DÜNYANIN Bü İyyehtelbahircilik gibi Rönes - Pieygr, ** vardı.» diyor. Teyze Yazi, ge do tu. YüK SAN'ATKÂRLARI Leonardo da Vinci ı» Nâlkârın 1489 ile 1518 arasında tayyarecilik ancak yirminci asırda ay muş meselelerle de uğraştığı anlaşılıyor tü, Leonardo da Vincinin en meşhur eseri Jokondo ve n hareketlerinde bir za-| bu büyük san'atkârın bir alâmeti fari - kası olarak kaldı. Me i, e Tan a oğlu, hakikaten ilâhi) Floransa Senyörlüğü, (Vinci'yi Eski er, tiye idi. Gençliğinde bir) Saray'ın büyük salonunda, dâhi Mike - ep ğında da peygamber -İlangelo ile beraber duvar resimleri yap ar aş, a bu san'atkâr, ressam,İmağa memur etti. Mevzu, o zamanın imar, musikişinas, fizik,| ücretli asker harblerinin en tipik ör - loji âlimi, heyetşinas; ri -İneği olan ve ancak Makyawal atında bir tek askerin bayeına mal olan 1440 anı, Di Re mümkünse, her şeye|daki Anghiori muharebesi idi. Leonar- a & Ve her ihtisas şubesin-| do, atların da cengâverler kadar hid - in Üy en evvel varılan menzil -|det ve gazab saçtığı birbirine girişmiş aşmıştı. iin daa ik teninin esmer'i - gi Meşk, sEribİ (le More) JA - Soray, ir Milan Dükası Tudovi- A İyi hizmetine girmişti. Bu - King Gi gözel san'atlar mek- Üy Siner emi açtı. Resim hak- al İ «resim kaideleri» â- Yy, ayri, ve bu, Vinci'nin on ek 499 ga peri maalüm olan eseri kg tüy plan Dükalığının Fran- Vygi bu ire Yüdan birinci işgaline hı, da ri Yanında kaldı. Tam Taği Vine ar Milan arazisine gi- Bye aman Santa Maria dele ay erinin, ininım yemek salonunda; Sey, “var €n meşhurlarından 0 - & Canin sesi tamamlıyordu. an taşı * Havarilerle son yeme- bi, an at bu muazzam eserde; enik. ruhi bir faciayı i - N Mapa ia â: «İçinizden biri bâ- Nak“ duy, estiri» demişti. İşle bu ilasını,, DİNİN mevzuu, ye - e, İK aciz etrafında oynanan bu ann » bU etimledir. Havari - vi a ruhunda bu cümle ak - Ludoyi, « Bo Fransa Krah on Kn ne €sir düşünce, Vin- bir yerga kmış, ve bundan son - Mey, 2 151g © yerleşememiş, tam on KM Ya kadar & dolaş - Kapiler Mo 0 e - hiç bi ea zaman tamamlıyamıya- KN Dört (Azize An ve) tablosuna Yane mütemadiyen, Flo - Ka boliy, pü Giocondonun zev - an tren mii Monna Li - Müzesine Bugün Pariste ve szuğ bulunan Saint Jean- w Mde getirdi. e Dünyada By yi Ma, SENİ İle eşsiz bir şöhret İç, Söve» Lisa'nın portresi de, bu aş ilme, » Ve bu müzenin de - Kva Drt zinelerinden biridir. ei teheşız ablolarda, ylzlerde- Sing, im, Leonardo &rçasını Leonardo da Vincinin, ressom Röbert Eleury tarafından yapılan resmi iki atlılar sahnesi çizdi. Bu iki karton, 1505” de teşhir edildi. Ertesi yıldabu duvar resimlerini yağlı boya ile yap - mak teşebbüsünün muvaffakiyetsizlik- le neticelendiğini gördü, cesareti kırı - larak Floransayı terketti. Romeya git- ti. Orada da oturamadı. Tekrar Milana çok kıymeti bir hami buldu. Bu zat bir yabancı, Fransa Kralı birinci Fransuva idi. Ordularının ba - şında İtalyaya giren Fransuva, bu memlekette gördüğü san'at ve edebiyat heyecanına meftun olmuştu. Dehasına hayran kaldığı Leonardo Oda Vinciye Fransada yerleşmek kararını verdirt - ti. Büyük san'atkâr için yeni bir saa - det ve refah devri başlıyordu. Fransa Kralı Ambure$ şatosu civarındaki kü - çük Klu şatosunu Vinci'ye hediye etti. Vinci, burada üç yl oturdu, ve 1519 da, bir rivayete göre Krai Fransuva - nın kolları arasında öldü. Çok az eser vücüde getirmişti. Zaman da, eserlerinin bir çoğumu, ya kesmen, yahud tamamen tahrib etti. Sena, ik - üzere bıraktığı | malinden hentiz birkaç yel bir daha yaratılamadı ve geçmeden, TDevam 13 &ncü vuyfada) — «Şen dul, değil mi? — Ne münasebet, benim karı" Şişmanlık moda olursa Ey e a a 1939 senesi güzel ufak tefek, narin bir kadındır. Fakat 1839 senesini takib ede- cek senelerde de güzeller gene böyle ufak tefek narin vücudlü kadınlar mi olacak! Bazıları zayıflık modasının temadi ede- ceğine inanıyorlar. Bazıları ise: — Bu kemik deri modası artık ortadan kalkmalı, Eli canlı kadınlar meydana çıkmalıdır! | Diyorlar, Birincilerin dedikleri olduğu-| na göre bir değişiklik vukua gelmiyecek- tir. Fakat ikincilerin dedikleri olursa içti mai hayatımızda büyük bir'değişiklik vü- cude geleceğine muhakkak nazarile bska- biliriz. Zayıf kadın, deri ve kemikten ibaretti. Şişman kadın sadece et olacaktır. Zayıf kadın süründüğü esanslar ne esansları ise öyle kokardı. Şişman kadın ne kadar çok esans sürünse, gene terinin kokusu bu esanslara galib gelecek; ter kokacak- tır, Zayıf kadın kolayca kola girer, erks- ğine zahmet vermeden bir kuş hafif! yürürdü. Şişman kadın erkeğinin k: girdiği zaman erkeğini sırt üstü yer varlamasa bile, onu Akıutıburnunda ye- dek çeken bir yedekçinin yorulduğundan| bin kat fazla yoracaktır. Erkek kolu balo-| larda zayıf kadını çok kolay kavrıyabi-| lirdi, şişman kadımı kavramak mümkün olamıyacağı için o zaman ya balo orta- dan kalkacak, yahud kadının kavalyesini kucağına alıp darisetmesi moda olacak. Zayıf kadına bir çiçek vermek basit bir işti, Erkek çiçek demetini kadına uzatır, Kadın çiçeği alır. Eğer erkeği pek az ta- nıyorsa, zarif bir tebessümle teşekkürünü bildirir. Eğer erkekle bir yakınlığı varsa | ince kollarını onün boynuna dolamak| suretile, teşekkür borcunu öderdi. Şişman kadın modası zamanında bu mümkün olmuyacak, şişman kadının bo- yu da eğer biraz uzun, ona çiçek verecek erkek te aksine kısa boylu ise, komşunun penceresine çıka - takmış gibi ka - dına bir merdi - ven daysyıp yüke selmek ve çiçeği bu tarzda vermek icab edecek. Ka - dın çiçeği alırken esniyecek olursa erkeğin kadının o boğdzına kaçma - YL uzağa fırlatması gibi tehlikeler de mel- huz bulunacak. Erkekler zayıf karılarından bile kor- kuyorlar, onlardan bile dayak yiyenler| yok değil, fakat şişman kadından kork- mıyan erkek bulunmıyacak; hele dayak tasima gelince, işte bu çok fena. şimdi! karısından dayak yiyenlerin ekserisi ha- fit yaralı bir halde kavgaya son veriyor- lar, Şişman karılarından dayak yiyenler eğer eceli kazaya kurban gitmezlerse ö- mürleri oldukça sakat kalacaklar. So- kaklarda kolu kırık, bacağı kırık, kulağı kopmuş, burnu patlamış insanlarla kar- şılaşacağız. Şişman kadın hiç te ekono- mik değil. çok yiyecek, çok içecek, elbi- sesine çok fazla kumaş gidecek, pahalıya alınacak, bir günde bir iskarpin uğunu kiracağı için iskarpinine para yetişmiyecek. Bu arada zayıflamak isti- dadını gösterenler, tek zayıflamamak, modadan ayrılmamak için $i yemek yiyecekler, kuvvet (Açları alacak» edersek zayıflarız korkusi- e yerlerinden kıpırdamıyacaklar, berbe- re gidecekleri zaman evlerinin kapısında | otomobile binecek ve gidecekleri yerde Ben bunları bildiğim için hiçbir zaman zayıflık modasından şikâyet etmedim. Ez —— Yaş ilerledikçe Yirmi yaşlarımda iken konuştuları — Etrafta birçok 4 erkek var. iz fi — Baksana hı sinin gözleri bizde... — Acaba sebeb ne? — Bilmem. Yirmi beş yaş larında iken ko - huştular: — Erkekler dö- nmüp dönüp bize bitkiyorlar. — E rünüyorlar. Otuz yaşları! bizimle çok alâkadar gibi gö- iken konuştular: — Tuvaletin çok güzel. — Seninki de çok güzel — Saçların da güzel yapılmış — Seninki de. — Makyajma fazla itina etmişsin, — Sen de öyle. — Bak bak bak bize bakıyorlar. Otuz beş yaşlarında iken konuştul! — Şu erkek bana baktı, — Hangisi? — 'TA köşede duran. — Bana da onun yanındaki baktı, Kırk yaşlarında iken konuştular: — Dönüp te bir kere sana bakan ol madı — Sana da öyle. — Kendimize baktırmak için ne yap- malıyız. — Bilmem. Kırk beş yaşlarında iken konuştuleri — Biz girince hepsi bize baktılar. — Evet ben de farkındayım. — Amma hepsi gülüyorlardı. — Evet ben de gördüm. Hem buna pe kızdım. — Ben de kızdım. — Acaba gülmelerine sebeb ne? — Bilmem! #4 Piza kulesi önünde hiz Vi 3. SE e See Şen Hiçbir zaman şişmanlık modasına taraf” sı, üfliyecek olursa yirmi otuz metre Bahardan da güzeldi İçimde onun sesi, Terketmem bu hevesi; — Hişt oradan çekil, baksana sen da- yanınca eğrilmiş, biraz daha dayamır- san yıkılacak. Mevsimin hikâyesi Bugün: Sokaklarda esmer- ler, beyazlar görüyo” Yarn: Kırmızı yüzlüler. den, burunlarının de- rileri (o soyulmuşlar- dan başka bir şey gös Bir ay sonra: Kendimizi zenciler ie meskün bir mem- İekette sanacağız. Dört ay sonra: Küllü şeyin yereiu MA aslihii Sokaklar- da esmerler. beyazlar Bubık haydul lâhik fotoğrajçı — Kımıldama çekiyorum. o göreceğiz. m