Küçüklerin Hikâyelerinden : Kardeşleri için Ali o gün çok sevinçli idi. İslasyona kıvrıla, kıvrıla giden köy yolunu kar be- yaz bir yorgan gibi örtmüş. Ağaç dalları birbirlerine bir şeyler fısıldıyorlarmış gi- bi eğiliyorlardı. Uzaktan karlı çamların arkasından derenin dumanlar: görünüyor, arkadan sessizlik içinde köyün ki lerinin bacalarından çıkan siyah dumün- lar beyaz karların üstünde İzler mrakârak yükseliyor, pencerelerden ocakta yanan alevler yanıp sönüyordu. Küçük ayaklarının taşıyamadığı büyük kunduraların karda çıkardığı seslerle hem yürüyor, hem de düşünüyordu: O bu gece alnının teri ile kazandığı para ile yemek yiyecekti, 2 yıl evvel o mes'ud bir yuvanın bir çocuğu idi, Annesi B Hatice üç oğluna ter temiz yamalı elbi- seler giydirir ve büyük bir şefkatle vav. rularını okşar, öper, öper. Akşam babası gelince yorgunluğunu unutur ve derin bir gefkal, sevgi içinde yavrularını okşar, ok- şar, okşardı. Sonra ortaya sofra kurulur ve dumanları çikan çorbadan (içerlerdi. Anneleri onları tatlı ninni seslerile uyu- tur, kendisi de uyurdu. AH sabshleyin u- yandığı zaman benüz şafak sökerd;. Se- vinçle kalkar, ateşi yakar, sofrayı ku - rardı, Gene böyle bir gündü, kalktığı man babasının ateşler gibi yandığını dü. Koştu, küçük ellerile babasının al - nıni tuttu, ateş gibi idi. Ağlamağa baş - adı, Bu sırada annesi uyandı. O da bu hali gördü. O gün hiç biri kapı dışarı çıkmadılar, Artık akşam olmuştu. Güneş altın ışıklarını söndürürken baba da bir yanda sönliyordu. Hekim getirecek paraları yoktu. Nihayet güneş o köyden giderken babası da gitti... * Şimdi zavallı Bayan Hatice çorap örü- yor ve daha bir çok yorucu işlerde çalı - şıyor, çocuklara babanın yokluğunu bil- dirmek istemiyordu. Fakat zalim talih bu yuvaya korkunç bir baykuş gibi kanatla- rını germişti. Küçük Ak annesinin yor. gunluğuna ortak olmak ister gibi kardeş- lerine bakıyor ve çalışıyordu Fakat & neleri bu ağır yükü taşıyamadı, o da z Bu ölüme konu komşu gibi güneş de acımış Ki o da sabahleyin çikan altın ve elmas ışıklı elbisesini çıkarmış ağlıyordu. Güneşin göz yaşları yağmurdu... Şimdi bu ağır yükü küçük Ali taşıyor. du. İki kardeşi çırçıplak görüyordu. Baş- kasmın omuzuna yök olmak istemiyor, kimseye baş vurmuyordu. Köylerinde bir fırını olan Hi Bi dan simit almış, satmağa gidiyordu... Bü-| İ yük“bir hayat gözünün öründe resmi ge-| çid yaptı. İstasyona verınca trenin düdü- ğürü duydu, var kuvvetile bağırdı, | — Similit... Simli... Herkes simit alıyordu. Sanki bu küçük | İ kahramanı takdir ediyorlarmış gibi fazla para veriyorlar, Alinin yüzünü güldürü - yorlardı, Bir kaç dakika içinde Alinm cepleri! doldu ve hoplıyarak köye dönerken gö-| neş onu tebrik eder gibi altın, elmas ışık-| k elbisesini giymiş karları eritiyor, a - ğaçları tomurcuklanarak aferin küçük AN, şimdi kardeşlerin senin boynuna atı-. lacaklar ve kaç gündür aç olan karınları-! nı doyuracaklar diyordu. rap Özyürek 44 üncü ilk okulda kesilen kont a 0 16 ncı asırda ölüme mahküm ediler! Fransız kontlarından Jean Poitersin ha-| pishaneye atıldığı gecenin sabahında ka- der ve korkudan saçlarır bembeyaz kesildiği hayretle görülmüştür. Kont i- dam edilmemiş, birkaç sene hapsedild ten sonra, affedilerek menfaya gönd 2 e : Büyük Şefimiz Bütün dimyaya yüzümüzü ağartan. Düşmanı İnönünde bozup dağıtan. Yeni bir tarih, yeni bir yurd yaratan, Milli Şefimiz Büyük İsmet İnönü. Ölmez ölü Atatürkün izindeyiz. Medeniyet yolcusu Türk erleriyiz. Bugün her emrine bizler amadeyiz. Milli Şefimiz Büyük İsmet İnönü. Son Posta okuyucularından İzmitli Ahmed Birgül # İN mlm Bir oyun MZ Bir şişeyi bir masamın üzerine yatırınız ve şişenin ağzına, şişe ağzından gayet ko- lay girebilecek küçük bir mantar koyu - nuz, arkadaşlarınıza: — Bu mantara üfliyerek mantarı şişe- in içine düşürebilir misiniz? z, arkadaşlarınız hemen. Düşürürüz! Biyeceklerd çok kolay Siz — Haydi öyleyse düşürün! Deyin ve onları seyredin. Üfliyeekler, #flivocrkler; fakat man » tarı şişnin içine düşürem'yecekler, bilâ « İ kis onlar üfledikçe netesleri şişeye do - lacak ve şişeye dolan nefesleri mantarı dışarı itecek. onları mantarı şişenin içine düşürmek için uğraşırlarken mantar şişe- nin dıtina ç'kacaktır. — Bu olamaz! Diyeerklor. O zaman siz: — Olur, ben yaparım! Deyiniz ve ağzınıza onlara gösterme - den bir s17, yahud İçi delik bir makarna parçası koyunuz ve bu saz, yahud ma - karna parçasının İçinden doğrudan doğ- Tuya mantarın Üzerine üfleyiniz, mantar mişti, ” ş ye düşecekti EN İNTİKAM ALIYOR li FİL SAHİBİND Filin sahibi bayan — Artık fil sana buradan yol görü - nüyor, ben evleneceğim; bundan sonra sana bakamam, Erkek — Bayan sizinle evlenmiye karar verdim, ya kında döğünümüz olacak. Fi — (Köpeğe) & ahibimiz bayan evlenirse beni kapı dışarı edecekmiş, ben de onun evlenmesine mâni ola « Pil — Hiç zannetmem, çünkü siz böyle bagı saçsız bir bayanla evlenmezsiniz de.. Çünkü ilk bakışta o©u| 2 Aş 7 ON Ez ÜZE NS Yıldız, tren yolu bekçisinin kana olan teyzesine misafir gitmişti. Ve tren geçerken bayrağı açtı, Ak - siliğe bakın ki trende şarab içen bir yolcu şarab şişesini pencereden dışarı fırlattı. Ve şişe Yıldızın başına çarptı Yıldız yere yuvarlandı, kaldı. Fakat kızını yere yatmış görünce şa- şırdı. Hele yanında şarab şişesini de bulunca öyle hiddetlendi ki: — Yıldız şarab çti de sarhoş oldu ha, bu ne ayıp şey diye bağırmıya başladı. | oOYeni bi'mece Bayan kedisini kaybetti, arıyor, arıyor, bulamıyor. Haydi çocuklar siz ona yar » dım edin ve kedisini bulun, buldunuz İmu? Buldunuzsa kedinin olduğu yere bir İişaret koyun ve resmi gazeteden kesip bi- ze gönderin. Bir kişiye bir kol saati ve yüz kişiye de ayrı güzel hediyeler vere- ceğiz. Bilmeceye cevab verme müddeti on beş gündür. Bilmece cevabını bize gönderdiğiniz zarfın üzerine Bilmece ke- limesini ve bilmecenin gazetede çıktığı tarihi yazımız, Dikkat: Bilmece mükâfatları hakkında bir dileğiniz olursa ayrı bir mektub ya- #mz ve bilmeceden ayrı bir zarla koyu. nuz. Zarfın üterine idare kelimesini ya ıp postaya veriniz. Geçen bilmecemizde kazananlar Geçen bitmecemizde kazananların İ- simleri Pazartesi gün çıkacak sayımızda 'ilân edilecektir. Şehrimizde bulunanlar bilmece mü kâfatlarını Pazartesi, Perşembe günleri öğleden sonra idarehanemizden almalh- (dırlar, Taşrada bulunanların hediyeleri Teyzesi tren yolu bekçiliğini Yıldı - xa da öğretmişti, ş Yıldızım babası, kızını görmiye gel mişti, Trenden inmiş, kızını bir an ey- vel görmek için hızlı hızı yürüyor, şimdi Yıldız beni görünce ne kadar çok sevinir diye düşünüyordu. Yıldızı yakaladı, bir temiz dövdü. E- sasen başina İnen şişeden sersem olan Yıldız neye uğradığını bir türlü anlı » yamamıştı. Nihayet iş meydana çıklı, babası Yıldızı sevdi, okşadı amma, Yıl dız bir ker dayağı yemiş bulunuyordu. aj 'posla ile gönderilir. Birine! ve | Famiyeleri kazanan okuyucula sir:lerini gazeteye koyarız. Bunun için bu ikramiyeleri kazananlar, hediyelerini almak için matbaamıza gelirken iyi çık mış birer İotograflarını da getirmeildip. Der. Taşrada bulunan okuyucularımız f9« tograflarını posta ile gönderebilirler.