SON POSTA «Son Posta» nın deniz romanı: Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dilmen “Kaptanın genç karısı Ben kendi şahsıma bu gemiye, ço - cukluğumda eni boğulmaktan kurtar- mış olan Albatros kuşuna karşı bir şük- ran nişanesi olmak üzere (Albatros) adımı vermek yordum. Fakat donan- mamızda bu isimde bir torpil gemisi mevcud bulund nu öğrenince bit - tabi bundan vazgeçtim. Sonra «Deniz Şeytanı: adım vermeği düşündüm ki bu 4 âhare benim şahsıma veril - mişti. İleri len isimlerden zabit- lerimin de md'kleri biri vardı ki gemimizin boyaz kanadlarile > uy» de sayıca az mü- vettebat ile demir olarak Weser nehri- nin mansabından şimal denizine çıkmış bulunuyor, orada, sahilden biraz açık- ta tekrar demiri uk. Wilhelmshaven limanı rıhtımının bir kıyıcığında mürettebatımı bekliyor » dum, bunlar birer birer bana iltihak ediynrlar, donuk bir fenerin ziyası ak tmda tayfarı tamamen toplamış bulu- nuyordum. Hiç kimse toplanış maksa- dını hilemiyor. Bu aralık arâlarındaki konusmalar ku'ağıma geliyor. — Nereye gidivoruz Allah aşkına? — Bu ne iş vahu? Beklenilen mürettebatın ardı gelince rıhtıma yanasın küçük bir istimbota giriyor ve karava veda etmiş bulunu - yoruz. Biraz sonra, gecenin koyu ka- ranlıfı içinde heybetli bir geminin bor- dasındayız. — Hehe, diyorlar, bu ne çeşld bir ge- mi yahu?.. Bir yelkenli mi ne? Gemide her sey hazırdır ve her şey Onların ranzaları, her şey stir, gile, dost, sevgili fotonrafları duva“lara yapıştırılmış - tır. Norveç manzaraları, Norveç kız - eç bayrakları. Her şey her şey mevcuddur. Mürette - balının tamam olmasını bekleyen mü» kemmelen donatılmış bir Norveç yel - Kenlisi bu. — Norveççe bitiyor musun Karl? — Evet, ya sen? — Evet — Tuhaf iş bu be.. Vallahi. As skerlerden bazıları (o Norveç dilini bilmiyorlar. Bilenlerin yerleri, vazife- İeri güvertede, bilmiyenlerin ise aşa - ğıda. Yani Almanva alt güvertelerde, Norveç üstte. Tuhaf değil mi? Artık kara ile her türlü muvasala - muz kesilmiştir. Binsenaleyh saklana * cak sır da kalmamıştır. — Çocuklar, divorum, İngilizler, ab- luks hatlarından bir farenin bile geç - meğe muvaffak olamıyacağını söylü - yorlar. Fakat © biz onlara —Tanrınm yard:mile— hem de yelkenleri $işire - rek göstereceğiz ki bu, çok mümkün - dür. Ondan sonra da, gene Allahın yar dımile, enginlere açılınca onların ge - Mmilerini batıra , Nasıl biz bu İşi ba- şarabilir miyiz? — Emin olunuz ki kont. Bu dedikle- rinizi başarırız. vanarız ve yapacağı- mıza da inanarak bahse tutuşabilirsi - niz Diyorlardı. İçlerinden ohiç biri bu yolda bir kork alâmeli göstermiş de- Bildi. Ben de bövle mürettebatın ku - mandanı olmaktan ifthar (duyuyor - dum. Kereste, bordamıza yanaşan büyük Jzamdı! Çahman gemi yordu. Bu yeni adlarını kekelemeden yebilmek için bir hayli ekzersiz yapmıştık. Ayni zamanda herkesin —evvelce hiç bulunmadığı ve uğramadığı.— yeni mas kat reesini iyice bilmesi, öğrenmesi lâ- jurnalına göre tayfanın memleketleri olan kasabalar hakkında bir çok bilgiler (o toplatmış, bir kısmını da kendim uydurmuş bulu- nuyordum. Her gemici mensup oldu - ğu kasabanın başlıca sokaklarının, bek Ji başlı otellerinin, o meyhanelerinin, at satılan yerlerin ve kezalik reisle n vesair memurları - nın isimlerini öğrenmek mecburive - tinde idi. Bu cinsten materveller de kâ fi derecede temin ve tedarik olunmuş- tu, Gemicilerden her biri, kendisine ay- rılan resimleri ünsivet peyda etmek, onların isimlerini, sandıklarındaki mek tublatın muhtevivatını öğrenin ezber-| lemesi, hakiki Maleta gemisindeki tay- faların geçmiş hayatlarını, kendi meç - miş hayatları gibi kafalarında tesbit et- miş bulunmaları gerekiyordu. Bütün bu rolleri bir aktör gibi tekrar ede ede! alışmalı idiler. Sehmidt admdeki makinist muavinle- rinden birini, bu yoldaki stratajımızın en belli haslı bir rolü olarak almış bu- Turuyordum. Bu delikanlı ince uzun, bıyık ve sakalsız. omazik sima ve en: damlı ve kadın elbisesi kendisine pek yaraşan bir gençti. Norveçli gemi kap tanları ekseriya zevcelerini yanların «| da bulundururlar. Binaenaleyh bizim sahte Maleta gemisi süvarisinin karı - smın da gemide bulunmı telâkki olunur ve şüphelerin mayna ol masına sesile olurdu. Bundan nda, İngiliz deniz sübayları —A'lah SOLDAN SAĞA: 1 — Siyah - Şarap. k Man - Tahazri ek 3 — Bir nota - Tasgir edatı - Sporcu alkışı 4 — Dahi - Evin üstü. 3 — Keskin - İçki dağıtan. 8 — Kediden kaçan - Birdenbire, 7 — Birdenbire - Lalanın yarın. # — İstirham nidası - Hayret midası » Şart Jahikası, 9 — Bol olmıyan - Mahal 10 — Fırtına - Çayın ula. YUKARDAN ASAĞI: 1 — Eskider hububat ölçüsü - Fena bulan. 12 Gemi Aded. 3 — Bir nola - Canlı - Bir nota, 4 — Bayat olmıyan - Dost, 5 — Tartı harist tutulan. 6 — Dumanı tüten. 7 — Taharri et - Pazartesiden sonra, 8 — Dahi - Buzağının büyüğü - Eklet. 9 — Hudud - Baş. bir mama ile getirilmişti. Bunları gü-| 10 — am eden - Bir nevi takke. verte üzerinde alt: kadem yüksekli - e kadar itina i'e yerleştirdik, istif et- #ik. Tel zincirlerle de sımsıkı bağladık. Şimdi gemide herkesin bir rolü var- dı. Herkes bir aktör gibi bu rolünü ifa pderek bu yoldaki meziyetini meydana , koymuş olacaktı. Zebitler ve gemiciler, Maleta gemisindeki zabitlerin ve tay- faların adlarını taşıyorlardı. Binaena - Seyh yeni isimlerine alışmaları icab & diyordu. Bunur için ise ekzersiz yap * mak lâzımdı. Fritz Mayer şimdi Ole Wohrisen; Mitler Björnsen; Han Leh - man, Lass Larssin olmuşlardı. Beni de herkes kaptan Knudsen hili- ER “RE ' MUDO m era mimik in KİNİK “İZ AİRİBİ 1 gayet tahif| kadınları karşı daima müşfik ve nazik jinsanlardır. Hasmın gemimize gönde - İreceği berhangi bir küçük müfrezenin zabiti, muhakkak ki kaplanın zevcesi huzurunda bizlere karşı daha lütufkâr, daha kibar hareket edecekti. | Binaenaleyh Sehmid'e bu vazifeyi İ verirken onun lepiska bir pruke ile i - Maamafih onun, kaptanm karısı rolünü kusursuz öy - nayabilmesi için pek çok müskülât çek mistik, Diğer bir müşkül de Schmidt'in ayaklarının büyüklüğü idi. Hattâ ha - kiki bir Norvecli kaptanın karısının bi- le bu kadar büvük ayakları olamazdı. Fakat bumlarr kücültmenin de ne bir İçaresi, ne de imkânı vardı. Binaenaleyh su suretle harekete ka- İrar verdik: Gemimizde bir araştırma ihtimalile karsılastığımız takdirde hap- tanın karısı hafifce rahatsızlanmış bu- Iunacak ve yerinde oturduğu halde diz lerinden itibaren —sıcak tutsun diye— ayaklarını bir battaniye ile örtmüş ola- caktı, Diğer bir zorluk ta Sehmidt'in se- si idi, Bu sesin, bir kadın sesile hiç bir mü- nasebeti yoktu, lik Schmidt Norveç dilini de bilmiyordu. Buna da şu çare- vi bulduk: Kaptanın muhterem zevce - si konuşmada muktedir değildir. Çün- kü ağzınm içine (koyacağımız küçük İb'r pamukla yanağının birisini şişirmiş bulunacaktık. Genç kadm (') eolrayt» diyecek ka- dar da İngilizce biliyordu. Biz onu, bü kelimeyi, sanki dişi ağrıyan bir kadının telâffuz ettiği gibi söyliyebilmesi için hir hayli ekzersiz yaptırmıştık. İcab e dince, bu kelimenin söylenmesi müs- tesna olmek üzere, ağzın: da açmamağa “ gayret edecekti. (Arkası var) o ——— — Bir doktorun günlük notlarından “Gripin ihtilâtları Griplerin en korkunç ihtilâtı yatüirres- dir. Grip salürreesi cidden tehlikelidir. Bir çok defa gripin husule getirdiği za- türreelerin tedavileri maalesef kabil o - Inmaz. Birkaç günde hastayı telef eder. Gripin diğer bir ihtilâtı da kulak zarı ve orta kulak ihtlâtıdır. Gripin seyri esnasında veyahud sey - rini takib eden İlk günlerde birdenbire şiddetli bir kulak ağrısı ie beraber ye- niden derecel hararet yükselir. Ve has - taya çok ıztırablı geceleri geçirtir Bunun da sürale tedavisine koşulmazsa vahim Akibetler yaratabilir. Çok mühimdir. Grj- pin diğer bir ihtüâtı da böbreklerde hu- sule getirdiği Uthablardır. İdrarda a) - bomin görülür. Tekerrür eden gripler ve bronşit gripaller bam kimselerde ve- rem Arazının meydana gelmesine sebeb olabilir. Çok dikkat etmelidir. Bu mev- zun tekrer avdet edeceğiz. Cevab isteyen okuyucularımızın pozla pulu yolasanlarını rilen ederiz. Akal tak. dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. İma İN Nöbetci eczaneler Bu gere nöbetçi olan cer eczaneler şun » lardır: İstanbul eihetindekiler: Aksarayda; (Sarım), Alemdarda: (Sır- ri Asin), Beyazıdda: (Belkis), Samatya- da; (Teofilos), Eminönünde: (Aminas - ya), Eyöğde: (Arif Beşir), Fenerde: (E- mllyadi), Şehremininde: (Nazım), Şeh- zadebaşında: (İ, Hali), Karagümrükte: (Kemal), Küçükpazarda: (Yorgi, Ba - kırköyünde: (Merkez). Galatasaray, Ga- (Hidayet), Kurtuluş- Beyoğtu İstiklâl caddesinde: rih), Galatada: ta: (Kurtluş), Maçkada: (Feyzi), Beşik- taşla: (Süleyman Receb), Boğariçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Üsküdarda: (Selimiye), Sarıyerde: (Os man), Kadıköyünde: © (Sasdet, Osman Rulüzd, Somağ (Halk), Heybe - ORES Bükreş muhteliti dün F iş berabere kaldı Oyunun ilk devresinde Sarı-Lâciverdliler hâkim ve düzgün oynadılar, Rumenler beraberliği ancak ikinci devrede temin ettiler İki takım maçtan evvel dir arada Dün, Taksimde çamurlu ve pis bir havada Bükreş muhtelitile Fenerbahçe karşılaştılar. Havanın bozuk ve günün bir iş güni olması dolayısile stadda ancak bin beş yüz kadar seyirci vardı. Oyuna, hakem Adnan Akının idare- taraf da mühim birer tehlike atlattı - lar, Üçüncü dakikada Rumenlerin sağ - dan yaptıkları bir hücumu sağ açık çok yakından dışarı attı, Fenerbahçe oyunda nıshi bir hâkimiyet tesisine muvaffak olmağa başladı. 15 inci da- kikada Rumenler sağdan indiler, Mi - hailesku güzel bir şüt çekti. Hüsam önden güzel bir blokaj yaptı ve kur - tardı. Fenerliler hücum üstüne hücum ya- pıvorlar, t yirminci dakikadan sonrâ bi m açıldılar,. Güzel ve kombine bir oyun oynuyorlar. Sol bek- leri çok İyi... Oyunun 36 ncı dakikasında Fenerli- ler soldan bir bücum yaptılar. Top, Basriye geçti, fakat Bükreş sağ beki Basriyi 18 çizgisi içinde yere yuvarla- dı, Verilen penaltıyı Fikret çekti. Ka- leci topu tutmak üzere atıldı, fakat gol... Birkaç dakika sonra Vahabın Kü - çük Fikrece verdiği topu Fikret dışarı|?. attı, 42 nei dakikada Fenerliler sol - dan bir hücum yaptılar. Rumen kale - sinin önü bir an karıştı. Top Basride... Sıkı bir şüt- İkinci gol, Hemen akabında yapılan Fener hü- cumunu Rumenler elle kestiler, İkinci penaltı... Küçük Fikretin şütü, fazla plöse oldu ve kaleci iyi bir şekilde tut- tu, Devre bu şekilde bitti, İkinci devre İkinci devreye Fenerliler ufak bir değişiklikle çıktilar. Vahabın yerine Yaşar, Şabanm yerine Naci oynuyor. Bu devre Rumenlerin kat'i hâkimiye- & altında geçti. Çok anlaşmış bir 6 « yun oynuyorlar, Pasları muhakkak ye- rini buluyor. 28 inci dakikada Rumen- lerin sağdan yaptıkları bir hücumda top soliçe geldi. Soliç 10 metreden gü- suretle oldu. Oyun, Fener nısıf sahasında cereyan ediyor. Rumenler firsat üstüne fırsat kaçırıyorlar. Oyunun son dakikasında Rumenler gene sağdan bir hücum yaptılar. Santr- for Baratki beraberliği temin etti. Bu gol biraz münazaa doğurdu. 89 uncu dakikada Fener lehine bir taç olmuş- tu. Fenerliler biraz duraladılar. Tacı Rumenler attı ve gol bu andan sonra oldu, Ve oyun da bu şekilde 2 - 2 be- rabere bitti. Rumenler güzel ve kombine bir O - yun oynadılar. İçlerinde santrfor sağ açık ve sol bok mükemmel... Yalnız forvetler kale önünde çok tutuk, Fenerliler çok sert oynadılar. Bil - hassa Angelidis çok favullü idi. İçle - rinde yalnız Reşad temiz bir oyun gös- sinde saat tam 14,43 te Rumenlerin hücumile başlandı. İlk anlarda her iki zel bir şüt çekti. İlk Rumen golü de bu|— Dünkü maçtan heyecanlı bir sajfhâ terdi, Takımlar sahaya şu şekilde gık ği muşlardı: Bükreş muhteliti: Neyru - Duçe, Draguresku - NistOf Pop, Pal - Moldevanu, Mihailesku, Bİ ratki, Prasku, Jiko, Fenerbahçe: Hüsameddin - Yaşar, Lebib şad, Alyan, Esad (Necdet) : (Basri), Basri (Fikret), Vahab (78 şar), Şaban (Naci), Küçük. Fikret. 4 Re Fi » Ölçü üzerine Fenni Kasık bağları Miğe, barsak, böbrek düşkünlüğüne Fenni Korsalor İstiyonları ölçü tarifesi gönderilir. Eminön1 izmir sokeği Tel 20219 ZAHARYA Oreopulos Taklitçilerden sakınınız. Polatlı Sulh Hukuk Polatlının yeni Mehmedli köyü içi! Yayla mevkiinde doğusu Ahmed oğlu mal ve hâli, batısı Ahmed oğlu İdris. YaylA yolu ve güneyi yol ve çeşme il# ri (93) ve Tekdal mevkiinde e oğlu Mustafa, batısı Şemseddin vğlu m kuzeyi Battal ve güneyi Halil oğlü Meni? tarlalarile çevrili (40) ki eem'an iki W ye (123) dönüm tarlaların mezkür köyde”, dullah oğlu Yusuf tarafından namınâ “48 cili isteaflmekte olduğundan bu ta alâkası olanların vesafklerile birlikte Pogr faanın müuallâk bulunduğu 10 - 3 - 9” me günü mahkemeye müracaatları Yunur. mi Şa ii HALK OPERET Rahmet E Efendi yl /