2 Sayfa SON POSTA Hergün Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Bir kadını evinin b:hçesinde meçhul bir şahıs yaraladı Dün gece saat dokuzda Ramide esra- Tengiz b'r cinayet olmuş, bir kadın evi- nin bahçesinde meçhul bir şahıs tarafm- dan yaralanmıştır. Vak'a şudur. Ramide Cuma mahallesinde Şeyh Ab- dullah sokağında küçük bir evde Kas- tamonunun Akkaya rahiyesinden 35 yaş- larında Kahraman kızı Rahime adında altı aydsnberi kocasından ayrı yaşıyan bir kadın oturmaktadır. Rahime dün ak- şam geç vakle kadar çamaşır yıkamış ve gece saat dokuza doğru çamaşır leğenin- deki suları dökmek için karanlıkta evin bahçesine çıkmış ve ansızın meçhul bir şahsın tanrruzuna maruz kalmıştır. Bü- yük bir korkuya kapılan Rahime bağır- mağa vakit bulmadan meçhul şahıs tara- fından sol memesi üzerinden bıçakla ya- ralanmıştır. Carih karanlıktan istifade ederek kaçıMiğa muvaffak olmuştur. Haseki hastanesine kaldınlan o ysrah kadın verdiği ifadede 6 ay evvel ayrıldı. ğı kocası Güreli İzzetten şüphe ettiğini söylemiştir. Soför, hamalı yaraladı Dün akşam bir para meselesinden Ka- Taköyde oturan şoför Yamalı Mehmed Topanede Medrese sokağında oturan ha- mal Süleymanı başından demirle yarala- mıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmıştır. vu Tayyare kaçakçılığı (Baştaroh ? inci sayfada) Celse açıldı. Hâkim maznunun sdmı, adresini sordu ve bu işle olan münaseba- tını izah etmesini söyledi. Ruhinin hâkimin suallerine verdiği ce- vablar arasında Ekrem Göniğ! 20 sene- denberi tanıdığını, samimi görüşüp konuş tuklarını, bununla beraber Ekremin tel graf istediği tarihe takaddüm eden 10 sene zarfında hiç görüşmediğini söyledi ve Ekremin böyle bir sahtekârlıkla alâ- kadar olduğundan haberi bulunmadığı- m, resmi telgrafın ona verilmesinde de mes'uliyeti mucib bir hal görmediğini ve bo işin vehametini müdrik olmadığın #öyliyerek Ekrem Göniğin kendisinin saf. fetinden istifade edip sulistimalde bulun- duğunu ilâve etti. Bunun üzerine Müddetumumi Baha A- Tikan söz aldı, Ruhinin mevzuubahs olan telgrafı Ekreme vermesi, suçun mevkli husule gelmesini temin eylediğini ve e Ber bu telgraf ona verilmemiş olsaydı. 'Hariciyenin keyfiyete muttali olarak bu suretle bu işin önüne geçileceğini ve bu Mibarla bu işde bir şeriki cürüm olduğu- mu söyliyerek “Türk Ceza Kanununun 342 inci maddesine göre cezalunması Jâ- sim geldiğini beyan etti ve muhakeme- nin Ağırcezada görülmesini istedi. Mahkeme bu kararı kabul ederek dava- yı rüyete kendini salâhiyeltar bulmartı Dosyayı Ağırceza mahkemesine o ver'i- mek üzere Müddeiumumiliğe iade etti. Gemilerin mwayene müddetleri uzatıldı Deniz Ticareti Müdürlüğü müddeti | sandıklarının ianesine muhtaç kalma - biten gemileri muayeneye çağırmış ve | mak için aralarında 3 milyon İngiliz li- bir ay içinde muayenelerini yaptırmı- |rası toplamışlardır. yan gemilerin seferlerine müsaade e - dilemiyeceğini alâkadarlara bildirmiş- ti. Gemi sahibleri bu karar üzerine, Deniz Ticareti Müdürlüğüne müraca - at ederek, son günlerde havuzlarda iş- lerin çok olduğunu ve bu vaziyet kar - Şısında uzun müddet muayene için ha- vuza girmek sırasını beklemek lâzım geldiğini bildirmişler ve gemilerin dö- nüşte muayenelerini yaptırmak üzere şimdilik seferlerine müsaade edilme - sini istemişlerdir. Deniz Ticareti Mü - dürlüğü bu müracaati nazarı dikkate almış ve gemilerin muayeneleri yapı - lıncıya kadar seferlerine müsaade et - miştir. Resimli Makele: i İosan bazan hiç malik olmadığı hasletlerden 'dolayı sevi- İir, bazan hiç yapmadığı hatalardan dolayı nefret uyandı- rır, m Hakikati Herk, kati gör'ip anlıyanı biri bile bulmaz. görmek kolay değildir — *n sizi olduğunuz gibi bildiğine inanmayınız. Haki- m sayısı, hattâ dost muhitinde dahi yüzde SOZ ARASINDA Kimya tecrübesine Kurban giden çocuk 15 yaşlarında olan bu İngiliz çocuğu, evlerinin bahçesinde babasının kendisi- ne yaptırdığı bir lâboratuvarda iştial ka-/; biliyefi fazla olan bir maddenin tecrübe- lerini yaparken, tübdeki mayi patlamış, | uzak bir köşesine düşmüştür. Buna rağ - men ayağa kalkmış, sersem bir halde ba- basına koşmuş, kollarına atılmış ve ba - yılmıştır. Hastaneye kaldırılan çöcuk kâ- şife babası kan vermiş ise de, hayatını kurtarmak kabil olmamışlır. Şimdi, içinde tecrübesi yapılan bu mad denin muadeleleri bulunan bir defter tet. kikten geçirilmek Üzere harbiye nezare- tine gönderilmiştir. Yaz, kış soğuk banyo yapanlar yalan mı i ve zavallı çocuk berhava olan lâboratu -İ > e var enkazile havaya fırlıyarak bahçenin hamama Hergün bir fıkra Sinema stüdyolar müdürü ile beraber Bir sinema stüdyosunun müdürü ; traş olmak için berbere girmişti, Bers ber fırçayı eline aldı: : — Kullandığımız fırçalar | tavşan tüyündendir. Dedi, Sabunu aldı: — Bu subon Kote markadır. Bir ustura aldı: — İngiliz çeliğinden (yapılmıştır. Sapı fil dişindendir. Sinema stüdyosu müdürünün cant sıkılmaştaz — Bunlar bana niçin söylüyorsu- lak A Dedi, Berber sordu: — Hoşunuza gitmedi mi? — Hayır! — Öğle ise bende söyliyeyim, yaptığınız filmlerin başlarına ne diye sinin, dekorları boyayanların, daha ne bileyim birçok insanın İsimlerini yanyor, bize de okufturuyorsunuz. Biz onları öğrenmek istiyor muyuz? kk Amerikanın en Tipi: çocuğu söy'üyorlar? Amerikada Flâdelfiyanın tanınmış daktorlarından biri şöyle demi ; — Yaz kış soğuk su ile banyo yaptı- ğını iddla edenler, ya yalan söylüyor - lar, veya şimdive kadar çoktan ölmüş bulunmaktadırlar. Zira sıcak bir ya - taktan fırlayıp buz gibi suya girmek kalbi zayıf düşürür.» 3 milyon İngiliz irası iane İngilteredeki Yahudi cemaati, Ya - hudi mültecilerinin ihtiyaçlarına sar- fedilmek, bu suretle İngilterenin halk Amerikada ressamısr, tanınmış Çocuk film yıldızlarından Deanna Durbin, Şir - ley Tempel, Bonita Granville, Edith Tellovosun en bariz kısımlarını birleşti - rerek «Amerikanın tipik çocuğu» mode - lini vücüde getirmişler. Sonra da bütün Amerikada bu çocuk modeline benziyen bir kızı aramışlar, ve Şikâgolu 12 yaşla - rındaki kızı bulmuşlardır. Concetto Ri - baudo yeni çevrilecek çocuk filminde baş rolü oynıyacaktır. © Resimde kızı, diğer çocukların yüzle - rinin bir kısmından husule getirilen tab- İŞTER ler. Bunlardan bır tanesi 6 yaşındadır, yaşlarında... Gazeteler bu üç bedbahtın arasında geçen facianın mahi- yetini de anlattılar: -- Her üçü de mahkemeye verildi, birincisi şikây tabii serbest bırakıldı, diğerleri de tebkifhaneye yollandı dediler, bir hayli tafsilât anlattılar. Üstelik çocukların isim- ierini ve adreslerini de yazdılar. İSTER | İNAN, Gazeteler üç çocuk arasında geçmiş bir faciadan bahsetti- | lonun yanmda görüyorsunuz. İSTER diğerleri ise M der | Oğlunun ağlamasını ' Dinleyen baba San Fransiskolu bir şoför, iş başında isen, karısının ve yeni doğan çocuğunun sesini işitmek için bir alıcı ahize edinmiş- tir. Böylelikle, lohusa karısı, bebekleri ağlayınca, mikrofonu çocuğun ağzına tut makta, sesini pek sevdiği kocasına duyur- maktadır, Anasının mezarı üştünde can veren şoför Londrada 60 yaşlarında bir şoför, bun- dan bir buçuk sene evvel ölmüş olan çok 5 sevdiği annesinin mezarını her pazar zi- yaret edermiş. Geçenlerde gene böyle bir Sözün kısası Sivasa bir şayak Fabrikası lâzım E Talu ivas şehri halkını umduğum ve dilediğim kadar müreffeh gör“ medim. Çarşıda, pazırda refah miyarı olan zengin ve süslü mağazalara bedel; sermayesi nadiren bir iki yüz liralık manzarasını gösteren çok mütevazı dük- kâncıklar var. Hah tezgâ'iları dünya buh- Tanından müteessir olarak birbir faali- yetlerini tatil etmişler. Son birkaç tezgâh san'at okulunda çalışmakladır. İplidaf maddelerin pahalılığı bu halı fiatlerini artırdıkça artırmış; alıcı, yanlarma yak- laşamaz olmuş. Sivas halılarının, kala kala, dünyayı tutan şöhretleri kalmış, Her biri birer çiçek bahçesini andıran meşhur Gürün şallarından ise esr yokl Şimdi bütün endüstrisi birkaç tane oys mahı kalem sapı ile çubuğa, ticaret! de hhalâta münhasır kalan bu tarihi şehir. de refah nasıl aranır? Köylünün gene buğdayı, arpası var. Lâkin nefsi şehrin? Yerlilerden, aklı eren, pek mubterem bir zat ile bu mevzu üzerinde konuşuyor« ken, bu derdin çaresi ne olabileceğini sordum, Dedi ki: — Bizim vilâyette seri lâkin çök daya nıklı ve mebzul yün istihsal edilir. İklim soğuk olduğu için bu yünün iplikleri us zum, gür ve gayet parlak olur. Kalın ve kaba şayak için fevkalâde elverişlidir. Buraya milli müesseselerimizden biri, meselâ Sümerbank, alâkadar alup ta bir İşayak fabrikası açsa, civardaki askori kı- taatm elbise kumaşını temin edeceği gi- bi, ahali de İş bulur, yapağısını kolay sas iter, ve şehrin de refah seviyesi derhal yükselir. Bu fikir bana pek makul göründü. Fil hakika coğrafi vaziyeti ve çağı! çağıl a- kan sularile böyle bir fabrika için çok münasib bir yerdir. Sümerbankın her açtığı fabrikanın, açıldığı yere medeni- yet, hareket ve refah götürdüğünü Ereğ- İlde, Kayseride, Bünyarda gözlerimle üş, kıvanç duymuştum. Bu büyük nimetleri, banka oSivastan hiçin esirgemeli? Diğer taraftan halıcılı. ğı diya etmek, ona yeniden hiz vermek te bu güzel ve tarihi endüstrimize karşı milli bir borç değil midir? Bu buhran za- manlarında böyle şeylerin şahsi teşeb- büsle ve hususi sermaye ile olamıyacağı bedihidir, Devlet mutlaka el uzatmalı, nasıl ki demiryolu köye bereket getirdi ise, devlet sermayesile kurulacak sınasti müesseseleri de, şehirlinin uğradığı za- rarı telâfi etmelidir. Selçuk devrinden kalma, paha biçilmez pazar ziyaretinde, adamın mezarın üs -) eserlerle tarihi kıymeti pek büyük ve ha- tünden kalkmadığını gören mezar bekçisi | Vesı, suyu ve ferahlığı itibarile güzel şe- yanına yaklaştığı zaman, annesine düş -| hirlerimizden biri, ve bunların hepsinin kün şoförün arada can verdiğini bayret| de fevkinde, inkılâbımızın mukaddeme- ve dehşetle farketmiştir. Üçüncü defa diş çıkaran kadın İngilterede dişleri takma olan bir kadın üst dişlerinin iyice oturmadığını farket. miş, takma dişi çıkarmış, ve damağını iyoklayınea, altından yeni bir dişin sür - düğünü görmüş. Şimdi iddiasınca üçüncü defa olarak dişleri çıkmaktadır. Londra « run tanınmış diş doktorlarından biri: — Eğer kadının iddiası doğru çıkarsa, diş tababeti böyle bir hâdise ile ilk defa karşılaşmış olacaktır!.. demiştir. Zatürreenin intikamı Geçen sene, zatürreede muvaffaki - İyetle tatbik olunan Sülfafridin ilâcını İkesfeden İngiliz doktorlarından Karol Raberto, zatürreeye tutulmuş, buldu - ğu ilâç kendisine tatbik edilemeden iki rün içinde ölmüştür. İNANMA! Birinci bedbaht çok küçüktür, facia hayatında iz bırakma- yebilir, fakat şimdiden cürüm yapmasını bilen, ceza yiyen, tevk'fhaneve, diğer suçluların arasına giren, fazla olarak Gazete 24 ssatin çi idi, hir etmenin doğru İ bir de teşhir edilen 14 der yaşındaki iki bedbahtı bekliyen âkıbetin ne olduğunu tahmin edebiliriz. tarihidir. Bir gün içinde olup biten her şeyi vazar, vücudünün hölkmeti de budur, fakat henüz iyi yola dönmeleri imkânı mevcud olan küçük mücrimleri teş- olduğuna, hele fayda vereceğine, kendi kendimizi tenkid de olsa biz inanmıyoruz, ey okuyucu sen: İSTER NAN, INANMA! sine sahne olmak şerefini kazanmakla a Ziz yurdumuzun en talihli bir beldesi 0 lan Sivas cümhuriyet hükümetinden böy» le bir himmeti can ve gönülden dilemek» te ve beklemektedir. * Eski harflerle imza attığı vakit ismi «şirret» dahi okunabilen, edebiyatı cedi- İde artığı bir matuh, erkânı memleketi kargalara ve binaenaleyh memleketi de Jeşe kıyase ettiğinden dolayı geçenlerde benden burada bir ders atmıştı. Zavalh Ibunak, bana cevab vermek sevdasına düşmüş ve edebe münafi hezeyanlarına. gazetelerde yer bulamadığı için bana te hafen bir küçücük risale (!) neşretmeli kültetini ihtiyar etmiş. Bunda benim te» miz mazim ile kendi Mısırda ve Pariste- ki malüm mazisini karıştırarak bir takımı türrühat yumurtluyor. Kendisini kula (Devam: 11 inci sayfada) M