirim. Âzizler, hepimizin yardımcısı olsun. Diye, bağırıyordu. * uyuyordu Battal Gazi, bürçta nöbet bekliyordu. Fakat bu nö- beti beklerken gözlerini, kalenin hen- deklerinden ayırmıyor., bütün dikka le etrafı dinliyordu. Gecenin o derin zulmet ve süküneti ye, hazin bir baykuş sesi işitildi. Bati Gazi gülümsedi. Derhal, ses gelen tarafa eğildi. Hendeğin karşı ke- narında, bir gölgenin kımıldadığın hissetti. Hemen kale bedehlerinin siperlerine | dayandı. Islıkla bir şarkı çalmıya baş - ladı. Bu şarkı, Malatyada düğün alay- larında söylenirdi. Ve bu şarkıdan sonra da, derhal pehlivanlar göreşirdi. Hendeğin öbür tarafındaki baykuş sesi kesilmişti. Fakat, Battal Gazinin Spor ve beden terbiyesi ile alakalı zevata Başvekölet beden terbiye i genel direktörlü;ünden Gerel direktörlüğümüz tertib edeceği bir spor müzesi kütübhanesine ve neşre- dilecek broşüre konulmak üzere aşağıdaki maddelerde gösterilen malümüt ve resimleri toplamak kararındadır. slâkalı zevatın bu ilânımız, mektub yerine ka- bul, buyurarak Iâakal 6X9 eb'adında bir fotoğraf ve tercümei hallerini (Ankara- da; beden terbiyesi genel direktörlüğü) adresine göndermelerini rica ederiz. 1 — İdman ittifakının teşekkülünden iâbaren umumi merkezde, federasyonlar- da ve diğer heyetlerle mıntakalarda çalışmış olan zevat. 2 — Beden terbiyesi ve spor işlerine ötedenberi emek vermiş olan zevat, 3 — Şimdiye kadar muhtelif sporlarda Türkiye rekoru kazanmış olan spor- Cular (rekor nevileri, kazanılan yer ve tarih). 4 — Muhtelif sporların mili ekipleri içinde yer almış ve milli temaslara işti rak ettirilmiş olan sporcular. 5 — Beden terbiyesi ve spor için eser meydana getirmiş gazetelerde ve mec - mualarda spor muharrirliği yopnmş ve spor gazetesi çıkarmış olan sevst (bu 26- vatın mükün ise eserlerinden ve yazılarından birer kolleksiyonu birlikle gönder meleri rica olunur. o (34933) m — (arkası var) Sayfa 13 Nekropolise kadar uzayau ve Pozene müntehi olan ovada hâlâ sokakları farkedilebilen varoş, şüphe yok ki Fakat harabelerin genişliğine ve ihtişa- mına göz gezdirince, en büyük vasıtalar rın ancak onları kullanan asra ve bunları kullanınağa memur eden adamların de- hasına göre bir kıymetleri olduğu anla- İ şılıyor. Kendi ticaretine Avrupayı, oAfrikayı, Hindistanı teşrik edecek bir mevkide kâin olan Mısır bir limana muhtaçtı. Bu liman geniş ve yanaşılması kolay olmak icab ederdi. Nil ağızlarında bu zmuhassenat- tan hiç biri mevcud değildi. Bu sahilde mevcud bulunan yegâne on iki fersah mesafede bi da ancak cür'etli bir deha görebilirdi. O- rada bir şehir bina etmek lâzımdi. Plân- larını işte o deha tersim etti, İskenderiye yeni yapılırken onu nasıl bir şevket ve haşmei seviyesine yükselti? Üzerinde seyrüsefer kabil olan bir kanal ile onu iNile birleştirdi. Bu kant t içinde faydalı idi. İskenderiye bi milletlerin İşehri, ticaretin payitahtı oldu. Barbarlık asırlarının yıkmış oldukları enkaz bu © izamete şehadet ediyor, Havırkâr bir el bekleniyor ki bu enkazı kaldırsın ve in- sân mfüekkiresinin tasavvur (edebilmiş olduğu en muazzam bir binayı yeni baş- tan kursun Mısır sahili boyunca imtidad eden ka. ya temeli gösteriyor Ki Fener adası an- icak İskenderiyenin göllerinden teşekkül iştir ve iki havzayı birbirinden aviran denizin oraya atmış olduğu enkaz. ücude gelmiştir. Bu yeni sahil bu müsehedenin doğruluğuna şehadet edi- yor. Dalgalar hergün o sahilde birçok mahkük tasları meydana çıkarıyorlar. Bu taşlar ancak eski İskenderiye şehrinin #aşları olabilirler. Eski İskenderivenin harabesi her adım- da eski kaşmetinin nişanelerini gözönüne kokuyor. Surun arzetfiği Makedonya mantosu müessisini hatırlatarak şehrin uğradığı müteaddid tahrib ve yoğmalar esnasında barbarlara bi: hürmet telkin etmiş gibi görünüyor, İskenderiyenin sa- naviini ve servetini muhsfaza eden sur- Jar bugün de hâlâ harabelerini müdafaa ediyorlar ve inşaat bakımından bir şahe- ser arzevliyorlar. Bazı müverrihler müslümanların yık» tıkları eski sur yerine bu suru inşa etmiş! olduklarını iddin etmektedirler. Fakat harabeleri altında birçok servetlere maliktir Tercüme eden: Hüsajiı Cahil Yalçı bildirmeleri “ zıların sütunun tarihçe: akla daha tabil görünür. Taşın, temelin, tepenin ve başlıkların şakuli vaziyette bulunduklarına dair big şüphe yoktur. Fakat yekpsre bir tepo granitten bterekküb eden bu muazzam pörçanın ne gibi vasıtalariz yukarı kak İdurıldığını tahmin edebilmek zordur. Bp işin maçuna olmadan yapılabileceği akla sığmaz. Buna bakarak oArehimdde'in id edildiğine hü İyor, Buda Vezüvün lâvlarının altında bik zim marangozlarımızın «valet» ve «var; İlopes lerini bulmaktan daha az hayret verici bir şey değildir. Bu abide Misira gidenleri cür'etkârliğı, ile hayrette bırakan yegâne âbide değil; dir. Yükseltilmesi ayni surette müşkül olan Kleopatra «iğnesi> yukan Mısırda mebzul surette bulunan inşaatı Yunanlı4 Jarın sanayiine atfetmeğe imkân bırak maz. Hattâ Pompde sütununun başlıklaş rında «achante» yapraklarının pek kaba bir taklidi göze çarpar, Anlaşılıyor ki bu“ rada'çalışan eller Phidias'ın kalemini kuk ilanmaktan ziyade muzzzam kütleleri ye: rinden kaldırmağa daha alışkın idiler; Mısırlıların ellerindeki meharet ancak hiyerogliflerin hakkinde bir dereceye kas dar kendisini gösterir. Klenpatra iğnesinin dört tarafı da bu hiyerogliflerle düludur. Kaidesi enkaz ak tinda kalmış olduğu icin ne üzerine isik nad ettiği anlaşılamıyor. Fakat buna beni zer diğer bir iğnenin devrilmiş ve kırılmığ bir halde birircinin yanında yatması gös; teriyor ki bunlar dört tumç kaide üzerine istinad ediyorlardı. Bu iki dikili taşın birş birlerinden müsavi mesafede iki muazzam bina üzerine dizilmiş olmasından arlaşıl- dığına göre bunlar bu mevkii tezyin edis yorlardı, kalmış bakayaya göre bu bina bir saray olmak icab eder. Bu saray Kle- opatraya isnad olunuyor. Oldukça iyi muhafaza edilmiş bir «rotondes in ve bil» hassa onun etrafındaki zindanların bin mahkemeye delâlet ettiğini açık surette gördüm. Duvarlardaki sıvalârın kâlâ bo- zulmamış almasına şaştım. (Arkası var) Yalova İcra Memurluğundan: Yalovadan Hüseyin Öztürke borçlu ve ika-* metgâhı meçhul bulunduğundan hakkında; bu tahribkârların ellerinin müdahalesi €İiğnen tebliğat lcrasına karar verilen Bşref serlerini tanımak kabilse onlar da ancak |oğlu Remzinin maheuz Yalevanın Cümhuri-; tamir görülmüş sur aksamı içinde müşa. | yet caddesindeki 78 tapu numaralı dükkân, i azn hafız aa ii ğer barada kalmak TE i ağ, Bati seni mâiyetime e ğ 2Abik efendi iy, * diş İfa > Çİ Ab ve kp hay « Yarıda ka- için, ben de burada kal - kâmilen şilâha kalenin mü- e bini tecsvüz ediyor. İstanbul Felediyesi İlânl Beher metre murabbaıa 50 kuruş bedel tahmin olunan Fatih yangın yerinde 248 inci adada 16,40 metre yüzlü 49,20 metre murabbaı Belediye mah ârsa $a- tılmak üzere açık artırmaya konulmuştur. Şartnamesi Encümen kaleminde gö rülebilir, İstekliler bir lira 85 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile bir- likte 19/6/939 Pazartesi günü saat 14.30 da Daimi Encümende bulunmalıdırlar. (B.) — (8908) Senelik mukam- — İlk men kirası © teminatı Karaağaç müessesatı pay mahallinde 1 No. ot deposu 10400 7,80 » , » , 120,00 8,00 » , 130.00 975 » , 140,00 10,50 > > » » 140,00 10,50 Yukarıda semti ve senelik muhammen kiraları yazılı bulunan Karaağaç mü. essesatı pay mahallindeki ot depoları 940 senesi Mayıs sonüna kadar kiraya ve- rilmek üzere ayrı ayrı açık artırmaya konulmuştur. Şartnameleri Encümen ka- leminde görülebilir, İstekliler hizalarında yazılı ilk teminat makbuz veya mektu- bile birlikte 19/6/9399 Pazartesi günü saat 1430 da Daimi Encümende bulunma» ladırlar, © (3918) 2 3 4 5 » > , » > » » —. Düşkünlerevi isminin Darülâceze olarak tevsimine, Umumi meclisin 16/5/839 T. li toplantısında karaz verilmiştir. İlân olunur, di ir (4007) Karnesiz otomobil, otobüs, kam; ra cezasının 25 liradan beş liraya 12/5/939 T. Ki toplantısında karar yon ve kamyonet kullananlardan almacak pa. tenzili uygun görüldüğüne, Umumi meclişin verilmiştir, İlân olunur, — (4009) benmi Boş ve dolu arabalarla yüklü ve yüksüz hayvanatın 1 Marttan Eylül nihaye. mları saat MELİ İNİ prüsünden geçmelerinin men'i ve evvelce bu hu Susa ttehaz kararların bu süretle tadili Daimi Encümenin 5, T. içtimaında kararlaştırılınıştır. İlân olunur. (4008) ee hede edilebilir, İskenderiyeyi o Ndcropo- listen ayıran surların inşaatinı Onlara atfetmeğe imkân yoktur. Pompöe sütu. nunu onlar yaptı demek bundan daha mahasız bir söz olmaz. Gayesi ve müessisi meçhul bulunan bu abide Nöcropolis ile İskenderiye surları arasında kanal kurbündedir. Muharrir- lerin ifadelerine göre, Maröotis gölüne kadar imtidad eden varoşlarda (o bulun- mak icab ederdi. Pembe granit pârçala- rına ve bilhassa sütunun etrafındaki eski temellere bakılarak Pompde sütununun pazar meydanının üzerinde bina edilmiş olduğu tahmin edilebilir. Fakat zamanın karanlıkları hududundan öteye araştır. malarımızı götürmeğe kalkmıyarak diye. biliriz ki bu abidenin sadece bir tetkiki insanı hayran bırakmağa kâfidir. M. Ma- illet ile diğer seyyahların verdikleri taf- silâtı burada tekrar edecek değilim. Ben yalnız üzerine istinad eden kütlenin ya- rısı cesametindeki bir taşa dayanan bu! muazzam âbide o kadar (asırlardanberi ancak iki sathın birbirlerine gayet iyi su- rette intibak etmesi ve ufkf surette ke- silmelerinin gayet mükemmel bulunma- sı sayesinde payidar olduğunu © söyliye- ceğim. Temeli tutmak için yapılmış gibi görünen blokaj içindeki çukurlarda açık” ça tetkik edilebilecek bu istinad noktası toprağı terkib eden kalker kaya içine az çok derin surede sokulmuş bir granit parçasıdır, Meydana çıkmış cephe üze rindeki hiyerogliflerin tetkiki bu temel taşmın bir abelisin (dfkili taş) parçam ol- duğu zarmını veriyor, Maamafih bu ya- daki nısıf hissesinin 6 Temmuz 680 Salı Yulava era dairalida salbmamna karani rilmiştir. Bugünde sürülen peyler muham - men değerin <« 75 şini bulmazsa satiş on beş, gün uzatılarak 20 Temmuz 939 tarihine müs sadif Perşembe günü yapılacağının borçluya tebliğ makamına Kaim olmak üzere Mâr olu, nur, Açık mesameler dolma siyah noktaların ve sivilcelerin te- şekkülüne zemin hazırlar, Cik dinizin mesamalını sıkıştırmak, sivilce ve çillerinizi izale etmek için siz de KREM PERTEV