a ARA Yİ SALAŞ ER SARAR AA ALA Rİ Meselâ: Amerikan filmleri çok Gin, hareket ve neş'eli, fakat di ei ye hayal ile dolu... vansız filmlerine gelince: Onl Mide ir hi ar bel- OX hayattan alıyorlar... Er m senelerde varlık göst a t » eren garb mlm rihniyetlerine çok daha Acaba bunların ban, , kımızı alâkadar yet diyemi derek sinema sahibierile temas ettim. Bana, bu hususta halkın çök hassas Olduğunu; her filmin kendine mahstş ke terisi bulunduğunu; Fransız #ilm. derinin beğenildiğini fakat © kuvvetli <vzulu Amerikan filmlerinin de ba - ml kıyamet O kopardığını Bugün, teslim edilmiş bir hakikattir ki Avrupah reğisörler çok daha derin rüşlüdürler. Bunlar başka memle - tlerde çok defa cidden müstesna film Heç atılmasına sebeb olmuşlardır. ergün elime geçen #ilm havadisle- pi $inema sahiblerinin haklı oldukları- bana öğretti, yıl rupa memleketlerinde film sana- Yapı Şok büyük ehemmiyet veriliyor. a a filmlerde en derin iztırablar, meş'eli hayat safhaları olduğu gibi katılıyor... Yaşatılmağa muvaffak o- kiyaz er, Bu pek büyük bir muvaffa- M5 tir. Avrupalı rejisörlerin üstad - dağı — mevzularını (o hayalden Bn yatın bin bir türlü acı safha - ni n almağa didiniyorlar... Uğra - > a Muvaffak oldukları takdir. > va bir fim değli, fakat bir şahe- b cude getiriyorlar... Katı, e Daması ienb eden bir haki - Sli filmleri fim yapan mevzuun bie Ted. Olgun bir mevzu, usta Hisörün eline düştüğü takdirde Çok güzel bir film: Kadınlar hapishanesi fiviane Romance «Kadınlar Hapishanesi » nde bir harika yaratılmasına sebeb olabi -| sirden istifade etmesini bihakkın bilen De. muharrir, «Kadınlar hapishanesi» nin Meselâ meşhur Fratsız Oo muharriri| filme çekilmesini düşünmüş ve teşeb- Francis Carco'nun «Kadınlar hapisha-| büslere girişmiştir. nesis isimli eseri bu nevi mevzular -| Meseleyi açmış olduğu film kum - dan birine sahibdir. Bu mevzu hakkın-İpanyası müdürü muharririn © talebini da bir eser yazmak arzusunda bulunan |derhal kabul eyledikten mada, eserin Carco bu eserin masa befinda değil ha-| d#ha mükemmel olması, daha fazla ya- Pishanelerde, oraları gördükten sönra şanmış hissini vermesi için baş rolün yazılabileceğini düşünerek hiç tered -| bizzat muharrir yani Francis Carco tâ- düd etmeden hapishanelerde dolaşmış;| rafından deruhde edilmesini kendisin- en korkunç caniler, kürek mahkümla -| den rica etmiştir. ri kaza kurbanlar; ile konuşmuş, on -| Prodüktörün arzusunu #s'af eden lârın acıdan, ıztrabdan örülmüş ha -| muharrir filmde Vivisne Romance, Re- yatlarını canlandırmağı muvaffak ol -İnee Saint - Cyr gibi birinci (derecede muştur. Fransız sinema yıldızl#rile arkadaşlık Hapishanelerin yüksek duvarları ar-| etmiştir. kasında saklanan bu derin sızıları, ce «| Eserin ismini taşıyan bu film göste- miyetin telâkkilerile — çerpıştıran bulrilmiş olduğu yerde - pek büyük bir büyük eserin halk üzerinde yaptığı te-'rağbet ile karşılanmıştır. Altın ses'i Deanna Durbin âşık mı oldu? memenin onaran rejisör muavinine gönül vermiş bulunmaktadır, al ai Son gevirmiş olduğu filmde bir âşık rolü yapmış olan en genç ve en güzel sinema yıldızı Deanna Durbin'in ha - 'kikaten de «öşik» olduğu bildirilmekte- dir. Holivuddan alınan habehe göre gü- zel yıldız Paul Vaughan adında bir re- jisör muavini ile evlenmek üzeredir. Geçenlerde film kumpanyası ile olan mukavelenameşini yenileyeceği sırada Deanna Durbin eski sıkılgan tavırları- nı bırskarak prodüktörüne hitaben: — Haftada iki bin dolar fazla para istiyorum bundan sonra! dedi. Birdenbire şaran prodüktör ile ara- larında şu muhavere cereyan etti: — Büyük sinema yıldızlarınm ekse- risinden fazla para alıyorsunuz esa - sen... — Ben henüz tanınmamış iken, ebe- veynimin paraya ihtiyaçları vardı. Bir istüdyoya müracaat ettim. Arkadaşları- Deanna Durbin, nızdan biri bana dedi ki: «Çocuğum!| Çocuk rolleri bü; ; Burada kimse seninle alfkadar olumaz. Se amme Yazan: Doktor Soğuklama hastalığının zuhuru bu - günkü günde umumiyetle tanmmıştır. Yalnız bu hastalığın sebebi ve marazı henüz emin olarak bilinmemiştir. Biz buradx nazariyat ile fazla uğraş- mak istemiyoruz. Yalnız şunu hatırlat- mak istiyoruz ki çok defalarda soğu - ğun tesiri soğuklama hastalığına sebe- biyet verir. Bilhassa o soğuk vücudün küçük bir kısmına tesir ederse, soğuklama has - talığı daha çabuk husule gelir. Soğu - ğun tesir ettiği nâahiyedeki kan damar- ları bozulur, Ve bozulma hâdisesi 6 na- hiyedeki ince ve gışayi muhatide bu - Yunan nezle mikroplarının mukaveme- tine müseid bir zemin teşkil ettiğinden derhal mikroblar çoğalır. Ve oradaki ensice mikrobların zararına uğrar. Bazan hiç bir mikrob iştirak etme - den soğuk atmak hâdisesi olur. Meselâ soğuktan mütevellid yüzde felcin hu - sule gelmesi gibi. Ekseriyetle soğuk al- gınlığı fazla kalın, kat kat elbise giyen kimseler veya çok sıcak bir odada ve - ya sıcak bir trende oturan kimselerin birdenbire soğuğa çıkmaları hattâ oda- dan dışarı çıkmaları, hattâ böyle bir o- danın kapısını âni olarak birisi açıver- se dışarıdan İçeri giren soğuk hava ile temas eden vücudün sarsılması İle soğuk algınlığı husule gelir. Her üç s0- fuğun tesirleri ayni suretle raaksi - yon vermez. Bünyevt veya muvakkat kazanılmış bazı muayyen istidalara gö- re tesir eder. İşte bu istidadlar bil- hassa Allergie tahtı tesirinde (Ba- zı ecnebi mikroblara ve fizik âmll- lere karşı vücudün hassasiyetinin art - mış olması ekseriyetle soğuk alma hastalığına duçar eder. Bunlar arasın- üleni romatizmadır.. Romatizma büyüklerde çocuklara nisbetle daha fazla görülür. İşte bu suretle şahsın o haline göre soğuk algınlığı bu veya şu azafvi mese- Tâ burnu, boğazı, ciğerleri, böbrekleri ve Ilâhırı tercih ederek oralarda hasta- lık yapar. İnsanlarda en çok görülen soğukla - mayı siz bizzat tecrübe olarak da ya - pabilirsiniz. Bir saatten fazla soğuk o - dada oturduğunuz zaman (odanın so - fukluk derecesi şahsa ( göredir.) bir müddet sonra ayaklarınızın üşüdüğü - nü, biraz sonra burnunuzun tıkandığı- nı ve daha sonra burundan ifrazat gel- diğini aksırıklar başladığını görürsü nüz. Burada ne oluyor? Pek tabifdir ki vücudün çıplak olan aksamında mese- lâ ellerde veya yüzde soğuğun tesirile kan damarları daralıyor. Dişdeki kan vücudün içine doğru çekiliyor. Mese - 14, yüzdeki kan boğaza doğru çekiliyor. Bu zamnda boğaza bakılacak olursa bademcikler ve boğazın kırmızı oldu- ğü görülür. Ve yutkunurken acır. Soğuğa Karşı durma haline bir müd- det daha devam edilirse nezle başlar ve şiddetlenir. Eğer siz soğuk (odada böyle burnunuz tıkanmağa © başlddığı (2 SIHHI BAHİSLER —j Çocuk vücudünün soğuğa karşı mukavemeti nasıl temin edilebilir ? Ali Şükrü Şavlı Ati Şükrü Şavlı ği ancak hava banyoları bil olduğu anlaşılmıştır. havanın derecesi, okavanın yiki ve saf havanın cereyanı ve trik hassası, işte bunların hepsin rı ayrı vücudün mukevimleştirilmi de tesirleri vardır. Süt çocuklarmı ve küçük çocukları iklimin tesirine alıştırmak (için fazla elbise ve diğer ısıtma vasıtalarına İü « zum yoktur. Bulunduğu iklimin h sına evvelâ evde sonra da $i vaş yavaş alıştırmdlıdır. Havalanı mış bir yatak odası hava cereyanları « nın zararlarına karşı gelmek için ga * yanı tavsiyedir. Çocukların vücudlerinin mükave « metlerini arttırmak için umumi ini kuvvetlendirmeli. Hasta ra kaş şı vücudünün korunma hassaların: arte tırmak için de çok sıcak ve çoli soğuk günler hariç olmak üzere her ik limde usulü dairesinde dir te getirecek şekilde serbest mil vücudüne harekât yaptımalı, niz burada dikkat edilecek nokta bü hareketin çocuğu yormayacak şekilde olması, ve giydirilerek o elbisenin d€ her havaya göre giydirilmesidir. Gü « neş banyosile iktifa etmemeli. Serbesi havada vücud azalarının faaliyeti ar « tar, her zamanın cild ile irtibatı var « sıcağı tenzim eden vücudümüzdes cihaz, derimizdeki kan 'damarlarım idare eden sinirler ile dimağımızdan idare olunur, Yapılan hava banyoları cildimize tesir edince kan damarlarını idare eden sinirler faaliyeti Arttırır « lar, bu suretle kanın deveranını faa « liyete getirir, ve tanzim eder, dolayı « sile, iştihayı açar, fikrin ve hissin tekâmülüne yardım eder, keza hava banyosu cildin asabımı mukavemetleş « tirdiğinden cildi idare eden kan olmas masını ve dayanıklı olmasını temin © « der. Her gün on dakika (o vücudü oğarak yapılan masajlarm da faydası vardır. Serbest havada kısa bir müddet yapı - lan güneş banyosundan sonra . hemen kuru kuruya ovmak vücudün muka < vemetini arttırmak için faydalıdır. Bu suretle etlere ve deriye kan hücum va « zaman ş'ddetlice hareket etmeğe baş - larsinız ve derhal sıcak banyo alırsı - Bız. Burun tıkanması geçer, normal ha- le avdet eder. Mukavemet deyince biz vücudün hav ricin üşütücü tesirlerine karşı (Iklim, rüzgâr, rütubet soğuk tesirlerine kar - gı) ve romatizma intanına karşı muka- vemet göstererek hastalanmadığını an- arız. Bu suretle üzvün ve pek ziyade değerli olan vejitetif as#bin tenebbü - hünün tatili ve çalışması istenilir. Es- kiden vöcudün O mukavimleşmesi için başlıca tedavi olarak Omuhtelif soğuk suların tatbiki tavsiye olunurdu. ettiğinden iç azalarının bilhassa ciğef» lerinin kanının cilde doğru gitmesini temin ederek kanın deveranını arttırır, doleyısile cild hücrelerini temiz kanla yıkayarak sağlamlaştırmış olur. Bundan başka mühim olan diğer bis mukavimleşme vasıtası Oda elbisedir, Elbise şiddetli soğuk senelerinde vü « cudü sıcak tutacak şekilde olmalı, fa » kat bizde olduğu gibi kat kat kalın fa» nilâlar, paltolar, kürklerle değil. Ya « zın çocukları fazla giydirmek bilâkis muzırdır. Fazla giydirilen çocuklar ter Jiyorlar,ı zatürree oluyorlar, nitekim şu yaz aylarında zatürreenin çocuklar Fakat bugün çocuklara bilhaksa bir yaşına kadar maksadsız ve şematik 80- Buk su tatbikatı soğuklamayı ve 80 -i Huklama hastalığını meydana getirdiği anlaşılmıştır. Meselâ nezle anjin!, bron şit, asabiyet, kan zafiyeti gibi. Yapılan tecrübelere göre çocukların| odanın içinde koşturmalı, ikinci gün on vücudlerini soğuklamaya, diğer hasta -|dakika koşturmalı, üçüncü günü on beş hklara karşı koyacak derecede sağlam-| dakika koşturmalı, dördüncü günü yir laştırılmasının soğuk duşları, ie mi dakika koşturmalı, beşinci günü beşi yoları, ve güneş bahyoları ile arasında fazla görünmesinin sebebi de budur. Bir çocuğu hava banyosuna nasıl ıştırmalı: Çocuğu camları kapalı bir odaya koymalı ve çırçıplak soymalı, ilk günü beş dakika yorulmıyacak katlar (Devamı 10 uncu sayfada)