e e ES İ a az İZE EEE Sayfa 14 z — Posta nın tetrikası: 39 53 EZ ih ie Ancak işe başladığımın ikinci hafta- sı sonunda oldukça büyük bir heyecan geçirdim, Bir gün öğle yemeği yemek İçin işimden çıkmış, Şârlevil | yolunu takib ederek evime gidiyordum. Bir - denbire, srkamdan acele acele gelmek- te olan bir takım &yak sesleri duydum. Arkamdan kimin koştuğunu anlamak Üzere haşımı geri çevirdiğim (zaman, heyecandan yüzü pırıl pırıl yanan genç ayla burun buruna geldim. Bu kadar samimi bir surette Jarımın birbirine geçti- Genç sübay, ilk heye - ora: — Ne güzel bir tesadüf, ne enfes bir ! diye söylendi. Ben seni gökte ararken yerde buldum.. Vakıa Ado'fun ağzından, arkadaşlar Tı ve arğadaşlarile münasebeti hakkın- m malümat almış, buna âid fotoğraf seyretmiştim; fakat buna rağmen bu genç sübayın kim ol - duğunu bir türlü hatırlayamıyordum. Ben bu ada; yordum. Bi! min, Adolfun Baden arkadaşlarından biri olmadığı keyfiyeti idi. Çünkü böy- le olsaydı, onu mutlaka O tanımam ve harbden önce herhangi bir şekilde o - nunla karşılaşmam icsb ederdi... Maa- mafih bu gibi vaziyetlerde tatbik edi - len pek eski bir usul vardır. Hayatta bu gibi şeyler sık sık vaki olmaktadır: Gü nün birinde yolda giderken, birdenbi - Te karşınıza bildik bir çehre çıkar. si- ze candan aşinalık eder. Bütün gayre- tinize rağmen onu bir türlü tanıyamaz-! sınız! Bu gibi hallerde yapılacak en ta- bil şey muhatabınızın sözünü kesme - çünkü muhatabınız söyliyece - ği bir yığın 'âf arasında size bir ip ucu vermekte gecikmiyecektir. Ben de böy- le hareket ettim. Muhatabımın sözünü hiç kesmedim. O, vaziyetimi gazeteler- den öğrendiğini söyledi; beni o maka - mımda tebrik etmek (istediğini, fakat tam o sırada mezun bulunduğu için bu mu yapamadığını anlattı; izninden ge - leli henüz birkaç gün oluyormuş... Bu- günlerde beni ziyaret etmeği düşünü - yormuş. fakat şimdi ne iyi tesadüf, be- ni karşısında görüyormuş! Ben tabii hiç renk vermemeğe çalı - şıyordum.. Ben de onun kadar fevka - Yâde memnun görünüyordum. Mümküş mertebe hiç bir isim zikretmemeğe dik kat ediyor, sadece umum! şekilde bir Konuşma ile iktifa ediyordum. Bütün bu konuşmalar bittikten son - ra ben ona: — Hâlâ eski vazifenizde misiniz? di- ye sordum. Muhatabım ayni heyecahla; — Hayır, dedi, oradan ayrıldım. A - yağımdaki eski yara bana yeniden »2tı- rab vermeğe başladı. o Bunun üzerine bir büro işi kabul etmeğe mecbur ol - dum. Şimdi ben şefin (1) büro âmiri - yim. Mühim bir mevki; fakat gel ge İelim sizinle U birlikte ilk defa' olarak Şarirua muharebelerine iştirak ettiği - miz zaman konuştuğumuz şeylerle hiç bir münasebeti yok. o Öyle değil mi” Hatırlar mısınız, o gün sizinle birlik - te, «Demir Salibs nişanı almak için bü- tün gayretlerimizi sarfedeceğimize and içmiştik. Siz sözünüzü tutarak nişanı #labildiniz! Halbuki talih bana güler yüz göstermedi; ben hiç bir şey alama- dım. Fakat kadere rızadan başka eldeh ne gelir? Aradan takriben iki dakika daha geç tikten sonra ben, muhatsdımın kim ol- duğunu kat'i olarak tesbit (edebildim. Muhatabımın ismi Konrad Ammer'di.. Kendisi «Salib nişanı» hakkındaki bu son sözleri söyler söylemez, ben der - hal Adolfun bana bu vak'adan bahset- tiğini hatırladım, Ammer, Adolfun ma- iyetinde çalışan genç bir © teğmendi. (0 Yanl umum erkânıkarbiye reisinin, A m———— — İK. Garb cephesinde Alman askerleri istirahat halinde bilecek, hayati ehemmiyeti haiz bir haber elde etmem, vaziyetim icabı pek | te mümkün değildi. İşte bunun için şüphe yok ki! Ammer'den, onun çalıştığı bürodan bak vazifesi enteresan değildi, sonra şahsi|zı malümat elde etmek çarelerini dü - kdbiliyetlerinin tezahürüne de bir ve - şünmeğe başladım. (915 yu başlangıcındaki harekâtta oldukça tehlikeli bir yara almıştı. De - mek ki şimdi oda umumi erkânıhar - biyede çalışıyordu. Hiç sile veremezdi; fakat buna karşılık Al man yüksek kumanda kadrosunun en gizli, en mahrem sırlarını öğrenmeğe pek müsalddi.. Böyle güzel bir tesadüf- den müm * » olduğu kadar fazlaca İs- ifade etmez mutlaka lâzımdı.. Derhal hemen o akşam buluşmak üzere Am - jmerle sözleşmiştik. Günün mütebaki kısmını, okumağa berleri tetkik eder görünmekle geçir «| dim. Hakikatte, önümdeki kâğıdları o - kumuyor, bu mes'ud fırsattan azami o- larak nasıl istifade edebileceğimi dü - şünüyordum. Fskat kat'iyen acele et - memek lâzımdı. Bu sahada ilk ataca - Zım adımları gayet iyi (o hesablamak mecburiyetinde idim. Harbin uzun sü- rTeceğine artık ben de iyiden iyiye ka - naat getirmiştim. Jofr ile Foş'un tamamen aksi kana - atte olduklarını, ve bu fikirlerimi duy- salar buna şiddetle itiraz edeceklerini biliyordum. Halbuki General Fon Faj- kenhayn onlar gibi düşünmüyordu, İş- ite bundan ötürü, esaslı bir haber al - ji mak için her şeyi göze alırsam belki o jan için ben kazançlı çıkardım. Fakat, harb daha iki üç sene devam edecek o- lursa o zaman bundan büyük bir fay - da çıkmıyacağı üşikârdı. Bilâkis bu şe- raitte esaslı bir fayda temin edebilmek için mümkün mertebe kendimi ele ver- memeğe çalışmak lâzımdı. Artık bundan sonra hiç bir İngiliz a- Janının. şimdi benim bulunduğum mev ki gibi mühim bir mevkle geçmesi im- kân ve ihtimali yoktu. Alelâde bir ca - susluk işi yüzünden böyle mühim bir mevkii kaybetmek delilik olurdu. Be - nim aklımı fikrimi kurcalayan şey, mü- him ve büyük iş yapmaktı. Fakat beni meşgul eden şeyin, alelâde bir plân çal- ma veyahud buna benzer bir şev oldu - Bunu zannetmeyiniz!, Beni meşgul e - den nokta Lidel - Hart'ın: «Muharebe - nin hedeti — Düşman başkumandan; - nın dimağıdır» sözleri idi, Böyle esaslı ve derin bir maksada ulaşmak için, ihtimal ki çok uzun bir zamana ihtiyac vardı. Fakat ben bunun er peç olacağına kani idim. Bu esaslı maksada ulaşıncaya kadar, şimdilik, oldukça faydalı bazı malümatı herhan. gi bir tehlikeye maruz kalmadan bi - zimkilere göndermekle iktifa edecek - tim. Bizim ordunun işine yarıyacak bu şekildeki haberlerden bir tanesi, 1915 yılının noel yortuları arifesinde elime geçmişti... Umum erkâpıharbiyenin o hasekât şubesinde değil de, istihbarat şubesin- de çalıştığımı yukarıda da söylemiş - tim. Bu itibarla, bizim işimize yaraya- İNGİLİZ CASUSU tâ diyebilirim ki cidden samimi, bir dostluk tesis ettim. Ammer hakikaten #vi bir çocuktu. Günde hiç olmazsa bir defa onün bürosuna gitmeği âdet hali- ne getirdim. Bu suretle, onun bürosun- da çalışmakta olan on beş-on altı kişi, İ beni kendi bürolarında görmeğe tama- mecbur olduğum öepheden gelen ha -|” Tercüme eden: EH. Alaz Her şeyden önce Ammer'le sıkı, hat- (Arkası var) men alıştılar. Cünün Bulmacası SOLDAN SAĞA: 1 — Sarih olarak, 3 — Belli - Döşek, 3 — Bi satan . Hayvan otlatılan çayır. 4 — Akar getiren - Plalik. $ — Gelecek mevsim - Sonunda bir GA olsa yarım. 6 — En çoğun mddı - Bir nota. 17 — Tanesi çok olan - Genişlik 8 — Akabinde. 9 — Bir nola . Vâdetme, 10 — Geş olmıyan - Rüzgürl: soğuk. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Çirkinlik - Nehi lâhikası, 3 — Yürümeğe yarayan uzuv - Az bulunan 3 — Rasadia meşgul olan müehsese, 4 — Hatırlar - Düğünlerde yenilen tatlı. 5 — Kapora - Bir nota. amer » Bir nevi araba. Bütün - Başında «As olsa üye, Damen - Hisse, Az narin - Nehi lâhikası, 10 — Okuyan . Çok olmıyan, put 678910 Allede çocuk hayatlarını birbirine ek- yen en sağlam düğümdür. 5 İsmet İnönü Nisan 20 İngiltere lig maçları Ammer'in vazifesi en mahrem | sona doğru yaklaşıyor sırları öğrenmeğe müsaiddi Bu haftaki maçlarda birçok klüpler milli takıma | | oyuncu verdiklerinden zayıf kaldılar, fakat maçlar gene zevkle seyredildi İngiltere lig maçları sonuna yaklaş - maktadır. Cumartesi günü 40 ıncı haf ta karşılaşmaları da yapılmıştır. Mü - him maçların neticelerini yazıyoruz: Everton 0 - Preston O Lig lideri Everton ile, geçen senenin Kral kupası galibi Preston arasında oy- nanân bu maç başton sonuna kadar bir çekişme halinde devam etmiş, fakat İ- ki taraf da birbirine gol atamamıştır. Maçı 35 bin kişi seyretmiştir. Everton 57 puvanla birinci, Preston 39 puvan - la |! inci vaziyettedir. Wolverhampton 3 - Charlton 1 Ayni gün İskoçyaya karşı oynaya - cak İngiliz milli takımına (o saritrhafı Cullis ile kıymetli müdafit Morris'i ve- rerek eksik çıkan Wolves birinci dev - rede rakibine gol atamamış (o ve devre 0-0 bilmiştir. İkinci devrede pek parlak bir oyun tutturan Wolves forvedleri üstüste üç gol atmışlar ve penaltıdan bir gol ye - 20 bin kişi seyretmiştir. vanla ikinci, Charlton 46 puvanla dör- düncüdür. Arsenal 2 - Manchester U. 1 25 bin kişinin seyrettiği bu maç tah- minin fevkinde sıkı (olmuştur. Ligde 23 üncü vaziyette olan Manchester U. kıymetli rakibine çok iyi dayanmış, bi- inci devre İ-I bergberlikle neticelen- miştir. İkinci devrede bir gol atmağa muvaffak olan Arsenal güçlükle maçı 2.1 kazanmıştır. Arsenal 43 puvanla altıncı vaziyettedir. Bolton W. 3 - Aston Villa 1 Milli takım için iki oyuncu ayırma - ğa mecbur kalan Aston (Villa rakibi Bolton Wanderers tarafından böyle bir sürprize uğralılmıştır. Maç başlar başlamaz rakibinden bir gol yiyen Aston Villa bir daha belini doğrultamamış ve birinci devreyi 1-0 mağlüb bitirmiştir. İkinci devrede fri- kikten beraberlik sayısını yapan As - ton Villa, Bolton W. in üstüste iki goli- le karşılaşarak sahayı 3 - | mağlüb ter- ketmiştir. Maçı 25 bin kişi seyretmiş - tir. Astan Villa 40 puvanla (o 10 uncu, Bolton W. 42 puvanla yedinci yaziyet- tedir. Portsmuth 2 - Stoke City O Bu senenin Kral kupası finalisti o - lan Portsmuth rakibini 18 bin seyirci önünde 2-0 yenmeğe muvaffak olmuş- tur. Portsınuth 35 puvanla 17 nci, Sto- ke C. 14 puvanla 9 uncu vaziyettedir - ler. Bu haftaki milli küme maçları Bu haftaki milli küme maçlarından şehrimizde Pazar günü iki yerli takı - mın Galatasarayla Vefanın maçı var - dır. Müsabaka Taksim stadında yapı - lacak, maçı Refik Osman idare edecek- tir, İzmirin Ateşspor takımı da Ankara - yâ giderek Cumartesi günü Ankaragü- Pazara da Demirspor ile karşılaşa- caktır. Ankaradan şehrimize gelmekte olan » | Gençlerbirliği de ilk maçı Cumartesi günü saat 17 de Şişli ile, ikinci maçını da Pazar günü sâat Il de Pera ile ya- pacaktır. Her iki müsabaka da Taksim stadyomunda olacaktır. Seri bisiklet yarışlarının sonu Pazara yapılıyor Beden terbiyesi İstanbul bölgesi bi - siklet ajanlığından: ? 1 — Yapılmakta olan seri bisiklet ya - rışlarının sonuncusu 23/4/1939 Pazar gü- nü sabahı yapılacaktır. 2 — Yarışa tam saat 8,30 da başlanacak- tır, 3 — Yarış yolu: Topkapı sahasının ö mek üzere Silivri kasabası 15 nci kilometreye kadar gidip gelmek ol- mak üzere 150 kilometredir.» Wolves - Cahriton maçından heyecan bir safha 4 — Bu yarışa iştirak edecek olan birin ci sınıf bisikletçilerin yarış saatinden ev- vel hazırlanmış oldukları halde Topkapi sahası önünde hazır bulunmaları ve istm- lerini hakem heyetine kaydettirmeleri 1” zamdır. Cumartesi günü yapılacak atletizm müsabakaları Beden terbiyesi İstanbul bölgesi atle « tizm ağanlığından: 1 — 28/4/1939 tarihinde yapılması lâ - zım gelen koşu müsabakaları Çocuk Bay- ramı dolaynısile 22/4/1939 Cumartesi günü Fenerbahçe stadında saat 11.30 da başlı yacaktır, Müsabaka programı şöyledir: 14.30 100 metre seçmeleri, 14,50 400 metre seçmeleri, 15 800 metre final, 15.10 100 metre final, 15.20 110 metre seçme - Teri, 15,30 400 metre final, 15.40 200 met- re seçmeleri, 15,50 50 metre seçmeleri K. IV,, 16 110 metre final, 16,10 200 met- re final, 16,20 50 metre final,16,30 10,000 metre, 17,10 4>X50, 17,20 4>100. 2 — Aşağıda isimleri yazılı hakemlerin gelmeleri rica olunur. Doktor Nuri, Semih, Adil Giray, Pfüru- zan Tekil, Hikmet Feridun, Arat, İhsan Belor, Beyoğlu Halkevinin tertib ettiği atletizm müsabakaları Beyoğlu Hallkevinden: Evimizin spof Şubesi yıllık «Halk Atletizm: müsaba - kalarını 29-Nisan-939 Cumartesi gü “ nü Fenerbakçe stadında yapacaktır. Bir kategori üzerinde yapılacak olan bu müsabakylar sunlardir: 100 metre, 200 metre, 400 metre, 800 metre, | mil 100 metre bayan Güvle, disk, cirid. Yüksek atlama, uzun atlama, sırı$ ile atlama, üç adım atlama. Müsabakalara dahil olmak isteyen * lerin 25-Nisan-939 — akşamına kadaf Beyoğlu Halkevi spor şubesine müra * caat eylemeleri rica olunur. i Kurddereliye mevlüd | Balıkesirde vefat eden namlı pehll * van Kurddereli'nin ölümü münasebe © tile arkadaşları © tarafından bu Pazaf günü Sultanahmed camisinde bir me* Tüd okutturulacaktır. Mevlüdu okuy#” caklar Hafız Bürhan ve Hafız Mecdi © dir. Pehlivanın eski arkada bay Mu* tafâ Kömürcü desi ve ahbablarını yı” dığı bir manzume İle mevlüida davet etmektedir. Bay Mustafanm yazısı! asafıva kaydediyoruz: Kurdâereli Koca Mehmed pehlivan, “ Özü doğru sir doğru kahraman. Bu dünyada zor buhunur bir eşi, Bir zamanlar oydu güreş güneşi Hindli Gulam bile ona yenildi, Yoktur on yenecek er denliği, Bultanahmed camlinde bu Pazar, Okunacak meylüduna hep dostlar, Gitmeliyiz onu biz yâdetmeğe; Duamızla ruhunu şâdetmeye.