© Eski şiirlerin yeni sahi bleri «Bana ne oldu da ben bilemem: neciğim» «Bana ne oldu da ben bilemem.» Çekoslovakya e. «Dost Hiperva, felek birahim, devran bisükün;» «Derd çok, hem derd yok, düşman kavi, talih zebun.» Romanya * «Bana kul olsun deyu hacet ne ferman etmeyes «Ben senin çoktan efendim bendei fer- manırim.> Avusturya * İNGİLTEREYE «Ey çehre behici ümid, işte makesin» «Karşında bir semayi seherpâk ve bi- i sehab,» «Ağuşu lerzedarı açık bekliyor, şitab» Fransa Li İSPANYAYA Kim ne derse varsın desin,» «Sen benimsin ben de senin!» İtalya * «Deniz geçti, dağ aştı «Maksadına ulaştı» «Bütün tanıdıklarım; «Gayre gönül vermiyen,» «Bir maksada ermiyen» İçlerinde ben varım.» Sovyet Rusya * AMERİKAYA «Sakın bir söz söyleme yüzüme bakma sakın;» «Sesini duyan olur, sana göz koyan olur.» Avrupa «Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber Nedim» «Bir peri suret görünmüş, bir hayal ol uş sana» Sulh HARBE «Bir açik yareye doktor» «Vurulur mu neşter? Dünya * «His var mı bu âlemde nekahat gibi| tatlış | «Gönlüm o sevincin heyecanile ka- nadh.» İspanya ; Rİ «Deniz kadın gibidir, hiç inanmak ol maz ha» Denizbank * «Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş, Denizkın Eftalya * «Siyreti surette mümkündür temaşa eylemek» «Hail olmaz Gideli irfana rüyet perdesi.» İstanbul otobüsleri * - «Bana sual sorma, cevab müşküldür; «Her sırrı ben sana açamam hocam.» Bir aile reisi * VALİYE «Gösterip ağyare kütfün bizlere bişâ.! nesin.» İstanbulen kenar semtleri * İMAR İÇİN «Gördüm o bivefayı garibime ağ- Jadım» «Geldi hayali didet giryana ağladım.» İstanbul * «Zevk anın mirsadi fbretten temaşa- sıdır» Bendeniz ISMET HULÜSİ | Bunları biiyormu idiniz? | Dünyanın en büyük kütübhanesi nerededir ? Dünyanın en büyük kütübhanesi Va- gingtonda bulunan meclis kütübhanesi- dir. İçinde 9,841,404 cild kitab ve risale vardır, Britiş Müzeum kütübhanesinde A milyona yakın kitab bulunmakla bera- ber, kıymet itibarile daha mühimdir. Fransa devlet kütübhanesinde de 4 bur çuk milyon cild eser vardır. * Çifte kumrular.. Kurtuluştan 17 Mart tarihinde pos taya atılmış bir genç kız mektubu al dım. Yazınm inisiyali 5, K. N. dur. — Hassas bir annenin ihtimamı ile yetiştim. Annem babam tarafından hiç bir gün mes'ud edilmemiş, 20 nci ya gına kadar gerek maddi, gerek mane- Yİ çok ıztırab çektim. İnsanların Özerimdeki tesirleri dal- zaa menfi oldu. Bilhassa karşılaştığım hâdiseler erkekler hakkındaki düşün» €elerim üzerinde pek iyi tesir bırak madı. Başımdan şimdiye kadar hiçbir güna macera ve sevgi geçmedi. Evlen. mekten de nefret ediyorum. Halbuki allem beni bugün olmasa bile yarın evlenmeye icbar edecek, Ne yapayım?» * Bu mektubla birlikte Taksimde pos taya atılmış diğer bir kadın mektubu aldım, inisiyah «G. B, Ns harfleridir. İlk mektub mavi zarf içinde mavi kâğıda yazılmıştı. İkincisi de öyle, ve ikisinin de yazısı ayni, Kısa bacaklılar daha uzun ömürlü o.urlarmış! Bazı istatistikçile rin, istatistik her Xx sabiarma inan * , mak icab ederfe ,, EN ksa bacaklı in - (o ©mcr anar sanlar, uzun bacaklı insanlara nisbetle daha sıhhatli ve daha uzun ömürlü o- Turlarmış. Bu ikinci mektubu da birlikte oku- yalım: — Teyzeciğim, 25 yaşında genç bir kadınım. Ailemin icbarile kendimden 20 yaş büyük bir adamia evlendim. Bir de çocuğumuz oldu, şimdi 8 yaşın- dadır. Kocam maddi rahatımı temin 6- diyor. Fakat mes'ud değilim. Çünkü #ocamla ayrı muhitlerde yetiştiğimiz- den fikirlerimiz yekdiğerine uygun de- ği, görüşlerimiz ayrı. Korkuyorum ki, böyle muztarib, baş bir kalble bu ha. yatı idame ettiremiyeceğim. Düşünce- erinize ve nasihatlerinize ihtiyacım var.» * İki ayrı inisiyal altında, iki ayrı hü- vwiyete bürünerek, yekdiğerinden fark- h iki derd anlatamam, genç okuyucum beni mazur görsün, hangisine hitab e- deceğimi tayin edemiyorum. Düşünce- lerimi istiyor, söyliyeyim: — Her şeyden evvel ve her şeyden sonra samimi olunuz. TEYZE Ev içinde giymek için şık, kullanış - lı ve genç gösteren bir rob, Bu gençliği beyaz pike yaka, cebdeki beyaz keten mendil ve belin pike fiyongası' yara * tıyor. Beyaz zaten her elbiseye ve do - layısile her giyene bir tazelik verir. Yakaya, mendile uysun için düğme” ler de beyazlıdır. Amma bütün bütün bevaz değil, Çünkü kızıl buklet üstün- de bembeyaz düğmeler biraz çiy dü - di. Öbür beyazlıklar kâfi, En güzel yin bile fazlası sevimli görünmez. Bütün rob jersey örgüsü örülmüş - tür. Yalnız önün iki yanlarında altışar siralık üçer yol (lers - yüz) örgü var. #u yollar, aralarındaki (Odüz örgüyü kabartıyor ve pliye benzetiyor. Ceb - de, de üstten takma olmadığı için tabii ayni şekilde düz ve ters - yüz örgü ka” İ rışıktır. Yani pliki gibidir. Plinin bu kadar moda olduğu bir si- rada bu, en güzel bir değişiklik ve bir robu baştanbaşa ( değiştirebilecek bir yenilik sayılabilir. y şe; . Bahar redingotu Gene bahari- çin, yünlü bir re- dingot. Bir sıra ri düğme önünü hem kapıyor hem süslüyor. Bunun için mümkün ol p duğu kadar iyi ve © güzel düğmeler gmalısınız. Bir süs daha var: Ya kasındaki o çiçek. Kumaşınız koyu renk ise bu çiçe * ği açık renkler « rasından seçme - Hisiniz. Hiç değil - içinde çokça a- çık yenk bulunmalıdır. Açık kumaşda, is, koyu renk çiçek (deha güzel rünür. Ya kendi o renginin koyusu ya da (şapkanıza, çanta ve eldivenini- ze uyan) ıd bir koyu renk. Redingot epeydir oOmodada birinci plânda geliyor. Buna sebeb silüeti genç göstermesi ve genç, yaşlı bir çok kadınlara yaraşmasıdır. | Dün Pendikte kıskançlık yüzünden bir cinayet işlendi Bir bostan amelesi karısının amele olarak çalıştığı fa adında birini öldürmüştür, Hidise şöyle olmuştur: İ Pendiğin Menekşe sokağında 13 numa- ralı evde oturan bostan amelesi Muhar- remin karısı Şaziye gündelikle elvardaki bahçelerde çalışmaktadır. Fakat karısını kıskanan Muharrem kadının müsaade etmek istememektedir. Şaziye 'kocasınm bu muhalefetine rağmen gene çalışmakta rar gösterdiği için karı koca arsında sık şık kavga başgöstermekte- dir. Dün sabah Şaziye erkenden evinden içıkarak 23 yaşlarında Mustafa adında bi- rinin böstanma gitmiş ve orada bulunan kadırlarla birlikte bahçe işlerinde çalış- mağa böşlamıştır. Arzusu hilâfma karısının gene çalış- mağa gittiğini işiten Muharrem, büyük Foliste: Yanlış ilâç içen bir nikelajcı hasianeye kaldırıldı 'Elmadağında Karakol sokağında o - turan nikelajcı Bogos, limon tozu ye - rine bilmeden başka bir madde kulla - nar#k limonata yapmış ve içmiştir. İçtiği maddenin tesirile ağzı ve ha- zım yolları yanan Bogos sokağa fırla - mış ve baygın bir halde Sürpagob has- tanesine kaldırılmıştır. Bir talebe otobüs altında kalarak bacağı kırıldı Dün, öğleden evvel Bankalar cadde- sinde bir kaza olmuş, Üniversite tale - besinden bir genç âğır surette yara - lapmıstır. bostanın sahibini öldürdü Dün Pendikte feci bir cinayet olmuş.|bir hiddete kapılmış ve evine koşarak Muharrem adında 28 yaşlarında bir bos-| çifte tüfeğini almış ve Mustalanm bosta» tan melesi kıskançlık yüzünden Musta- | nına gitmiştir. Şaziye kocasının elinde çifte olduğu halde bostana doğru geldiğini görünce büyük bir telâşa kapılmış ve beraber ça- lıştığı kadınlara yalvararak onların arkas sına saklanmıştır. Mustafa da işe müdahale elmek iste miş ve Muharremle ka'lınların âfâsına tılmıştır. Bu sırada çifte patlamış ve çi kan kurşunlar Müstafanın kalbine ve karnıma isabet ederek yaralamış ve den hal öldürmüştür. Bu vaziyet karşısında Muharrem sü- ratle vak'a mahallinden uzaklaşmış ve kadımlar feryad ederek hâdiseden zabıta» yı haberdar etmişlerdir. Vak'aya el koyan Kartal Müddetumum mist derhal tahkikata başlamış, kaçan ka» tülin takibine başlanmıştır. Cesedi muayene eden hükümet dokto- Tü Mustafanın defnine ruhsat vermiştim Deniz işleri: Deniz vesaiti Atatürk köprüsü civarında: demirlemeyecekler Atatürk köprüsünün her iki tarafım daki demir ve zincirleri atılarak yerle” ri tesbit edilmiştir. Bu zincirlerin ça * palrı köprünün her Iki cihetinde yüz metre mesafede ve Köprüye amud va” ziyette konulmuştur. Deniz Ticareti Müdürlüğü bu husus“ ta dün alâkadarlra bir tamim gönde terek Azabkapıdan Unkapanına kadar olan mesafe dahilinde küçük büyük hiş bir deniz vessitinin demirlememesini bildirmiştir. Hdliçle demirliyecek vapurlar ve kü çük deniz nakliye vasıtaları Köprü «* den 100 metre uzak bulunan demirleri Cihangirde Batarya sokağında 8 nu-| ve suların cereyanına nazaran tarama maral evde oturan Jozef, caddenin bir| keyfiyetini de nazarı dikkate alarak tarafından diğer tarafına geçmek iste- yerlerini ona göre tayin edeceklerdim özi yi Sos vapuru tamir edildi Bu sırada 3060 sicil numarah şoför| yı, müddettenteri İstinye fabrika ve Sabri Eralpın idaresinde bulunan ©t0-İş avurtarnda tamir edilmekte — olan" yapi NE Kstplaşımıştır. Süs vapurunun tamiri bitmiştir. Vapur Jozef otomobilden kaçmak istemiş,İdün havuzlardan çıkmış ve Derizban& İskat bu sırada arkadan ogelmekte| önünde demirlemiştir. Bugünden itiba olan 3110 sicil numaralı şoför İhsan|ren Mudanya ve Bandırma hatt; sefer Tanm idaresindeki otobüsün altında) lerine başlıyacaktır. kalmıştır. Sağ bacağı kırılan Jozef bay > zın bir halde imdadı sıhhi otomobilile Fırtına, çıkacağı bildirildi hemen Beyoğlu Belediye hastanesine Ankara meteoroloji istasyonu mü . kaldırılmıştır. Suçlu şoförler tutulmuş dörlüğü, dün Deniz Ticsreti Müdür « lardır. Hâdise hakkında tahkikat ya -)lüğüne bir telgraf göndererek Marmar pılmaktadır. za ve Eze denizlerinde lodos fırtınam ” çıkacağını bildirmiştir. Deniz Ticareti Beyoğlunda feci bir otomobil kazası | Müdürlüğü keyfiyeti gemicilere tamir ola etmiş ve tedbirli davranmalarını bil * Beşiktaşta Valdeçeşmesinde 129 nu-| dirmiştir. maralı evde oturan 4Z yaşında inşaat ka'fası Kirkor, Tarlabaşı caddesinden Re'stilayn postnanesindeki ihtilâs geçmekte iken ş6för Ahmed Sungurun| Posta, Telgraf ve Telefon Umum Mü idaresindeki 1772 numaralı taksi oto-İdürlüğünden aldığımız vatakadır: mobilinin altında kalmıştır. 17-3-939 tarihinde intişar eden bam Kirkorun betakları kırılmış, başı| gazetelerde Re'sülayn P, T.'T, merkez tehlikeli surette ezilmiştir, Yaralı, im-İ şef vekili Fahrinin otuz bin lira ihti * dadı sıhhi otomobilile Cerrahpaşa has” | lâs ettiği yazılıdır. #anesine götürülmüştür. Şaför Ahmed| İhtilâs olunan paranın miktarı 3789 Sunsur yakalanmıştır. lira olduğu tavzih olunur. asar seraresanamasanesasanmmmaaaenuner var senresssmrssmesenmesssen ense raenesaser mena anama heman | iki ahbab çavuşlar: Kuvvetli futbolcü |