"m. e SON POSTA Sayfa 7 Merak ediyorum Genç erkek, niganlısile kıra çıkmıştı, Bir ağaç altında ©- turuyorlardı. Genç erkek nişanlısına baktı: — Kalbime vir| şeyler oluyor. Dedi, Nişanlısı gordu; gi i — Bana karşı olan aşkından mı? | Genç erkek mütereddiddi: | — Ben de onu merak ediyorum. Sang Karşı olan aşkımdan mı, yoksa öğle ye -| Kreğinde fazla pilâv yedim ondan mı? | XXX Müteessir olmayın | Marsilyalı mübalâğacı Mariyüs, yaşlı bir kadını ziyarete gitmişti. Sizi bugün bir evvelk: gördü. ğZümden bin kat yaşlı gördüm! Dedi, Yaşlı ka - m müteessir olmuştu. Mariyüs farkına vardı: — Mülöessir olmayın, dedi, siz de bis iniz, ben daima mübalâğalı söz söy - erim, Bin kat dedimse muhakkak mü - balâğa etmişimdir. Hakikatte sizi bir ev- Yelki gördüğümden beş yüz kat yaşlan - Muş görmüşümdür. Ak* Çaresiz kalınca — Yeni bir daktilo almışsın. y — Evet! du? — Tembeldi, ya. zi yazmıyordu... | — İşine nihayet | in? “— İşine ni, mi verdin? İ Ültmiyordu, “Vet Wermiştim. amma, © , © Ya sonra nün gönderebildin? — Çaresiz kalmıştım. Kendisile evlen- Bim, Yerine de bu yeni daktiloyu aldım. Ak*x Ayni şey İki eski dost sokakta karşılaştılar: — Nereden ge - Tiyorsun? Hastaydım, iki doktora muaye. ne oldum. İkis; de ayni şeyi söyledi - ler: — Ne dediler? » Beş lira vizite alırız! dediler, Akk Bahşiş vâdi * Akılı adam, yeni taşındığı evin kapıcı kadınına vâdeğti; — Eğer bana ge- len mektubları ka. rıma göstermeden bana verirsen ay- dasona bir Lira yö bahşiş, karıma gö-| Mn moda mecmualarını da kendisine ver» Ürer, bana verirsen bu hizmetin için de a ayda on lira veririm. — Borçlularım maske takın- kendilerini yakakyamıyacağımı diyorlar amma, yanılıyorlar, ben maske takınca onlar beni tanıyıp 'yorlar, Alacak, o te — Eskisi ne ol «|: KAHKAHA — Bir dakika daha durun, şu yemeğimi âdetim değildir. m Hastabakıcı — Gerçi kolunuzda ujak bir sıyrık var amma, makasımı kay- bettiğim için sargıyı kesemedim de... 7 Şoför — İki dakika sonra gelirim, de» miş, otomobilden inmişti. Kadın de- il mi, muhakkak bir yerde daldı kal- dı. J İd > — Şimdi hatırladım, dün gece ka » rmla aramızda küçük bir münakaşa olmuştu. li | | Lu lil Komşu bayan — Kırk bir kere maşal- lah, şükür yetiştirene, biraz evvel de babasını gördüm. Yüzü tıpkı babasının yüzül N ' a İ İni öğreliyordum. | kkk isıtayım, soğuk yemek yemek hiç Koş Sözler Adeti değildir Rıhtımda Karadenizden gelecek vapü- ru bekliyenler konuşutlar: — Vapur geç kaldı. — Ben geç kalacağını esasen biliyor » dum. — Nereden biliyordunuz? — Karım vapurda. Şimdiye kadar hiç bir zaman söz verdiği saatte söz verdiği yerde bulunmak karımın âdeti değildir de. e k#* ! Öğretiyordum Polis, gece bir evin penceresine merdi- | ven dayamış, merdivene çıkan iki kişiyi| yakaladı, karakola götürdü komiser istic. vab etti: — Siz hırsızlık edecektiniz değil mi? Biri cevab verdi: — Hayır komiser bay, böyle bir niyeti- miz yoktu. Gerçi ben evvelce bir kere / hırsızlık suçundan mahküm (olmuştum jamma o zamandanberi tövbeliyim, bu ya- ım evlidir, ona karısını gece evine nasıl gireceği- daki ai ju ndırmadan ***k İktısad Evli erkekler arasında: — Benim karım, çok muktesiddir, Kra- vatlarımı hep kendi eski elbiselerinden yapar. — Benim karım daha çok muktesiddir. Elbiselerini hep benim eski kravatlarım- #*k*4 Unutturmıyayım Erkek, sevgilisini görmiye gelmişti: — Senin yanında iken her şeyi unutu- yorum. Dedi, sevgilisi hatırlattı: — Öyleyse ben unutturmıyayım, bana bir pırlanta yüzük vâdetmiştin. Garib kadın Vr daha Neclâya hiç bir sırrımı söylemiyeceğim.. — Herkese anlatıyor mu? — Hayır canım, ben böyle garib kadın görmedim. Hiç kimseye söylemiyor, XX Bulunamamıştır Çok zayıf bir kadını gösterdiler; — Kalbsizin biridir. Zayıf kadına baktı: — Olabilir, dedi, vücudünde bir kalbin sığabileceği yer bulunamamıştır da. k** Evimi büyüttüm — Evimi büyüttüm. — Demek eski küçük evinden çıktın ha? — Gene o evdeyim amma, bir odayı üçe bölmek suretile odaları çoğalttım, KA Doğru Filâinca hakkında dedikodu yapıyor. lardı, — Bülün servetim başımdadır diyor. halbuki hiç zeki değil i — Fekat gene yalan söylememiş ki, ağ- zında ism yirmi tane altın diş ver... © Sinema yıldızı Lortta Young bir “ güzellik nezareti ,, ihdasını istiyor Böyle bir nezaret kurulursa kadınların hepsi güzelleşecek, dolayısile aile geçimsizlikleri, talâklar azalacakmış | (“Son Posta,, nın sinema muharriri yazıyor ) Loretta Young nema yıldızları içinde gerek güzel -) caddeleri genişletmek, güzelleştirmek için , gerekse san'at kabiliyeti dolayısile| köprüler kurmak için milyonlarca dolar pek meşhur olan Loretta Young bir İn-| sarfetmektedir. Bu tedbirlerin çok fay « giliz muharrir ile görüşürken behemehal İdalı olduğunu muterifim. Fakat simaları bir «güzellik nezareti teşkili lüzumun -| güzelleştirmek ve dolayısile saadet yu - dan bahsetmiştir. vaları vücude getirmek bunlardan daha Muharrir sinema yıldızının bu talebini! m: az ehemmiyetlidir? hayretle karşıladığından san'atkâr şu he.| Senede boşamma davaları için sarfedi « yanatta bulunmuştur: len milyonlarca dolar acaba nazarı dik - «— Bir güzellik nezareti teşkil edilmesi kate alınıyor mu?.. Ağlıyanlar, sızlıyan - lüzumu hakkındaki fikrimin hayretinizi | ların derdlerine çare bulundyor mu?.. Ne mucib olduğunu görüyorum. Bu hususta | 9267?» ” 5 sizi tenvir etmek isterim, Elbet te bana AM yapıldığı a Mi İİ İŞ rafta hâkim mevkie geçecektir. tün iŞ Pi dane ari BİLİ len inal, olacakkatır. Ba aye ii , asit ihtimamat sayesinde gü-İ dünya cennetten farksız olacaktır...» zellik elde edebilir... Fakat bu ihtimamat * pahalıya malolmaktadir. Milyonlarca ka-| Loretta Youngun düşünmediği bir nok- dın vardır ki güzellik eristitülerine gide-|ta var... Acaba bütün kadınların güzel cek, orada kendilerini tedavi ettirecek pa-| olmaları saadet temin edecek mi7. Ka - faları yoktur. Hükümet bu tasavvur ey-İdınların güzellikleri hep ayni âyarda mı İediğim nezareti tesis eyliyecek — olursa! olacak?.. Güzellik derecelerindeki fark. mesele kolaylaşır... Hiç şaşmayınız... lar nizaları, rekabetleri dave; etmiyecek Elyevm hükümet sokakları, yolları,'mi? Sinema san'atkârlarına evlenmek yaramıyor! Evlenen yıldız mutlaka şöhretini kaybediyor, bazan da büsbütün unutuluyor Son haftalar zarfında Hollywood bir evlehme dalgasına maruz kalmıştır: Hedy Lamarr, Clark Gable, Carole Lombard, Lyun Bari, Nelson Eddy sıra- sile evlenme memurunun huzuruna çık - mışlardır... Bunlardan masda evlenecek göze çarpacak derecede azalmaktadır. Bundan masada, şahsi misaller de zikre dilmektedir: | Mary Pickford büyük bir şöhrete ma- lik bir sinema yıldızı idi. Douglaş Fairbanks ile evlenir evlen - ölan bir kafile daha vardır... İsis şöhreti bir hayli azalmıştır. Sonrala- Sinema #an'atkârlarının bu ardı arası|rı bu şöhretini büsbütün kaybeylemiştir. kesilmiyen evlenmeleri bazı sinema me.) Lily Damitayı hatırlamıyan yoktur, Ba Taklılarının hiç te hoşlarına gitmemekte- | Şen, şuh Fransız yıldın Errol Fiyun ile dir. Bunlara göre sinema şan'atkârlarının | evlendikten sonra şöhretini tamamen evlenmeleri san'at kabiliyetlerine nakişe | kaybetmiştir. Hoş Lily Damita bu bale vermektedir. Bekâr bulunan sinema) bugün memnun bulunmaktadır ya... San'atkârları ister erkek olsun, ister ka -| Douglas Fairbanks Juntor ile evlendik. dın, halk tarafından daha fazla sevilmek-/ten sonra Joan Crawford pek parlak olan tedir, Evlenmeleri bu sevgi ve alâkayı| şöhretini tamamen denecek yerde kay - derhal kesmektedir. Buna misal olarak | betmişti... Kocasından ayrıldıktan sonra sinema san'atkârlarının almakta olduk -|pek çabuk eski şöhretine sahib olmuş » ları mektiblar gösterilmektedir. tu... Fakat ikinci defa Faranchor Tone ile Bekir bulunan bir sinema san'atkârılevlendikte gene şöhreti husüfa uğradı. hatırı sayılacak derecede mektub alırken | Şimdi Frauchot Tone ile de boşanmak üze evlendikten sonra bu mektubların sayısı (Devamı 10 uncu sayfada) sikemtneinz ağn zi mann mdi ii aki