Banat, GEY Vurgunun ortakları Ali bey, sırtımda eski bir pazen en - tari, başında gecelik takkesi, gözlerin - özlük, elinde bir (Peyam Sabah) | ile beni karşılar (karşılamaz, Uk bip sevinç alâmeti gösterdi. E » ndeki gazeteyi havada sallıyara! — Muvaffakiyet. o muvaffakiyet... Diye söylendi. Ve sonra, koluma gi - Terek beni kattaki odaya sevketti, Ablam, merdivenleri yıkar gibi bir y ıdan indi. Odaya girer âdeta beni tekdir eder gibi sert zıklar olsun, size... Hiç bir iş #memişsiniz. Aldığın para, sana mı yetecek, bize mi?. Dedi. Bu şarib muamele karşısında o ka - dar şaşırdım ve afalladım ki, bütün i - Tâdemi kaybettim. Derhal cebimdeki tabancayı çikarıp, son kurşununa Ka - dar bü kadının göğsüne sıkmak iste - dim Hinzır karı.. beni, elinde kör bir âlet gibi kullanmak istiyor. Ne sefil bir ruh Ve vicdana malik olduğunu, işle şimdi de apaçık gösteriyordu. Eniştern, ondan çok insaflı idi. Be - Nim cevab vermeme meydan bırakma- dan araya girmişti, — Hanım!.. Artık sen de çok oluyor. Sun .. Demindenberi söylüyorum ya. buldun da, bunuyorsun... Taş atıp ta kolun mu yoruldu, a canım... Bugün bu kadar olur. yarın da daha büyük fırsatlarla, daha kârlı işler bulunur. Diyordu. Ablam, hiç bir kayıd ve şart tarı - Mıyordu Gazetenin yazdığı opara ve kiymetli eşyanın yarısını istiyordu. Bu korkunç kadını susturmak lâzım Seldiğint hissetmiştim. Onun bu arsız » hk ve havasızlığna karşı, ben de ya -| lanla mukabele ettim: — Pek Alâ, abla. ben, vermem de - Miyorum ki... Biz, bu işi iki k'si olarak! Yaptık. Ald'klarmızı, o taksim ettim.| nim hisseme, ancak altı yüz lira ka- dar bir şey isabet etti. Bu paranın bir kısmını da, başka birine vermeğe mec burum, Bunu nazarı dikkate alın. Ona Böre bana karşı da insaflı davranın. Ded'm. Gene eniştemin araya girmesile; vur Aşağı, tu yukarı bir pazarlığa — tutuş - tuk. Üç yüz elli lira paraya Osühol- duk. Parayı, derhal sayarak teslim ettim. Ve bir daha ablamın yüzünü görme - mek azim ve kararile oradan çıkarak Oğruca teyzemin evine geldim. Beni, kapıda Elisavi karşıladı. O bil- Yür gibi tatlı sesi ile: — Ah, Sarafim ağabey! Dün gece, sabaha kadar seni bekledim. Gelmedi - Bin için, bilsen ne kadar merek ettim Diye bağırdı. Sevgilimin bu sözleri, birdenbire i - Eş bir şüphe verdi. Korka korka sor- — Beni arayan oldu mu, hiç?. — Hayır... Geniş bir nefes aldım. ği ie çok işim vardı ki, Elisa - » sal kadar Birkaç saat İstirahat Kiya: sini > Diye mırıldandım. Doğruca odama dine k, soyundum. Yatağıma uzan » * Uyandığım zaman, vakit bir hayli İçemişti. Sabahleyin. erkenden bir İş n Beyoğluna giden teyzem avdet et. işti, 5 Oturduk. Dereden tepeden konuşu * b Söz, #ene Elisavinin işe gitmesi ie lesine intikal etti, Ben, tekrar şid- le itiraz ettim: İken Hayır.. ne münasebet?. Ben sağ » Onu çalıştırmam. Dedim, ta zem, herhalde kızmın vaziyetini tiye koymak fikrinde olacak ki: teni, esekkür ederiz Sarafim. Lâkin, ki; © “lin de yufka... Ne kazanıyorsun e ne verebileceksin?. Paşa 7 Elisavinin gözüne girmek için kendimden (o soğutmaktan çekindim. Yattığım odanın kırık düşeme tahtala- rının arısına sakladığım pâralardan bahsetmedim. Sadece: y iyi bir işe giriyorum. Oradan, epeyce bir para alacağım. o para ile, paşalar gibi geçiniriz. Dedim. Bu sözlerim, teyzemi kâfi derecede tatmin etmedi. Başını bir tarafa eğdi. Dudaklarını bükerek: — Evet.. âlâ... Fakat o iş, devamlı mı bakalım?. Dedi. Teyzemdeki itimadsızlığı izale et - mek ve âyni zamanda, Elisavinin de gözüne girmek için cebimdeki elli li- rayı çıkardim, Masanın üstüne fırlat. tım, —- Evet. Iş, hem devamlı ve hem de paralı, Dün yen ebi lira aldım. Bununla Yem eve, hemi Eski günlerin tulda bir aktörü (Rastarafı B inci sayfada) Aleksan kendi dilince lâhavle çeke: şarkıyı öğrenmeğe girişti. Hakiksten ş kı da mana murad olundukta bir şey yok. Ne demek olduğunu biz değil, yam bile bilmiyor. AAleksan önüne gelene soruyor: — Bu koku felek te ne demektir be?. Bitlabi kimse cevab veremiyor. manası yok ki. Oyun gecesi Aleksi çok mükemmel makyajı, itinalı giy ile vahşiler reisi rolünü bihakkin canlan- dırdı. Sıra şarkıya gelince, suratını astı, kavga eder gibi yüzünden düşen bin par- ça. Mızıkasını okudu. Biter bitmez sürat- le sahneden ayrıldı. Zaten işi de pek kal mamıştı. Kulise daldı: Çağırın bana Kâmil Beyi!.. Ateş püskürüyordu. Palas pandıras Kâ- mil Beyi getirdiler, Daha direKtörü w zaktan görür görmez kaykırdı: — Yırt benim kunturatımı?.. Kâmil Bey şaşırmıştı: — Ne var, ne oldu? Diye sordu. Aleksan müthiş bir rol oynuyormuş gibi barbar bağırıyordu: — Ne kepazeliktir bu?.. Bır mektebli çocuk çıkagelse de be herif sahnede bangır bangir bağırıyorsun, şu söyledi- ğin koko felek te ne demektir, anlat bâ- na! dese ne cevab veririm? Aramadığım lügat, sormadığım İnsan kalmamıştır, Kimse manasını bilmiyor, sen bunları Armanağa söylet, kırk yılbk Aleksanın ağzından böyle manasız çey- ler çıkmaz.» Aleksanyanı güç halle teskin ettik, İşte © manasız bir kelime kullanmağı san'a- tına yediremiyecek derecede titiz bir ak- tördü. Manakyanla beraber sahnemize bü. yük hizmetleri dokunmuştur, Beraber de temsiller vererek san'atını çok yakından tetkik etmek ofırsalını bulduğum bu rek Zade Sarafim | SON POSTA de Ni Ü GEN & BA Yazan: ZIYA ŞAKİR cebimdeki elli lirayı çıkardım de Elisaviye lâzım olan şeyleri alabi- lirsin, teyze. Diye, mırıldandım. Bu hâreket ve bilhassa iş hakkındaki! sözlerimdeki ciddiyet, kâfi derecede| tesir husule getirdi. Elisavinin yeşil gözleri, derin ve minnettarane bir ba kışla gözlerime çevrildiği zaman bütün vücudüm, tiril tiril titremişti. » Paraları sakladığım yerde bırakarak İyalnız elmasları ve altın bilezikleri ak dum. Tabiidir ki bunların hiç birini Eli- saviye taktıramazdım. Onun için bun- ları bir an evvel elimden çikararak muhtemel olan bir tehlikenin şiddetini azaltacaktım, | Doğruca Proodomuzun dükkânına| gittim. Kurnaz herif, beni görür gör-| ez gülümsedi. | (Arkası var) t düşmanı meşhur : Aleksan hud tesadüfün halkettiği bir aktör değil sas bir adamdi, ömrünü san'ata vermiş, yalnız san'at endişesile çalışmıştır. Ona bir de rahmetli komik Fahrinin| bir azizliği vardır Gene Aleksanla beraberiz, Manakyan repertövarından « is sokağı cina- yeti) ni oynuyoruz. piyes 7 perde. Baron de Tott'unh Padişahın âtırala e a ee zulümleri Vezirin defterdarı ile Ermeni müteahhid en müthiş işken- celere tâbi tutuldular. Fakat zalimane tazyiklere rağmen hakikatın meydana çıkarılması imkânı hasıl olmadı Tercime eden: Cüseyin Cahid Yalçın Namus ve iffet kelimelerinin hemen he- men meçhul olduğu bir memlekette bir ölünün emvalini benimsemek yolundaki tebii bir temayül de bu sebeblere ilâve edilebilir, Çoktanberi padişahın bir hemşiresile evli bulunan Ragıb Paşanın iş adamları- na karşı hazinenin gösterdiği hareket gözönünde tutulursa miras meselesinde Türk hükümetinin takib ettiği usule dair iyi bir fikir edinilebilir. Ruhunun faaliyeti, karakterinin şid- deti ve müfekkiresinin inceliği ile meş- hur olan bu vezir sadrazam makamında iken öldü. Öyle bir ikbal devrinde idi ki İşlerine bakan adamlar için hiçbir korku olanıyacağı zannediyordu, Fakat ser- vetleri o adamları mes'ui mevkie soku- yordu. Sultan Mustafanın omübalâğalı İhesabları onlam mücrim gösterebilirdi. İ Padişah namma her taraf mühürlendi. Mirası tetkik meselesini padişah deruhte etti, Müteveffa sadrazamın (defterdarlığı vazifesile mükellef bir Türk mallar mü- hürlenirken tevkif olunduğu gibi datmi suretle bu vezirin bankerliğini yapmış bir Ermeni de tevkif edildi. Sarayın ha- pishanesinde prangaya vurulan bu #ki zavallı her an ölüm korkusu içinde idi- ler. Muhafızlar onlara böyle bir korku vererek eğleniyorlardı. Yiyeceklerini ağır lklarınca altın pahasına tedarik edebili-| yorlardı. En“ufacık kolaylıklar, en ehem- miyet iyi muameleler onlara gayet &- ğır bir paha ile satılıyordu. Nihayet, hesablarını verdiler, Padişa- hin bizzat yapmak zahmetini ihtiyar et- tiği er kendilerinin masumiyetini isbat etmekten başka bir şeye yaramadı. Fakat bu tetkik neticesinde tatmin edi- lemiyen hırs ve tamah gizli ve hayali bir vedianın mevcudiyetini meydana çıkar- mak için işkenceye müracaat etti, Bu müthiş zulüm ve tazyiklers bostan- cibaşı memur edildi. En müfteriyane is- nadlara bile kulak verildi. Bunların elle- det Itan dolma, geçici bir heves kurbanı, ya- rine gizlice gayet m'ihim paralar geçmiş olduğu zarnolunuyordu. En zalimane işe ars | san'atkâr doğmuş, ruhan san'atkâr, has-|kenceler hakikatin meydana çıkarılması hususunda hiçbir fayda istihsal edilme. den tatbik olundu. Fakat padişahın be- sisliği fayda görmekten hâli gelmedi. Çünkü Ermeninin babasının ticareti ile kazanmış olduğu servetin büyük kısmını padişah aldı. Vezirin defterdarı da ayni ökıbete uğradı, En zalimane işkencelere ğini ve onları karşılıklı bir hüsnü mua» mele ve itilâfa mecbur bıraktığını da tah min etmek kabildir. Filhakika, ülema kanunu kendi keyif leri gibi dile getirebilirlerse ve halki pâr dişah aleyhinde ayaklandırabilirlerse de hükümdar da bir kelime ile müftüyü İazil ve nefyedebilir. Hattâ gerek onu ge“ İrek ilmiyeye mensub sar mahiv bile edebilir. Kanun ve mü birbirlerinden müsavi surette korkmağa ve birbirlerini saymağa mecburdurlar, Fakat müstebid, eğer bir abdal di teraziyi bizzarure kendi tarafına m tinir. Bütün hazineler, bütün me yetler, bütün tebaasının hayatı onun © İlindedir. Kendisine itaat temin etmek İiçin müthiş vasıtalara maliktir, Şimdi gerek padişahın gerek hâkimles rin nüfuz ve iktıdarlarını nasıl kullan» dıklarını tefkik edelim: Padişahın nüfuz ve iktıdarı ne kadas geniş olursa padişahı temsil eden mes murların nüfuz ve iktıdarına bir had çek mek te o kadar zor olur. Paşalar, Osmanlı (mparatorluğunun bütün sahasında vali. dirler ve paşalıklarını omültezimdirler, (Arkası var) Yumurta ihraç nizamna- mesinde yeniden bazı tadilât yapılacak ( Baştarafı 4 üncü sayfada ) bolluğuna mukabil, dış piyasalarda yu murta flatlarının gittikçe düşmesi üze“ rine yeni yılın yumurta (ihracatını tehlikeli görerek endişeye (düşmüşler ve alâkadar makamlar nezdinde bazı temennilerde bulunmuşlardır. Yumurta ihracat tacirlerinin bu te « mennileri hakkında görüşülmek üzere evvelki gün ihracatı kontrol dairesin »« de İktısad Vekâleti iç ticareti umum müdürü Mümtaz Rek'in oriyasetinde, müstahsilden yumurta âlan komisyon cularla ihracatcıların ve dün de yal « niz yumurta ihracatcılarının iştirak ete tikleri iki toplantı © yapılmıştır. Top « lantılarda Türkofis namına (müşavir Necmeddin Meta ve ihracatı o kontrol dairesi şefi Hakkı Nezihi Sanus da has zır bulunmuşlardır. Toplantılarda yumurta ihraç nizam. namesinin tatbikinden sonra yumur « talarımızın dış piyasalarda kıymetle « | | Süflörümüz gözlüklü Muammer, işi mâruz kaldıktan sonra, hayatını bütünirinin arttığı ve yerli yabancı tacirler çıkmış gelmedi. O sırada da rahmetli |serveti pahasına satın almak mecburıye-| arasında ihtilâfa mahal birakmayarali /Fahri taşradarı dönmüş, İstanbula gel İmiş, bizi görmek için tiyatroya uğramış. talon, üzerinde lâciverd bir ceket bulu- nuyordu. Kâmil Bey onu görür görmez kolundan tutmuş, suflör deliğine soku- vermişti, Fahri Allah rahmet eylesin, çok alay- cı bir çocuktu. Bize sordu: — Piyesle aranız nasıl? — Fena deği! Cevabını verdik, alaya aldı. Sufle e- derken bize takılıyor, lâf atıyor, başka şeyler söyliyerek şaşırayordu, Sıra Aleksanyana gelmişti Fahri ile | Aleksanyan henüz tarışmıyorlar. Alek- isan sahneye çıkıyor, könüşüyor. Şu cüm- leyi söyliyecek: ö — Mutlak ben Kont Reymondan inti- kam almak isterim! Fahri bu cümleyi aynen Aleksanyanın İ şivesini taklid ederek ve cümlenin icab ettirdiği tonla söylüyor: — Mutlak ben Kont Reymondan İnti. kam almak isterim! Fakat bittebi işin içinde biraz da Er - meni şivesine kaçan bir alay ve rolü ka- rikatürize etmek var. Aleksan fena halde kızdı: — Bu herif te kimdir? Deliğin içinden benimle eğleniyor. Bana jest, ton veri. yor! Diye bağırarak içeri girdi, sam'atkâra hatıralarım arasında yer ver. Teyzemi ürkütmekten, Elisaviyi de mek bana düşen bir vazifedir. O kulak- (Arkası var) Yazan: Nuret Safa Coşkum tinde kaldı. arbitraja mâni olduğu görülmüş ve bu İşte müstebidin hiç şüphesiz kanunenİna dair vesikalar okunmuştur. Hiç unutmam, hatt ayağında beyaz pan, |icra ettiği adalet budur. Çünkü hiçbir! O Yumurta ihracateıları, yumurta pis kanun bu tecavüz ve zulmü menetmez. Bunlara maruz kalmak itiyadı da şikâ- yete bile meydan vermez. Şimdi, efkârı umumiye tarafından hür. metle kabul edilmiş, bu işle meşgul hâ- kimler tarafından şerh ve tefsir olunmuş, mektub bir kanunnameye göre Türk mahkemelerinde adaletin nasıl tevzi ve tatbik olunduğuna bakalım. Bizim kanuni şekillerimizin mahzur » larından ve çokluğundan bihakkin mü. teessir olan sizler ki, şüphesiz tamamen öyle düşünmediğiniz halde, Türklerdeki #daletin bizdekine mürecdah olduğunu söyleyiniz; size arzedeceğim levhayı dik. katle tamik ediniz. Eğer kendinizde eh- liyet ve kabiliyet görüyorsanız bizdeki o zarar veren fazlalığa bir çare gösteriniz ve bizim ifratımızı tashih ediniz. Fakat e*lığı methetmeyiniz. Padişah ayni zamanda hilâfete de ve- ristir ve askert hükümetin şefidir. İstib- dadı Kur'an üzerine müessestir. Bu kite- bın tefsiri münhasıran filema heyetfne aiddir. Her şeyde şeralte tâbi olmak, her şeyde hükümdara itaat etmek lâzımdır. Bu iki nüfuz ve kudretin membaları birbi- rinin aynidir. Hukukları müsavi olan fa- kat menfaatleri ayrı bulunan iki nüfuz ve kudret arasında tevellüd edecek mü- nakaşa ve müsademe şimdiden tahmin olunabilir. Kendi kendine zarar vermek kudretinin bunları çok kere birleştirdi. yasalarmın düşmüş olması dolayısile İ çıkması muhtemel olan müşkül vazi « yeli önlemek için nizamnamede baz) tadiller yapılması teklifinde (o bulun « muşlardır. İhvacatcılar bu teklifler a « İ rasında bilhassa yumurta ihrac nizamı» namesine göre yumurtaların siklet ve temizliklerine göre sınıflara ayrılma « sına itiraz ederek onaturel yumurta, yani çatlak, bozuk ve kırık (olmıyan yumurtaların doğrudan doğruya ihra « cna müsaade edilmesini (ve sanayis mahsus yumurtaların kirli tolerans nis betinin arttırılmasını istemişlerdir. Evvelki gün beş saat vedün de üŞ saat süren toplantılarda uzun müzake relerden sonra tacirlerin (temennileri kabul edilerek natürel adı altında bir yumurta sınıfı ihdasına ve bunun için nizamnameye kayıdlar ilâvesine karar verilmiştir. Ayrıca yumurtaların kirli tolerans nisbetleri hakkında da yeni nümuneler hazırlanması tekarrür et « miş ve toplantılara nihayet verilmiş « #ir. Bu yılın yumurta tiplerinden de nümuneler hazırlanarak Vekâlete göns derilecektir. İç ticaret Umum Müdürü Mümtaz Rek, bu akşam Ankaraya dönecek ve tesbit edilen mukarreratı İktisad Ve « kâletine arzedecektir. Yumurtani zamnamesindeki tadilâtın önümüzdeki iu