12 Şubat 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

12 Şubat 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Balkan Antantı Konseyinin Bükreşte Yapacağı toplantı Yazan: Muhittin Birgen (Baştarafı 1 inci sayfada) geleceği şüphesizdir. Hattâ, bu kadar da değil, içinde bulunduğumuz çok vehiikeli dünya vaziyeti, pek tab'i bir salk halinde, Balkan devletlerini daha kuvvetli bir ruh ile birbirlerine doğru yaklaştırmakta ol- duğundan. mukarrer Bükreş toplantı » sında muhtelif Balkın merileketlerini temsil eden şahsiyetler, aralarında Bal kanlı tösnüdü ve Balkanlı menfaat bir- ği fikrinin bir hayli ileri gitmiş oldu - Bunu görerek memnuniyet duyacaklar - dır. İşaret ettiğimi: de ırara lüzum var midir? Dün di aralarında bir türlü pa; alarını şu küçü türlü sığdıramıyan büyük dü ve İleri arasındaki rekabet ve mücadele gidi pi sön haddini buldu. O kadar korkular »şmanın her'4p bir emri vakif / a şartları üzerin almaktan vazgı Balkanlara şu hakik östermiştir ki Balkan m ük: devletlerin peykleri mevkiinde bulundukça zarardan beşka bir şey gür- müyorlâr. Bunun için. Balkanlılar, ken - dilerini bu nevi zarorlardan u Vindsor Dükünün Dostları cemiyeti Woğru yürüyor. * Hakikat bundan ibaret olduğu halde bu| vaziyeti yanlış bir gözle görenler de yok değildir. Meselâ, Solyanın eski gazete » erinden biri olan Mir gazetesi, geçen ayın son günlerine doğru Türkiyenin haric giyasetine dair yazdığı bir makalede An - karadaki hükümet tebeğdüllerinden bah- insan düşmunından zâf ve korkaklık dolamsile nefret der, gene ayni sebeble intikâm almayı düşünür, fakat tem. elik dolayisile sükün bulür, gene ayni sebeble gederken doktor Rüşlü Arasın Harie'ye Vekâletinden çekilmesi üzerine Türki yenin Balkanlık politikasına karşı gös terdiği bağlılık duygusunun gevşiyeceği Nevyorkta kurulmuş olan «Vindsor Dü- künün daşiları cemiyetiz senelik toplan - ismi yapmıştır. Toplantıda bulunamı - yan Vindsor Dükünün şerefine içilmiş, ve | Mütaleasında bulunmuştur. “öemekrast ve sulh fevkalâde elçisi> diye Sofyah arkadaşımızı bu fikre sevkeden | adlandırılarak kendisine bir tebrik telgra- sebeb veya sebeblerin ne olduğunu bil -jh çekilmiştir. Resmimiz, toplantı müna- mediğimiz için, onun hesabına bir şey| sebetile verilen ziyafeti gösteriyor. söylemeğe lizum görmüyoruz; fakat, kendı hesabımıza derhal şunu söyliye -| mını bugün büyük bir salâhiyetle işgal biliriz ki Mir gazetesi çok hatalı bir mü.|eden İsmet İnönü. Balkan tesanüdü si - gahede yapmıştır. Böyle bir şey ne vaki» yasetini, herkesten evvel sezip, herkes- dir, ne de vukuuna imkân vardır. Tür -|ten evvel kurmıya teşebbüs etmiş, bu u- kiye, dün olduğu gibi bugün de Balkan |Zurda adım adım yürüyerek o kadar bö- tesmüdü fikrinin en sağlam taraftarıdır. | yük emekler sarfeylemiş olan İsmet İnönü Hattâ dahasını da ilâve edebiliriz: Bu -| bugünkü devletin reisi mevkiinde bulu- günkü taraftarlık, dünya ahvalinin bu -)7urken nasıl olur da Mir gazetesi böyle günkü gidişi içinde, dünkünden bir kaç YAYNIıŞ fikirlere düşebilir? defa daha kuvvetlidir. Diğer taraftan bugünkü Hariciye Ve - kilimiz de - eğer mutlaka şahıs aramak Jâzımsa - şahsan bu siyaset iş olan Bugünkü dünyada milletlerin harici 8İ-| insanlardan biridir. e ği yasetlerinde değişme sebebleri, eskısin *| karada bulunduğu zamanlarda. ekseriya de olduğu gibi, kısmen de şahıslara bağlı| kendisine vekâlet etmiş olan Şökrü Sa - değiklir. Bugün, her millet, kendi baya-| racoğlu, bu siyasetin sade pasif bir muak tanın harici münasebetler bakımından #h-| kibi değil, belki de aktif bir yapıcısıdır. tiyaçlarını ve zaruretlerini uzun uzadıya| Bütün bunlardan sonra, şimdiye ka - tetkik ettikten sonra kendisine bir esashİdar, muhtelif vesilelerle, Devlet Relsj - siyaset tayin ediyor. Bu siyaset, millet İmizin. Başvekjilerimizin, yeni Hariciye için, dünya şartlarında pek büyük ta -| Vekilimizin harici siyaset bahsinde söy - bavvüller vukua gelmedikçe değişmez ve|İlemiş oldukları sözler, rejimin her sa - daimi bir istikamet ifade eder. Şahıslar) hadaki istikrar arzularını teyid ederken, değişebilir, fakat, bu suretle tesbit edilen! harici siyasetle de ayni esaslar üzerinde siyaset dalma ayni kalır. durulduğunu kâfi derecede göstermişken Balkan devktleri arasında tesnrüdlartık Sofyalı arkadaşımızın düşündüğü fikri ve bu fikir üzerine kurulmuş olan! gibi bir siyaset hatıra gelebilir mi? siyaset te bu nevi esaslı siyaset unsur - Muhittin Birgen larından biridir. Atalürk devrinin, Tür - kiye vaziyetini derin bir tetkikten ge - Hariciye Vekilimiz Şirdikten sonra tayin ettiği bu istikamet,| Ankara Ji (Hususi) — Hariciye Vekili gerek Türkiyenin ve gerek alâkadar Bal-| Şükrü Saracoğlu bugünlerde Bükreşe ha- kan devletlerinin hayati ihtiyaçlarına tam| reket edecektir. Şükrü Saracoğluna ha - bir tetabuk ile uygun geldiğine kani bu-| riciye daire şeflerinden Sedad Zeki re - İunduğumuz için bunda değiştirilecek hiç| fakat edecektir, bir nokta bulunması ihtimali yoktur. * | Doktor Arasın Hariciye Vekâletinden çekilmesi hâdisesi ile bu siyasette bir de- Bişiklik vukua geleceği hakkındaki mü - talea, sade bu esaslı prensib bakımın - dan değil, daha başka bakımlardan da yanlıştır. Bir kere, bu siyaseti kuran ve tatbik eden doktor Arasın şahsı değildi;| bu siyaset on beş senelik bir rejimin ma- hdır. İkinci derecede, eğer her hangi bir siyaset için istinatgih teşkil &decek her hangi bir şahsiyet aramak mutlaka 1â - gımsa, bu noktada doktor Arastan evvel gözümüze çarparak bir şahsiyet vardır: Türkiye cümbhuriyetinin Reislik maka - İSTER Dün — çıkan gazeteler ekalliyetlere zyorlardı: medi, diyorlardı. ettiği şekilde tatbik edemezler, hülâsa İSTER İNAN, mühim bir para sıkıntısının baş göstermiş olduğunu ya - — Barılarında öğretmenlere üç aydanberi aylık verile - Doğrusunu söylemek lâzım gelirse derd yeni değildir. Seneler vâr ki, ekalliyetlere aid okullar ya öğretmen bula- 'mazlar, ya para bulamazlar, yahud da programlarını icab ğülse, diğerinden muztaribdirler, gazeteler sıkıntının sebe- SON- POSTA — Zayıf insan, kuvvetli insan intikam - intikam almayıda mları kendilermi SÖZ ARASINDA mal Ruzveltin karısının Hergün bir ikra | Bir tek kadeh : | j © Bekri Mustafa bir gün bir kaç ta ji mıdığile beraber oturuyormuş. (Bİ i akşam evvel hastalandığını anlatmış: i O— Bir tek kadeh rakı içtim. mi İ dem altüst oldu. i Bekriyi iyi tanıdıkları için şaşır i mışlar: $ — Birtek kadeh raki senin mideni $ altüst etti ha.; Sakm sayıyı şaşırmış İ olmıyasın? İ — Hayr, şaşırmadım, bir tek ka- i deh olduğuna eminim, on beşinci ka- İ dehe kadar bir şeyim yoktu. On be i şinciden sonra içtiğim bir tek kadek yüzünden böyle oldum. Yaman bir hırsz Olan iklız 14 ve 15 yaşlarındaki bu iki Nevyorklu genç kız, hususi otomobili ile gezmeğe çıkan bir Amerikalıyı tabanca ile tehdid ederek parasını almışlar, zavallıyı don gömlek bırakmışlar, sonra da, bir tren istasyonunu soymaya kalkışmışlardır. “asik bir dağa” Bir yol kazasında bacağı kırılan bir İngiliz mühendisi 6 aydanberidir se - viştiği genç kızla nişanını bozmuştur. Bunun üzerine kızın ailesi zarar ve zi. yan isteğile mahkemeye müracaat etmişlerdir. Delikanlı kendisini müda- faa ederken şöyle demiştir: Bacağım kırıldı. Altı ay hasta yat - tım, Altı defa da ameliyat geçirdim. Ne de olsa bir topaldan farkım yoktu. Dolayısile, artık, nişanlımla yürüyüşe çıkamıyacak, densedemiyecek, tenis oynıyamıyacaktım. İşte bu düşünceler. İSTER ai3 okuliarda gene Kuvvetli karaktere ve sağlam vasıtalara malik olan in- sanlara bakınız, Düşmamlarından nefret etmedikleri gibi Sözün kısası İleri gideceğiz.. Evet! E. Talu pP ek dürüst ve kıymetli Dahiliye Vekilimiz Bay Faik Öztrek vi- lâyetlere ve umumi müfettişliklere çok mühim ve dikkate değer bir tamim gör derdi. Bunda, son bir iki ay zarfında bulanık suda balık avlamak istiyen kötü insanların çıkarmış ve yaymakta buluns muş oldukları dedikoduları susturacak kati bir sarahat vardır. Böyle bir tamim lâzım değil, İnkilâbımızın “başladığı gündenber attığımız ileri adımlara taassubun 2 rile üyuşmuş partal bâcaklarını uydur madıkları için, onları durdurmak ve tâ mümkünse geriletmek isüyen kara küvvet mensublarına, emellerinin nu ka- dar-vâhi olduğunu son bir defa ve en salâhiyetli ağızdan teyid etmek pek ye * rinde oldu. Biz, candan çümhuriyetçiler ve halk « silar, muhterem Faik Öztraka teşekkür ederiz. Onun kendi tabirile; «Milletimizi, J&- yik oluğu terakkiye eriştirmek için inkılâb prensiplerini sadakatle ve tam bi temizlikle, biz de, takib edeceğiz!» Buna, Atatürkün sağlığında onun bilâ hare de Millt Şefimiz Ismet İnönünür. asil ve temiz huzurunda and içmişiz. Hüs kümetimize zahir olan Cümhuriyet Halk Partisinin, teşkilâtı esasiye kanunumu « zun hükümlerine dahil altı umdesi bi « zim de umdelerimizdir. Başkalarını ta « mimâyız. Ve o umdelerin tâhâkkuku için, taarruzdan masuniyeti için, inkılâbımızın selâmeti için, başladığımız mücahedeye #cwvam edeceğimize ahdimiz var, Bi; ximiz? Bir değil. bin değil. milyo. nuz, milyonlarız. Adımız Türktür. Ço « Vaşingtonda hastaneyi gezen .İğumuz, kara kuvvetin, hasretini çektiği Plan re geerkei cehalet ve maddi ve manevi sefalet dev« bir bebeğin bacağının çocuk feletne uğra rine yetiştik, bugünle mukayesesini ya « muş olduğunu öğrenince hemen yavallı -|PaCaK çağda ve vaziyetteyiz. İçimizde, Bn yanına gitmiş ve yavruyu tatlı göz -| Gözlerini cümhuriyet devrinde açmış ve lerle teselliye çalışmıştır. Bilindiği gibi vicdanmı bu devrin nurile ışıklandırmış kocası Ruzvelt te çocukluğunda ayni has- asil gençler de var. Hiç birimiz, mazininf tahığı çekmiştir. kısmen dahi hortlamasına müsaade et » miyeceğiz. Sayısız cümhütiyet ordusunun her ferdi, sırası gelince bir Kubilâydır, Hindistanın en zengin | Bunu herkes büsini Halk Partisine dayanan milf hükü « mihracelerinden biri öldü metimizin her hamlesinde zahir olacağız Hind mihraceleri arasında zenginlik| Ve daima, daima ileri gideceğiz. Zira ge #tibarile üçünet gelen Baroda mihra “İzik, Türklükle, bu mukaddes sfatle ka cesi Gekvar, 76 yaşında olarak Bom -| ii veli i , ogi şk Y bili telif değildir. Hızımızı aldık, devam M7 e eğ va eğ edeceğiz. Dünyanın, celbettiğimiz hayret 12 , 5 > İve-kazandığımız hürmetini muhafazaya yaşında iken, kendisini evlâd edin-İ ve artırmağa niyetimiz var, Bu hayret ve miş olan babalığının yerine geçen mih-| hürmete nakise getirmek istiyenler biz- race, diğer Hind prenslerinin en oku -İde- “'amazlar. muşu idi, Ülkesinde serbest ve mecbu-| «4 inkalâbınım :n seçkin ve azimkâr Tİ tahsil sistemini kurmuştur. Şimdilbir şahsiyeti, prensiplermizin en yiğit Baroda eyaletinde 25 bin tane tahsil|bir müdafii bugün başımızda bulunuyor, müessesesi vardır. Ayrca sayımz sey-İ Hükümet, onun yüksek itimadını kazın» yar kütübhaneler bü eyaleti baştanba-| mış temiz ve nec'b ellerdedir. şa dolaşmaktadırlar. Biz o mübeccel Şefe ve onun hüküme- Mihrace samimi bir san'at âşılıdır.İ'tine hulüs ile bağlıyız. Sarayında Hind ve Avrupa ressamla -| Cihanın bu karma karışık vaziyetinde rının en güzel eserlerinden mürekkeb) İsmet İnönü gibi bir Devlet Reisine mas bir müzesi vardır. Sarayın HindH or .|lik olmak bir nimettir. Onun etrafında kestra takım, Avrupada eşine rasla -İtoplanarak arzedeceğimiz vahdet man « nılmıyacak kadar mükemmeldir ve|zarası da bizim en büyük kuvvetimiz o « en kuvvetli san'atkârlarla kadrolan -Jlacaktır. mıştır. Altı okun şerefle temsil ettiği altı ur. Mihrace, 1936 senesinde elmas jübi.|deye sadık kaldığımız içindir ki istikbal lesini kutluladığı zaman bugünün şe -| korkusuz bakabiliyoruz. Bu hakikati an- retine yaptırdığı som altından bir ara-İlamamak, bu vaziyeti kavramamak, eğer baya hinerek jübileye gelmişti. suiniyete makrun değilse, ancak belâ « di hatle izah edilebilir! Buna rağmen, mahkeme mübendisi 2 bin İngiliz Mirası ödemeğe mahküm etmiştir. düşünmezler, bunların an kuvveti kal- korumaktan ibârettir. E. Talu İNANMA! bini ekalliyetlere sid okullarla bu okulları idare etmekte olan mütevelli heyetleri arasında sik sik çıkmakta olan ih. tilâflara atfetmektedirler. Kısmen bü olabitir, fakat hakiki sebebi bu okulların birinci derecede rağbeti, ikinei derece- de hikmöti vücudü kaybetmiş olmalarıdır. Binaenaleyh biz, derdin birinden ğe- | sınıflardan itibaren İNAN, İSTER ekalliyetlerin kendi mekteblerine malik olmaları hakkına hiç bir şey dememekle beraber, vaziyeti düzeltmek için sayılarını eksiltmenin ve talebelerini de hiç değilse orta resmi okullara yollamanın en kestirme yol olduğuna inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: INANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: