kaç gün evvel dilencilik suçi-| le mahkemeye verilen bir adam: — Ben dilenci değilim, Şarlonun takli- dini yapan bir san'atkârım. Demiş. Şarlo mukallidinin bu iddiasını mahkeme nasıl karşıladı bilmiyorum, Ba- na kalırsa Şarlo mukallidi kendine fazla güveni olan mağrur bir tiptir Çünkü di. lenciliği meslek ittihaz etmiş kimseler &- rasında öyle kuvvetli, öyle san'at. kârlar mevcuddur ki. onların san'at ka biliyetlerine değme tkârlar gıpta et tikleri halde hiç biri mahkemede, şurada burada: — Biz dilenci değiliz san'atkârız. Diye övünmemişlerdir. * Genç olduğu halde ih kan, sağlam oldu dilmiyen, pulad be yar rolüne çi- tan farke. halde bir övi | tuna bi'iyo 80 yaşinda bir kadının meraklıları da vardir. Bir Amerikalı meraklı seksen yaşına varan bir kadının, bir erkeğin seksen se- neyi ne suretle geçirmiş olduklarını tes - bit eylemiştir. Kadınlar için uyku müd - deti 26 seneyi, erkekler için 21 seneyi bul muş... Düşününüz bir kefe, hemen he - men dörtien birinden de fazla! Bu istatistiğin en dikkate şayan tara - fı kadınlara aid olanıdır. 80 yaşına kadar| yaşayan bir kadın bu müddeti şu şekilde | geçirirmiş: Uyku: 26 sene 312 gün 18 saat 22 daki- ka. Yemek: 5 sene 348 gün 5 saat 12 daki -! ka, Yaz gezmeleri: 4 sene 12 gün 15 saat 3 dakika, Dikiş: 1 sene B0 gün 12 saat 6 dakika, Modâ gazeteleri kıraati: 130 gün 19 sa- at 20 dakika, Makyaj müddeti: 169 gün 7 saat 9 da -| kika. İ Berberi ziyaret: 83 çün Z seat 11 daki - ka, İ Alış veriş: 46 gün 21'saa1 4 dakika, Dişleri (o fırçalamak: 54 gün 14 sant 7! Nasıl anlamalı? Bay «$. K.» evlenecek. Bay «Ş. Ks kimsesiz bir gençiir. Bay «Ş. K.» bilmem kaç yu evvel be him bir okuyucuma yaptığım tavsiyeyi hatırında tutmuş. biraz tadil ederek tatbik etmeye karar vermiş, bana yaz- San'atkârlar mı İdin söyliyeyim, doğruluğunu garanti meden: rafına bakınız, kırışık mi, rengini değiştirmiş midir, Miş midir? Sonra iskarpinin ucuna ve Şarlo mukallidi nihayet Şarlonun kli- şeleşmiş makyajmı yapar, herkesçe ma- lâm elbisesini giyer. Onun ince bastonü- nu kullanır, fakat ötekiler hergün bir başka makyaj, bir başka kostümle te seül sahnesinde görünürler. Ustaca yapı)- | mış 'makyajlarından hakiki simalarmı anlamak hiçbir zaman mürukün olmaz.| Kostümleri makyajlarüe o kadar hema- henktir ki, en hurda teferrüatı bile göz- den kaçırmıyan münekkid onlarda bir kusur bulamaz. Ustaca yapılmış makyaj. makyaja wy- gun kostüm ve bunlara inzimam ederi mimikleri, jestleri muvaffakiyetlerine â-| mil olur, Gerçi tiyatro sahnesinin san'a! kârları gibi alkış toplamazlarsa da, para toplarlar ve esasen para toplamak alkış toplamaya tercih edilecek bir şey olduğu için, onların san'at uğrundaki fedakârlık- ları bihakkın tatmin edilir. Bu kadar kuvvetli san'atkârlar arasına katılmış bir mukallidin kend an'atkâr telâkki etmesini çok garib buldum. İsmez j En çok faresi vu 7 3 dır. İtalyada mev - Güd farelerin sayısı 78.500.090 olarak tah- min edilmektedir. İkinci Fransa, üçüncü de Almanya gelmektedir. Yalnız bu ist tistiği yapanlar hangi esasa istinad eyle - diklerini bildirmiyorlar, * hayat bilânçosu memleket Amerikanın bir diğer ismi de istatislik| o Yapılan hesab - memleketidir. Hesab işleri ile alâkalı 0 *İlara nazaran en Nİ 17, 2 lan her Amerikalı bir istatistik meraklı -İ çok faresi can Ç).. (> sıdır. Bu istatistikler içinde fevkalâde) memleket ftalya Ç ei Z sabahleyin güneş doğmadan o evvel Çiçsklerin koparılması koparılan bir çiçek öğle vakti koparı - Nebatat müte- lacak bir çiçekten hassıslarına göre iki kat fazla dayanarsk solmaz... dakika. Saate bakmak: 30 gün 9 saat 36 da - kika, Kapı açmak: 29 gön 4 saat 47 dakika Çocukları azarlamak 28 gün 14 âaat 13 dakik ek: 4 gün 2 saat 26 dakika. Gülmek: 2 gün 1& saat 20 dakika, İslik çalmak: 1 gün 22 saat 3 dakika, min edemiyeceğim, yalnız işittiklerim! et — Bir kadının çoraplarının (ovuk ta değil mi, değiştirme- ii dığı mektubda; — Mademki ailem yok, aile mu lerine girmek imkânım yok, kibar sile. lerin devam ettikleri umumi muhitler- de dolaşacağım, veçben hoşuma gire ni bulursam muhitine girmenin yolunu arayacağım. ondan sonra du keşfetmeye çalışacağım, diyer. * Fena usul değil, yalnız söylemesi kolay, tatbik etmesi güç, hele zamana mütevakkıftır. Ber ne va Kit yaptığım tavsiye herhalde bundar bir hayli farklı olacaktı, fskat nihayet bu da olmıyacak şey değildir. Bay .$. Kı» simdilik benden başka bir şey öğrenmek istiyor; — Derler ki/ tetkike alışkın bir göz Truhatabının kıymetini bir bakışta an- lar, eğer bu hakikat ise tecrübe gör müş bir kadın sıfatile siz de bileceksi- nizdir, nasıl anlaşılır? Bana söyler mi: siniz? Kendimde böyle bir haslet mevcud olmadığı için okuyucumu maalesef tat. ökçelerine dikkat ediniz, taş, vuruk yerleri var mı, yok mu? Sonra todri. cen yukarıya doğru çıkarak etekliği- nin buruşuk olup olmadığına bakınız, nihayet parmaklarının boğum nokis. larına bakınız. göğüs şişliklerinin faz. la ölüp olmadığına dikkat ediniz, höü yanıp boyanmadığını sraştir tün bunlardan sonra da kâ veriniz, bil k miz © olursu. bazı tavırların yapmacık olabile- Bini de unutmamak şartile, derler Tekrar edeyim ki, teşhisi garanti etmi. yorum, * Bay Sabriye: — Çiçeklerin dili ve manası vardır, diyorsunuz, doğru, fakat maalesef ben bilmiyorum, TEYZE Kadın Köşesi Hangi etekler hangi bluzlarla giyilir | v7 Alttaki etekler yukarıdaki bluzlarIn giyilir | Her bluz her et Renklerin uygunl ! ekle giyilmez tabit. #undan maâada, bi - çimlerinin de uymas şarttır. Bluz ve etek biçimini birbirine üydurmaya ça- i iyade dikkat edilerek nok- mufmalı. Bunlardan yalnız biri bile bo- i kesmeye yeter. Değil ki ikisi. Esa « 'n bluz - etek pek de kısaların giyece- ği bir elbise değildir. Bilhassa renkler arasında avkırılık olunca boy aslından çok daha kısa görünür. Buna birde hem bluz, hem etekde enine çizgi te - sirini yapan kesikleri ilâve edince bu elbiseye hemen hemen (o kakden boyu kıssın diye giyilmiş gözile bakmalı. Şu İhalde yalnız uzunluklarındın. şikâyet edecek kadar uzun olanlar tarafından geyilmeli, değil kısalar, minyonlar hat- Üİ zyus yakin prta boylular bile iste - dikleri bluzu istedikleri etekle giymiş olmak pahasına boylarından bu feda - İ kârliğa katlanmamalıdırlar: Müâamafih, (bluz - etek) in sevilecek bir sev olmadığı manasında alınmama- Hıdir. BE modası ve sahası gitökçe attan bluz - elek'in başka elbiselerde ikleri vardır. Si bem bluzuhemeteği enine kesik ta - ölimiyan ne iyi müz, kımlara alddir. Böylesinden kaçınma - h, ya bluzu yahud eteği enine görünmekten kurtarmalıdır. Hattâ da- verecek ya- ni uzunluğuna çizgili gibi gösterecek biçimler bulmalıdır. İşte meselâ: (1X numaralı bluz bo - yuna doğru'plilidir. Kalçası enine am- piesman'lı (2) numaralı etekle giyile - bilir. 5 numaralı bluzu robası ikive kes - mektedir. Bu tesiri o hafifletmek için boydan boya düğmeli (6) numaralı e- tekle giyilmelidir. Hattâ bundan şu şekilde de istifade edilebilir, Vücudlerinin - yukarı Okışmı kısa olanlar bluzlarında uzunluk, etek- lerinde Kisalık ararlarsa bacak taraf - ları kısa olanlarsa bunun aksini göze - irle ha iyisi birbirine aksi tes yıl filmleri renkli olarak Olivia de Haviland Geniş sermayeli Amerikan film kum- panyaları yeni sinema mevsimi için hazır. hyacalkarı film listesinin başına birçok renkli filmler koymuşlardır. İ Tekniğin ve sinema san'atınm hergün büyük adımlarla tekâmüle koştuğu bu devirde böyle renkli filmlerin gözler için İdoyulmaz bir zevk olacağına hiç şüphe elmiyoruz. Umumi kanaate göre pek yakında rö- Nef filmlerde de muvaffak olununca bu yeni şekil renklerle birleşerek sinema ti- yatroya amansız bir rakib olacaktır. Son günlerde çevrilen renkli filmler ö- zerinde yaptığım tetkiklerden anladım ki bunlarda daha fazla tabiat hâkim... Göklere yetişen yeşil ağaçlı ormanlar, enginlere uzanan renk renk tarlalar ve bunlar arasına saklanan çok temiz ve mes'ud aşklar bu filmlerin ana hattını teşkil ediyor... Bilhassa dünyanın en ateşli güneşine, en güzel renkli meyvalarına, en geniş ye- şil sahalarına malik olan Kaliforniy lm kumpanyalarına renkli filmler için ilham membaı oluyor... Avrupa gazetelerinde son günlerde en çok beğenilen, en çok bahsedilen (Altın Harbi - Bataille de Vor) ismindeki film ayni kaynaklara istinad edilerek hazırlan. miş çok mükemmel bir eser olarak göste. rilmektedir. Mevzuu altın arayıcılarının Yüşil ağaçlı ormanları, olim Başaklı tarlaları, göklerin #esEiiiN bütün güzelliği ile gözönünde canlandıran bu filmler halk çok müsaid bir intiba bakıyor. Film kumpanyaları bu yüzden Renkli filmlere yenidep ehemmiyet veriliyor gerriemmseneranmasemmsesense0nas0n000ns10000000000001 z ş üzerinde yeni çevirmek kararını verdiler Renkli filmlerin en güzeli olduğu iddia edilen «Altın Harbi» nde ve Georges Brent şanan bir hayat ve aşktan alınmıştı” ge güzel bir contraste yaratılmıştır. pr Evet, eski günlerde daha insan” deniyetin yıkıcı, değiştirici, altüst hamlelerinden uzak, tabistla başba$i ve şarlârken hayatın akısı daha sakin e zur içinde idi... O zaman herker £ÜÜM renk, toprağın bayat verdiği giraöi © uğraşıyordu. Fakat bir gün salgın bir Afet gibi ayi arayıcıları Amerikayı istilâ "ettiler, SV bir nehir gibi etrafa yayıldılar. Bunlar, Kaliforniyanın altın tarlalarını, renk renk yemiş aracların tabiatin bitmez, tükenmez güzelik” altüst etti, so Evet, madenciler ile ziraatçiler. Fransiskolularla köylüler çarpışır Bu aralık güzel bir maden müh gös bir çiftçinin sıkhatini, heş'esini alan » bir kız ile dost oldu ve bu dostluk Pe” e sa bir zamanda yerini yırtıcı, çılgi” yaratıcı bir aşka bıraktı... gk İşte film bu mücadeleler arasınd lanan çök yüksek ve temiz aşkı K erit bir dostluğu yaşatmaktadır. O gönl bütün dünya altın aravıcılarının © wi bir oyuncak olmuş. Medeniyet dene” we kineler, sakin şehirleri altüst etmis zart # keste sönmez bir hırs, altın hirs hırsı uyandırmış ve pars” vet, şehirler kuran, fabrikalar Vet 2