VURDUM A <Tiyatromuzun Şehir şağıdaki satırları, 28 İkinciteş- rin 1938 tarihli Son Postaya suna gir 'altmda orum: « Afife kimdi; kuvvetli bir artisi miydi? Bolki hayır.. Tiyatro sahnesinde büyük eme- ği mi var? Belki bay z Türk tiyatrosu ink iyatro inkılâbı oldu. Fakat ti bının #edals'ni tamsmile unuttu. Sahneye Türk kadını çıkamazdı. Sahnenin kadın dili, Türk şivesile söylenmez! toda kadın artie; geçinenleri dinlemek, se- yirci için bir azab olurdu. Türk kadını aah- neye çıkamazdı. Çünkü 'Türk kadını için sah. neye çıkmak en büyük günah, en büyük a- yib sayılıynrdu. Bu budala zihniyete ilk yum- ruğu varan Afifedir. Bir kere bile Türk kadını görmiyen Türk #shmesinin perdesi açıldığı zaman sahnede Afife görünmüştü. Sahnede ik defa Türk ağsından Türkçe (konuşuluyordu. Yazık ki yobaz rihniyet perdeyi oyun bitmeden ka- battı. Sahnedeki artistlere mahsus odada, göz- leri göz evlerinden fırlamış komiser, Afifeye: - Seni sahnede gördüğüm zaman, anamı, avradımı sahnede görüyorum; sanıyorum. Dediği zaman Afife: — Ben sahneye çıkacağım Diye bağırmıştı, Komiser: Hele çek, seni saclarından sürükliye sf. #ikliye götürürüm, dediği zaman ds, Afife gene yılmamış: — Götürüretin, demişti, fakat ben camları kırar, demirleri söker; gene buraya gelir; sahneye çıkarım, cevabını vermişti. Bugün Eodlayı, Şuriyeyi, Neyyireyi gör - | Bunlar biliyor mu idiniz? | Japonyada şapka teamrl Japonyada, maarif nezareti trafından hazırlanan bir nizamnumeye göre, bun- dan böyle Avrupalı gibi giyinen Jüpon kadınları, Japon erkeklerinin şapka çi kardıkları yerlerde şapka mükellef tutulmaktadırlar. Japonyada erkekler polislerle konuşur» larken şapka çıkarmak mecburiyetinde. dirler, çıkarmakla Bir annenin mektubu Biçare Anne imzasile bana yazı- lan mektubu aynen gazeteye koyu * yoruma: «Hanım teyze; «Gençlerin derdlerine ortak olu - yor, onlara nasihatler veriyorsunuz. Şu biçare annenin de derdlerine bir çare bulunuz ve onu sıkıntıdan kür- tarınız. Hanım teyze, benim bir oğlum var, 25 ini geçiyor. İyi bir meslek sahibidir. Mahalle komşumuzun kr zını küçüktenberi seviyor. Kız da ©“ nu sever görünüyor, amma hakiki mi, yalan mı idi bilmem? Bu kız da yüksek tahsil yapıyordu ve üç aylık bir hastalıktan sonra öldü. O o kadar güzel değil ve ayni zamanda biraz da hafifmeşrepti, amma O namusluydu. Öleli bir sene olduğu halde onu unutamıyor. ( ımız olduğu için) onunla yerleri daima üzüntüler içinde dola” şıyor. Öyle zannediyorum ki mezarı muntazaman, (oğlum şimdi taşra - da, mezar da oradadır.) Yanın Yunduğu sıralarda da ki ziyaret ediyor. Görü bunlar aşkını tazelemekten ve izli rabını arttırmaktan başka bir işe ya- ramıyor, 2 Birkaç defa evlenme zamanı gel - diğimi söyledim. «Artık bundan son- ra benim için evlenmek, yaşamak, hayat yokturh ör ve o iztirabını unutmak için içiyor da. o Sonra bir ayyaş anası olmaktan ve bu kâtdar âcıya dayanamayıp bir hastalığa tu tulmasından korkuyorum!.. Ne yapa” yım da bu ıztırablı sevgisini unuttu rayım Tiyate| DUYMADI da da kara kuryete göğüs geren Afife için bugün Şehir tiyatrosunun kapıları kapalı - dır» pa | Ayni yazıda Ahmed Vefik paşa gi izrefik Ahmed Nuri gibi Onların tiyatroda birer geceleri olma- sını ve bu gecelerde eserlerinin temsil edilmesini istemiştim. Bu arada Afife- | e unutmamıştım. Demiştim ki: «Afife işin de ayn şey. Gecenin ismi ona verilecek, Hhnlıa bu tarxla yazılacak. Eğer muhtaçsa hasilat kendisine ald olacak» * Afifeyi aramış, bulmuş ve kendisin” den nasil sahneye çıktığını, sahneden nasıl çekildiğini dinleyip gazeteye yaz- mıştım. Bu yaz; altı nüsha devam et - mişti, Sonuncusu bir hafta evvelki pa- zertesi günü çıkrmştı, Sövle biter: «Türk sahnesinin aramısin o yaşıyan fk Türk kadınım bugünkü Şehir Tiyatrosu te - sekkölü bu kadar ihmal etmeli miydi? Sehir Tiyrtrosu, Afife saf kaldıkça onun nef'ine ve sonradam da onun adına bir gece tahsis edemez mi? Sahnemirin en büyük Inkılâbını yaratan kadın için Yu kadar küçük bir şey fazla mı görülüyor? onun kadrini senki musallida bilip 1 bağlamakla mı iktifa edecekler?» ği Tam bir hafta geçti. Ve şimdi, Şehir tiyatrosunun ay sonunda turneye çıka- cağımı gazetelerde okuyorum. Ben vurdum, duyan olmudı, daha ne yapabilirim ki?! maf saf İspanyanın İspanyada | basılan pullar ğ- İzerinde o General Frankonun bir reş mi vardar, Bu pul lar çok yenidir. İŞimdi pal mera hları, üzerlerinde General Frankonun resmi olan pulla - Jrn serisini ele geçirmek için öteye be - riye başvurmakladırlı yeni pulları yeni Teyzeciğim bir çare ile zavallı a - nayı kurtarın. Zevkine (Ouygun bir kız bulup evlendireyim mi? Yoksa şimdilik ıztırabiyle başbaşa bıraka yım Mı, veyahud da onun iyi bir kız olmadığını «sen ölseydin o seni unu” tacak, istediği gibi yaşayacaktır di- ye telmiflerie ümidsiz sevgisini u - nulturmaya çalışsam nasıl olur? Mukabele görmeyen 5 meğe mahkümmuş, acaba oğ bu sevgiden geçecek.mi? Bir ölünün sevgisini bırakıp neş - enin saadetin ve hayatın adami ola cak m7? Kuvvetle ümid ediyorum ki evve! Allah sonra sizin himmetiniz- Je bu meseleyi muvaffakiyetle ne - ticelendireceğiz. Bu kadar uzun yazan ve durma - dan ahret sualleri sorarak sizj sıkan şaşkına gülmevi tığımın farkında değilim. Beni ma - zür #örürsünüz değil mi? Cevabmızı dört gözle bekler, say- gılarımı sunarım.» Biçare Anne * Biçare Anne, çocuğunu avutmağa bak, onu gezdir, onu kendisine ve- ni heyecanlar verecek (bir hayata sürükle, Eğlence, yeni tan klar, yeni sevgiler sayesinde geçenleri tama - mile unutmasa bile avunaca'ını ve havatı yeniden benimsiveceğini kuv- vetle ümid ediyorum. mesel bir an evvel bu ki zgeçirmelisin, E ihdas eden belli saik de her şevden evvel içkiye kar- şı meyli olabilir, ne gelince onu itivaddan TEYZE İhoş görünüyor. Kadın Köşesi Örgüleri birleştirip yeni bir örgü çıkarabilirsiniz Eski örgülâri yeni bir tarzda birleş- tirmek ve yeni bir biçim için kullan - mak. İşte el örgüsünün her gün biraz daha benimsediğimiz şıklığının esrarı. Görülmemiş örgüler aramıya lüzum yok. İki üç basit örgü biliniz kâfi, Ye- ter ki onları birbirile her sefer bir baş- ka tarzda birleştirin, her öreceğiniz şe” ye ayrı bir şık model bulun. Su genç kızı görseniz şık demez mi - siniz? Halbuki giydiği nedir? Bir e * tek, bir pulover değil mi? Örgü bir fevkalâdelik mi var? Hayı yer (üç ters - üç yüz) lâstik örgü ile (tersine jersey) denilen kolay bir ördü” den ibaret. Bu ikinci örgünün bi niz jersey örgüsünden farkı şudur: Sis, sıralarda önden değil, arka” Evet, iki basit örgü amma, ne yerli yerinde kulanılmış. Göğse jile gibi (Gersine jersev örsüsü) geçirilmis, öbü <araflar lâstik. İsebet.. Çünkü: Gi lâstik £ olsa insanı çok sişman gös” terir. Öbür taraflar düz örülse o zaman da gösterişi olmazdı, Lâstik, çizgili gibi durduğu icin düz örgünün arasında ne Yemek bnhei; Milân çöreöi Yaması cok basit, venmesi gavet zevklidir. Hele cavla pek ivi gider."400 gram ya, 125 gram tereyağı, 125 gram seker, üe dört vumurta. rendelenmiş bir portaksl veya I!mon kabuğu, bir tu- tam Bun'arı vo#urup bir hamu Bir snat dinlendiriniz. Bir yapiniz. oklava ile » kalınlığında açınız. kânatarak| kesiniz. Üstlerine yu -! p, börek tepsisine di-| daireler halin imurta $ zerek fırına n res Sızı bir 5 “garib : inema yı sigortaları Iidızlarının Sonja Henie bacaklarından birini kıracak olursa sigortadan 600,000 dolar tazminat alacaktır. Küçük Shirley de herhangi bir sebebden dolayı sinema hayatına son verirse kendisine iki buçuk milyon dolar tazminat verilecektir. Fernand Gravey ve Luise Rainerin çevirdikleri «Bütün şehir dansediyor!» fülminden gü zel bir sahne Bu yazımızda hayat, yangın, hırsız - lık sigortalarından (o bahsedecek deği - Tiz... Şu veya bu kazalara karşı gözle - rini, kollarını, bacaklarını sigorta eden film yıldızlarından ve yeryüzünde mevcud garip sigortalardan bahsede - ceğiz. Güzel yıldız Sonja Henie meselâ ka- zaen bacağını kıracak olsa sigortadan 600 bin dolar tazminat alacaktır... Ge- ne bu güzel yıldıza hâs gerip bir si - gorta vardır. Buz üzerinde patinajı za- rafet ile yapması için çoraplarını iyice çekmekte ve germektedir. Pahalı ço - rapların gerilm: den dolayı bunlar dan üç adedi bir günde çatlayacak o - Tursa sigortadan gene bir miktar taz - minat slacaktı! Küçük Shirley Temple herhangi bir sebebder dolayı sinemadaki san'at ha- yatını terketmek mecburiyetinde ka - iacsk olursa bir buçuk © ile iki buçuk milvon dolar arasında tazminat alacak-| tr. Bu yüzden küçük Shirley yeryüzü- nün en pahalı mahlüku sayılabilir. M.G M. film stüdyosu sinema yıl * dızları için bu gibi sigortalara girişme- miştir. Güze! ve meşhur sinema yıldızı Yo * an Harlow'un ani ölümü bu film kum panvasına iki milyon dolardan fazlaya mal olmuştur, Bt vak'adan sonra film kumnanvaları maktadırlar. Geçenierde New Orleans şehri sine” bir dökümanter kara'ımıarı: ba ihtiyatlı davran -İ|; film gösterilmiş, bu film kalabalık bir zamanda bir sokakta çekilmiş; Çekilen manzöra meyanında kolunda güzel bir kız bulunan bir adam da var- mış. Film sinemalarda pöslerilmiş, bü arada seyirciler içinden birdenbire bir çığkk kopmuş, bir kadın kızla birlikte gezinmekte olan adamın kocası oldu “ ğunu anlamış, kavgalardan, karskol - lardan sonra iş avukatlara; mahkeme - ye düşmüş, meşhur bir avukat savesins de adam işin den sıyrılmış, fakat kabak film kumpenyasının başına pat” lamış, daha doğrusu sigorta kumnan * yasının başımda.. Kumpanya bu vüz “ den bir hayli para vermiş. Meşhur İngiliz yıldızı Vivian Leigh herhalde tanırsınız... Bundan bir müd- det evvel Son Posta sütunlarında on * dan bahsetmiştik. Kalbine, hissivıtma pek de güvenemiyen bu güzel İrgiliz san'atkârı Londradaki büyük sidorta kumpamyalarına müracaat ediyo”. Ve aşka karşı bir sigorta akdeylemek ni “ yetinde olduğunu söylüyor. Sisorta kumpanyaları müdürleri hay ret içinde kalıyorlar. Vivian onlara şu sözleri söylüyor: — <Uzun zamendanberi çalışmıkta” yım... Bugünlerde nihavet mühim bir İ mukavele imzalamak saadetine nril ob dum... Fakat ben kendimi iyi bi"'yo « Aşka tutulduğum gün herhalds terkedeceğlim... İşte bundan do “ layidır ki kendimi aşke * “şı sigorta eylemek istiyorum.» (Devamı 10 umcu sayfada) ; Balkabağı |