ER en a esine fall ri SPOR ez Milli sporumuz olan güreşi kepaze etmiyelim! Tekirdağlı Hüseyin ile Manisalı Halilin yaptıkları danışıklı güreş: en sesler.la karşılandı yirciler, bir saat süren cambazlık sonunda: nü Tekirdağlı Hü- seyın İle Manisa - h Halil becerik - sizce yaptılar. Bu güreşleri kim ter. tib etti, bilmiyo - ruz. Bizim bildi - imiz şey, bu or. Tekirdağlı Manisalı Halil ile danışıklı gü reşe çıkmadan evvel ganizatörlerin, ga| anisalı Habil on gün kadar evvelİzeteleri (Obir Oreklim © vasıtası © ©- IM azetelere başvurarak Türkiyo|larak kullandıkları gibi halkı da aldat - başpehitvanı Tekirdağlı Hüseyine mey.) makta çekinmeğiler. Aldatmaktan de - dan okuduğunu söyledi ve bu meydan o-| dim, fakat aldanan kim? Spor muhar» kuyuşunu güzetelerimizde “yazmamız, |rirleri değil, halk da deği bizden rica etti. anın ortasına serilen yırtık bir ça- Türkiye ikincisinin mey nin üzerinde Türkiye başpehli - etmeden say -| VAN'DA yakışmayan acemice hareketler - Hüseyin |1£ Yalandan itişmek ve gene yalancıktan berabere ka spor muharrirleri gibi ler arasın- Gazeteler, dan okuyuş tereddi mak halkı da da ikide bir: Camb yıbdı azlık yetişir! Güreş i yahu, size yakı başpehlivan ri yükseliyordu. Halkın, güreş — Paraları geri isteriz! diye bağırma- -İları aldanmadıklarını ne güzel isbat e - Böylece bu zar günü Tak : gayritabil hiç işin bir fakati bittikten sonra da: arım ve dört bi -|diyar kalabalığı danı-| Avrupada ve Amerikada danışıklı gi. Bu danışıklı reş gençliğinin arada sırada fet olduğunu işit- Onun içindir ki, mace- müctenib na düşmemek azmile bu sefahathanede, fettan ev sa-| dkism sonra, Füru- iğ zan bu deh yalnız üzü yakından ilk defa) olarak (o Hürmüzün isini hak/katep dedikle-| evine gitti, Terbiye- ii iie Senli ve .İst ile, sakinliği ile kadın bulmuştu. Avak pek hoşlandığı Se - b edecek on heri memnun etmek ei , |için © sabah Beyoğ- k ve âdat bakımında luna çıkmış, Pig - Dirlzme ds) ı İmalyondan ona za - ın hazzetmiyordu. Seheri, |Tif bir el çantası sa- ber tercih etmişti. 0 elrDıEi, pıyı açan Fit, İnat hanım, kendisi. nı yukarı odaya al. dıktan sonra: -- Ah, beyceğizim! dedi; Seher için teş- rif ettiniz, değil mi? — Evet, Ne var ki? — Üstünüze şifa - lar, iki gündür hasta, — Ya? Vah, vah! — Hem sizi nasıl seniz? Bu hastalığın Hürmüz kurulmuş bir tuzak olabileceğini ruzan bey aklına getirmiyordu. alım? dedi. Geçmiş olsun! basitliği ile b Maamafih, Hürmüzün sofra başı ve ondan önce çevirdiği manevra! kaçmış değildi. O si »ble söylemişti, Sabahleyin konağa döndüğü vakit, cüzdanının cebinde olmadığını farket - mişti, Aklına ilk gelen şey, bunun Se- her tarafından ci mış oldu- ğunu zannetti. Sonra, kat'iyetle emin olmadan, zav bir kadının günahına girmeyi nefsine yakıştırmadı. Oraya ne kendi uşaklarından birini, ne de odacı- sını gönderemezdi. Bizzat gidip arama- yı da Böyle bir tehalük o; kibarlığa münafi göründü. Diğer taraf- tan, şayed bulunmazsa, Seherin ve ev- deki sair kimselerin utanmalarını velp üzülmelerini mücib olmaktan çekindi ri ii beyim? Bu- Zaten ertesi hafta, Cuma gecesi tek-İ ralara ti zahmet etmişsiniz bir de- rar gelmeyi Sehere vâdetmişti. Cüzda- buluruz. Hele nmı bulurlarsa o vekit verirlerdi, Yok. lâkırdısını etmezlerse o da ağız açmı -İ Ne olur? yacaktı. — Seber hanım yatakta mı? Hafta çabuk geçti, Perşembe günü geldi, çattı. Akşam üzeri, sular karar - tıyor... ü deo gece Sehere da bekliyordu, bil- e başka arkadaş Türlü türlü oyunlar göste profesyonel pehlivanlar -Ah ne bay | tirahat edin. bir acı kahvemizi için.| li “Paralarımızı isteriz!,, woRnA sevketnenin yolma © bilirler; ler. Bizdeki aba onları meyi mi tavsiye etmeli? Bizimkiler, dün tam bir saat birisi alt- (Devami W uncu sayfada) nlar, halk bunun danışıklı oldu -İMantsatı Tenerdagıy: güya sıkıştı Hürmüz dikkatle Seheri dinlemeğe hazırlandı. — Şu hediyemi kendisine verir misis niz? — Başüstüne vezirzadem! Hem gali- ba burada sizin de bir emanetiniz var, tarafından! Hanıma söyliyeyim de teşrifinizi, ge - Fü -İtirsin, versin, Füruzan henüz bir şey söylemeğe va- kit bulmadan, karı odadan çıktı. İki da- kika sonra, içeriye Hürmüz giriyordu. Şuhane bir eda İle: — Sala geldiniz Kuş bey! dedi. Genç, ayağa kalkmıştı. Bir peri kra- esi gibi, hüsnünün bütün şaşdasile göz kamaştırarak karşısında dikilen nefis mahlüktan nazarlarını ayıramı - — Evet. Zavallıcık vorgan düsek ya-| yordu. — Kus bev mi? O da ne demek? Beşiktaş Milli Fener dün Oyunun büyük bir kısmı (Mİ ili kümenin en mühim r şiktaş karşılaşmas ye Stada ç pek larından biri olan dün Şeref stadı ok za ib ei . yah ii Bu li 2649 Tira gibi) mühim bir hasılâ ât elde edilmesi kala- Yalnız ge- idaresinin çemiyeceğiz. Sah 5 2 ufak bir yer bile ayrılm. alabalı ğın Jortasında ayakta kaldık “Bu mühim ma İçi &por efkârı umumiyesine bildirecek olan gazetec ! aydkta not tutmağa mecbur olm kil 17 ye l0 k ıdı. Fener haf hattı k forvede bu in üstüste Son Posta'nın Romanı : 100 ın bakışın var, — Bilmem. Size sormalı, TA tan bir mahfaza i - çerisinde bir dizi in- ci gibi duran düz - gün ve bembeyaz dişlerini yan eden geniş bir tebessüm- le gülümsüyordu. — 8iz Kuş bey değil misiniz? diye sordu, Püruzan da, gayri (htiyari (o gülümse - di. — Geçenki sözle - rimden *insye mi:? — Bilmem. Dü- şünün helel — Öyle olacak. — Her ne ise, Ev- velâ, burada unutmuş olduğunuz şu cüzdanınızı vereyim. — Teşekkür ederim, — Sonra da, müsaade ediniz bir şey sorayım: Benim kuş eti yemeğe merak- k olduğuma nereden hükmettiniz? — Bilmem.. öyle bir şöhretiniz var. Halk arasında söylenip duruyor. — Acayib! Ben meğer ne imişim de,| haberim yok. Bir iki dakik karşılıklı (o sustular. Hürmüz, manidar bir tebessümle Fü - ruzanm gözlerinin içine (o bakıyordu. O, bu bakıştan sinirlendi. — Peki amma, hanımefendi, bu mü- kâlemeden maksadınız ne? dedi, Jorsetlerinden biri Küme me Maçları altında geçti."Fenerliler çok k de acı bir ha -| gönderdi. | | rengi atlas- Fener o kalesinde Beşiktaşa 3 - 0 mağlüb oldu Beşiktaş'ıların hakimiyeti i bir oyun çıkardılar oruz ve 3 üncü ne korner oldi: ğını görü opu tam or. Nazımın taşlıların den sıkı dece benim nuz bir hükmün ığını sordum. h Evet, Ona bu derece düşkün kün olsam da ne çıkar? Pe boşuma giden, terbiyeli, tertemiz bi hanım, ; — Sizi gören hiç de buna inanmâ” — Hangisine? — Yani, demek isteri daha zevk sahi bir şey var. Açık söyl heri bana lâyik görmü — Neden? — Siz, en müşkülpesend bir kadı” bile tahayyül edemiyeceği kadar gü bir erkeksiniz.. Seber, çok iyi bir olmakla beraber küffünüz değil Füruzan güldü: — Bu tuhaf! dedi. E kompliman yaptığını bilirdim kadının erkeğe ( komipliman yapti! ik defa görüyorum. — Bunda şaşacak ne var? Kom pl mana lâyik olan erkeğin sayısı çok İdır da, onun için r — Demek, beni o ka Ahım ım bir mahlük gibi gözleriniz? Hürmüz ciddi! fuz kudreti avdet le cevab verdi: — Evet. . İ iş, bakışlarını? tmişti. Haris bir * (Arkan 031)