14 Sayfa SON POSTA Nisan 28 «Bon Posta» nın tefrikas: 47 Umumi Harbde faaliyette bulunan Bitaraf devletlere mensub ajanlar, Yabii, büsbütün başka bir vaziyette idi- ler.. Ellerinde muntazam bir pasaport olduğuna göre bunların İngiltereye gi- rip çıkmaları işten bile değildi. Fakat bu işe razı olabilecek zeki ve akıllı in- sanlar bulmak cidden müşküldü. Al - bay Nikolay, benim bilhassa bu işle meşgul olmamı, Holandaya giderek işe yarar insanlar bulmamı, bunları iyi bir ücret mukabilinde İngiltereye gön- dererek etmemi istiyordu. Albay Nikolay, bugün için bizi alâ - kadar eden ve öğrenmemizde fayda o- lan başlıca meselelerin (o bir şemasını çizdi. Bu şemaya nazaran, bugüni- çin Almanları en fazla alikadar eden nokta, İngilterenin © günlerde ha - zırlamakta olduğu yeni ordu hakkın - da malümat almak ve —Alman hükü- rnetinin bilhassa fazla ehemmiyet ver - diği— İngiliz kuvvetlerinin hakik! mevcudunu öğrenmekti. İtilâf devletlerinin önümüzdeki yaz için Almanlara karşı büyük bir taar - ruz hazırlamakta olduklarını epey za - mandanberi biliyorduk.. (Bugünlerde Verdün'e karşı yapacağımız o harekât dolovısile, Fransızların bu taarruz için kendi hisselerine düşen kuvvetleri ve- rebilecekleri ( şüpheli idi. O takdirde bütün yük İngilizlerin omuzlarına yük- Tenecekti. İşte bunun içindir ki Alman- lar, İngilizlerin yeniden ne kadar kuv- vet çıkarabileceklerini, Fransaya kaç fırka asker gönderebileceklerini öğren- mekte fevkalâde menfamtardılar. Benim bitaraf memleketlerde bulaca- ğım ajanların fevkalâde iyi İngilizce bilmeleri ve her türlü tehlikeyi göze almış olmaları lâzımdı. Sonra, bunların bir iki kişi değil de, müteaddid kimse - Ter olmasında bilhassa hususi bir fayda vardı. Askeri kamplara civar yerlerde dolaşan, veyahud bu gibi yerlere yakın otellere girip çıkan zeki bir adamın çok kıymetli malümat yığın toplaması mümkündür. Ffkat bir tek kimseden gelen bu haberlerin esaslı bir fayda te- min etmiyecekleri aşikârdır. Lâkin bir çok kimseler tarafından toplanmış, bir- birini tamamlıyan ve tektd eden haber- ler, tecrübeli bir istihbarat zabitinin elinde sonsuz bir hazinedir. ! İşte benim yeni vazifem bu idi. Şe-| fim, bü yeni işimden fevkalâde mem - nun olduğumu yüzümden pekâlâ oku- yabiliyor, fakat memnuniyetimin ha - i sebeblerini, tabif, tayin edemiyor- boy Nikolay, şırurlur olarak ba - m etmek isteseydi bile, bundan tım göstermesine imkân bir müddet “için “Alman e si Sg Tercüme eden: Wi. Alas Benim bitaraf memleketlerde bulacağım casusların fevkalâde iyi İngilizce bilmeleri lâzımdı Ni Atman tahtelbahirlerinden biri Itilâf Devletlerine mensub bir hasta nakliye gemisini batırırken umumi karargâhmdan ayrılmak mec - buriyetinde kalacaktım; lâkin, buna! karşılık, bitaraf bir arazide bulunmak-| ığın bana vereceği bir yığın imkânlar dolayısile hem Verdün taarruzu hak - kında gönderdiğim malfimatın alınıp alınmadığını öğrenebilecek, hem de İn- giltereye, bir yığın yeni malümat gön- derebilecektim. Bilhassa İngiltereye gönderebileceğim yeni malümat ara - du. Şirketin direktörü beni lâzım gel- diği şekilde kabul etti; (1) şirkette kal- dığım müddetçe, çalışmam için bana hususi bir oda tahsis etti. Emrime genç bir Alman daktilo verdi. Namıma da bankalardan birinde geniş bir kredi açtı. İşte, Hollandadaki yeni işime, bu şartlar altında başladım. Doğrusumu söylemek lâzım gelirse bu işimde adamakıll: da muvaffak 6) - sında, Almanların Fransadaki casusluk |dum. Muhtelif istikametlerde yaptı - şebekesi hakkında çok kıymetli cihetler vardı. Fakat bu sevinçli, bu heyecanlı anım- da bile, şefime, ileride benim için çok kuvvetli bir müdafaa silâhı teşkil ede- bilecek bazı ihtiraz kayıdları ileri sür- mek fhtiyatlığında bulunmaktan geri kalmadım: Para mukabilinde iş gören bitaraf memleket casuslarının pek te itimada şayan kimseler olamıyâcajını münasib bir dille ona anlattım. Albay Nikoldy benim bu fikrimi fevkalâde beğendi; Kendisinin de ayni kanaatte olduğunu bana söyledi. Hattâ daha ileri | giderek. bana çok güç bir iş havale et - tiğini ilâve etmekten de kendini alama- dı. O, isteğe uygun kimseleri bulma - nın ve bunları kullanmatın ne kadar güç bir iş olduğunu çok iyi takdir edi- yordu.. Bütün bu söylediklerine naza- ran, muvaffak olduğum takdirde fev - kalâde takdir edileceğimi, fakat mu - vaffak olamazsam, bunun için herhan- gi bir itaba maruz kalmıyacağımı da! anladım. İşte, esasen, benim de aradığım bu idi. Nikolay ile olan bu son mülâka -| tımdan birkaç gün sonra, bu sahada! doğrudan doğruya Amirim olan zatla | da uzun birkaç görüşme yaparak; ken-| disinden işim hakkında son direktifleri | de alınca, büy'ik bir kalb huzuru için- | de, ve sivil bir kıvafetle Hollanda hu- | dudunu geçerek Hollanda! topraklarına | girdim. | Ölüm tehlikesi olmamakla beraber, | şimdi artık ben de bir casus olarak tev- kif edilebilirdim. Çünkü bitaraf mem- | leketlerin ekserisi, kendi aleyhlerine olmasa bile, memleketlerinde yakala - nan casusları cezalandırırlardı.. Fakat bundan önce geçirdiğim teh- likelere nisbet edilirse, bu tehlikenin bana vız geleceğini tabif takdir edersi- nizi Sonra esasen yakalanmam için herhangi bir sebeb te mevcud değildi.. Çünkü her şeyi hazırlamış da öyle git- miştim.. Hollandaya geçer geçmez, der- hal, merkezi Roterdamda bulunan «Dirks ve Ortakları» şirketinin azala - rından birinin hüviyetini benimsedim. Hollandaya gider gitmez ilk işim bu şirketin merkezine müracaat etmek ol- ğımız sondajlar neticesinde bize mü - racaat eden bir yığın namzetten on altı tanesini seçim. Bu on altı namzede, hareketlerinden önce kısa bir «ders» geçtim. (Arkası var) (1) Bernard Nevman açıktan açığa söy - lememekle beraber, Hollandadaki aDirkss şirketinin, Almanların bir casusluk merkezi olduğuna anlamamak için insanın budala olması JAzımdır! Günin Bulmacası Soldan sağa v: yukarıdan aşağı 1 — Davet edilenler 2 — Adada oturan - Bir tanesi 3 — Azamet - Nişane 4 — Elde tutulan ayna $ — Parmak ucundakiler 8 — Beyazıdia Çapa arası 17 — Köpek - Atlı nakil vasıtası 8 — Meful İle edatı - Bir şeyin üzerine düşmek 9 — İlâveli - Su . Hayret nldası 10 — Gönül isteği - Keza 1 0-4 6 780910 sfcT TME JKlalMlslDJO <İ'İRİ2İBJUİLİ *İNİMİY emi e fim kl almlalRlA “İE|Bİm E'LİY mL “İKİYİKİLİA RİA (dalla Em “İNJAJMI NE (BİNA) Kim *İDİMİR Lİİ 1OJYİA M Avwwelki bulmacanı ilimiz şekli NORVEÇTEN İLK MEKTUB Berlinden Oslo'ya Zn erener Hitler'in 350 nci yıldönümü münase- | betile Perşembe günü sabahı Berlin s0- kaklarının en mühimleri tutulmuş ve tabii kapatılmıştı. Berlinden Norveçe hateket edecek trene yetişmek için çektiğimiz zahmet şoförlere yaradı. Stettin Banof'tan kalkan tren, bizi 4 buçuk saatlik bir yolculuktan sonra Almanyanın Baltık denizindeki iskele- si olan Sassnitz'e getirdi. Kilolarının azlığına raftmen, her se- yahatte Çoban Mehmedin en tehlikeli iki rakibi olan Kenan ve Adnan yeni bir muziblik düşünmemiş olsalardı, oldukça üzüntülü bir yolculuk yapmış olacaktık. Koca Çobanı kampartımanın bir kö- şesine sıkıştırmış olan Kenan bir ta - raftan, Adnan diğer taraftan çeke, uza- ta konusturmağa muvaffak oldular Dereden, tepeden befhseden Meh - med, işi ticarete kadar döküp, koyunun bakımından tutun da çobanın kavalına kadar mevzuun bütün teferrüatını an- Tattı: Bir coban hayatının en samimi! iç vü- ziinü öğrenmek üzere olduğumuz bir sırada Kenanın «sen sürünün neresin- İde gidersin!» demesi üzerine kompar - İtıman karıştı, hakemsiz, mindersiz, ve İnizamsız bir güres kompartımanın bir an İçinde altını, üstüne getirdi. Yemek kampanası imdada yetişme -| seydi, Kenan babaviğitliği, Çoban Meh İşmed âe güreşi elden bırakmıyabaktı. * Sassnit7'de rıhtıma vanaşan vapura, bizi Almanyadan getiren sekiz vagonun İyoleuları üç beş dakika içinde yerleşti- ler. Almanya sahilinden İsveçe, Baltık denirini 4 sentte asarak geçtik. Amerikalılar, İsveç jimnestikleri için bir dershanede rivazi mesele halledi - lir sibi sessiz yanılıdırlar. İ İsveç, rünün her saatinde bir riyazi mesele halletmekle meşrul olacak ki | kelimenin tam manasile muazzam olm istasyonlarında ses sada yok, hatta in İcin top oynuyor diyebiliriz... Sabahın beşinde Norveç toprakları- na avak bastık. !924 Paris olimpiya - dında dünya sırıkla yüksek atlama bi- rinciliğini kazanan ve avni zamanda dünya rekoru yanan Norveçli Sahi Hof'un bu derecevi alması, Norveçi gördükten sonra bana tabif geldi. Hududdan, Oslo'ya kadar geçtiğimiz bütün yollar, snöl ve sollu srrik atla- ma bambosu kaklar ince ve muntazam çam ağac'arile dolu... Belki bazıları için Norvec başka mâ- nava gelir. Bana kalırsa Norveç de - mek çam'ık demektir. * Bizden baska henüz hiçbir millet gelmemis. Nihavet Pazara kadar bura- da toplamılacağı muhakkaktır. Güreşçilerin hepsi iyi, idman bile yantılar. Biz Salıyı, sizler Carşambayı bekliyeceksiniz. Besim Bu hafta yapı'acak milli küme maçları Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Futbol ajanlığından: Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günleri muhtelif stadlarda yapılacak maçların saha ve saatlerile hakemleri aşağıda tesbit edilmiştir. Oyunların muşyyen zamanlarda başlaması kat'iy- yetle mukarrer bulunduğundan takım- arın maçlardan 10 dakika evvel saha- da hakemlerin emrine âmade bulunma Jarı Hizumu ehemmiyetle tebliğ olu - nur. Taksim sahası: 29-4-1939 Cumartesi (Güreş kafilesi ile giden Ömer Besim yazıyor) Uzun ve sıkıntılı bir tren yolculuğu esnasında Mehmede çobanlık i hakkında malümat soruldu. O anlatırken bir aralık Kenan Mehmede: «Sen sürünün neresinde gidersin!» diyecek oldu, kompartiman bir anda karıştı, hakemsiz, mindersiz ve nizamsız bir güreş başladı Avrupa güreş Müsabakalarının Programı 24 Nisan Pazartesi; Kongre, 25 Nisan Salı: Saat 11 de müsabaka © Mara başlama, gece 8 de deram. 26 Nisan Çarşamba sant 11 de müsa * baka, gece £ de devam, 37 Nisan Perşembe: Saat 1l de müsar baka, Gece 8 de devam, 28 Nisan Cuma: Saat 11 de müsaba - ka, gece 5 de müsabakaların sonu, mü » kâfat dağıtma ve ziyafet, Bir gün sonra Finlândiyaya hareket, Kurtuluş saat 14,30. Hakem Tarık Öz* rengin. Yan hakemleri Necdet Geze9 ve Feridun Kılıç. Demirspor - Galata * saray saat 16,30. Hakem Şazi Tezcafk Yan hakemleri Nuri Bosut ve Adrs$i Akın Fenerbahçe stadı: 30-4-1939 Pazar Anadoluhisar - Kadıköyspor sasi 12,30. Hakem Feridun Kılıç. Yan ba“ kemleri Rıfkı Aksay ve Bahaeddin U luöz, Topkapı, Arnavudköy - Hilâl Kurtuluş muhtelitleri saat 14,30. Ha * kem Ahmed Âdem Gögdün. Yan ha * kemleri Sami Açıköney ve Şahab Şi” manoğlu. Demirspor - Fenerbahçe #” at 16,30. Hakem Halid Galib Erd Yan hakemleri Adnan Akın ve, Tarik Özerengin. 1-5-1939 Pazartesi Şild dömifinal maçı Süleymaniye - Fenerbahçe saat 1650 Hakem İzzet M. Apak. Yan hakemleri Necdet Gezen ve Nuri Bosut. Mektsbler arası müsabakalar! Mektebler arası futbol ve voleybil maçlarına yarın da devam olunacak” Futbol maçları Şeref stadında yapıla” caktır. Maçların programın; aynen Y#” 7iyoruz: Cumartesi günü yapılacak futbol maçları Şeref stadında “ Vefa - Pertevniyal İseleri saat 14 İstanbul lisesi - Yüce Ülkü lisesi a 15,40, Haydarpaşa lisesi - Hayriye si saat 16,50 Voleybol maçları (kızlar) (İstanbul Kız Tisesi sahasında” Erenköy lisesi - Kandilli Hsesi 15, İstanbu! isesi - İnönü Hsesi 16, Çamlıca Hsesi - Şişli Terakki saat 17. Voleybol maçları (erkekler) Darüşşafaka lisesi - Boğaziçi iel saat 14, Haydarpaşa Tlsesi - Işık saat 14. ik vas sie a Şİ Zİ SELÂNİK BANKASİ Tesis tarihi : 1889 — e İdare Merkezi : İSTANBUL (GALA A tk Türkiyedeki Şubeleri? İSTANBUL (Galata ve Yentesi) MERSİN, ADANA Bürosu Yenanistandaki Şubeleri! SELÂNİK - ATİNA o Her nevi banka muamelelef” İ İstanbulspor, Beyoğluspor - Beykoz,