EEE üne saya DE 2 ii —ğ.— ELİ 218 14 Bayfa SON POSTA Son Posta» nın tefrikası: 23 Tercüme eden: EL Alaz Tavşan yumruğunu indirince Mektubumu içinde bir aşağı, bir yukarı dolaşmağa başladım. Buradan kurtulmak için sa- hiden hiç bir çare yok mu idi?. Hakika- ten, son dakikada idamımı tehir ede “ cek bir çare, bir vesile bulamıyacak mi $dim? Bu sua'lere verilecek vevab sarih ve menfi idi. Bu hücreyi ben kendim yap- sa idim, bundan sağlâm, bundan muha- İszalı bir yer yapamazdım. İdamımı tehir ettirmeğe (gelince, o sebeb ol - duğum maddi zararlar, mahvettiğim vücudler böyle bir ümidi kökünden öl- dürüyordu. Papas odama girince, kalbimde ye- miden bir ümid ışığı parladı. Hapisane müdürü de papasla birlikle gelmişti. Papasla görüşmem için bana verilen mühletin ne kadar olduğunu hapisane müdüründen sordum. Müdür, muayyen bir zaman tayin edilmediğini, arzu et- tiğim kadar görüşebileceğimi söyledi. Papaslan, is'afını arzu edeceğim bir çok işlerim vardı. Tabif papas, bunları, | yapmaktan memnun olacaktı. Gösterdiği Itüfkârlıktan dolayı mü- düre teşekkür ettim. Papas gece isti - rehatinden mahrum etmek istemediğim igin, işlerimin bir saatten fazla sürmi- yeceğini temin ettim. Daha hapisane müdürü yanımızdan ayrılmadan, ben bu yeni ziyaretçimi büyük hir dikkatle tetkike koyuldum.. Çünkü onu daha görür görmez, kafam- da yeni bir ümid belirmişti. Papas benden on-on beş yaş daha bü- yüktü; benden biraz alçak boylu ve bana nazaran biraz daha zayif idi. umu miyetle beni andırır hiç bir yanı yoktu. Onun saçları adamakıllı koyu idi. Benim. kilerse açık sarıya boyalı idiler.. sonra Onun, o zamanlar Alman ve İngiliz or dusunda pek moda olan fırça gibi bı - yz vardı.. Papas, iyice miyob ol - luğu için, gözlük te t4kıyordu. fakat bütün bunlara rağmen, biraz saç boya- a, biraz kola, bir tutam da saç bulabil şem, aktörlük sanatim sayesinde, üç beş dakika içinde ferah ferah bu papas yerine kaim olsbileceğime derhal ka - gaat getirdim. Yüreğimde yeniden bir Ümid ışığının parlaması için bu düşün- 68 bana kâfi geldi, Papas, sakin bir eda ile ve muhab - betle, benimiz konuşmağa başladı. Dini mevzulardan bahsettiği pek tabit idi. e onu büyük bir alâka fle dinler gi“ görünüyor, fakat hakikatte büyük Ür dikkatle onu tetkik oediyordum. Üoğrusunu isterseniz, söylediklerinden Bir keltmesini bile dinlemiyordum. Dı mağım, hümmalı bir faaliyetle, bir ma- &ine gib! çalışıyordu. Beş dakikadan zaman zerlında tasarladığım plân, hiç şüphe yok ki biraz kaba ve zavallı hık bile diyemedi Garb cephesinde Pransız askerleri liği, beni pekâlâ mazur gösterebilirdi. Hattâ teşebbüsümde muvaffak olama - sam bile, vaziyetim bundan kötü ola cak değildi... Işıktan daha iyi istifade etmek ba - hanesile, hapisane müdürünün bana verdiği portatif masamın yerini değiş- tirdim. Masanın hareketinden doğma gürültüyü işiten nöbetçi, hemen hücre- | min kapısına geldi. Vaziyeti anlayınca | sükünet buldu. Hele, papas için de bi sandalya istediğim zaman büsbütün ferahladı. İkinci bir sandalya getirdik: leri zaman, papasla birlikte, nöbetçinin gözü önünde masanın başına geçip © turduk. Ben, güya tesadüfen olmuş gi- İbi, ikimizin de sırtlarımız kapıya ger imek üzere sandalyaları koymuştum. | Daha nöbetçi on dakikalık gezintisine çıkmadan önce, papasla ikimiz. benim İson yazdığım mektubları-okumağa ko yulduk.. ben bu arada son dileklerimi İde papasa söylemeğe başladım İ Atacağım her adımı, önceden santi- mi sartimine hesablıyarak rolümü oy- namak mecburiyetinde idim. Her şey, nöbetçinin bulunmadığı bu on dakika içinde olup bitmeli idi.. nöbetçi, birinci jon dakikalık turunu bitirerek höcrenin penceresinden içeri baktığı zaman ben kollarımı üstüste masaya koymuş ve yanda keserek odanın | çirkindi. Fakat vaziyelimin ümidsiz » |çukurun başında otururken Zikki'nin bana anlattığı bir susul»ü hatırladım. Onunla üç beş dakika önce bir tavşan avlamıştık. Zikki, tavşanı kulakların - dan tutarak havaya kaldırdı. Sonra da keskinlemesine, elinin kenarile tavşa- nın ense köküne şiddetli bir darbe in- dirdi. Tavşan derhal öldü. Zikki bun- dan sonra bana, tavşanın ense kökün“ de vurulmasını icab eden ve ölümünü intaç edecek olan yeri gösterdi; battâ in sanın ensesinde de böyle bir yer bulun- duğunu, bu yere şiddetle vurulduğu takdirde, insanın ölümünü mucib ol - masa bile kuvvetli bir baygınlık doğu" derek, bu «tavşan» vuruşuna, yani elin kenarile keskinlemesine, kısa, şiddetli, ani bir vuruşa en müsaid olan ve tak" riben kulaktozunun iki parmak aşağı" sında bulunap yeri bizzat benim en - semde gösterdi. (Arkan var) Günün Bulmacası başımı kollarıma dayamış bir vaziyet- te bulunuyordum. bu vaziyete nazaran maneviyatım tamamen kırılmış görü nüyordu,. Çünkü papas ciddi bir tonla kulağıma teselli edici bir takım sözler | söylüyordu. Nöbetçi pencereden ayrılır ayrılmaz derhal kendimi topladım. Ayağa kal - karak, papasın gerisinde (odurdum ve| omuzları üzerinden eğilerek, vazdığım mektubun, bilhassa nazarı dikkate a - lmmasını istediğim, bazı muayyen nok- taları hakkında izahat vermeğe giriş - tim. İlk mühim an çatıp gelmişti, Bundan on yıl önce Lodston-Holl'daki çocuklu- Bumu hatırladım. O zamanlar köyü - müzde izinsiz av avlıyan Zikki Porter isminde biri vardı. Bu yüzden bir çok defalar mahkemeye bile düşmüştü. İn- sanlı#m ve kanunların fena gördüğü bu işleri yapmasına rağmen çok merd bir adamdı. Onu herkes tanır ve sever- di. Hayvanlara hususi bir şefkat ve sevgisi vardı. Onun düdük sesini du- yup da sahibini terkederek yanına koş- mıyacak bir tek köpek gösterilemezdi. Zikki benim de dostumdu. Gece sefer lerine, ekseriya ben de onunla beraber göderdim. Hattâ, onunla birlikte, iznini almadan, bir kaç defa babamın tavşan- larını bile avladığımız olmuştu. İşte şimdi, papazın başıucunda durduğum Soldan sağı ve Yukarıdan aşağı: 1 — Çahşkanbk. 1 — Bir ev halki-fakrüddem. 3 — Başı süçsiz-eessir. 4 — tatlı. $ — Altın. 8 — Yatağın baş tarafına konulan. 1 —Bonünda tekbir W olsa çok iyi . pişmemiş. 8 — Neza'et, 9 — Bir nota-isimlerden sıfat yapmak için sonlarına ilâve edilen bir Mhika, 10 — Hiç bir tarafı iltizam etmemeli. SP OE şu dakikada, bir sonbahar gecesi bir) kuvelki bulmacanın halladilmiz gekii racağını ilâve etti. Zikki daha ileri gi-| maçlarının İngiltere kral kupası dömifinali Çok sert ve sıkı bir oyundan sonra Wolverhampton ve Portsmouth ai 5 Kral kupası yinalinin yapılacağı Wembley ellerinin stadyomu ilk ziyaretleri: Fu topa Aylardanberi sürprizden sürprize doğru giden İngiltere Kral kupası maç- ları dömifinali nihayet oynandı. Uzun zamandanberi (liğ liderliğini yapan Evertondan maada, karşısına Çı” kan zorlu takımları mağlüb (eden ve ligdeki vaziyetini hiç bir takıma bırak- mıyan ve en genç takım olan Wolver - bampton ile ligde on sekizinci sırada bulunan Portsmouth finale kaldılar. Wolverhampton 5 - Grimsby O Dömi final maçlarının iki taraf için oldukça talihsiz geçen bir oyunu: Ma - çın çok sert cereyanı, nihayet yirmin- ci dakikada Wolves takımının sol içi - nin hastaneye kaldırılmasına sebeb ol muştur. Devrenin başlangıcından itibaren sıkı tazyiklere baslayan Wolves takı- mı, sert bir oyun içinde hâkimiyeti te- min etmeğe muvaffak olmuştur. Sert bir oyun içinde pek (tatlı hü - İcümlar vapan Walverhampton muha - cimlerinden her birinin (göl peşinde koştukları kolaylıkla anlaşılmakta idi, İ Wolves takımı ilk devrede yakaladığı üç büyük fırsatın ancak ikisinden is - tifade edebilmiştir. İkinci devrede gittikçe parlayan bir oyun tutturan Wolves takımı üç gol da ha yaparak Wembley yolunun hakiki yoleusu olmuştur, o Gollerin dördünü de merkez mühacim Westcott yapmış” tır. Mançisterde oyapılan bu maçta 76.962 kişi bulunmuştur. 49 bin lirada hasılat olmuştur. Portsmouth 2 - Huddersfleld 1 Kral kupası finali o için yapılan bu mücadelede Portsmouth takımı Wemb ley stadı için pasaportu Oalmağa mu” finale kaldılar stadında İngiltere futbol cemiyeti idare tbol Asösyeşinin umumi kâtibi F, Roua vururken den Portsmouth oyuncuları (omeşhur menecerlerinin Hollywood şarkısı plâk larını dinleye dinleye kendilerine ge * lebilmişlerdir. Devrenin ikinci dakikasında oyun be rabere vaziyete gelmiş, iki taruftan bir rinin yapacağı tek sayı için oyun aza * mi derecede seyecanlı bir şekle gir * miş Büyük bir bırçınlık içinde verilen paslar, çekilen şütler birbirini takib et miş, nihat zafer kuvvetli bir şütle Por ismouth'a güler yüz göstermiştir. Bu maç Arsenalin meşhur Highbury sladında yapılmıştır. Maçta 60.053 kişi bulunmuş, 37 bin lira has'lat olmuştur. Bu hafta Tekirdağlı Manisalı Halil İle karşılaşıyor Manisalı Halilin Tekirdağlı Hüseyi ne meydan okuması üzerine Tekirdağ Hüseyin matbaamıza gelerek bu kar - slaşmayı kabul ettiğini (bildirmişti Manisalı Halil de bize ayni şeyi tek * rTarladığından mesele nihayet güreş meydanma intikal etmiştir. Bu müna * sebetle bü hafta pazar (günü Taksim stadında saat 15 de büyük güreş mü « subakaları tertib edilmiştir. Müsaba * kaları İstanbul güreş ajanlığı idare « decektir. Müsabakaları sırasile yazıyo” Tuz: Lüleburgazlı Ali Ahmed - Hayrebo “ ulu Pomak Hüseyin. Adapazarlı Rauf - Bandırmalı Şükrü Romanyalı Ahmed - Tekirdağlı Be * kir. Çatalcalı Receb - Malkaralı Mustafa, vaffak olmuştur. Geçen senenin fina - Hsti Hüddârsffeld ilk odevreninon dördüncü dakikasında yaptığı gol e galib olarak devreyi bitirmiştir. Soyunma odasına kan ter içinde gi - Bu karşılaşmalardam sonra da: Türkiye Başpehlivanı Tekirdağlı Hü seyin, Türkiye ikincisi Manisah Halik le karşılaşacaktır. Müsabakalar ser “ best olarak yapılacaktır. ( Ankaradaki Demirspor - 6. Saray maçı | Evvelki gün Ankarada yapılan Demirspor - Galatasaray maçının tasi - lâtını dün vermiştik. Yukarıdaki yesim ler maçtan heyecanlı bir sefhayı ve ser İyireilerden bir kısmını gösteriyor. d