18 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

18 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Bayfa > cin 15 Eski Şehremini Operatör Gemil Topuzlunun hatıraları (Baştarafı 8 inci sayfada) çi mektebinin kadrosunu tasdik etmedi- “âX Hamdiye de ilmen kusur bulamayın-İler. Ayni zamanda maarif nazırı Emrul- Ga «hiç koluğası tıbbiyeye hoca olabilir mi?. dediler! Lâkin tedrisata başladık. lah efendinin acele beklediği Tib Faküli- tesi bütçesini müzakereye koymadılar. Avrupa kliniklerinde olduğu gibi, birçok | Maarif nazırı, beni telefonla sıkıştırdı. belkemiği hastalıklarında ve kırık, çi kıklarda husule gelen arızaları tedavi 6- 'dacek bir mütehassıs aradım. Bulama- ım. O esnada İsveç usulü tibbi masaj Ve jimnastik yapmak için Selim Sırrı Bey amında bir zatın - şimdi saylavdır - kompetan olduğunu öğrendim. Kendisi- mİ hemen mektebe davet ettim. Onu da mütehassıs ünvanile kadroya aldım. Ken- âlsine bir de konferans verdirdim. Gene kıyametler koptu. Lâkin Bay Selim Sır- tinın muvaffak olduğunu görünce sustu- Tar. Amma ben duvayyenlikten çekilince ona da «gavri mahdud müddetle mezu- niyet» verdiler, Muallim maaşlarını 2000 ve 3000 ku- Tüş olarak tesbit etmiştik. Muallım mu- &vinliklerine de ileride muktedirlerini yeliştirmek maksadile kimseyi tayin ey- Yememiştik. Bu suretle maaşlardan tasar. ruf edilen (60.000) altını Haydarpaşada' hastane, teşrihhane, lâboratuvarlar ya- pılmasına höreamağı O kararlaştırmıştık. Komisyonumuz tarafndan yazılan maz- batayı maarif ve harbiye nezaretlerine yolladık, tasdik olundu ve derhal işe baş. ladık. Ben, duvayyen olduğum halde 'Tıbbiyei Askeriyenin ilhakından sonra İstifa ettim. Arkadaşlardan biri duvay- yen tâbirine itiraz ile fakülte reisi den. mesini #leri sürdü. Bu teklif muvabk gördüler. Sonra yeniden beni fakülte re- İsi seçtiler. Ertesi içtimada evvelce komisyonu- müz tarafından verilen maaş kadrosunun tasdikli sureti geldi. 2000 kuruşluk mu- mler gene feryadı verdiler, Levazım alınmasından, yahud dişçi mektebinin tesisinden vazgeç'lerek aylıklarının 3090 Kuruşa iblâğını istediler. Bu yüzâen diş- Bütçenin gelmesi için 24 saat müsaade verdi. Müşkül vaziyette olduğumu &n- lattım: «— Ne yaparsan yap, bütçeyi yolia'» Dedi. O akşam, Sultanmahmud türbe- si civarında olan evime eski asistanla- rımdan Halid Şazi Beyi davet ettim. Be- raberce d'şçi mektebi için 6 muallimli, bir müdür ve birkaç asistanlı bir kadro yaptık. Bütçe mazbatasında, salâh'yetim otmadığı için, dişçi mektebinin *esisin- den bahsevlemedim. Yalnız maaşları ara yere sıkıştırdım. Ertesi sabah maarif n- zn Emrullah efendiye gittim! Ona, me- seleyi anlattım. Elimden, güle güle maz- batayı aldı! Az sonra, mebusan meclisin- den 'Tıb Fakültesinin bütçesini çıkarttı! Böylece dişçi mektebi, adı söylenmeden fiilen kurulmuş oldu! Memlekete, böylece bir irfan müesse- sesi kazandırmış bulunuyordum. Ancak, ileride tenk'dlere maruz kalmamak için, İşin Yurnazlık tarafını, kendisinin yaptı- Bını söylemesini maarif nazırından rica elmiştim. Emrullah efendi merhum: «— Paşa, dişçilik san'atının memleke- timizde ne kadar geri olduğumu, dişçili- Bin hali hazırda kimlerin (berberlerin) €'inde bulunduğunu biliyorum. Sen me- rak etme, bütün mes'uliyet benimdir!» Demişti, Hakikaten, bilâhare kendisi- he müracaat eden arkadaşlarımıza, art- mızdaki ihtilâfı tetkik eylediğini; bütçe- miz, nezarete gelince dişçi mektebine a'd fahsisatı bizzat kendi kalemile yazdığını söylemişti! Nazır, (2000) kuruşluk hoca- ların maaşlarına gelecek sene zam yapa- cağını da vâdetmişti. Mesele, bu suretle kapanır gibi olmuştu amma, (2000) lik- ler de bu iş» «mimis koymustular, Korkunç bir seyahat (Baştarafı 9 uncu sayfada) Yılbaşı geltyor. Buzlar arasındaki mah- puslar memleketlerini düşünüyorlar. Nansen: — Ne yanık ki bizim burada neş'e ve sıhhat içinde olduğumuzu görmüyorlar, Ömrümde hiç bu kadar tath günler ge çirdiğimi bilmiyorum. Bu kadar zinde ve sıhhatli olduğumu hatırlıyamıyorum. /Ade'â şişmanlamaktan korkuyorum. Ben bu kutub diyarını kansız ve asabı hasla Insanlara bir sanatoryom diye tavsiye €- derim. Seyahatimiz hep böyle güzel de- vam ederse döndüğlmüz zaman anlata- cak bir şey bulamıyacağız, diyor. Groenlanddan gittiği zaman da takriben bu kadar mesafe katetmişti. Framda herkes Nansenle beraber git- memekten teessür duymakla beraber bu kararı tasvib ediyor ve hazırlığa başla- nıyor, Deriden iki kızak yapılıyor. (Nan- sen) le (Yohansen) e fok balığı derisin- den ceketler hazırlanıyor. Köpeklere de- riden içinde yatacak torbalar, çuliar di- kiliyor. Nansen yânına bir ivek çadırla bir petrol fırını alıyor. İkinci yılbaşı bu hazırlıklar arasında giriyor. 1895 yılbaşı günü on üçler; çok acı ve öldürücü bir gün görüyorlar. Yeni bir fırtını kuduru- yor. Buzlar yeniden gemiye hücum edi- Derecsi hararet sıfır altında 40|Y9'lar ve (Pram) m yan tarafına koca- (From) m bu defa edindiği tecrübele- re nisbetle bundan evvel kurub seferie- rinde elde edilen tecrübeler hiç sayıia- bilir. Derecei hararet bir gün sıfırın al- tında kırka iniyor. Buna rağmen (Yo- mar bir rampa halinde yığılıyorlar. Kai. (desi geniş ve kuvvetli olan bu buz sathı Joe geminin üstüne yıkılacak gib! aba- (nıyor. Ambarda bulunan bütün erzak te- iJâşla buzların üstüne atılıyor. Koca bir hansen) bir aleti tetk'k için pijamasile| bUZ tePesi güverteye yıkılıyor. Geminin güverteye çıkıyor. Geceden hiçbiri sıksi- potreileri eğiliyor, parçalanmak lehlike- mayorlar. Gemiden neş'e taşıyor. si baş gösteriyor. İçi hemen tahliyeye Norveçliler sin'rsiz insanlar. Can sıkın- başlanıyor. Fakat, üstünden 30 yıl geç. His nedir bilmesler. Rahat uyurlar, Sı.) 99 Norvecyenın en kuvvetli meşe tah- Kıntı içinde nes'eli yaşamayı bilirler, Va. | taları buna da dayanıyor ve gemi kurtu- tanın şerefi, ilmin ilerlemesi için çalışır. | luyor. Jar İnsan icin bundan daha büyük maz.| Nansen: «Bir yığın gürültü, patırtı... hariyet olur mu? Şimdi ortada tsk bir) Ortada da hiçbir şey yok» diyor. mesele var: Doğruca kutba götüren ve IMaceranın arkan bundan imal ile crnub arasında bocalıyan cere-| zıda.J Yanı bulmak hirsı ve merakı. Nansen Kazı yerlerin (3000) metre de- rinliğinde olduğunu anlamıştır. O daha az derin denizlerdeki büyük su cereyan- larını kutub den'zinde de bulacağını sa- nıyor. Halbuki bu hayali hak'kat ola- Mmuyor, Kâşfin yeni bir kararı Yaz, sonbahar ve kış aylarında kâşitn Sinema: Yeni bir yıldız) vve dna ız. Michele Morgan (vw ©». (Baştarafı 9 uncu sayfada) — Hangi rollerden en fazla hoşlanır - sırız? — Belki beni müşkülpesend sanırsınız fikrinde yeni bir karar beliriyor: Ma-| âmma, işin iç yüzü hiç te böyle değildir. demki su cereyam gemiyi kutba götüre- | Arzum Marguerite Gauthler rolünü oy- miyor ve cnv yavaş yavaş şimali garbi | namaktı:. Hem de en fazla beğendiğim İstikametinde İspeçberge doğru sürük -| sar'atkâr olan Greta Garbonun kuvvet Yüyor Şu halde kutba yaya olarak kö-| ve kudreti ile oynamak. Bakalım şansım pekler''e gidecek. Oraya kadar TTT kilo.| bu metre mesafe katetmek lâzım, O, kutba*'mi?. sonraki ya-| olacağını soruyor: SON PosTA "otoğrali ke w kileri SSYX5 ei Muvaffakiyeti yalnız sevgi mevzuuna hasretmemek lâzımdır İstanbuldan Ga- ni muvaffak olup olamayacağını 80 “ ruyor: İ Maddi sahadaki muvaffakiyet ka- yıdlarını da ihmal etmemek gerek. tir. Kitablarile anlaştığı takdirde talih ve istikbalini yaratabilir Kütuhyadan Ni « Büfer talih ve is- tikbalini soruyor. Tesadüflere bağ- lanmaktansa mu- vaffakiyete götü ren yollardan biri- ni tercih etmek lâ- amdır. Kitablari:e anlaşanlar talih ve istikballerini biz. zat yaratmağa yardım etmiş olurlar, * Yüzü kadar hayatınında güzel olması temenni edilen bir tip Üsküdardan Ay- ur, hayatının nd- sıl olacağını sorü- yor: İyi bir terbiye ile hayala bazır- landıktan ve fena tesadülferden ko- runmağı bildikten sonra yüzü kadar hayatının da güzel olmasını temenni etmek yerinde olur, * Güler yüzlü ve sevimli bir tip Sirkeciden An- tranik, muvaffak olup olamıyacağın mi soruyor: Güler yüzlü ve sevimli olanlar kendilerins koiay- akla bir muhit ya- pabilirler. Bu da muvaffakiyet vâ- deden ( ballerden olur. * Üm'dsizliğe kapılmamak kaydile Kırıkkaleden Memduh, muvaf- fak olup olamıya- cağını soruyor: Genç olanlar W- faktefek muvaffa. kiyetsizlik. lerden ürkerek ü- mid ve cesaretle rini kaybetmeme. B lidirler. Hayatta muvaffak olmak ön tabil haklardan bi ridir. * Daha serbest tavırlı olması lâzım gelen bir tip Sısastan Bedri- Daha serbest tas Son Posta Fotograf tahlili kuponu İsim . Tarihten sayfalar (Baştarafı 8 inci sayfada) mız bu satırlarda bir efsane havası bö yahatlere çıkt. Ege denizinin parlak| mak gayet tubiidir. Esasen bunlar kâ” | güneşi altında bin çeşid güzellikler ara- hattâ Mısıra kadar gitti, Oralarda gör- dükleri şeyler, geçtiği denizlerin engin ufuklrı, onun hayalini ve zevkini son derece olgunlaştırıyordu. Nihayet gezdiği memleketlerden Tro vada geçen bir vak'ayı (esas tutarak meşhur eseri İlyada'yı yazdı. Kendisini bu esere o kadar vermişti kionuez- berlemişti. Bu bir kahramanlık desta- nı idi. O zaman âdet olduğu üzere bes- teli olarak herkese okumağa başladı. Vaktile güvercinler nasıl onun etrafına toplanır ve uçuşuyor idilerse şimdi de güzelliğe ve kâhramanlığa hayran ruh- lar, büyük bir kalabalık onun etrafını sarıyor; harikulâde eserini dinliyorlar» dı. Büyük şair çok geçmeden kör oldu ve işte ondan sonradır ki kör manasına gelen Homirüs diye tanındı. Homirüs için bundan daha büyük fe lâket olamazdı. Şimdi başka iş göremiyordu. Halbu- ki yiyecek lâzımdı. Sokak sokak dola - şıyor; sopası» kılavuz edinerek gittiği yerlerde şarkılarını söylüyor; verilen sadakalarla yaşıyordu. Onun sesi de yanıktı; bu hal eserinin güzelliğini büsbütün arttırıyor, anlat - tığı hazin ve korkunç vak'aları dinle - yenlerin hemen hepsi ağlıyorlar, ya - hud sessiz gözyaşı döküyorlardı. Homirüs o güzel eserini diğer mem- leketlerin halkına da okumak, onlara da ayni heyecan ve zevki vermek isti- yordu Bu maksadla bir gemiye bindi. Henüz Anadolu kıyılarından ayrılmış « lardı ki fırtına başladı. Gemiciler onu (Chio - Sakız) adası kıyısına bıraktı - lar. Zavallı şair orada yapayalnız, kim sesiz kalmıştı. Etrafta kimseler yoktu. Nereye gideceğini bilemiyordu. Bir ka- yanın üstüne oturdu ve derin derin dü- şünmeye başladı. Yarı çıplak vücudü, geniş alnı, ağarmış sakalı ve beyaz yü- zile ilk bakışta insana hürmet ve sevgi telkin ediyordu. O taraflarda dolasan çoban çocukla » rından biri onu gördü; yanına sokuldu. Birisi daha geldi; kör olduğunu anla » yınca acıdılar. Ona kim olduğunu sor- dular, İhtiyar adam onlara güzel söz - lerle cevab veriyordu. o Bu sözler ço - cukların o kadar hoşlarma gitti ki he - men yardım etmek İstediler. Okuduğu güzel ve yanık şarkıları da pek sevin - ce çoban Gloküs'ün yanma (götürdü - ler, Coban onu pek iyi karşıladı. Hem kendisine her de eserlerine hayran ©- lan halk oraya toplandı; onun şerefine şenlikler yapıldı. Homirüs Sakız adasında uzun zaman kaldı. Orada gençler için bir müzik oku Tu açtı. Hem okutuyor; hem de ikinci büvük eseri olan Odise'yi hazırlıyordu. Simdi bile Sakız adasında yuvarlak bir şekilde oyulan obir kaya varmış, Homirüs okulu diye amirsormuş; zira derslerini orada vermiş. Odise adındaki eser de ayni derece - de hayranlık Kazandı. İhtiyar şâir onu da başka memleketlere (o yaymak için semiye bindi; Siklat adalarından biri - ne çıktı; Orada öldü. Eserleri hem hayatında hem de ölü- münden sonra ve buğün bile büyük bir zafer ve ölmezlik tac; ile parıldıyan bü yük şair, eğer sefalet içinde öldü ise, o zamanki içtima! şartlar (o yüzünden - dir. Bugünkü dünya o zaman olsaydı Kipling yazılarının her kelimesine (6 - 6) İngiliz lirası alan edibleri şüp- hesiz kazanç cihetinden de gölgede bi- rakmış olurdu. * iyetle taayyün etmiş bilgiler değildi Hattâ bazı alimler bu kadar geniş şöğ ret sahibi ve Homirüs adında bir ada” mın bulunduğunda bile şüphe ederlef Bunlarm başlıcaları Napolili (Viko * Vico) Alman «Wolf» dür, Bunlara re İlyada ve Odise muhtelif doğup yaşamış olan muhtelif İ eserlerinin toplanarak bir araya ge rilmesinden doğmuştur. Buna mukabil aksini iddia edenle daha çoktur. Bunlar da, gerek üslüpt ve gerek vak'aların zincirlenmesindf görülen fevkalâde insicam ve İ ileri sürüyorlar; muhtelif şairlerin e) gerlerinde ayni halin ve ayni derece “ deki yüksek kudretin tebarüz edermi ni söylüyorlar. Stkhakkak olan bir şey varsa bugü” kü yüksek Garb edebiyatının kurulm#” sında Homirüs'ün hissesi pek büyük tür. Onun eserleri bugün bile gittik artan bir hayranlıkla okunur. O kadı” ki bugünkü eserlerle karşılaştırarak: A «İnsanlar üç bin senedenberi edebi ” ” yatta bir adım bile ilerlemiş değillef dir» diyenler bile vadır. İste ondan birkaç satır: «Mademki ne Patroles'i ne de o #Ü Hektorun biçtiği bir çok dostları aramadım; şu anda ölelim, Agorada va ni geçenler çok olmasına rağmen AN geen'ler arasında, kavga meydanların da benimle boy ölçüşecek bir tek * yokken dünya üzerinde boş bir yük bi gemilerimin yanında oturuyo: «Ah, mabudlar arasındaki, insanisf arasındaki bu ihtilâf yere batsın ço zaman feylesofu bile fenalığa leyen, damla damla saçılan, baldan ha tatlı bir buğu gibi süzülerek insan” ların göğsünü kabartan o bu kin YÜ batsın » 7 Sözün Kısası: (Baştarafı 2 nei sayfada). en iyi yerine getirmiş, mihneti kendi” i rine zevk ederek, hüner göstermiş olaf” lardır. Bilhassa (o kayağın, memleketmisi günden güne rağbet bulduğunu görü? sevinenlerin ve gıpta duyanların ep w şındayım. Hufta tatili kanununun yi mı ile daha da ziyade inkişaf bulan sporun, yurdumuzun her tarafına trasını, ve yayıldıkça, kışa dair olan ne ve haksız telâkkilerin büsbütün yı” masını İsterim, 2 İşte, mevsim gene başladı. yurdum” âziz gençlerine neş'e ve sıhhat kay”. ölen kışı artık, eskisi gibi tel'in ği takdis eimeliyiz! ğ £ ize Y Samsun Demirspor birliği Çarşambaya gitti ; Samsun (Hususi) — Samsun spor birliği göçen hafta Samsuna Çarşamba Yeşilırmak klübüne iade etmek üzere Pazar günü baya gitmiştir. de ea l Emsali srasında en güzel ve gif | Mobilyalar satan (ESKİ HAYDEN) Yeni BAKER Mağazalar! Ziyaret ediniz. SALON, YEMEK YATAK ODASI takımlarının #9 gin çeşidleci her yerden iyi ve ucuz fintlarla bulursunuz. Homiriis'ün hayatıma dair yazdığı - # , Türkiye Cümhuriyeti Nafıa Vekâleti stanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğünden i Eksiltme ilânı y 1 — Muhammen bedeli 2750 lira tutan muhtelif kudret ve tevettürde 5900“ ampül kapalı zarf usulile satın alınacaktır. 3 — Eksiltme 7/2/939 tarihinde Salı günü saat 15 de İdarenin Metro han binasının altır»ı katında toplanacak arttırma eksiltme nunda yapılacaktır. 3 — Bu işe ald şartnameler idarenin Levazım Müdürlüğünden parasız ols” # darik edilebilir. 4 — Muvakkat teminatı (206.25) iki yüz altı lira yirmi beş kuruştur. 6 — Teklif mektublarının 2490 numaralı kanun er witmeden en az bir saat evvel komisyon releliğine verilmiş bulun” aamdır. — (289)

Bu sayıdan diğer sayfalar: