11 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yakında !bulunmamı Cenabiıhaktan dilemeği bir ,borç olarak telâkki etmiş ve asker a - 'naları cemiyetinin bu candan dileğini . Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dimen Vatana avdet Binaenaleyh o, annemin benim de pek kolları arasında “iblâfa gelmişti. En nihavet sergüzeştimizin sona er - diği, birkaç zorluklarla , karşılaşarak zevk ve haz duyduğumuz, bir çok ü - Zzücü ve poek çok da zevkli saatler Be - çirdifimiz, bir çok müşfik ve misafir - perver insarilarla karşilaştığımız «Dün- yanın alt köşesi» olan Yeni Zelanda - dan hareket etmiştik. Size kisaca be - yan edebilirim ki benim Antipodelere "dair çok saadetaver hatıralarım var - Ö 1919 'Temmuzunda tekrar Alman tonrağına basmak saadetine mazhar olmuştum ve Almanyaya çıkar çıkmaz r'da 3 Eylülde vefat eden sevgili ba - bamla bir kaç hafta görüşebilmeğe mu- vaffak olmak için hemen eve gitmiş - 'tim. Bu esli muharib, ana vatanda, so- ,nuna kadar inanclarından dönmez ©- Tlarak kalmıştı. Onün son ölüm saatin- 'de izharrettisi, teessür, Büyük Harbde, 'hükümetinin kendisine faal bir hiz- ime! vermemiş bulunması idi. 1920 İkincikânunun üÜüçüncü günü - bir kişi müstesna olmak üzere- gemi- 'min bütün zabitan ve mürettebatı Al- tmanyaya dönmüş bulunuyorlardı. Ön- tların elbiseleri tropik güneşile solmuş ve denizlerin serpintilerile lekelenmiş idise de şereflerine ve sadakatlerine *asla bir nakise gelmemiş, hiç bir leke sürünmemiş İdi. — Bw üzün maceralardan sonra safımız- da biricik kedik açılmıştı ki o da fazıl doktorumuz Pietseh'in vefat etmiş ol- masıydı. Almanyanın harbden müte - vvellid zafiyet neticesi olarak birdenbi- Te röktüğü haberi, doktorun bulundu- ğu Şilinin en ücra kısmına ulaştığı ve onun kulağına değdiğ! zaman biçare adam bu ıztıraba tahammül edemiye - rek düşüp ölmüştü.” Ana vatana döndükten sonra, umdu- ğumdan fazla, bir çok şeylerin külli - yen değişmiş olduğunu müşahade ey- lemiştim. Bu değişikliklerle alâkadar ve daima #özümün önünde bulunİn bir hatıra vardı ki o da anneme aiddir. Doktorların bile bütün Ümidlerini kayhettikleri zaman onun hasta yata - ğinin kenarında oturur ve ancak o va- kit (i onu © kadar sevmekte bulundu ğum bakikatini takdir ederdim ve gene ona karşı ifasına mecbur olduğum va” zifeleri lâyikile yapamamış bulundu - Bum hakikatini de teessürle ve kederle anlamış bulunuyordum. Bugün mem - leketimin hakir ve muztarib bir halde 'bulunuşunu görmekle ayni hislerin te- siri altında bulunuyordum ve yurdumu 'bugün olduğu kadar hiç bir vakit sev - 'memiş olduğumu arnlıyorum. Bu münasebetle Amerikan gençliği- ne bir mesaje göndermek arzu eder - dim; Avrupa, kendisinden daha çok bü- yük başka bir arz yığınına dayanan, bi- ” tişik olan bir ekit'ardır. Bu başka olan arz yığını, hepsi de muhtelif dillerle ikonuşan acaib ırklarla dolu Asya kıt- 'asısdır. Hattâ bizzat Avrupa kıt'ası, muhtelif otuzdan fazla dil kullanan bir çok milletler arasında bölüme uğramış bir dünya parçasıdır. Ben o kanaatte - yim ki Avrupanın bu arzettiğim vazi - 'yeti; onun düçar olageldiği beliyeleri doğuran ve sık sık zuhür eden harble- | rin başlıca müsebbib ve mes'ulüdür. Bu —dünyayı, bir çok — defalar devretmiş eski bir gemici sıfatile, bir tarafında geniş Atlâs Okyanusunun, Öbür tarafında ise uçsuz bucaksız pasi- fiğin aşılması imkânsız birer muazzam Hail teşkil ettikleri Amerikan kıt'ası- nın en büyük bir parçasını işgal eden bir memlekette yaşıyan siz Amerikalı- ların ne bahtiyar bir millet olduğunu - zu söylemek isterim. Sizinki büyük bir «Mülkü mevrus»tur. Sizler onunla övü- nebilirsiniz ve onâ lâyık olmağa çalış- malısınız. Bir çok bayraklar altında dünya de- nizlerinde geferler etmiş, bir çok diyar ve bilâddan, muhtelif iklimlerden gel- yapmış bir gemici sıfatile; bir gün olup hepimizin bir dil kullanmamızın, müş- terek insanlık menfaatlerinin, müthiş savaşları vok edecek surette, kuvvet - lenmiş bulunmasının benim için bir rüya olduğunu, bir ideal bulunduğunu beyan etmek isterim.. fakat vücudları- nızı sağlam ve işe üygun bulunduru - nüz, Memleketinizin bir gün size ihti - yacı olursa meşhur denizci sözünü ha- tırlayınız: « Denize atlama! Gemide kal!» — Her nerede olurlarsa olsunlar, bütün vatandaşlarıma şunu söylemek, haykır- mak isterim: Daima parıldayan, nurlu güneşe bakınız, kara ve karanlık olan fane deliklerine değil! İşlerinizde ve hareketlerinizde gemi- cilerimi kendinize örnek tutunuz. On- ların gemisi cenub denizlerinde, o mer- can rifi üzerinde kazaya düçar olduğu zaman bu gemi ile kazazede olmamış yalnız bir şey vardı: Onların cesareti! Hattâ Seecadler gemisi ecelile, feci akibetile karşılaştığı zaman - geminin kış bodoslamasından baş bodoslaması- na kadar geminin — güvertesesinden meşhur bir şiirin bir mısramı teşkil eden şu cümlenin yükseldiği işitilmişti. « Alman meşesi hâlâ ayaktadır.» Auf Wiedersehen! SON Gün?n Bulmacası 188 &* b-0r? 8. 9 10 1 — Haftanın ilk iş günü. , 2 — Eserler - Elekten geçirme i 3 — Fazla - Vakit. | 4 — Yaka, 5 — İsyan eden. 8 — Çabuk - İçinde su soğutulan kah. T — Şimdi de - Cefa. f 8 — Zehir - O olmıyan yerden duman çıkmaz,. 9 — İmanı olmiyan - Yemek masdarın - ee n T ö h Ö VK IZ- İ<İNİ—İ>le—İZİMİ « D>lo)>lol>lekle|o—|)|roij » Nİ>İZİS|Bi—ziel-)—İ 8 —-":I.?î—ft"l'l'IOmD - —İ— Z »a MA—kaltr | » —| > İ |B |— G |Hİ & B>|—lE—İm| a| >kal—l » — ©© Evvelki bulmlacanın halledilmiş şekli Nöbetçi eczaneler Bu gece nübetçi olan eczaneler şumlar- | dır: İslanbul cihetindekiler: Aksarayda (Pertev), Alemdarda (Eş- ref Neş'et), Beyazıdda (Haydar), Samat- yada (Rıdvah), Eminönünde (Bensa - son), Eyübde (Hikmet Atlamaz), Fener- o de (Vitali), Şehremininde (Hamdi), Behzadebaşında (Asaf), Karagümrükte (Fuad), Küçükpazarda (Hulüsi), Bakır- köyünde (HİâN). r Beyoğlu cihetindekiler: ; İstiklâl caddesinde (Della Suda), Te- pebaşında (Kinyoli), Karaköyde (Hüse- yin Hüsnü), İstiklâl caddesinde (Limon-. çiyanı», Pangaltıda (Nargileciyan), Be- yiktaşta (Nall Halid), Boğarziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda (İttihadi, Sarıyerde (Nu - ri), Kadıköyünde (Saadet, Osman Hü - Tüsi), 'Büyügadıda (Halk), Heybelide (Halk), K U Ddi miş insanlarla dostluk ve arkadaşlık R Tei : AŞ — EREĞ GKÜi Tezadlar memleketi Hindıstan (Baştarafı 7 inci sayfada) Siyasi departıman umumi vali idaresin- deki Delhi hükümetinin bir — şubesidir. Raca hükümetlerine yollanacak umumt ajanları veya İngiliz sefirini umumi vali seçer. Her racalığa müutlaka sefir yollan- maz, Hiç sefirsiz racalıklar olduğu gibi otuzuna, kırkına bir tek sefir tayin edi- len racalıklar da vardır. Umumiyetle, yerli hükümetleri bu sefirlerin idare et- t'ği söylenir. Bu zan biraz mübalâğalıdır. Gerçi raca sefirle iyi geçinmeye bakar. Siyasi meselelerde annun görüşünden ay- rılmaz amma dahili işlerde serbesttir. Hemen her racanın - tam bir kabinesi olmasa bile - bir başvekilı bulunur.. Bu vekil herhangi bir meslekten ve Hindis- tanın herhangi bir yerinden seçilebilir. Tayin edildiği memleket halkından olma- Bı şart değildir. Bugün buranın, yarın bir başka hükümetin başvekilidir. Yani Hin- distanda siyasi çalışmayı bir ticaret hali- ne koymuş bir nevi «başvekiller grupu» vardır. Başvekillerin İngiliz Hindistan hükü- metile bir alâkaları yoktur. Nerede çalı- şırlarsa alâkaları oradadır. Aralarında gerçekten pek kabiliyetli ve seçkin kim- seler de bulunur. Meselâ: Bir raca, baş- vekilini umumf valilik istişare meeclisi azalarından seçmiştir. Büyük racalıklar- da maliye vekilliklerine İngiliz müte- hassışlar tayin edilir. Mütekaid — İngiliz zabitleri askert müşavir olarak alınır. Hattâ mahkemelerde de İngiliz hâkimle- ri bulundurulur. | * acaların en zengini olan Hay- darabad Nizamı, dünyanın da en zengin adamıdır. Servetinin asıl ölçüsünü bilen yoktur. Fakat salâhiyet sahibleri senelik gelirini (10) milyon İngiliz lirası tahmin ediyorlar. (50) milyonluk altın çubuğu, (400) milyonluk mücevher kol- leksiyonu vardır. Haydarabad —Nizami bü inanıl - maz — zenginliğine — rağmen — hasta - hasistir. Köhne bir sarayda pek az harcayarak — yaşar. Tebeası Hindli olduğu halde kendisi müslümandır ve söylendiğine bakılırsa lık — derecesinde İracaların da en dirayetlisidir. Bunun aksine şimaldeki Kaşmir raca- lığında halk koyu müsHimandır. Hüküm- | darsa Hindli. Bu müslüman kütle tam bir Hindli prensipi ile idare edilir. Meselâ: Kazara bir ineği öldüren uzun zaman zindanda yatar. Zira Hindliler tavusu, e- şeği, ineği mukaddes sayarlar. , Halbuki cenubda Travancor racalığı o kadar ileri bir ülkedir ki kültürde en iyi Britanya eyaletlerini geçmiştir. Son za- manlarda burada, mabedleri Hindin en aşağı sınıfı olan «Dokunulmazlar» a da açmak suretile yeni bir ıslahat daha ya- pıldı. Bu memleketin yalnız şu garabeti var: Mal da, taht ta kadından kadına ge- çiyor. «Britanya imparatorluğunun sevgili güneşi» Ünvanını taşıyan bir başka mih- racenin husust hayatı öyle bir sırdır ki husust bir komisyon bunu boş, yere an- lamaya çalışmış, hiçbir şey öğreneme- mşitir. eBritanya güneşi racası» bıyığına, sakalına makas sürdürmez. Bu karmaka- rışık saç yığınmı birbilirne dolayıp uç- larını mücevherlerle süslü sarığının al- tına sokar. Doksan beş tane köpeği vardır. Üç İn- giliz memur husust surette bu hayvanla- rın sağlık ve rahatile meze! olmaktadır. Raca köpeklerine övle mükemmel bir hastane yaptırmıştır ki üç salonu ve mun- tazam bir ameliyathanesi olan bu hasta- ne bütün Hindistandaki askeri hastane- lerin yüzünü kızartır. Ya hele köpeklerin kulübeleri... Onlar adeta birer sahane binadır. İclerinde ne bir kir, ne de bir toz. Elektrikle pırıl pı- tıl aydınlatılmıslardır. Halbuki halkın daha ne elektrikten, ne de hattâ kire- midli dam vanmaktan haberi vardır. Yazan: John (Guniher Ceviren: Wevyi" Kemal BOT L a lellealale YONŞERGTGRAMEEDE MA Dursonbey Tİcra Memurluğundan: Dursunbev İnhisarlar İdaresine İlâma müs tenid 9242 İlra 50 kuruş itasına borçlu bu ka- zanın eski İnhisarlar memuru iken hâlen mahalli ikameti merhul bulunan Rahmi Ya- zicmın bu barcu ödemesi hakkında vâki mü racaant Üzerine ikametgâhı mechul bulun - ması hasebile icra ödeme emri tebliğ edile - memiş olduğundan ilânen tebligat icrasına karar vetilmiş olduğundan işbu 242 lira 50 kuruşun kanuni müddet zarfında ödenme- si veya bir itirazı bulunduğu tâakdirde gene kanuni müddet zarfında Dursünbey lera da- iresine müracaat etmesi hakkında tebligat makamına kâlm olmak üzere ilân olunur, j 939/65 İnen bütün biletler onda bir hesabile | yaşlarında Meryem ile birlikte Kapı -| Li a " a aA UW UN ğ Tayyare Piyangosu B Tayyare piyangosunun 26 » sütunlarda ncı tertib Sinci keşidesin bugün başlandı. Kazanan numaraları aşağıdaki bulacaksınız 15,000 lira kazanan 8531 Sonları (31 ) rakımlarile nihayetle - (2) şer lira amorti kazanmışlardır. 3.000 lira kazananlar 20313 1,000 lira kazananlar 37264 34255 )00 lira kazananl-r 38406 31685 18952 3122 — 2026 15616 18920 14622 — 6791 17307 19297 27510 200 lira kazananla 8897 7762 23066 16797 26215 * 38893 35299 22419 — 5161 22807 19288 20 2251 3548 14438 11289 19698 25269 — 332 14931 28863 18938 19938 — 7650 33840 15794 38100 32646 ğ 100 lira kazananlar 32686 28983 20143 26366 — 620 13285 23580 24211 138778 12171 33067 — 6897 30426 — 2289 31977 383343 7227 19919 34393 24531 31420 — 296 25734 — 1598 20737 23757 34448 — 4254 26129 25322 33168 21958 24129 31288 1255 4263 22656 32039 38260 12830 — 8752 26058 22035 14334 26215 50 lira kazananlar 292818 — 9699 177539 13224 39275 26536 16719 30450 16098 — 6954 29818 38380 29080 38122 — 4131 228092 32500 253666 13928 29296 20893 1166 16338 33433 4786 7975 38180 2814 34753 31050 21682 17204 4121 22190 30273 12 30143 21943 6018 — 1150 21358 37593 29437 27018 12098 39883 23340 33140 7T160 10133 35906 16376 23754 23960 — 3264 11486 27043 34988 88134 34102 24833 17219 17796 10205 36521 26816 28224 22325 12106 17343 6414 36122 — 2553 22478 2721 39998 — 4014 23429 304 20666 27574 — 8428 5801 29776 22707 10619 2634 10509 23787 183481 12285 31123 28141 12129 32474 31743 24403 25367 — 147 7765 22247 2566 6375 38571 - 30 lira kazananlar 2540 23480 687 27181 37161 17684 12487 24971 11411 31895 2847 20999 14043 138676 23190 27121 32707 37098 29297 27988 14243 14127 31227 21990 34972 9983 | 12520 (£ 37887 £ 24250 |£ 30036 |£ 16912 36498 32591 16407 29737 17145 5 35591 31269 20375 17129 21557 29083 6998 4130 25020 38732 30619 9327 15947 27728 13047 18595 8727 14358 36617 18095 10888 608 30392 5007 29247 9260 35389 39696 34103 37T05 5148 4715 26614 4759 36980 20322 34038 2472 378 7945 8211 27069 6307 24585 15333 31818 34290 34074 34217 26909 28333 26802 6700 21464 23764 32740 26275 10978 3335 32804 2385 17356 Cemiyeti Akvam İetimai yardır - Şubesi müdürü geldi Hükümetimizin daveti üzerine Ce - 25854 35786 38375 37479 24005 24054 6947 35613 31484 13379 36916 14573 25209 33645 6T24 25044 8208 24283 2446 39038 11938 3370T 5843 29801 4277 16563 12598 13529 15557 31964 31172 26216 34153 39390 33006 28745 14398 9815 31087 24759 6790 21619 35567 25626 18364 21314 37925 25490 24321 12960 24715 33669 38510 31353 38121 20415 7666 102 738 10442 353068 15172 26100 29943 12956 18658 10595 35175 4184 7440 16947 26234 19308 2923 12785 3317 4904 271874 3240 25187 13398? 29751 28210 32962 28483 17993 38203 33070 115312 28829 33490 4398 9885 32783 35656 19393 2716 3561 14870 25518 1308 7125 32556 10467 16152 18051 19105 20948 1321 17TİTE — 14248 — 22166 — 4BK8 4703 38280 32540 | miyeti Akvam içtimaf yardım şubesi — müdürü Osvvalt Ştayn bu sabah şeh - rimize gelmiş, Sirkeci istasyonunda İş dairesi müdürü Halük ve İktısad Ve - kâleti memurları tarafındam karşılan miştır. LLA â OSMANLI BANKAS TÜRK ANONİM ŞİRKETİ TESİS TARİHİ : 1863 Sermayesi: ıo.u%ııo İngiliz llrası — — > | Paris, Marsilya, Nis, Londra ve £ © Mançester'de, Mısır, Kıbris, JIrak, E İran, Filistin ve Yunanistan'da f 5| Şubeleri, Yugoslavya, Romanya, | Zi Suriye ve Yunanistanda Filyalleri yapar. 26458 38957 18898 28200 24323 11918 kömürle zehi rlenerek öldü Dün gece 15 yaşında bir genç kızın ölümile neticelenen bir hâdise olmuş- tur. Galatada fırıncılık yapan 54 yaşla - rında Refik, kdarısı Hanife ve kızı 15 içi Beyazıd mahallesinde Mandira so - kağında 12 numaralı bir evde otür - maktadır. Saat 21,5 da fırında yanmış odun - lardan çıkan kömürü mangala, doldur-| muşlar ve hir müddet oturduktan son- ra her ücü de yatmışlardır. Refik her sabah saat dörtte — fırmma gitmek için âyarlıyarak kur_duğu çın - giraklı saatin bu sabah — da çaldığını farketmişse de, kolaylıkla ikalkamamış ve güçlükle kendini toplamağa muvat- fak olmuştur. : Karısını kaldırdıktan sonra kızı Meryeme de seslendiği zaman, — onun ağzından, burnundan köpüklü kanlal sızmakta olduğunu görmüşler ve birai sonra da genç kızın ölmüş bulunduğu: — nu dehşetle anlamışlardır. Fırıncı Refik hâdiseden zabıtayı-ha- berdar etmiş ve karısının, kendisinin müdavatı yapılarak Beyoğlu belediye hastanesine kaldırılmalarına — lüzum görülmüştür. Nöbetçi doktoru genç kızın cesedi - nin tabibi adlice de muayene edilme « sini istemiş olduğunda, bugün bu mu - ayene de yapılacak ve genç kızın ölür münün sebebi tesbit edilecektir. Bununla beraber ölümün — yanma “ Türkiyenin — başlıca — şehirlerile B | Her türlü banka muameleleri | mış kömürlerden çıkan karbonla ze » hirlenmek suretile vuku bulduğu an « laşılmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: