22 Şubat SON “POSTA Filistin meselesi: Yirmi Senelik Bir Aldatmanın Sonu İtilâf devletlerinin San Remodaki tevzii mükâfat celsesinde herkes hissesini|! aldı, yalnız Arablar elleri böğürlerinde olarak ve en feci aldatılmış bulunduklarını anlıyarak dımdızlak kaldılar ( ingilizce “ Daily Herald ,, gazetesi yazıyor | Filistin meselesi halletmek için Londrada toplanan konjeranstan iki intiba «Aldatmaya kallıştığımız ozaman ne karışık bir ağ örmekteyiz.» İngitiz hükümeti ile Sir Henry, Arab istiklâli meselesinde Filistin meselesi ka- le alınmamıştır diye iddia eğiyorlar. Hal- Filistinin Arab kalacağına, Yahudiler de sızlar ise, buranın beynelmilel bir mın- | Yahudi yurdu olacağına inandılar, Fran. | düğÜn yaptırmıştı. | o Tarihden sayfalar © | Osmanlı tarihinin en büyük düğünleri Düğün münasebetile padişah tarafından verilecek ziyafetlerdeki ye- mekleri pişirmek üzere 150 hassa aşcısından başka hariçten de 300 aşçı tutulmuştu. Düğün günlerinde 200 tablakör, 150 saka, 1000 den fazla meşaleci, 300 tersane esiri hizmet etmişlerdi. ( Son Postanın tarihi bahisler muharriri yazıyor ) Hicri 1086 yılında Dördüncü Meh -|ki, fevkalâde güzel bir şehname, va - med Edirnede #ki parlak, muhteşem rakları oymalı nefs bir kitab, mücev. her takımlı bir küheylân at, üç sade at, Evvelâ iki oğlunu sünnet ettirmiş;| bir elmaslı surguç, üç aded şuh ve dilâ- önle Şeklin; alinağum andılar, isonra, kızı Hatice Sultanı sevgili göz -İra gılman, beş bohça kıymetli kumaş Hafbuki, İngiltere hükümetinin hakikt|desi Kuloğlu Müsahib Mustafa paşaya | vermişti. İkinci şehzadeye de buna ben vermişti, zer hediyeler sunmuştu. Düğün hazırlıkları aylarca evvelin «İ Bu meşhur sünnet düğününde afyon den başlamıştı. İstanbuldan, Pehlivan| tiryakileri arasında bir tiryakiler ko - üstemlekât (nazırı Malkolmly. a ai” gn aksini söylüyorlar ve Makdonald bu sıralarda, Lord| ,biz böyle anlamadık» diyorlar. İ Marmionun bu meşhur sözleri söylediği! Her ne hal ise, yukarıda cereyan şek-jniyeti, arzusu Pilistinin tamamile İngiliz taman ne kadar haklı olduğunu, arasıra | lini anlattığım bu muameleden sonra İn-| büfuzu altında kalması, hattâ İngiliz hü- Ölşünmüştür. Zira, yuvarlak masa kon-| giltere, Fransa ve Rusya ile tamamile kümranlığına geçmesi olduğunda en kü- feransının açmaya veya kesip atmaya başka bir pazarlığa girişti. Bu pazarlık, | çük bir şüphe bile yoktur. talıştıı bu Filistin ağı, aldatma ameli- Yesinin bariz bir neticesidr. Bu hikâye, oldukça karışıktır. Fakat konferansın mahiyetini lâyıkile anlı- Yabilmek için, Filistin masalını da bil- Mek iktiza eder. 1914 sonbaharında 1914 sonbaharını hatırlayınız. Türkiye be girmek üzeredir. Askeri kuvveti, "ratejik mevkti, * sultanının bütün Asya| Ye Afrika müslümanlarımın başı olması. Yahni halife bulunması münasebetile Al Manlar için bulunmaz, eşsiz ve mühim Yardımcı, müttefik... Türkiyenin zâlı Pekat Türkiyenin zayıf bir noktası Vardı: İmparatorluğun Arab tebaaları İsyana, shtilâle, öz kurtuluşları için harb Wmeğe aleste bir halde idiler, Kopacak| n bir Arab ihtilâl - askeri ehemmiyeti raf - sultanın islâmlar üzerindeki Mikimiyetini sarsacak, belki de sıfıra, hi- * indirecekti. Zira Mekkeye buyruğu #şmiyen bir halifenin, halifeliği su gö- Mrür.. Kiçner (Harbi Umumideki İngiliz Har- biye nazırı) bu vaziyeti pek iyi anladı, adı. Arab liderleri ile gayet gizli tu- limak şârtile (zira böyle bir şeyin mey- çıkışı hiyaneti vataniye addedilir. Ü) müzakerelere başlandı. Mısır fevka- komiseri Sir Henry Me Mahon ile Mekik, Şerifi Hüseyin arasında uzun bir rlıktan sonra bir anlaşmaya varıldı. . Arablar isyan ediyorlar Arablar baş kaldırmayı kabul ettiler. Kileri de hakkile yerine getirdiler. izler, O harbden muzaffer çıktığı takdirde «Mekke şerifi tarafından teklif Bilen hududlar dahilindeki bütün mın» ykalarda yaşıyan Arabların istiklâline irdum edeceklerini, bu istiklâl tanıya “ıklarmı, vâdettiler, kat, bugünkü Suriye, Irak, Filistin, abistan ve Maverayışeriayı topyekün dabi akil tanımak, bu hududları kabul e- ilmek için bir mahzur vardı. Henry 24 Birineiteşrin 1915 te şöy- yordu: Tsin ve İskenderun mıntakaları ve tar rin Şam, Humus, Hama ve Halebin ina dilşen parçalarının tamamile A- olduğu söylenemez, binaenaleyh da, u bahsedilen hududların içerisine MAZ, ka isin ve İskenderun bizi alâkadar et Mâç Bizim için bahse mevzu olan nokta sti Mev'ud Arab istiklâl işinde Fi- Meselesi var mıdır, yok mudur?... VE yaz İmuzafferiyetten sonra Osmanlı imparâ- torluğunun yağma Hasanın böreği gibi İtaksimine dalrdi. Rusya (Çarlık Rusyası) İstenbul Anad yun şarkını alacaktı. Fransızlara Kilikya, Suriye ve Musul düşüyordu, İn- giltere, Irak ve Hayfa limanı ile tatmin edilmiş oluyordu. İmparatorluğun diğer | parçaları İngiliz ve Fransız «himayesi» altında kalacaktı. Üç taleb ve iddia Biraz sonra, İlalyaya Anağolunun gâr- bı vüdedildi. Arablar ise Kızıldeniz sa- hillerile merkezi çölü alacaklardı! İ Peki, Filistin ne olacakti? Her üç dev- let te Filistinin kendisine aid olduğunu iddia ediyordu. Bittabi hiç birisi de bir noktada uyuşamıyordu. Nihayet şöyle biz hal şeklinde mutsbakat hâsıl oldu: Filistinde, diğer müttefikler ve Mekke İ şerifinin mümessillerile anlaştıktan şon- ra, şekli tayin olunacak beynelmilel bir idare bulunacaktı. bile verilmedi. Haber verilmiş olsaydı, Arab ihtilâl suya düşecekti ve meşhur Lavrens mücadelesi olmıyacaktı. bu gizli muahedeleri neşretmesile yazi- yeti öğrendi. Fakat ona, bütün bunların dalavere olduğunu, bolşeviklerin ortalı- Za müşkülüt çıkarmak için böyle vesi- ikalar uydurduklarını söylediler. O da kandı. Birçok vâdler İşte bu da Ikinci muamele idi. Üçüncü muamele de Siyonistler ise oldu. 1915 se- nesinin iptidalarında İngilterenin Filisti- İni ilhak ederek oraya üç veya dört milyon Yahudiyi iskân etmesi hususundaki tek- lifin müzakeresi epeyce uzun sürdükten sonra, 1917 İkineiteşrininde meşhur Bal- for beyannamesi neşreğildi. Bu beyanna- me, karakteristik bir surette vüzuhsuz idi. İçinde şöyle deniyordu: «Majestenin hükümeti, Filistinde Ya. hudi halkı için bir millt yurdun kurulma. sını müsaid bir surette karşılar ve bu hedefe varmak için de elinden gelen ko- laylığı göstermeğe çalışacaktır.» «Milli bir yurd kurulması: demekle bir Yahudi devletinin kurulması kasto- lunduğu Yahudilere temin edildi. Bun- dan pek çabuk gucunan Arablara da: — Hayır, boşuna telâş ediyorsunuz; bundan maksadımız, daha hâlâ Türkle- rin elinde bulunan yerlerden kurtarılan bütün halka istiklâl vermek, muhtar bir hükümet idaresi temin etmektir» denildi, Binaenaleyh harb sona erince, Arablar, Fakat Mekke şerifine bu hususta haber | Şerit Hüseyin, bilâhare bolşeviklerin | Arablar aldatıldı Sulh konferansının kaplumbağa söra.| til iyen pazarlıkları esnasında, Fran sızlarla Yahudiler oldukça tatmin edii- diler, Fransa, başka yerlerde tavizat ala- irak (Şamdaki Arab kuvvetlerini dışarı atmak ta dahil olarak) Filistindeki hak. larından vazgeçti, Yahudi liderlefi, Balfor beyannamesi. nin Filistinde, yeni rejimin resm! ana| hatları olarak tatbik edilmesile memnun edildiler, Ve San Remodaki İtlar devletlerinin tevzii mükâfat “celsesinde, İngiltere Fi- listin mandaterliği ile mükâfatlandırıldı. Yalnız Arablar tamamile elleri böğründe olarak ve en fecli aldatılmış olduklarını anlıyarak dımdızlak keldılar, Emir Fay- sal bir ara Siyonist lideri doktor Wizman ile pazarlığa girişti. uyuştu, Fakat bu an-| laşma, âsla yerine getirilemiyen şartlar. Ja dolu idi. Onun için de bir türlü tasdik (olunamadı. İ Arab liderleri 1919-1920 anlaşmasına lasla yanaşmadılar, Filistin halkının ise irabda yeri olmadığı için, onlara bir şeycikler sorulmadı bile... Derin, tembel bir nikbinlik havası i- çinde yüzen İngilizler Arabların sükü. net bulacağını ve Yahudilerin de İngiliz idaresi altında himaye gören bir ekalli- yet halinde kalmaktan ebediyen memnun kalacaklarını ümid ettiler, Bu nikbinlik ve :ki yüzlülük halitasın- dan bu facia vukua geldi, Arablar evvelâ 1920 de baş kaldırmışlardı. Aradan 19 se- — Sa mn rağmen Filistinde sü- ünet, huzur yerleşmiş değildir. Di. ini tefrikaların da Filistindeki huzursuz- ilukta amil olduklarında şüphe yok. Fa- kat bu huzursuzluk, ayni zamanda 20 se- e evvelki iki oyun bozanlığının netice. sidir. İ. Ho Ahmed kolu ve Cevahir kolu gibi meşİçusu tertib edilmiş, bir de, bütün İs - Yüksekkaldırımda Bir sapkacı dükkânı Yandı Dün akşam #aat 20,20 de Yüksekkal dırımda 75 numaralı şapkacı dükkânın da bir yangın çıkmıştır. Yarım saat süren yangın neticesinde dükkân ta - mamen yanmıştır. Yako Yakova ismin. de birine ald olan dükkân 2 katlıdır. Birinci Kalını şapkacı işgal etmekte - dir. Diğer iki katı ise gayrimeskündur. Gerek dükkün, ve gerek üst katlar si « gortalkdır. Yangının neden çıktığı he- nüz anlaşılamamıştır. Tahiikata baş » lanmıştır, hur oyuncu kolları getirtilmişti. Bu o- yuncu kolları, her biri bin can yakmış, ban'manlar yikmış dilber (o köçekleri, rakkasları, sazende ve (hanendeleri, canbaz ve pehlivanları ile meşhurdu:! Biri Ahmed kolu töbir olunur. Mihir, kübanını görse tulunur, Birisi dâhi Cevahir koludur, İçi mehparelerle doludur. Bunlardan obaşka Mısırdan da bir «Misir kolus gelmişti. Ayrıca Edirne -| nin de bir «Edirne kolu» vardı, Gene İstanbuldan, ne kadar saz ta « kımları, kuklacılar karagözcüler var * İsa Edirneye çağırılmıştı. Bütün bu o - yuncular, sazendeler ve cambaz ve hok kabaz takımları Edirnedeki konaklar - da misafir edilmişlerdi Hatice Sultanı Müsahib Mustafa pa- şanın sarayına götürmek için baştan -| başa her tarafı gümüşten bir araba yap tırılmıştı, Düğünler münasebetile padişah tara- fından verilecek ziyafetlerdeki yemek. leri pişirmek üzere 150 hassa aşçısın- dan başka haricten de 300 aşcı tutul . muştu, Düğün günlerinde 200 tablakâr, 150 sakâ, 1000 den fazla meş'aleci, 300 ter- | sane esiri hizmet etmişti. | Padişah tarafından devlet ricaline,! büyüklere ve sefirlere verilecek ziya - fetler için de 37,000 tavuk, 5000 kaz, 6 bin ördek hazırlanmıştı İzniğe gönderilen Çinicibaşı ile şe » ker dağıtmak için 300 mevlid tabağı, 700 âdi tabak, 1500 kavanoz, 300 çini sürahi yaptırtılmıştı. Büyüğünün adı Mustafa, küçüğünün ki Ahmed olan şehzadelerin sünnet düğünü on beş gün on beş gecesür- müştü, Bu vesile ile, başta Sadrazam Köp - rülüzade Ahmed Paşa olmak üzere bü- tün devlet ricali, düğüne davetli olan ulema ve âyan, ecnebi sefirler, düğün günlerinde alay gösteren esnaflar, Pa- dişaha ve oğullarma kıymetli hediye - ler takdim etmişlerdi. Meselâ Fazıl Ah med paşa Dördüncü Mehmede: Mücevher etlâH nefis bir Kur'anıke- rim, Şeyh Nizaminin nefis bir nüsha olarak «Mahzenülesrar» adındaki kita- bını, mücevher takımlı bir Oküheylân at, murassa bir altın kâse, bohça bohça kıymetli kumaşlar vermişti. Büyük şehzade Mustafaya da: Mü - cevher cildii bir Kur'amkerim, Câmi - nin nefis bir nüsha olarak «Tuhfetül - ahrar» adındaki kitabını, eşsiz bir mev tanbul ve Edirne şekercilerinin iştira kile bir şeker alayı yapılmıştı. Şekerciler, her birini üç dört ada « mın taşıdığı şekerden yapılmış filler, atlar, balıklar, horozlar. (iki yüzden fazla hayvan şekilleri geçirmişlerdi. Geceleri, çarhıfelek, pervane, püs - kürme. çeşid çeşid fişekler atılmıştı. On bir yaşını bitirmekte olan şehza - de Mustafa, has odada etrafı cevahir. li perdelerle kapatılmış. bir gümüş tah tın Üstünde sünnet edilmişti. Ameliya- tı, Cerrahbaşı Nuh Çelebi yapmıştı. Bu on bes gür içinde iki sahzade i - le beraber 2000 de fakir çocuk sünnet edilmişti. Bu büyük sünnet düğününü Hatice Sultanm evlenme düğünü (takib etti, Bu da on sekiz gün on sekiz gece sürdü. Damad Kuloğlu Mustafa pasanın ce Hin Sultana verdiği hediyeler fevkalâ « de kiymetli idi: Bir elmas yüzük, mücevheri bir tac, mücevherli bir surguç, mücevher pul- Tu duvak, mücevherli kemer kuşak bir zümrüd küpe, mücevherli bilezik, mü. cevherli ayna, mücevherli taç kutusu, mücevherli nalın, o mücevherli topuk mesti, mücevherli çizme, diba kaph kürk, bir bohça ayak bezi denilen telli kumaş... Hatice Sultanın cihazına gelince Ak tn ve gümüş ev eşyası, bakır takrmı, som sırma İşlema eşva ve mücevherat. tan mürekkeb, gözleri karartan bir ih- tişamda idi, Reşed Ekrem Romatizma ilâcı içen bi etrafına saldırmıya başladı Müddeiumumilik, garib bir iddiayş tahkikle meşguldür. İddiaya göre, Hasan isminde bir a. dam Haseki hastanesinde romatiz - madan kurtulmak için bir ilâç almış, fakat evine gidip bu ilâcı kullanmağa başlayınca kendisinde delilik alâmet - leri başgöstermiş, etrafına sdldirmak teşebbüslerinde bulunmuştur. Bunun üzerine Cerrahpaşa hastana sine kaldırılan Hasan, dün de adliye doktoruna sevkedilmiştir. Adliye dok - taru Enver Karan, ilâcın bakiyesile re- çetenin Tıbbı Adliye sevkedilerek, i « lâcın tahlil edilmesine lüzum görmüş- tür. Hâdise, ancak Tıbbı Adlinin verece - ği raporla aniaşılabilecektir.