ami $ Sayfa Radyo ve tavşan — Kimle müşerref oluyorum. — un — Radyoyu idare edenlerden birisiniz, demek, teşerrüfümüze çok memnunum. yı — Hayır hayır, ıslıktan şikâyetçi de - Eilim, o artık kayboldu, bir şey soracak - tım. Siz bir ilâç, bir serom keşlelmek ar- zu edenlerin nasıl çalıştıklarını bilir mi- $#iniz? —ınn, — Olabilir ya, belki bilmezsiniz. Mü - saade edin de ben anlatayım. Bu adam - lar tecrübelik olarak hazırladıkları ilâç- ları seromları tavşanlar ve onlara benzer başka hayvanlarda tecrübe ederler, er — Olur ya; serom, ilâç fayda yerine za- rar verecektir. Bir insana zara" vereceği yerde bir hayvana zarar vermesi tabif müreccahtır, —nur ir de bunun aks'ni düşünelim. — Yani nasıl aksini düşünelim? — Adamın biri meselâ tifoya karşı bir Mâç keşfettiği kanaatine varsa ve bu ilâcı Vecrübe etmeden piyasaya çıkarsa... —E sonra? — Siz, ben, şu, bu,'bütün bir şehir halkı, bütün bir memleket halkı, bütün dünya o ilâçtan alsak, kullansak... we Va bu tecrübe edilmemiş ilâç fayda yerine zarar verirse, — Verir yal — Olur mu böyle şey?.. | Bunları biliyor mu idiniz? | BAY POTEMKİN KİMDİR? — Neye olmasın, tecrübe, — Böyle şey yapılmaz. — Yapılmaz mi? — Hayır yapılmaz. Evvelâ teçrübe e - dilir, sonra ortaya çıkarılır. — Ne münasebet, tecrübeye ne lüzum var. Ortaya çıkmış olması herkesin kul- lanması, geniş mikyasta bir tecrübe sa - yılmaz mı? — Rica ederim, siz herkesin sıhhatini, hayatım oyuncak mı zannettiniz? — Peki öyleyse, siz herkesin kulak za rını, sabrını, tahammülünü oyuncak mı zannediyorsunuz? — Ne demek istediğinizi anlamadım. * — Şimdi anlarsınız. Ayağa kalktı, radyonun düğmesini çe. virdi, Ankara istasyonunda biri konuşu - yordu. | — Bu nedir. siz bilmelisiniz? — Radyoda konferans. — Sesi kulağımıza nasıl geliyor? — Güm güm ötüyor, dinlenilir gibi de- gi — Demin söylemek istediğimi şimdi anladınız zannederim. Radyoda bu sesi bir kere tecrübe etmek, nasıl söylemesi lâzım geldiğin! öğrenmek, ondan sonra herkese dinletmek daha doğru olmaz mıy â? — — Bir ilâcın bir tavşanda *ecrübesi ve E tecrübeden sonra insanlara tatbiki doğ| ru olduğu gibi... İsme: Hulüsi İ visi veya beyaz yünlerden birinden yap malıdır. Her üç renk de çocuklara pek yaraşır. Süs namına nesi varsa örgü - sünde... Kimi yeri pirinç iğne, kimi ye- İri ters - yüz. rı kabarık. Bu kollar çocuğa en yakı - şan kol biçimidir. Rubanın aşağı kısım- İn doğrudan doğruya SON POSTA Kadın Köşesi Gündelik çocuk elbisesi Dün bir erkek ka Sultanahmed | inci sulh ceza muh- kemesi, dün garib safhalar arzeden bir erkek kaçırma hâdisesinin duruşma - sına başlamıştır. 13 yaşında bir Kopti kızı olan Güllü, kendisinden 3 yaş büyük olan Mus - t#faya âşık olmuş ve bir yolunu bula - rak onu kandırıp Bursaya kaçırmış - tır. Fakat kanun Güllüyü değil, 13 ya- şında bir kızın aklına uyup onunla ka- çan Kıpti gencini suçlu saymaktadır. Mustafa, bunun için adliyeye sevke- dilerek hakkında cezaf takibata ge - çitmiştir. Dünkü muhakemede, mahkeme Gül- Tüyü de sahid olarak dinlemiş, Güllü fütursuzca şunları anlatmiştır: — Bay hâkim, siz benim nüfus kâ - Rıdıma bakman, orada yeşim 13 gö- rülür amma, ben 17 yaşında bir kızım. Hem, boyuma, bosuma da bakıp aldan mavın. Çünkü, biz sülâlece cüceyizdir. İnanmezsan avamı çağır bek, o da be- nim boyumda. Mustafayı seviyordum. Dilencilikle 3 lira biriktirdim, onu alıp Bursaya götürdüm. Para bitince mec- bur kalarak döndük. Annemin yanına gitmek de istemiyorum. Çünkü, dilen - ciliğe alışlırıyor beni. Hâkim, şahidlerin celbi için duruş - mayı talik elmiştir. Bu pra.ik elbiseyi somon, gök mavi- Robadan aşağısı hafif büzülü. Kola- birleşmeyip bir çıma hâdisesinin muhakemesi yapıldı Yaşının kızdan büyük olması sebebile kaçınlğiği erkek mahkemeye sevkedildi i le olmadığını, belediyeye bir ibra me vermediklerini ileri sürerek P r diyeyi dava etmektedirler. di Dün Vali Kırdar mahkemeye edilerek, kendisine namusu ve ASİ üzerine yemin ettirildikten sonra, © sual tevcih olunmuştur: a — Davacıların belediyeyi ibra Gi mediklerini biliyor musunuz? 7 Vali ve Belediye Reisi: — Bilmiyorum, cevabını vermişti Yemini müteakib, belediye ve Rami, davanın reddine karar veri sini istemiştir. Muhakeme başka güne bırakılmıştır. Dövülen bir kadın hastans öldü j Bundan 10 gün .kadar evvel M Şadiye isminde bir kadın Ce paşa hastanesine müracsat ederek, vüldüğünü söylemiş ve tedavi ali alınmıştır. 7 Şadiye, dün birdenbire vefat edil ce, hâdise adliyeye ihbar edilerek, © sed Morga kaldırılmıştır. Müddelumumilikçe hâdisenin İÇ i zü araşlırılmaktadır. Soyguncu'uğa kalkışan b'r ; ecnebi muhakeme edildi > ayrimış olması da hoş görü - nüyor. Z Bu elbise ile çocuk rahat rahat ge - zer, koşar, oynar. Ne buruşması, ne de şurasının burasının hırpalanmas: ihfi - mali vardır. Kolay örüleceği, pek ucu-! za çıkacağı için idareli ve çok elveriş - Mahkemeden çıkarlarken anası Gül- lüyü almak istemiş, kız gitmek iste - meyince, Kıpller arasında gürültülü bir mücadele başlamıştır. Jandarma ve polisler güçlükle kavgacıları ayırabil -|” mişlerdir. ya | Bevoğlunda Firuzağada' Rako M3EX! koviç isminde bir adami soymafâ kışan, İsviçreli Alber Jozef Müller esine ağırcezada dün devfiji İngiliz gazeteleri elyevm Ankarada bu-| dilinin kaynaklarını vâkıfane bilme hu - Tunmakta olan Sovyet hariciye komiseri | susunda pek büyük bir şöhreti vardır. Bay Potemkin hakkında şunları yazmak-| Ailesi Çarlara birçok diplomat yetiştir. tadırlar: miştir. Bunlardan en meşhuru imparato » «Potemkin Çarlık zamanında riyaziye EA profesörü idi, Sovyet hlilâli tamamile vü- ruh kesbettikten sonrâ diplomatlık mes. leğine geçti. Dâha hâlâ profesörlük ru - bunu taşır, Sovyet liderleri arasında Rus riçe Katerinanın en emin müşaviri olan prens Potemkindir. Bundan bir asır ev. vel de gene Potemkinlerden bir tanesi »| Güzel renk güzel bi panın nezdinde elçilik etmişti; d Midir. ının arasında ve tâ uzaktan göze Belediyeye aid bir davada valiye yemin ettirildi 'Tünelbaşındaki eski Rus sefaretha - ..2si binasının sahibi bulunan Lorando veresesi tarafından, İstanbul Belediye- si aleyhine ssliye 4 ündü hukuk mah. pp ... Yeme kn Dünkü celcede müddetumum! FE dun Bagana mütaleasını oserdedei”& hâdisevi hülâs#ten şöyle anlatmış” — Suçlu Müller vak'a akşamı a fir bulunduğu Novotni otelinden Gi karak, Firuznönda oturan ve dönmekte olan Möarkoviç'i takibe < A: Gi i <) D— iş) Se 2 gürprisk ielüyen «Şi kemesinde açılmış bir davanın, dünkü | lamıştır. Markovie tam apartımâni ez N l SL E R NE 72 ee ea iğ celsesinde, Vali ve Belediye Relsi Lât- edin TOSEEİ Vi pa Zevk, şah fi Kırdara yemin teklif edilmiştir. rek, boğazını ş ve elindeki İSİ m Be Sl Umumi Harb sıralarında zy mev İde 200 lira bülunm çantayı almağa “ i ği i N rai zuu olan binanır: ön kısmı caddenin ge A öriyi İ Silib süpüren sel. Geldi ve o gecedenberi benim mi- | |vardır ki göz pişlemesi "için yıktınlarak, biraz “geri. | ? Yakazı yeti DREN İstanbula uzek küçük (şehirleri mizden birinde oturan bir okuyu - cum bana bütün hayatını zehirle - yen bir vak'ayı anlatıyor. Ve ben - safirimdir. Fakat iş bu noktaxla bit -” seydi ne iyi olacaktı. Hâdise çabu * cak duyuldu, dostlarımdan kinaye duyar oldum. Konuşmadıklarımın klarında İse tebessüm dolaşı - çarpmaktan ka. içar. Baklıkça çe - ken, ince ince a - raştırılmağa de» ğen şıklığı sever. £ ye çekilmiş ve yüz cephesi yeni yaptırılmıştır. Bina s#hibleri de, bir a- lacakları kalmadığına dair belediyeye ibraname vermişlerdir. Bilâhare hâdise iki taraf arasında, ih- dına yetişmişler. Sİ bilâhare bekçiler © ştır. suçunu maznurun e sabit oldusü in da firar e rafından yak; Müddetumun İL ş mak A em S5 bel Ea bul yordu. Arkamdan batıran sokak şo | JKadın vardır ki: 4 tilâf mevzuu olmuş, fakat dosya © ile|7eT! Ve diğer delille emi lgili ümran cukları da var.» Muvakkaten da - > N : ve suçlu vekilinin iddiası veçhile W Çizgili kâğıdlarla tam 6 sıffayı ö mevzuubahs ibraname adliye yangının ç 3 i * hi olsa, gölgede nunun akli durumunda da bir gö dolduran bu derdi aynen anlatmak v i : Fal ş da yanmıştır. 8 5 ; ib ra salâhiyetine malik değilim. Fekat e- , 2 bedbaht erkeğin derdini meş - ya Sebi > Şimdi, bina sahibleri hakikatin böy- | abilik bulunmadığının adli tabib Sy Bi ri üç ei rl ekle . terleyenlerin, arkasından gülüp ba - mül edemez. Gir. ik a - poru İle anlaşıldığını işaret edel& debilirim. Hülâsen d Ee ii” gıran da, bilmiyerek ay - ç İİ sade modeller için kullanırsanız kul -İMüllerin tecziyesini istemiştir. i — Bana mutlak bir sadakat ve sar. derdle mall olan kaç kişi arsı lanınız göze çarpmaktan kurtaramaz -| Duruşma, müdafsaya kalmıştır... diz bir sa Salona vardır! Fakat bazı T Vardır ği ıl N İ İsinız. Kırmızı bunların başındadır. Me ——— ———— di eavdiğim karım bir gün fana bir vas ki nsanlar onu kendi başlar'na gel- N LA selâ ça gördüğünüz tayyör tam mana» Tetkikat yapan İktısad Müfeti di siyette görülmüş, hâdise şayi olmuş, :<9'*$€ alfeimezler. Bu onlardan ; Mİ | sile sade bir elbise olduğu halde, ren - e mahkemeye intikal etti. Ayrıldık; Pir'dir taram da, bular * © ginin kırmızılığile egöz alan» modeller Ankaraya gitti He E de küçük dört çocuk baba « O Okuyucumun tuttuğu yolu mün - || |zında güzetigü. “ sırasına katılmıştır. Yerli kumaşlara yabancı memleket am Bu, benim iie “bie GN hud tekdir etmek niyetinde (|| /zeldir. Birinde (o kibarlğı, © önceliği,İ Bu tesiri, emprime bluzun mavi - be-İmulâtı gizli damga vurdurularak *9 tüzgüri oldu. B k © neticesi Yalnız hakikatleri göz ö - İl |öbüründe canlılığı, neşeyi bulmak) yaz - kırmızı renkleri büsbütün arttı -| makta olduğunu ve bu mesele ile İK“ gârı oldu. Bakımsızlık ıdan Hünde tutmak İâzım: Maalesef önü. İ| | mümkündür. İkisinin de kendine hâsİrıyor. Silüetinizin bütün inceliğini mu-| Vekiletinin yakından alâkadar (Ol kısa bir zaman sonra çocuklarımdan birini kaybettim, diğerleri de hasta- landılar. ne peçilmez bir cereyanın karşısın - dadır. Bu cereven hele küçük şe - bir alım: vardır. Baz: tiplere biri, ba- zılarına öbürü yaraşır. 'hafaza etmek, buna mukabil muhak - kak gösterişli olmek (İstiyorsanız bu rengi ve bu biçimi seçmekte tereddüd şehrimize bir müfettiş gönderip tetK yaptırdığını yazmıştık. Vekâletin Ö üzerine iktısad müfettişi dün Anl rl EE hirlerde etrafı silip süpüren bir sel Renk, bu hususta büyük bir rol oy - : Ki birr ie balindedir. Mahveder, diriltmez. İpar. Öyle renkler vardır ki ne kadar) etmeyiniz. dönmüştür, 3 i. İli Yeket bir'ara Aziz okuyucum, çocuklarım ikin - | (77772 — e — l i tim ki, düştükçe di ci defa oarak yetim bırskmaklığını Becaksızın maskaralıkları: Fikri icad | # i li demclerin en altının asağısında in - da tavsiye edemem. Senin için ihti - kil Myormuş. Bir gün kendisini de gör - Yarı en münasib yol; şimdi içinde N düm. Akşam karanlığı, sefil ve pe - bulunduğun muhiti bırakarak, het - iii rişar geçeceğim yolda beni bekliyor. tâ dostlarının bile | bilemiyecekleri b ii du. Öyle sönük, bitkin bir sesle hi. baska bir muhitte yenibir (hayata kil tab etti ki bir saniye bütün kinimi u. başlamaktır. Bu, senin için olduğu nutlum. Kıyafeti de perişandı. He - men düşünmeksizin, tabil bir sevkin İdaresi altında elimi cebime soktum, biraz para çıkararak verdim. Alma- dı: — Ölüyorum. Çocuklarımı bir de- fa olsun görmeden ölmek istemiyo - Tum, dedi. Paray» sene verdim: — Kıyafetini düzelt, yarın. giyin gel, dedim. gibi, şimdi misafirin olan sabık zev- cen ve çocukların için de elzemdir. Söer bunu yapabilecek © derecede maddi kudretin yoksa... O zaman... 4z evvel bu cereyan silip (süpüren dir cereyandir, demiştim amma.. se- nelerin de unuttufücu (o bir kuvveti vardır. Sırf çocukların için fırtına - ya göğüs germeğe çalış.