GE Fe e Siyeri eler ni ET İ ÇANAKKALE Anım. General Gemil Gonkun hatıraları: İ9 sam Biribirini takib eden taarruzlar ml Mİ amli Anajartalarda Türk kuvvetlerine karşı yapılan bir düşman hücumu Bu münasebetle hatırıma gelen hoş bir vak'ayı anlatayım. Bu hâdiseyi, bel ki pek garib olmasından dolayı biraz da hayal mahsulü zannedenler buluna- caktır. Fakat, mevzuubahs vakıa haki- katen olmuş ve gârb cephesinde cere - yan etmiştir; Mütedidid hücumlera Tağrren, İn - gilizler, bir Alman siperini zaptede - memisler, Nihayet, hüsum eden askerlerden bi- ri, beraberinde taşıdığı futbol topunu ileri atmış. İliklerine kadar spor aşkı i- le yuğurulmuş bulunan İngiliz asker - Jeri, topun arkasından fırlamışlar. Bir- birlerine pas vere vere, Alman kur - şunlarına hedef olup zayiata uğramala- rına rağmen, düşman siperlerine ka - dar ilerlemişler! Bu orijinal ve mu - yaffakiyetli hücum tarzının mucidi o - Jan İngiliz askeri, Alman siperlerine topla beraber girince bağırmış: «— Goll» Gelelim bahsimize: 9 Ağustos saba- hı, daha ortalik Oo aydınlanmadan kalktım. Herkese ( «işbaşına'» emrini verdim. Ben de topçu tarassud mevkli- ne gittim. Şafak sökerken ateş başladı. Önü - müz, düşmanın nakliye ve harb gemi « Jerile dolu idi. Solumuzdan Conkba - yırında yapılan taweruz daha çabuk in- kişaf etti, Düşmanın oradan © aşağıya püskürtülmesi ve süngülenmesi, bizim de topçularımızla, gerileyen (düşmanı yan ateşine almamiz lezzetli bir sabah kdhvesi yerine geçiyordu. Sağımızda bulunan 7 nci fırkada i- Jerlemeğe başladı. Düşman donanması da büyük ve kü- zük Anafartaları yakıyordu. İngilizler, Conkbayırında mukabil ta #rruz iğin yukarıya, yani sırta doğru çıktılarsa da tekra; tekerlendiler, aşa- ğıya doğru kaçlılar!, Bu firar sahnesi - ni, tarassud mahallinden seyretmek, be nim için çok keyifli bir hâdise idi! Bir yandan 7 nci fırka ilerlemesine devam ediyor, bir yandan da bizim sağ cenahımız, hareketlerini bu ilerleyiş i- Je birleştiriyordu. Artık, düşmanda büyük bir şaşkınlı- ğa benzer bir durgunluk (o görülmeğe başlanmıştı, Hattâ, odüşman topçusu, sanki yokmuş gibi susuyordu. Biz, istediğimiz gibi atıyor ve vuru- yorduk! Öğleden sonra, düşmanın Kemikliye obüs bataryası ve piyade kuvveti çı - kardığını gördük. Akşama doğru bu piyadeler, seyrek avcı halinde 7 inci fırkanın sağına doğru ilerlemiye baş - peyda oldulsr ve uzun bir zaman Üs- tümüzde dolaştılar. Donanma da, birak ateş etti Ortalık kararırker, cepheye yeniden sükünet çökmüştü. Gece yarısı gelen bir emirde, takvi- ye edilmiş 8 inci fırkanın fecir ile be- raber, Conkbayırı cihetinden düşma- na taarruz edeceği ve bu zamana kadar hiç bir taraftan steş edilmemesi emra- lundu. Atatürk, bu taarruzu bizzat ida- re etmiştir. Buna göre tertibat aldım. Sabaha ka- dar düşmanın asabiyetinden doğan, va- kit vakit yaptığı, piyade ateşinden baş- ka bir şey olmadı! Fecir z#mam, tarassud O mahalline geldim. Saat 5,30 da 8 inci fırka taar- Tuza geçti. Ufuktan yükselmekte olan güneşin ışıklar, sırtların gerisinde top- lanmış olan askerlerimizin süngületini parıldatıyordu. Bu kıt'aların önlerinde ilerliyen kah- ramanların düşman nazarından sak - lanmasına da, tepeciklerin ve funda - Kkların düşman ihetine müteveccih kısımlarının gölgesi sebeb oluyordu. Muherebe olanca şiddetile cereyana başladı. Düşman, müthiş topçu ateşini hücum eden kıt'alarımıza çevirdi. Biz de, toplarımız ile onlarm piyadesini dövüyorduk! Bu karşılıklı topcu düel- osu ieide düşman geriliyor, biz ilerli- yorduk! Ne kadar yazık ki, âdi cebel topiar- mizda zuhur eden bazi ârizdiar dolayı- sile ateşe fasıla vermiye mecbur kalı - yor ve sabırsızlanıyor idik... Bu sırada İntepeden gelen âdi ateşli dört obüs topunun Matik deresinde be- şinci fırka karargâhı önüne vardığını haber aldım. Batarya Okumandanına hemen « Anafartaikebir » cenubunda mevzie girmesini, Ağıldere ile Damak- cılk sırtları gerisini dövmesini emret- tim. Bizim cepbenin İlerlemesini kolay - laştırmak için ihtiyat taburunu öne sürdüm. 11 inci alay bataryakından iki topu, yedinci fırka mıntakasını da ge- çirterek İsmailtepeye yerleştiritim. ©- radan, düşmanı, daha müeesser bir su- rette ateşe âldırttım. * Sağ cenahta, akşam 18 e doğru, 7 nci fırka kıt'alarının yaptıkları taarTuz ha- kikaten ateşli bir sulh manevrasına benziyordu. Bizim tarafta, biçilmiş ve demetlenmiş bir ekin tarlasının kena- rında ilerliwen ave'larımız yatıyordu. Düşman da karşıdaki fundalıkta müda- faada bulunuyordu. Batan güneş, her iki tarafa yandah| hamesi, bütün devamı müdedtince olmez bir şekil aldığını pek güzel gösle- ladılar. Burada da düşman tayyareleri| ışıklarını gönderiyordu. Fundalığın si-| kâdar kanlı ve okadar şiddetli bir seyir) rir kanastindeyim. yablığı içinde düşman tüfeklerinden çı- kan hafif duman, bizimkilerden ziyade onların mevkiini belli ediyordu. Her iki taraf arasında 3-4 yüz metre geniş- liğinde Kayacık Ağılı vadisi bulunu - yordu. Ateş, böylece karşılıklı devam edi « yordu. Ve hava kârarıncaya kadar da kesilmedi!. Ben de, böylece, nadir tesadüf olu- nur ve seyredilir bit muharebe manza- rası görmüş bulundum. Saat 19 a doğru yer muhakebesi ha- fifledi. Fakat, bu hafifliği, hava muha- rebesinin şiddeti takib etti. Tepemizde dolaşan tayyareler bomba atmağa baş- ladılar. Lâkin, topçularımızın fırlattık- ları şaraphellerin pek yakınlarında pat- lamasından dolayı, bir müddet sonra İ onlar da kaçtılar! Ve sükünet, hafif piyade ateşine raB- men, tekrar bütün cepheye hâkim ol- du... Bu sükünet ertesi günü, yani 11/8/ 915 de de devam etti. 12/8/9153 de mevzileri düzeltmek ile meşgul oldum. Tarassud mevkiinden sağ ve sola doğru bütün harb sahası pek güzel görüldüğü için, fırkalara ve grupa verdiğimiz krokinin manazırını istediler, gönderdim. Düşman topçusu, bugün, düne nis - betle faal idi. Hattâ, donanması da kit vakit mevziimizi dövüyordu. 12/8/915 tarifi bayrama tesadüf e- diyordu. Fakat, ben, bunu unutmuş - tum bile! Bazı arkadaşların gönder - dikleri tebriklerden hatırladım ve gül- düm: Bence, asıl büyük bayram, mu- harebe kazatılması idi! Akşama doğru küçük O Apafartayı, düşman donanması âteş altına aldı, kö- yü yaktı. 13/8/915 de düşman donanması $8- bahleyin tekrar bombardımana başla- dı ve ateş fasılalı surette devam etti: Bugün gruptan gelen esir ifadelerine göre, düşmanın Anafartalarda yaptığı ihraç hareketinde 40,000 kişi varmış. Fakat düşmanın zayiatı o kadar fazla o- lacak ki, bir kaç gün evvel karşımızda bulunan 6 hastane gemisinden, bugün ancak bir tane kalmış idi. Diğarleri, asgart 15,000 yaralı ile yola'çıkmış bu- lunuyorlar idil. “Yaralı yekünunun bu miktara baliğ olması, hakikatten uzak ve hayali bir rakam zanmedilmesin. Çanakkale mel- Genç kızlarımız “Son Posta, 5 VE cevab Mim 1 Kadının yeri evde mi? iş hayatında mıdır ? İktsad Fakültesinden bir genç kızın cevabı: “ Erkeklerle müsavat iddiasile, iş hayatına atılmış kadınlara karşı antipati duymamağa imkân yoktur, Yüksek tahsil gören genç kızlarmızı | rum. mm ie tane işin değil, sanli muhatab tuttuğumuz, «Ev mi ?, | Yapmak için Üniversiteye devam ediyor! anketine verilen orun isi Kapl «Kadın hiç bir zaman kadınlığını unutmaz edi ” imali» ihtiyac belki onu yakasından tutarak, neşre devam ediyoruz: kendi işinden alır. Bu çalışmaya hürmetkâf Üniversitenin hukuk, edebiyat fakül- | olmak lüzemdır. Fakat erkeklerle müsavaf telerile, coğrafya, tarih, felsefe şube- | #ddiasile, hiç büzum yokken iş hayatına atık lerinde yi genç kızlarmızın cevab- eri ik da antipati duymağa imkân ” ktü, Idrin bügün de iktısad fakültesi tule- |**ur» besinin verdiği cevablar takib etmekte-| © Hamdiye Gersu (Iktısad Fa dir. Genç kızlar, ankete İsi tin kültesi ikinci sın): see? EL AA se e « — Ben çalışmak için İktısmd fakültesini dim Levend İniversite fel-| tercih ettim. Fakat düşüncem tamamen bu“ v— 2 #binn? * nun aksinedir, Bir genç Kızın yüksek tahsil sefa şubesi ikinci sınıf): yapması lâzımdır. Fakat herhalde, hukul « — Ben evimi tercih ederim. Kadının! iktsad branşlarını değil meseli edebiya münevver olsun olmasın, ancak fhtiyacı gi-| felsefe kısımların: tere'h etmeleri doğru 0“ duğu tokdirde çalışmasını doğru bulurum. 'lur. Ben de çalışmağa mecbur olmasaydım Bir genç kız yüksek tahsili çalışmax gaye -|mühukkak ye edebiyat, ya felsefeden pirimi ile deği, bilgili bir insan olmak için yap. (tecih ve tahsilimi mütenkib de kendimi ©” malıdır. Ben felsefeye bu arzu fle devam | vime hasrederdim.. ediyorum. « bitirdikten sönrü çalışmak m! -İ © Meliha Tayşı (İktısad Fakül 4 yetinde değiitmi Ötedenberi zaruret kare)... ee), sında kalmıyan kadının iş sahasında erxeğe| tesi ÜÇÜNCÜ sınıf): yakib olmasını bir #ürlü aklım almas. Koca-) « — Tam manaslie bir ev kadını olabilmeli wi çalışan bir kadının sır? daha İyi giyinmek.İiçin okumak lâzımdır. Hayatın zaruretleri" daha iyi bayat şartları temin etmek için gi-|ne göre, ilerde bu tshsllden yardım bekle * dip bir erkeğin yerini işgal etmesini doğru| mek icab edebilir. İcab ederse çalışırım. İd” bulmuyorum.» pi duymazsam, bu kazanç yanıma br * 14, 3) İ5 hayatına atılmış bir kadının tam bir © Güzin Tınç (İktısad F. akültesi kaan olması İmkânsızdır. İkisi birden telif ikinci sınıf )4 edilemez. Bir koltuğa Iki karpaz sıtma gibi.. bunlardan birini muhakkak düşüre * « — Elbette bir kadının kendisini münha-| cekti, İ ana vermesini doğru bulurum. Ancak, iy bir aile kadını bl için iyi bir. © Neriman Hikmet (İktısad Fa tahsil sah'bi de olmak lâzımdır. Tahsil gör. ; 5 ' ka re e Gesi Da Ea, hen BELLE Glebesindeşğ çocuklar ve hem de memleket hesabına bir) « — Kadın evde mi yakışır, işe mi? demeği kazançtır. İhtiyacı olmıyan kadının çalışma-| bugün biraz tuhaf olur. Onu yaratılışı 4 bence doğru değildir. Neticede bütün)dad ve kabiliyeti bakımından tetkik etmi enieirderi düşünceye sevzeden bir ir -| ve netice çıkarmak İstenirse bence, muhak” kım buhranlar meydana gelir ki, bunları dü-| kak kadın da hiç akseksiz tıpkı bir erkek Sİ” şünerek, ben de kadının iş hayatına atılma.| bi çalışabilir. O da bir erkek kadar metin W ması tezini müdafaa ediyorum. Lâkin kadı -İcesurane hayat müendelesinde muzaffer ©“ nın istikbalin türlü fhtimallerini düşünerek|lur. Bu, fazla münakaşa kabul etmez bir m6“ yüksek tahsil yapmasına hiç bir mani yok-İ selodir. İşte her sahada kadını görüyoruz. ei Eğer kadının çalışması cemiyete zarar “ yerir, faydamı? şeklinde düşünürsek bun 9 Miperni G Çe Ke gü bükğmele oiisi kib kültesi ikinci sınıf): Yalnız, şu muhakkak ki, bugünkü bayst « — Ben yüksek tahsili bitirir bitirmez ça- | içinde kadın sırtına çok ağır yükler alınıştığ. Uşmak arzusundayım. Mademki yorucu bir) Eskiden kadınin erkek işi ayrılmıştı. Erke mesal neticesinde elde ettiğim bir mesleklişi ayrılmıştı. Erkek dişarda, kadın da içerdö vardır: gu haldo bundan istifade etmek,| çalışırdı. Halbuki bugünkü cemiyetlerde bö kendimi va memleketimi bundan faydalan. | İş bölümü çok değişti ve genişledi. Bunun içi dırmak hakkımdır. Fakat bununla hiç birİşlmdi o hem hayatta bem evinde bulunuyo” zaman eyi ihmal edeceğim manası çıkmasın! | Evet bugün o anadır. Evini tanzim etmek, 6“ Dış hayalın yanı «ra evi de ayni ebemmi -| cuğunu yetiştirmek, kocasını memnun etini yete tutmak isterim. Evle işi telif edebil -İve vatana, cemiyete faydalı olmak mecbu” mek.. İşte asıl kadınlık buradadır. İhtiyacı ziyetindedir. Ayn! zamanda ihtiyaçlar, xar9* olmıyanların çalışmasını doğru bulmuyorlar.İ retler onu çalışmağa da #evkediyor. Haksız değiller. fakat ben bir müddet ça -İ kadın evde mi yakışır, hayatta mu yakışır * Umağı, hayatı yakından tarımağı Hüzum-) diye sormanın manası kalmıyor. O bugü NE cemiyette bir sün değii, kuvvetli bir uzuf © Emine Gürol (İktısad Fakülte. | mahiyetinde bir kuvvettir. Ona ne tarafi e Ya ihtiyac hissedilirse o, o tarafa yetişir ve 78“ si ikinci sınıf ): Ear «— Ev kadını olmak İsterim. Yüksek tah- * sil görmek te buna mani değildir, sanıyo .İ Anketimiz yarın da devam edecektir, m a A takib etmiştir ki mevzuubahş 13,000) General Cemil Conk bir an düşündü insan laşey mesabesinde kalır! Sonra, mavi gözlerine bir kara buluf Münesebet düşmüş iken söyliyeyim | gibi inen bariz bir kederle: ki, dünya coğrafyasına nazaran küçü-| — Biliyor musunuz, dedi. Çanakk$” cük bir saha olan Çanakkaleye, İngiliz-İ'le melhamesinde can veren zabit *“$ ler, ana vatan ve müstemlike halkın -| askerlerimiz arasında benim de ne &8" dah olmak üzere 460,000; Fransızlar) 5 dün“ ariLa vardı: 79,000; Türkler ise 310bin zabit ve as-) yale, sırası e söylediği TR vechile, Natl bey ve salre gibi, bir Göl Bu kuyvetlerin, ölü, yaralı ve öki -İ sınıf arkadaşlarımın arasma iki sıf —— peni olmak üzere zayiat Ye-| arkadaşım daha iltihak etmiştir: 17 ii alay kumandanı kaymakam Abdülk#” 158 bin İngiliz, 25 bin Fransz.ve 186) gir bey ile 21 inci alay kumandanı Kayf bin Türk zabit ve askeri. makam Halid bey: Demek Gluyor ki, ” Sede Bu iki muhterem ölüden kaymaks”? 949,500 insan (bu yekünun 500'ü Al -| ar güikedir bey, sikeri tesi ve desi mandır) döğüşmüş; 366,044 (bu ye - i arda için, ilk hatta bulunan mazgığla künun 44 ü Almandır) insan ölmek, birine girmiş ve d in ea gi yaralanmak veya kaybolmak suretile harcanmıştır! Zayiat miktarının, harbeden kuvvet- lerin üçte birinden fâzla olması, mu - istemiş. Tüfeği omuzuna dayayıp ateş edeceği sırada, düşman tarel siperlerinde bulunan aynalar gö! müş ve alnından vurularak ölmüş! (Arkası var) Yazan; Sabih Alaçam harebe şartlarının ne kadar aman ver-