14 Sayfa SON POSTa «Bon Posta» nın tefrikası: 5 Tercüme eden: M, Maz “Noel mütarekelerinde,, iki taraf askeri siperlerde buluşurlardı Şimdi ise bu siper harbinde yaralanıp düşen birisinin sulu çamur içinde boğ ularak ölmesi tehlikesi vardı. Ben, siperlerin tehlikesinden zi- yade oçamürlarından o yılıyordum .. biz rie'at esnasında hiç olmazsa temiz bir arazi üzerinde çarpr şıyorduk. Şimdi ise bu siper har- binde yaralanıp düşen birisinin sulu çamuz içinde boğ .. Siper korkulukları ele geçen adan, battâ bazan kendi arka- ülerinden bile yapılırdı. a teş ku" siper » yes <İkreler; di ayandığım o zaman kte olan İnsan hissedişimden buna benzer di- nde müthiş bir tiksinti ve dırıyordu.. Zaman olur, ün ruhumla bu gibi şeylere isyan ; bu haller, hayalimde m harblere harblerin insanlara ş andan eser bile üyordum. Takriben üç mil mesa- Yeden fasılasız bir top ateşine tutuldu- Eunuz bir anda, bele kadar yükselen gamurlu bir su içine gömülerek otur- gmanın, romantize ettiğiniz bir harble hiç bir münasebeti olamazdı. Dost ve arkadaş bir muhit içinde bu- rı daha iyi kar- , halbuki bu- nim bir teka burun içinde, bil kadrosu ar vardı... Mese ım bile yoktu.. ta- küçük sübiy a çek iyi insanlar da Goğru tabur komutanlığına kadar Eclen takım komutanı bir çavuş var rikulâde iyi bir çocuktu. Fakat di- ndan, bir sübayın bir ça- apmesi doğru görül usu günü siperle- da kendi tabur efradile mın, iki siper arasındaki bitaraf arazide ahbabca konuştuklarını y komutanının yüzün- ın bile unutamıyorum. ve pe Noel yortuları münasebe- kun ge nden şüphe eden bir çok in- sanlar ver Halbuki bu bir hakikattir. Umumi harbe aid batıralarımın en t o zamanlar ocenubdan lamıştı. Sonra tedricen bütün cep- EMIŞ, her iki orduya mensub ler arasındaki bitaraf sğa başlamışlardı. Adet erlerle birlikte sü rden dışarı çıkarlar - yzonla beraber biz de, her! -İnasında kendi ordusu ile olan pi böyle bir fırsatı, böyle bir eğ - lenceyi kaçırmak işimize gelmezdi... Böyle bir gündü. Bavyernlı bir Al - man sübayile çok dikkte değer bir ko- nuşma fırsatı elde ettim.. Bu Bavyeralı Alman sübayı, Marn muharebeleri es- irtiba” tını kaybetmiş.. günlerce ormanlarda gizlenmiş. nihayet geceleyin Fransız arı arasından geçerek kendi kuv * Mk Eriş Bu Alman sübayı benim Almanca konuşuşuma hayran olmuştu. mamızın sonunda beni bir könara çe" kerek: — Size herhangi bir hizmette bulun- maklığımı ister misiniz? diye sordu. Alman sübayının ne demek istediği” | ni intikwl edememiştim. Sordum: — Yani ne gibi? — Cari saklamağa ne lüzum var, ix Almansınız!, Siz burada İngilizler asında câsusluk işi görüyorsunuz! Bu, Almancam hususunda şimdiye kadar bana yapılan komplimanların en güzeli ve en iyisi idi.. bu hâdiseden bir müddet sonra, ben bu vak'ayı, büsbü- tün başka şartlar altında hatırladım. Bu Bavyeralı Alman sübayı haddi - zakında hiç de fena bir çocuk değil * mişi, Beni biraz içki ikram etmek üze- re oturmakta olduğu yeraltı siperleri" ne davet etti. orada, kendi sübay ar - kadaşlarından bir kaç tanesine takdim etti. Bu arada, siper hayatını daha ta- hammül edilir insanca bir hayata kalb etmek için yapabileceğim şeyler hak kında bana enteresan birkaç fikir ver- di Beni her şeyden ziyade bu Alman übayın yeraltı odası alâk; ti.. Bu oda, derin ve büyü kapısı vard. Burada oturm her türlü tehlike: tı.. sonra bir taarruz anında pek çabuk dişarı fırlıyabilirdi, Daha sonraları, otoritem biraz yükseldikten sonra, bi- zim yeraltı odalarımızın da Almanla - ; İrmki gibi yapılması için bir çok defa lar tekliflerde bulundum... fakat bu mü- racaatlerime karşılık: «Böyle derin si- ordunun maneviystı tesir yaprmyacağını; çünkü burakla- ki mamen uzak buluhacakları aşikâr ol »| makla beraber, dışarı çıkmak istemi” yecekleri» cevabı verilâi, Öyle zannediyorum ki bu kanaat ve bu fikir,“bize lüzumsuz yere 250 bin insan kaybettirmiştir. Akşama doğru iki tarafa mensup as“ jkerler kendi #iperlerine dönmeğe baş - lı ladılar.. ben Bavyeralı sübayın elini sıktım. Ayrıca, bütün bu gece esmasın- — Jkarmızı b üzerine! osanlarm her türlü tehlikeden ta-| birbirlerine ateş etmiyeceklerine dair aramızda sözleştik..: Birbirimize ziya” ret kartlarımızı verdik.. ve harbin biti- minde birbirimizle buluşup dostluğu - muzu devam ettirmeğe karar verdik... | Bu Alman sübayının 26 Birin: kâ - nun 1914 tarihinde vurulup öldüğünü 1920 yılında öğrendim. Ne ise.. mevzuumuza gelelim: Aksama doğru si imize dönmek icub etti perde, yi öfkeden kıp” gelmiş olan albayımı- zı buldum. Meğer, siperlerden ilk çi- kan sübay ben imişir beni askeri sahra mahkemesine sevketmekle teh- did ettiler... Ben albayın bağırıp çağır” masına aldırmadım, Askerf sahra mah- kemesine gelince, bunu da pek umur” samadım; çünkü bu takdirde Fransada bulunmakta olan küçük İngiliz ordusu- nun bütün genç sübay kadrosunu sah- ra mahkemesine vermek icab ederdi... (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarından Evlerimizde güneş Ve ışık meselesi «Güneş girmeyen yere doktor girer» diye çok eskiden söylenen bir sö vardır. Bu sözlin ne kadar yerinde ve hakimane olduğuna hiç şüphe yoktur. Eskiden in- ilarının daha uzun oluşu bulunmalarının sebebi: daha shhette Mütemadiyen saçık havada ve güneş &l - tında yaşamalarından İleri geliyordu. Medeniyetin ilerlemesile £ ve insanların şehirlerde kesif bir halde yaşamak mec- buriyetleri dolayızile nimetlerinden mahrum kaldılar. Temiz barada, güneşten istifadeleri çok mah- dud bir hale girdi. Vebundan (birçok sıhhi mahzurlar meydana geldi. Kansız- lık, verem hastalığı, sıraca, zafiyeti W - mumiye ve daha (bir çok hastalıkların havasızlık ve güneşsizliklen süratle in - kişaf ettiği ve insanlar arasında birçok kurbanlar verdiği görüldü. Evan da bu vaziyol devam etmektedir. (Evlerinizi, meskenlerinizi mümkün (olduğu kadar güneşe maruz olan mahsilerde olmasını tercih ediniz. İkametgühlarınız o Vezi - yette olmalıdır ki sabah (o bir cepheden akşam diğer cephedeh güneş alsın. Gü - neş kadar mikrobları öldüren hiç bir Düç yoktur. Odalarımıza nüfuz eden bol gü- neş ve ziya odalarda bulunan dahilden * ve harleten gelen her türlü £ mikrobları telef eden en güzel bir vasıtadır. Bilhas- $a bisim memlexetimizde güneşin en fe- yizli tesirlerinden istifade etmek müm- kündür. Cevab İxiyen okuyucularımın posta pulu yollamalarını ren ederim, Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir, İgelmesi, zoraki im tablatın bu güzel (| lçden gelen hevesler muvaifakiyeti o lacağını soruyor: Özden gelen is teklerin Yaeydana teklerden daha çok kolay olur. (Bayan Nadire Güzel) ki- tablarile anlaşmış ise; tahsili de şüp- hesiz iki ismi gibi güzet olacaktır. * İntizamı seven bir tip disine teveccih toplıya- bilir. "Arkadaşlari, le geçinmekte zor- Tuklar göstermez. 3 Sebatkâr bir tip Konyadan M. B- min Jotografyun tahlilini istiyor: Tuttuğu işin ar dını alıncıya ka dar uğraşır. Şaka- ya, alaya taham- mülü yoktur. Cid« diyetten hazzeder. Birkaç türlü ko nuşmaz. Neş'esini nadiren kullanır. * Çabuk kızan bir tip Bürhaniyeden H. 5. karökterini soruyor: | Bir şeyi asla. İmak için çok söy- emekten . yorui. maz, Çabuk kızar gibi hareketlerine rağmen işi müna- | kaşı (o sahasından | mücadeleya ini kal ettirmez. . Kusurlarını düzeltmeğe mütemayil bir tip Sırrı Işık adında bir o okuyucumuz körükterini soru İyor: Zeki ve duygü- ludur. İyi sözleri, İ ve nasihatleri ko laylıkla kabul der, Kusurları ö- zerinde (durmaz, daha ziyade dü- Zeltmeğe uğraşır. * Halini hazırlayanların istikbalden bahsetmeğe hakları olur Ankaradan Şermin resminin dercini ta- temiyerek istikbalini soruyor: Emin bir istikbale sahib olabilmek için daha evvelden hazırlık yapılması lâzım- dır. İyi bir yuva kurmak, zengin olmak, iyi ve güzel yaşamak evvelce yapılan ha- zırlıkların tab'i bir neticesidir. Bunun harleimdeki tesadüflere bağlanmak ise o- yalanmak olur. * Güzel görlinmesini bilen bir tip Ankaradan B. B. (fotografının dercini istemiyerek) daha güzel görünmesi için İnasıl hareket etmesi lâzım geleceğini 80- Tuyor: Bazi tabi güzellikler vardır ki bu do- | uş imtiyazını sun'i vasislarla bozmuş | olmaktan korumak ve bilhassa (yapma- memek lâzımdır. Güzelliği gakraklıklar- la takviye etmek mümkün olduğu kadar İ hoppal ığa ve şımarıklığa asla müsaade İ edilmemelidir. cık) nevinden olan hareketlere yer ver»! Menfaatlerini seven ve hayale yer veren bir tip İzmitten (Fahri karakterini soru- yor: Göründüğü sert ve keskin ta- biatli değildir. Zor tuklar ve acıkh şeyler o karşısında yumuşak kalbli o- Tur. Hayale ald mevzular Üzerinde durur. Kalender bir wp Kırklarelinden Arif Hoşgör kw Takterini soruyor! Bazan asık çeh- reli ve neş'esiz gk bi davranırsa da öyle (oüzünlülere, sıkıntılara katlan mak niyetinde des dildir. Her adam kendisine kafadar saymaz. İyi bir ilara 4 âmiri olabilir Adanadan H.D., hangi meslekte muvaffak olacağı nu soruyor! Bir idare âm- rinde (bulunması lâzım gelen vasıf. ların (obenzerliği, böyle bir meslekte Idaha ziyade mu vwaffak oinbileceği- ni telkin ediyor. * Zeki ve neş'eli bir tip Baylerbeyindan Yezdan fotografı nen tahlilini isi. yor: Bu çağdaki br talebede bulunma» si lâzım gelen iyi vasıflara sahibdir. Ancak duha ilerilere doğru neş'esine a- ğır başlılık katmak hevesine düşmelidin” * Zekâsından daha çok istifade etmesi lâzım gelen bir tip Bursadan Ali İh- san karakterinin İni ister. Arkadaş- larının alay eğ - lenoelerine igtirakten geri kalmak iste mez, * Ağırbaşlı ve ciddi roller almak şartile Eskişehirden İh- san Gülek, ovtist olup olamıyacağın ve fantezi yazılar yazıp yazamıyarı- ğın soruyor Mizah rolle den ziyade başı ve ciddi branşlarda, - facla temsillerinde daha ziyade muvaffak olabilir. Fantesi yası yazmak meselesini de özenrekle büşle- İyıp tedricen tekemmül ettirmek müm kündür. ağır Son Posta Folograf tahlili kuponu DİKKAT İ İİ Fotograt tahlili için bu kuponlardan İli 6 adedinin gönderilmesi şarttır.