10 Sayfa Eski Şehremini operatör Gemil Topuzlunun hatıraları (Baştarafı 8 inci sayfada) Bay Ebubekir Hazım, belki bu sözleri- mi, ona karşı münfail olduğumdan dolayı Böylediğimi zannetmiştir. Halbuki böyle bir hissin kat'iyyen tesiri altında değil - küm. Nitekim, sırası gelince, söyliyece - ğim veçhile, mumaileyhin hayatına Bid bir meslede gayet mühim bir rol oyna - mak fırsatını elde ettim ve Bay Ebubekir Hazımı ölümden kurtardım. Kendisine, o gün baridane söz söyleyişim, Amiral Vil- sonun manevi köteğinden ileri geliyor - du! Amerika hükümeti mümessiline o ka- İdar kızmıştım ki acısını adeta Bay Ebu- bekir Hazımdan çıkardım! İşte, ikinci defa derühde ettiğim Şeh- yeminliği vazifesinden de bu suretle ay- yılmış oldum. 'Yalnız Şehremanetine ald hatıralarıma nihayet vermeden önce bir noktaya daha temas edeceğim ki o da beni alâyiş ve süs merakile itham edenlere karşı bir ce- wab olacaktır. Cemil Topuzlumun son cümlesini fırsat telâkki ettim. Kendisine dedim ki: — Filhakika, Şehremaneti namımna, iki defa birer milyon Hra istikraz yaptığınızı belediyeyi borca soktuğunuzu. — paraları 'da israf ettiğinizi söylüyorlar. Bu riva - yetler, acaba doğru mu? Eski Şehremini ve nafla nazırı. yüzün- Ge geniş bir tebessüm olduğu halde şu tevabı verdi: — Vakıâ, Şehremaneti bundan 25 sene €evvel birer milyan lira olmak Üzere iki 'defa istikraz yapmıştır. Fakat, bunlar - dan yalnız biri benim zamanımda ol - muştur. İlk bir milyon Pralık istikraz, meşrutiyetin ilânını müteakob. yani 1908 senesinde ve zannedersem Halil Beyin esnasında bir İngiliz ban - kasından alınmıştır. Bu para, o zamanki belediye varidatının kifayetsizliğinden 'dalayı bir iki senelik bütge açıklarını zar- zor kapamağa bile yetişmemiş, eriyip git- ir. Hattâ, ben, Şehremini tayin edildiğim zaman, ilk bir milyon Hiralık istikrazdan metelik bile kalmamıştı! Şehreminliğim esnasında yapılan bir milyon lralık istikraza gelince, bunun Bize ufak bir tarihçesini yapacağım. Çün- kü, mesele çok emteresandır. Bwvvelce de söylediğim veçhile 1912 se- Hesinde şehrin başma gelmem, çok mü- him ve nazik bir zamana tesadüf etmiş- ©. On sene Şehremaneti veznesine giren hakiki varidat (180,000) Tira idi. Masraf- dar — 450,000) Mrayı aşıyordu. Geçen seneden ise tamam (280,000) lira borç bt takılmıştı. Bulunduğumuz yıl içinde de (250,000) liradan fazla bütçe açığı vardı. İşte, tam bu esnada Balkan harbi pat - lak verdi. Yüz binlerce muhacir, yaralı we koleralının iaşe ve tedavisi şehrin üs- tüne yükletildk. Gene bu sırada şehrin bir çok büyük Mmahalleleri yanmış idi. Perişan bir halde bulunan har:kzedeler arsalarındaki ev- Jerini yaptırmak için sokaklarının bir an €vvel açılıp tesviye edilmesini ve arsa çaplarımın verilmesini istiyorlardı. Belediye var'datı ise 0 kadar azalmış, parasızlık öyle bir raddeye gelmiş idi ki memurlara, çöpçülere maaş vermek göyle dursun, hastanedeki hastalara bile ilâç ve yiyecek tedarikine imkân kalmamıştı. Bu hale çare bulmak için, hükümetten yardım yapılmasını, hiç olmazsa avans para verilmesini istedim. Buna, asla im- kün olmadığı cevabımı. verd'ler. Hattâ. bir gün maliye nazırı Rifat Beyi » şim> Miki Hariciye Vekâleti umumi kâtibi Nu- man Menemenc'oğlunun babası - görme- Ye gtmiştim. Nazır, beni dinledikten son- ra bakınız neler söyledi: «— Paşa, biz sizden daha vahim vazi - jyetteyiz. Askere y'yecek tedariki için her gün saatlerce çabalıyorum. Hattâ şimdi |3 askori bir müteahhide verilmek üzere bin lira aradım, bulamadım, Veznemiz tam - takır, kuru bakır. Maliye, kendi yama- Tarını yamıyamıyor, nerede kaldı ki şöh- ye muavenet edeb'lsin? Halimiz, «Kendisi muhtamı himmet bir dede, - «Nerde kaldı gayriye himmet ede.» Sözünün timsali müşahhası! Muharib |3 »bir devişt olduğumuz ve henüz sulh im » (3 a edilmemiş bulunduğu için de, hariçten islikraz akdi mümkün değil! Hattâ, siz- den gizlemeden sövliyeceğim ki Osmanlı maliye tarihinde ilk defa olarak, askeri boslemek için, askeri bir kışlayı satmak Mmecburiyetinde kalıyorum! Dün, Taksim İkışlası ile Talimhane meydanını — ecnebi bir şirkete verdik! Böylece bir kaç yüz bin lira elde ettik! Yarın da Dolmabah - çe Gazhanesi, Kadıköy rıhtimiı ve Borsa /hanını satmak için bazı şirketler ile mü- zakereye girişeceğim! Şayed muvaffak 0- lursam, size de biraz yardım ederim. Alk- si takdirde, kendi yağınızla kavrulmak - ton başka çareniz yoktur!. Rifat Beyin bu sözleri karşısında, onun teessürünü azaltmak ümidile işi lâtifeye BOÖN POSTA RADYO Türkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu DALGA UZUNLUĞ'U 1639 m. — 183 Kos. 120 Kw TAGĞ. 19/74 in. 15195 Kes. 20 Kw 'TAP, 31,70 m, 0465 Kos. 20 Ku Porşembe — 5 - 1- 39 12.80: Türk müziği (-PD, 13: Saat, ajans haberleri ve meteor - Ankara, 1310 - 1& Müzik (Küçük orkestra). 1830: Türk müriği - (Karışık program), Baz heyeti: Hakkı Derman, Eşref Kadri, Ha- — wı. dedim, galiba «Satar A-|san Gür, Basri Ürler, Ahmed Tokay. 19: Ko- N» oyununda olduğu gibi, hükümete aid nuşma (zirata saati), 1920: Saat, ajans, me- ne var, ne yoksa okutmağa bakıyorsunuz! teorolaji ve ziraat borsası haberleri, 19.30: 'Türk müziği - (ince saz heyeti - Mahur fas- Ben de bizim Şehremaneti binasını sat-İh), 20.15: Konuşma, 20.30: Saat, esham, tah- mağı düşündüm amma, para etmez, gene | vilât, kambiyo - nutuk borsası (fiat), 2040: elimiz böğrümüzde kalır! Rifat Bey: «— Paşa, ne söylesen, beni neş'elendi- remezsin, mukabelesinde bulundu! Yal - nız, şimdi ak'ıma bir şey geldi. Vakıâ e- nebi hankalar, hükümete, harb — dola- yısile para vermiyorlar, Lâkin belediye- ler müstakildir. Belki, Şehremaneti na - mına bir istikraz yapılabilir. Bana 24 sant mühlet ver, Tanıdığım bir kaç girket ve banka mümessilleri ile görüşür, yarın telefon ederim» dedi. Maliye nazırından bu suretle ayrıldım. Şişhanede büyük bir çocuk bahçesi yapılacak Vali, dün çocuk bahçelerile meşgul ol- muştur. Yanında fen heyeti müdürü Hüsnü olduğu t'de Akaretlere, Mecidi- yeköyüne, Şişhameye gidilerek — çocuk bahçelerinin yer'eri görülmüyür. Şişhamedeki cecuk bahçesi çok büyük olacaktır. Ayrıca bu sahada (mnntazam bir yeşil saha vücude getirilecek. suyu denizden alınan bir hamam yopılacak, şelâleler vücude getirilecektir. Vali, bundan sonra Emitnönürdeki far- DPyeti gözlen geçirmiştir. Emlaönü hanı dört yüz 1ira mukabilinde bir müteahhid tarafından yakında yıkılacaktır. Kızılay hanının istimlâki de bitmek Üzeredir. Ankara borsası Acıhş- kapanış fiatları 4- 1- 939 ÇEKLER ürk borcu £ peşin . e ü 5 Vi 176 ai £OSMANLI BANKASI * TÜRK ANONİM smxm TESİS TARİHİ ; 1863 Bermayesi: — 10.000.000 — İngiliz liramı Türkiyenin — başlıca — şehirlerile Paris, Marsilya, Nis, Londra ve Mançester'de, Mısır, Kıbria, Irak, İran, Filistin ve Yunanistan'da E Şubeleri, “Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistanda Filyalleri vardır. e Her türlü banka muameleleri yapar. Müzik (oda müziği), Calanlar; Piyanlat (Fer hunde Erkin), Viyolonist (Necdet Atak), bes tekâr Piyanist (Ulvl Cemal Erkin), piyano ve keman için sonat; (Ulvi C. Erkin ve Ne- el Kâzım), piyano sesleri ptyano solo sonat, 2140: Baat, esham tahvilât, kambiyo - nu- kut borsası flatları, 2130: Türk müziği - tyurd havaları), Okuyan (Mahmud Karın » daş), Çalanlar: Kemal Niyazi Seyhun, Ru - şen F, Kam, Sadi Yaver Ataman, 22.25: Tem- sil - bir. Dram - Uyuyan — kadın - yazan: (Andre dö Lot), 2240: Müzik (Radyo orkes- Urası - Şef: Hasan V. Alnar), 2345 - 24: Bon ajans haberleri ve yarınki program. Poliste : Sobadan çıkan ateş döşemeyi tutuşturdu Arabcamide — Fütuhat sokağında 12 numaralı evde oturan Zülfikar Demi « rin odasında yanan sobadan sıçrayan ateşler döşemeyi tutuşturmuş — ise de, ateşin büyümesinc meydan bırakılma- dan söndürülmüştür. Bir çocuk tramvaya atlarken ağır yaralandı Vatman Hayrinin — idaresindeki 95 numaralı Sişli - Tünel tramvay araba- sı Taksimden geçerken — 13 yaşında Dragil adında bir çocuk tramvaya at - lamak isterken birdenbire müvazene - sini kaybederek düsüp yaralanmıştır. Ağır surette yaralanan Arağil berayi tedavi Şişli çocuk bastanesine kaldırıl- mıştır. Köprü üstünde bir otomobil kazası oldu Mustafanın idaresindeki 2122 numaralı otomobıl Köprü üstünden ge- çerken Arif adında birine çarparak a - ır surette yaralamıştır. Yaralı berayi tedavi Gülhane hastanesine kaldiril - miş, suçlu şoför yakalanmıştır. Bir otomebi! 10 yasında bir çocuğa çarptı $Soför Hasan Tahsinin idaresindeki 1666 yumaralı taksi otomobili Etye - mez caddesinden geçerken, birdenbire önüne —çıkan —on yaşında Levi a - gdında bir çocuğa çarparak hafifce ya - ralamıstır. Yaralının müdavatı yapıl- mış. suçlu soför yakalanmıştır. Bir benzin tonekesi parladı Sirkecide Demirkapıda Nâöbethane sokağında oturan Hamide, gaz ocağına benzin koymak istediği sırada, odada yanan sobanın tesirile benzin teneke - si parlarnıs ise de ateşin — büyümesine meydan bırakılmadan göndürülmüş - tür. Fındıklıda bir randal devrildi Hasanın idaresindeki 432 numaralı sandal dört küfe ısnanak yüklü olduğu halde Fındıklı soğuk hava deposu ö - nünden geçerken, fırtınanın testrile a - labura olmuş, denize düsen sandalcı ar- kadan yetişen sandalcı Mustafa tarafın- dan kurtarılmıştır. Bir mctör bir sanda'ı devirdi Küçükbebökte oturan Artin, evvelki gün sanda' ile Emirgânda balık tut - Mmakta iken, Kemalin idaresindeki 440 E|sayılı motör çarparak sandalı devir - miştir. Artin, etraftan yetişen — sandalcılar tarafından kurtarılmış, suçlu — kaptan yakalanmıştır. çe DİŞ TABİBİ aa RATİP TÜRKOĞLU Birkeci: Viyana oteli sirası. No. 26, Kat 1 de hergün öğleden gonra saat 14 den 20 yg kadar hıstaları kabul edor. Tarihten İkincikânun B sayfalar (Baştarafı 7 inci sayfada) ilk seneleri anasının vasiliği altında geç- Ü. Ön dört yaşına girdiği zaman onu İs- panya prensesi ile evlendirdiler. Fran - sızların hiç bir zaman sevmedikleri bu sarışın ve çapkın kız kralla hemen ayni yaşta bulunuyondu. Zifaf gecesi, on üçün- cü Lül için çok sıkıntılı ve azab verici bir hayatın başlangıcı oldu. Mukarrib'le. rinin sonsuz ısrarlarına, ailesinin teşviki ile yapmadığı fettanlık kalmıyan Andot- rişin bütün cilvelerine rağmen, tam dört yıl onunla bir yatakta yatmaktan çekin- di. Günah çıkarıcısı papaz Arnouxnun Hadesine göre kral, on sekizinci baharı- nan en cazib ve en hararetli bir devresini yaşıyan sarışım prensese kargı hiç bir cinsi alâka duymuyordu. Halbuki başta bütün Fransa' ve Papa olmak üzere Bür- bonlar ile rabıta tesisine çalışan Habs - burg hanedanı ve daha binlerce kişi ön- Jardan sabırsızlıkla bir veliahd bekliyor- lardı. Genç kraliın bu anormal ve sebat- kür imsaki gitgide sarayın duvarlarını a» şarak adeta siyasi bir mesele halini al - dı. Nihayet Papa, Paristeki sefiri «Ben- tiviglor ya papaz «ÂArnoux» nezdinde tahkikata girişerek bu mühim — mesele hakkında izahat almasını emretti. Derhal tahkikatın neticesini Romaya bildiren Bentiviglionun raporunda şu enteresan satırları okuyoruz: «Dün Senjermende nihayet kralın tam manasile kraliçenin kocası olmiya karar verdiğine artık hepimiz inamyorduk. Fa- kat belki de bicab, belki de sıhhi bir ma- zeret dolayısile bu mühim mesele neti - cesiz kaldı. Kraliçe ve yanımdaki İspan- yol kadınları, kralın hiç bir şeye yarama- dığını söylediler, Arncux bu hale bün - yevi bir mazeretten ziyade hicabın saik olduğunu izah ederek ikralın diğer hiç bir kadına bir meyil ve alâka duymadığını söyledi ve bu hususta beni temin etti.» Bir kaç ay sonra kralın kız kardeşi ev- leniyordu. Papanın sefiri bu vesile ile kralla yaptığı bir mülâkat hakkında şu satırları yâzryor: «... Dün kralla hemşirelerinin düğünü hakkında görüşürken: (Majeste -dedim- siz bir veliahda nail olmadan hemşirenie zin bir oğlu olması gibi bir mahcubiyete elbette razı olmazsınız). Kral kızardı ve büyük bir hüsnü teveccühle: (Böyle bir mahcubiyete düşmiyeceğimi ümld edi - yorum!) dedi.» Bir kaç gün sonra bu izdivac büyük Tmerasimle kutlulanaken yeni evlilerin sevişmelerini krala bir saadet nümune- si olarak gösterdiler. Saray erkânı ar- tık bu mahcub kralın yüzünü gözünü aç- mak, o kalın hicab perdesini yırtmak için her edehsizliği göze almışlardı. Paristeki Venedik elçisi hükümetine — gönderdiği bir mektubda bu çapkın nedimlerin neler yaptıklarını - bizim aynen tercüme ede- Anadoluda soğuklar (Baştarafı 1 inci sayfada) Merkeze gelen malümat ve tafsilâta gö- re yağan devamlı kar yüzünden Çankırı - Kastamonu yolu kapanmış, İnebolu, A- raç ve Tosyada kamyonlar yollarına de- vam edememişlerdir. Yollarda kalanla- rın yardımına koşulmuştur. Tosya pazarından köyüne dönmekte o- lan köyiülerden 30 yaşında İbrahim, ka- rısı Şerife ve Hasan Bacak ile Haydar- lar köyünden Hamdi soğuktan donmyuş- lardır. Çankırı - Kastamonu yolunda Çankırı, 4 (A-A.) — Vilâyetin her ta- rafında birdenbire şiddetli bir kış baş- lamıştır. Kaslamonudan gelen — posta karayonu şiddetli tipi yüzünden 22 inci kilometrede kalmış, kamyondaki yolcu- Tardan bir kısmı Doğdu jandarma karako- luna, bir kısmı da civardaki bır hana i> tica etmiştir. Şoför ve muavininin hayat- larından endişe edilmektedir. Posta kam- yonu ile şoförleri kurtarmak için Tigaz- dan !ki araba yola çıkarılmıştır. Araba- lardan birisi Doğdu jandarma karakolhum na varabilmiş ise de atları soğuktan te- lef olmuş, arabacılar da jandarmalar ta- rafından kurtarılmıştır. İkinci arabanın âkıbeti hakkırda bir haber ahnamamıştır. Kazazedeleri kur. tarmak için Çankırıdan hareket ettirilen nafıa kamyonu 19 uncu kilometrede üpi ve bora yüzünden yolda kalmıştır. Vilâ- miyeceğimiz - açık bir lisanda anlatır? €. Evvelki Çarşamba günü kralığ hemşiresi ile kocasının zifafları icra kis lındı. Gecenin geç bir saatinde kral ye“ ni evlilerin yatak odasında bulunmak ar* zusunu gösterdi.» Kralın kalbi biraz yumuşar gibi ol « muştu. Nedimleri bu sefer bütün kuvvet* lerile dayandılar. O bu ısrarlara gözle * rinden yaş gelinciye kadar mukavemet etti. Fakat ellerinden kaçamadı. Toy de“ Jikanlıyı adeta kız kaçırır gibi zorla krâ> liçenin koynuna koydular ve kapıyı ü * zerlerine kilidlediler. Bari bu sefer iz * divac neticelendi mi? Gene sözü bu meselenin en meraklı bif müşahidi olan Papa sefirine bırakıyo * rTum: «... Dün mülâükatım esnasında Majeste ile biraz bu bahis üzerinde görüştüm. Sözlerimi fena karşılamadılar. Hamde şa” yan olan bu işin hüsnü neticeye erdiğini öğrenmekle, mukaddes pederin fevka * lâde mahzuz olacaklarını kendilerine te- min ettim.s Evet, galiba! Bu mühim mesele hüs * nü neticeye iktıran etmiş ve kral izdi * vacından tam dört sene sonra zifafa gir “ mişti. Fakat bir çocuk, bir vellahd lâzıme dı. Fransızlar bu nazenin veliahdı tami on dokuz sene beklediler. Kral o gecer den sonra âltı sene içinde kraliçenin ya* nına bir kaç defa gitti. Ve on iki sent semtine bile uğramadı. Sıhhati bir türlü düzelemiyen bu sakin ve hastalıklı a * dam, Fransa ve hükümet aleyhinde bif çok komplolara karışan ve kendisine yap- madığı ihanet kalmıyan hain ve sarışıf karısından âdeta nefret ediyor, ancak karıları öldükten sonra tekrar evlenef kralların hayatını okumakla teselli bu * Kraliçenin ise bir yandan güzel silâbe şorlarla, diğer taraftan kralın kardeşi vt İngilizlerin meşhur huvardası Duc dt Buckingham Ile geçirdiği maceralar yılk larca tarih romancılarına bir mevzu kay nağı oldu. Fakat bir veliahdın yokluğun- dan fena halde endişe duyan hükümet adamları nihayet kralı adeta tuzağa dü” şürerek karısının yanına celbettiler, Bif kaç ay sonra kraliçenin gebeliği ilân e- dildi, nihayet beklenen çocuğu doğurdu. Kral oğlunu adeta şüphe ve teessürle karşılamıştı. Bu çocuk Fransanın en mef hur ve en uzün ömürlü kralı - on dör * düncü - Büyük Lüi oldu. Fakat bir çok kimseler tam «72> sone saltanat süren bü bükümdarın on üçüncü Lül gibi hasta bir adamın evlâdı olamıyacağını iddia et tiler ve tarih bu hususta kat'i bir şey söylemekten çekindi. Meşhur - tarihçi «Michelet» edevlet benim» diyen bu a * damın nesebi hakkında <o devlet fikrinif oğludur» deyip işin içinden çıktı. Hasan Aânangiz Belyrad mülâkatı (Baştarafı 1 inci sayfada) car hariciye nazırı Kont Şakiyi, bir #f partisine iştirak etmek üÜsere bu ayıf 19 unda Belgrada davet etmiştir. D. N. B. ajansının verdiği malümat Belgrad, 4 (D, N. B. ajansından) — Belgrad siyasi mehafilinde, İtalya harici” ye nazırı Kant Cianonun yakında Beb grada yapacağı ziyaretin fevkalâde Şiİ” mullü siyasi neticeler vereceğine son günlerde bazı ecnebi gazetelerde Çi” kan ve bir kısım Yugaslav gazeteleri t8* rafından da iktibas olunan haberlerde pek ehemmiyet verilmiyor. Mezkür — mehafilde kaydolunduğun! göre, İtalya hariciye nazırının Belgradf yapacağı ziyaret tamamile hususi mahi” yettedir ve Stoyadinoviçin İtalyaye yapP” tığı husust mahiyetteki ziyaretin bir İâ” desi suretinde telâkki edilmek Nizımdır. İki devlet adamının bu fırsattan isti” fade ederek siyasi vaziyeti tetkik edecek” leri muhakkaktır, Macar - Yugoslav münasebetlerinin & yileşmesi meselesine gelince, salâhiyet” tar mehafilde mevcud kanaate göre, biF na mâni olacak ortada hiçbir engel yok” tur. Esasen herkes bilir ki, gerek İtalyit gerek Almanya Belgrad ile Budapeşte #” rasında bir yakınlık husulünü iltizam © diyorlar. Gene kaydolunduğuna göre, esaseii yet, kazazcde kamyon ile vatandaşların | Yugoslavya komşularından hiçhir — t0f” kurtarılması için mücssir tedbirler almaş- | rak isteğinde değildir. Ancak hlçkh!" tır. Yolun kardan temizlenmesi işine hız| ye de kendi topraklarından bir şey Vef verilmiştir. mek istemiyor,