28 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

28 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kanapede Kanapede birbirle- rine yâkın oturuyor- lardı: z * — Sana kalbimde bir yer ayırdım. — Sahi mi? — Evet! — Biraz öteye git- #en de kanapede de bir yer ayırsan! Vasiyetname — Ne yazıyorsun? — Vasiyetnamem!! kime bırakıyorsun? Hasta zaman beni iyi ede- ığım cek olan doktora! — Kullandığı dudak boyası en adi cinsten; — Yüzünü göremeden nasl anladın? — Kavelyesinin yüzünü gördüm, KAHKAHA SOX POST Bilmem Karı koca, bir şap- kacının önünde dur- dular, Kadın came Xl) kândeki bir şapkayı 9) kocasına gösterdi: P —Bu şapkayı na- sıl buldun? — Bilmem, — Güzel deği mi? — Bilmem, üzeri ii ne İlat eliketi koy- $ manışlar. Rafaelin Bir tablo gösterdi- ler: — Rafaelindir.. — Emin misiniz? — Muhakkak, hat- na dair elimizde ve sikalar var. MODA Ri Kadın son süratle geçen bir trene bak- tu — Ne çabuk geçti! Dedi ve ilâve etti: — Tıpkı moda gibil * Cenabihak, Grkeğin başma belâ ol- sun diye yarattığı kadının da başına biri belâ musallat etmiştir: Modal * — Yirminci asırda kadın hürdür, di -| yenler çok aldanmışlardır. Yirminci a - #ırda kadın modanın esiridir. * — En çabuk dünyayı dolaşan devri â - Jem seyyahı kimdir? — Modal * i şapkayı gördüler: | kadın, ön adım yürüdü, Şap-! nler güldüler. * — Kadınların erkek elbiseleri giyme- leri moda oluyor. Dediler, çok üzüldüm. Üzüldüğümü hissettiler; sordular: — Neye üzüldün? — Üzülmez olur muyum, derli toplu cekellerimiz, pantalonlarımız da kadın- Jar yüzünden şekillerini değiştirecekler. asıl şekillerini değiştirecekler? — Nasıl mı, bir gün ceket yakası ma- vi olacak, bir gün bir kolu pembe, öteri yeşil ol: pantalonlar sık sık kısala - , darlan; ak, bollanacak! — Bir resmimi yaptırdım. Yanımdaki de köpeğim! — Sağdaki sizriniz değil mi? Yükselmek Kadın, arkadaşına kocasından bahset- tiz — Evlen — Sonra yükseldi: — Eskiden ne idi, şimd! ne oldu? ünde pedikür yapardı, şimdi ayni enstitüde saç kıvırıyor. * Pot Yeni nişanlılar buluşmuşlardı. Nişanlı kız, nişanlıser «pi keğe söyledi: Je — Seninle bu- #5 gün Adaya gide - lim! — Bu havada A- 7 dada ne yapaca « ğız? — Çok mühim bir şey.. benim arkada şım Zehra Adada oturur, ikide bir bana «seninle nişanlanacak budala dünyaya gelmemiştir!, derdi. * Düşünce Erkek, kıza ilânı aşk etti. Evlenmek istediğim. söyledi: — Bana varır « sanız, dedi, bütün mekle ğim! Kız düşündü: — Ne düşünüyorsunuz? — Ben o zamanda ne ile vakit geçire - ceğim, * Aksi İki ayyaş konuşuyorlardı. Birinci ay - yaş: Ben fazla İçersem, uyuya de mam! — Demek uyursun? — Hayır onu demek istemiyorum, yani uyuduğum zaman içki içemem! iğimiz zaman kocam çok aşağı bir işde idi. birdenbire — Arkadaşı sor. — Tuvaletinizle fazla meşgul obuyor, fazla vakit koybediyorsunuz. — Bilâkis bay şef, burada çalışmya başlıyalı bir hafta oldu; üç kişiden iz- divaç teklifi aldım, Ii BOYA I Eskiden sokakta durmuş bakıyorlardı: — Neye bakıyorsunuz Demişlerii, Durarlardan vezmişti; — Boyalı bir kadın geçiyordu. Şimdi sokakta durmuş bakıyorlardı: — Ney bakıyorsunuz, dediler, Daran - lardan cevab verdi: birl cövab — Boyasız bir kadın geçiyordu. * İ Kadınlar ne tuhaf mahlüklar, erkekle rin âncak kendilerinde miyorlar. ini boy boyanmağı! bilmek için, bir yer bırak - * hayatımı sizi sev.) Ressam bir kadın portresi yapmıştı. geçirece -| Restamın karısı portreye baktı: — İyi amma, dedi, dudakları olmamış. Bana bıraksaydın, ben daha güzel bo - Yardım, Diyojen sağ olsaydı, ve elinde fener dolaşsaydı; sorsalardı: — Diyojen ne arıyotsun? Cevab verecekti: — Boyasız bir kadın arıyorum, 4 N Çocuk yeni boyahmış camekâna asılı kâğıdı annesine gösterdi: burada Ne yazıyor? Annesi okudu: — Boyalıdır dokunmayınız? Çocuk düşündü: — Anne, anne! — Ne var? — Sen neye yüzüne böyle bir kâğd asmıyorsun? — Çok güzelsiniz bayan!. — Ben böyle yalanlardan hiç hozzetme mf — Çok çirkinriniz. — Terbiyesiz, defol tığını bir bilsen!., — Yekındı evleniyorum, müstakbel kocamın neler yap — Biliyorum budalalık, aptallık, sersemlik, delilik. -İbir hayat yaratmağa gayret ediyor ve) — Kim 0. diye sordum. biraz para alıyor, yemek yiyor! — Para postacısı... dediler, — Amma her zaman iş bulunmuyor. Para pos mı? gö Diyor. Ria da bu arkadaşına geceleri) Pijamamı üne rop dö şambr çözülüyor. şişe ver, bakalım? kin ufak bir arama, geminin gizli barım da meydana çıkarıyor. Kapısı kilidli, an- tresi öleberi ile yığılı bir koridorun ar - Wi yolu keşfediliyor. Orada neler yok, ne- ler? Boy boy, cins cins, nevi nevi içkiler. Lâkin kaptan baba, o zaman da feryada başlıyor: dahale ediyorsunuz? bülbül gibi dalavereyi itiraf eden ortak Berlinde üç sene kalemi ile geçinen bir Türk kadın! rafımdakilere, no var diye sordum? p — Danat Bank tediyat yapmıyor! diler İçimden: «Band nes diyerek omuzla” mı silktim. Fakat meğer bu işin benimi alâkası varmış. Almanyanın bu müh kriz anı işte bana yaradı. b Omuzlarımı silkerek oradan uzakisf, tum. Gene bütün gün kederli, kederli delerde dolaştım. Akşam evime gel” Bir küçük francala ile on feniklik li #ldim, yattım, Yirmi gün uyku uyu mıştım. O gece aksi olacak parasızlık 8 kumu kaçırmadı. Bilâkis bir uyudum uyudum ki... Sabahleyin oda kapıma Bİ (Baştarafı 8 inci sayfada) vuruyorlar, Benim sabah erken, erken pişirdiğim kahveyi birlikte içerek bana hususi hayatlarından ve hususi derdle - rinden bahsediyorlardı. Iki genç kızın hayatı Birisi vaktile lüks iç çamaşın işinde çalışırmış; Diğeri terzi imiş, Şimdi ikisi de işsizlik bürosunden aldıkları hafta - lıkla geçinmek mecburiyetinde kalmış - lar, Kumralı; Ria: — Allahtan evli bir dostum var, diyor. Her hafta bena yirmi mark yolluyor, ken- disi Berlinde değil, ayda bir Berline ge- İir... ze k bazlı vurulduğunu işiterek yataj ” Girete ise, o büsbütün başka bir âlem,| grladım. Vakit epey gecikmişti. gündüzleri dans loksllerine, geceleri bar-) buldan mektub var, diye seviniy! lara bir müşteri gibi gidiyor. Orada o - tada dans ederek müessesede bir canlılık Yuz elli liraya bir hikâyd refakat ediyor. Onlara kim bilir, kim iç-| mağı, ayağfma terlik geçirmeği ki içiriyor. Perişan, yorgun bir halde ev. | meden kapıya koştum. bal lerine dönüyorlar, Kapının önünde şişman, uzun Böyle pansiyonda oturulmaz, oturul -| iyi yüzlü bir adamcağız duruyor. maz amma, parasız nereye gideyim... se bir pembe kâğıd: eng — İmza atınız. Hangi pansiyonu tutayım. çer ği pi : Diyorda. İsiza Berlin sokaklarında dolaşmalar| o aa lm Ba ge Voss gazetesinden g Cebimdeki para sonuna geld.. Çarla -| tacı elime üç yüz mark saydı. mi ümidsizce karıştırırken kenarında bir Üç yüz markll,, » 'Türk lirası buldum. Bir servet bulmu$| Ben Voss gazetesine İstanbulda bej kadar sevindim. Bu Türk lirası ile iki gün| raya sattığım bir hikâyenin tercüme daha fazla geçinebilirim. vermiştim. Z Niçin param daha bolken telgraf çek-İ Üç yüz mark. O zaman, bizim pefö medim? müzla aşsğı yukarı yüz elli lira idi. Artık bir yerlerde duramıyorum, Sinir) Postacıyı kucaklamak istiyordu ayaklarıma İndi. Mütemadiyen yol yürü-| sevinçle eline epey bir bahşiş yorum. Saatlerce Berlin sokaklarında gt-! dım, yesiz, gayesiz dolaşıyor, vitrinleri » san- Bir müflisin işine yarayan hadis? ki bir şey alacakmışım gibi - seyrediyo - . w rum. Dolaşmaktan yoruluyorum. Eve dö.) Saat on ikiye doğru Voss gazetesi ii nüyorum. Beş kat merdiveni çıkıyorum, |Jefon ettim. Mösyö Monty Jucobs'un odama giriyorum. Dört duvar arasına gi. | fibesini aradım: i rince bütün derdlerim tazelen'yor, Yeni-| — Yazı çıktı mı? Ben görmedim. den merdivenlerden aşağıya iniyor, ve -| — Yazı yarın çikiyor. niden syni yollara sapıyorum, dönüp do. | — Gazetenizden para aldım da. i laşıyorum. Güldü: N Mei” Çıldırmak üzereyim! — Evet, dedi, kâtibelerimizden Cebimde iki mark, bir de Türk lirası | Ma2el Löwenthal sizi dün Danat er kaldı. pe görmüş, çok sıkıntılı ve di : z ir haliniz varmış, Selâm vermiş, seli Parasız kalanlara bir tavsiya |. almamışsınız. Her halde perma 9 Parasızlık hiç çekmiyenlere şunu süy-| kada idi, alamadı, ecnebidir, can sai yeyim. Parasız kaldıkları zaman hiç te-!bir vaziyetle kalmasın diye sizi dü yi lâş etmesinler. Çünklü her parasızlığın ve müş, bize de söyledi. Biz de işiniz8 her büyük para sıkıntısının sonu muhak-|ki yarar diye avans yolladık: kak Amerikan filmleri gibi Happy Ermd| — Çok hakh imiş, dedim. Bütün ile neticelenir, İorada Id ve müthiş parasız kalmuştı” Tevekkeli «Allah bir karıncasının bis) Bu çok iyi bir sürpriz oldu. vi Je rızkını verir!» dememişler, İşte bir bankanın tediyatını bif Bana rızkımı ne verdi biliyor musu - gün için kesmesi bir müflisin işine yi? Düz? Bir Alman bankasının bir kaç gün yaramışlı. için tediyatmı kesecek vaziyete düşmesi. 7 pahuni an? Gene bir sabah parasızlığın verdiği can Şimdi bir musevi için Pariste sıkıntısı içinde dalgın, dalgın dolaşırken | Luzi Löwenthal benim o günden bir binanın önünde büyük bir kalabalığın Almanyada en çok sevdiğim, en toplandığını gördüm. Ne oluyor, diye o- arkadaşım oldu. Suad Defi, Kaçakçılar ve muhafaza memurlar! arasında neler gördüm ? (Baştarafı 8 inci sayfada) ortaklar boy sırasile.muhafaza yaşi Tabil bu süküt ta çok devam etmiyor.|dürlüğü binasından içeri giriyorlâ” # Satış membaı, seyyar gazinonun dilile|tik umumi heyet içiima ge mektir. Başta kaptan baba olmak yolda yakalanaf'lar, gizli tevzi dep” da enselenenler, bunları alıp şi” Odanın bir köşesinde içi dolu 7 #toku var: Sual, cevab, sual, cevsb-* 5 lece, kumpanyamızın küçücük bif rihçesi de ii m sonrd © elini müddelumumilik ve mankemö” Nihayet kaptanımız ve arkadaşla” * İiyenin kırmızı otomobiline bi! refini kazanıyorlar. Bereket versin ki hapishane pi dan deniz görünüyor. Yoksa bütü” rünü Okyanuslarda geçirmiş buluna“ tan baba can sıkıntısından patlıyafi g Böylece aradan bir kaç sene w Nihayet, maceramızın sonu 5 Sonra şilebi arama faslı başlıyor. — Aman kaplan baba, sizin içkilerinize imrendik doğrusu, şunlardan bize bir kaç Kaptanda bir hiddet ki sormayın. Lâ- sına gizlenmiş ufacık bir höcrenin giz- , —Bunlar, şahsi malım? Ne hakla mü- O zaman deniz üstünde yakalanan ve tesadüfle tatlıya bağlanıyor: Sayın tan, evvelce süvanzi olduğu pera sfeuluk etmek fırsatını bulmaktan di nun, memleketine dönüyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: