SON POSTA “Sen Posta, nın Yü AK EZ mal rüzgârları bütün sokakları toza bo- ğuyordu. Mekteblerinden azad olmuş ç0- çuklar, yolda birbirlerile şaka, kavga © derek evlerine dönüyorlardı. Con Blon - ton, sığındığı kapı altından gelip ge çenleri seyrediyordu, Bu erada gözüne © birisi daha ilişti, Eli paketlerledolu bir © kadının kasab dükkânından çıktığını gör- - dü; Con, onu beş yil vardı ki görmemişti. Bıraktığı gibi idi. Hiç ihtiyarlamamıştı. © Dipdiri, dimdikti. © (Drmdızlak Con) eski karısını gözlü - yordu. Kadın şöyle on, on beş adım ilerleyin- © de, bizim del'kanlı da peşme düştü. Ka- © dın sağa saptı. Con da saptı; ve aradaki © mesafeyi hemen kspadı. Biraz sonra da © kadınla âdeta omuz omuza yürümeğe © başladı. vi, Delikanlı birden ağzını açmadan, ken- di gibilerine hâs bir ustalıkla, dudakları" man ucile eski karısına seslendi: “ — Şaşkalozlaşma, &veilik edip paketle. rini düşürme... Basmaya devam et gü - İüm..'dedi. Kadın ona baktı. Adımları dolaştı. çe « © nesi titredi; ve: — Aman Yarabbim, Con sen misn?.. diye şaşaladı. — Ulan. yürü dedim be!.. Evin daha u- © Zak mı? Yavall: kadının rengi sarardı, soldu. EL. leri zangır zangır titremeğe başladı. ve gözlerini erkekten ayıramıyarak: — Hayır, şurada oturuyorum, diye fı- Kapıyı açıp ta içeri girince ancak O| — zaman aklı başına dsnk dedi, kadının. Ne demeğe bu izbandud kerif; evine al- — mıştı?.. Paketlerini sedire sttı, Sonra es- © ki kocasına dönerek söylendi: — Kaçtın.. hapisten kaçtın ha?. Delikanlı umursamıyarak cevab verdi: © — Amma da tuhafsın be gülüm. Hu- © yuh değişmemiş yahut, — Daha altı sene kodesle olcaktır. Hal böyle iken uçmuşsun görüyorum. Adam, kayıdkızca duvara yaslandı, ve: — Gülüm, diye mırıldandı. Saçlarını © üzalmak sana yaraşmıyor.. gene . eskisi © gibi bebe yaj mi canımın İçi?.. Kadın yavaş yavaş yalvarmıya başla. © mişte — Beni dinle kuzum Con.. Burada dur- ma, kalma, hemen git, yalvarırım sana.. © Delikanlı gayet yumuşak-bir sesle sor- du: . © — Başka bir aftos mu peyledin?.. Kadın cevab vermedi. © — Son Poslanın edebi romanı: 9 & Yüzünde, * meraklı bir eski za“ © man masali dinliyen çocukların > GBeş'esi uyanmıştı. Derken Neclâ önün “kulağına eğilerek hafifce bir şeyler fı- “ şldadı ve baktım gizlice gülüştüler. “ Sonra ben de gözlerimi onların nazar — lârı istikşmetine çevirdim. Ne görsem! © Bizim Hafız Efendi salonun dibindeki » İskemlesinde gözlerini kapamış, hafif. ten bir uyku kestirmiyor mu? Lâkin bizim evdekiler Hafızın bu uyku fasıl- © larına eskidenberi alışık olduklarından — hiç aldırmıyorlar ve bence adamcağı - zm rahatini bozmamakla pek de iyi © ediyorlardı. Hani mümkün olabilsey - .se.idi ben de ayni suretle gözlerimi kapardım. Fakat uyumak için değil. sadece, bu sabah gibi bu akşam da bi- zim Nec!) kadar müstehzi ve fazla ola- rak sinsi bulduğum sarı kızın o roman- tik, o gözleri yaşlarla dolu ve altın buk- © lek saçları hıçkırıklarla sarsılan geç - © miş-hevalini bir lâhza kendi hayalimde canlandırmak için... Şüphesiz ki onun © 0 hakikati, bana bu sabah ve bu gece © keşfettiğim yeni hakikatten çok daha © gilrli idi! © Orası öyle. fakat bu görünüşü, bu © gülümseyişi, bu kolunu böyle zarif bir kavisle ve dayayışı; bir erkek gö” — Arlamıştım, zaten. İşte bunun için de bizim kâşaneden tüydün..'Sana gelir ler de, karın böşanma davası açmış, sen- den ayrılıyormuş.. derlerse, sorarım sa - ha, durab'lir misin?. Ha, söyle, fenana gitmez mi?.. O vakit ne yaparsın”. Be - nim gibi efkârlanırsın.. Ulan Con, der « sin, bu işte bir çapanoğlu var. Hiyarın biri senin postuna kurulmak istiyor: hem ne zaman?.. Tam karıcığına ihtiyacın ol - duğu zaman... Peki ne yapmalı?.. Ben de, kararı hemen veriverdim. Kâşaneden fi- rar ettim ve sana gülüm şöyle, gülüm böyle, etme, eyleme. ne olursun beni bekle! demeğe geldim.. Anladın m?. Kadın fena halde sinirlenmişti: — Çok geç, çok geç". diye bağırdı. Hem seni sevmiyorum ben artık. Saçımı sana İsüpürge ettim. Seni islah etmeğe, akıl- landırmıya çalıştım, olmadı, olmadı. Ben| de, tabiatile senden ayrıldım; ve kendi - me lâyık nâmuslu bir adamla evlendim. Çok iy: bir erkek doğrusu. onun için yalvarırım, haydi - git. Şimdi nerede ise gelir... Con Blonton sırıttı. Ve bir koltuğa yer» Teşti, — Yağma yok gülüm, diye homurdan- ! kim olduğunu ona söylemek gerek. İ Kadın kudurmuştu sanki" | — Con. o bunu çoktan biliyor. Ona her şeyi anlattım. İntikam cil fkrinde » sin amma. faydası ne Can?. Haydi Con- cuğum, git, Rica ederim git, Bütün ga - İzeteler senden bahsettiler, boy boy re - simlerini bastılar, Herkes senin hap'sten kaçtığını öğrendi. Polisler, burada ol. duğunu düysalar, seni gekertirler... | Con başın: salladı ve gülümsiyerek ko- nuştu: — Öyle amma, beni yakzlıyamıyacak « jar ki.. sana bir şey söyliyeyim mi?.. Ko- desten tüyer tüymez doğru eski otundu- Rumuz eve gittim. Tuhaf, ev sahibi karı- tın gözlerine perde mi inmişti, nedir be- ai “tanımadı. seni sordum... — O artık buradı oturmuyor, çıktı, Başka birisile evlenmiş. dedi. Genç kadın ellerini oğuşturdu. Tekrar tekrar yalvardı, yakardı. bir türlü hay- dudu merhamete getiremedi, kandırama» dı. Herif sanki sar'ası tutmuş hastalar gibi sıritiyor ve söyleniyordu: — Amma da hoş olecek!. Bir karıya &- bayı yakarsın. Beraber yaşarsın.. bir de bakarsın ki seni ieylek yavrusu gibi kal, Yazan: ın Fahri in zü için daha cazibeli, daha zevkli değil mi? Zevk.. ihtiras.. ateş. Yarabbi! şimdi İde neler düşünmeğe başladım! Sari kız! Anlaşılan senden çekecek - lerim var. Artık: silâhlarım bıraktım; “boynu - mu büktüm, esirim sana diyorum. Fa- kat acaba, Hindli şair Tagore'un bir Melike bahçesindeki (o bahçıvanı gibi, sen de beni bu köleliğe kabul edecek misin? O bahçıvan, yalnız, Saptapar - na ağaçları altında, Melikenin ayakla - rındaki toz zerrelerini öpüp üflemek müsaadesile buhtiyar olmuş. Bense da- ha fazla şeyler isteyeceğim: Şu Âşıklar Yolunda, elim beline dolanmış ve © muzumda yumuşak omuzunun sıcak - lığı ile dolasmağı... Bütün Âşıklar Yo- lumun yolcuları gibi. —W— O ziyafet gecesinden beri tiç gece da- ha geçti ve işte şimdi bu dördüncü ge“ cenin yarısında, yeni öğrendiğim müt- hiş hakikazleri de hayatımın bu açık defterine geçirmek ihtiyacile yanıyo - rum. İçimde insanlığın sefaletine aid ıztırablar, yeisler, zehirli dişlerile giz » liden gizliye benliğimi kemiren yılan- İar gibi balkalanıyor. Öyle ki, artık uk ml ile kg silme nim İdi. Kota bekliyeceğim. İlk kocanın: ne, | * gaya basacak göz yok anladın mı? Ene yi değiliz, biz. Hem, bu zatı şerifin kim olduğunu söylemedin. Kadın son bir ümdle: — Söyledim Con, söyledim.. diyecek oldu. Haydud gene istifini bozmadı.. — Hoş olacak, enişte bey teşrif etsin- ler, Masalı bir tarif geçelim..- Kendini süprüntü tenekesi gibi kapı dışında bu- lur musun, bulmaz mısın görürüz... Ne o gene bizim rahmetli gibi istim mi koyu- verdin, ağlamıya başladın.. ne yapsan yutinam gülüm. hem ben neler düşün » müstüm, Yeniden evleneceğiz, birlikte Meksikaya giderek voliler çevireceğiz, Hem | diye hülya kuruyordum.. halbuki dana « nın gözü, namuslu bir insanla evlenmiş. Namuslu bey gelsin de ona gelmişimizi geçmişimizi bir anlatayım. o zaman ak mı kara mı, belli olur.. yok eğer kocan, beni polise vermeğe kalkışırsa © zaman Kapınm zik çalındı. * Aradan iki gün geçmişti Kedm mut - fakta patates sorüyordu. Kocası koşarak çerive girdi. Karısını belinden yakaladı, we fırıldak gibi döndürdü, ve onu üstüs- te dört defa öptilkten sorra, müjdeyi verdi. — Con Blontanu şakaladığım için 500 dolarlık mükâfatı verdiler, üstel'k te va- zilemde gösterdiğim ciddiyetten dolayı da beni komiser yaptılar, YARINKİ NÜSHAMIZDA: Hayırlı bir firar.. Çeviren: Faik Bercmen ! Yılbaşı tebrikleri Çocuk Esirgeme Kurumundam Çocuk E -| sirgeme Kurumu Öcnel Merkezi tarafından | Viyanada çok zarif bir surette (o bastırılan! (üiksı tebrik telgraf kâöğları oOher telgraf merkezinde bulunmaktadır. . “Tebrikleriniz.n bu gık zarflarin verilmesini Mterseniz arrururu telgraf memuruna söy - leyiniz. Veya wüsveddenizin obir köşesine (lüks) kelimesini yazınız. Telgraf ücretinden başka vereceğiniz 15 kuruş maksadınızi temin (eder. Bu suretle hem yoksy! kimsesiz yavrulara yardım el - miş. hem de incelik ve zerafetin timsali olan bu telgraf kâğıdlarile dostlarınızı memnun emiş olursunuz. kendi insanlığımdan bile iğreniyorum. Ah, ne diye o ziyafet sabahı. i!k va- purla, Adadan kaçar gibi İstanbula in- ii i B Cinsi bükdarı wühummen B. 5 eksütmenin > beheri - Tutarı teminat çekli saati ik. Ur. Kr. Lu. Er, br. : Er. ii da 5 Çamaşır kurulma ve 1 adet — — 2 — 15 — Pazarlık 15 KE NANE KE vi : unu Hoy ANMMNNRE me makinası © © Güneşli bir gündü. Sıkıca esen Şi) Adam başını salladı: dırıp atmış. Bana bak gülüm, bizde ton- | Lâstik Hortum 180 Metra (7 50 1350 — 101 25 Açık 16 I — İdaremizin Cibeli fabrikası için (1) aded elektrikle müteharrik çamaşır kurutma ve ütüleme makinesi ile (180)mmetre lâstik hortum şartnameleri müs cibince hizalarında yazılı usullerle satın alınıcaktır. II — Muhammen bedetlerile muvakkat teminatları .hizalarında gösterilmiştir. IM — Eksiltme 30/X11/938 tarihine rastlıyan Cuma günü hizalarında yazılı sa” atlerde Kabataşta Levazım ve Mübaynst Şubesindeki Alım Komisyonunda yapt- Jacaktır. IV — Şartnameler parasız olarık hergün sözü geçen şubeden alınabilir VW — İsteklilerin eksiltme için tayın edilen gür. ve saatlerde 96 7.5 güvenme parâlarile birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur. «9130» I — İdaremizin Paşabahçe Müskirat Fabrıkasındaki derin kuyuya mevzu Ster- ing tulumbası için şartname, resm ve nümunesine uygun olmak üzere satın alınacak «45» aded paslanmaz çel'k mil 45 aded paslanmaz manşon ve «l3ö dd bronz fosfor yataktan #baret cem'an 225 parça yedek aksam pazarlık usü- liyle eksi itmeye konmuştur. U— - Heyeti umumiyesinin muhamm.en bedeli «2317.50» lira ve muvakkat t€- minatı «173.82» liradır. TI — Eksiltme 2/1/9329 tarihine rasllıyan Pazartesi günü saat 16 da Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyonunda yapılacaktır. IV — Şartnameler parasiz olarak İnhisarlar Umum Müdürlüğü Müskirat Fab- Pikalar Şubesinden alınabileceği gibi nümüneler âyni şubede ve resimleri de Levazım ve Mübayaat Şubesinde görülebilir, - İsteklilerin eksiltme için tayin edilen gün ve saatte 7 7.5 güvenme puff” lariyle birlikte yukarıda adı geçen komisyona gelmeleri ilân olunur, V. 830» NEVROZİN baş, viş, iv zle, Grip, Romatizma | Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. pe BERPI İcal ında günle 3 kaşe alınabilir. yy) si lüğüne müracaatları Moğüne mürscantları. merdivenlerinde hâlâ babamın gürül-jih''mal kahvaltımı bile-etmeden * pe şima dikecektim. ? Bir iâhza, içimden keşki mini tülü ayak seslerini - ve tavanlarında müthiş bağırışlarını işitir gibi oluyo * dim? Ne diye, kendimi o avunduracak sözler konuşurum zannile dost kapı - larını aşındırdım? Bilhassa ( niçin, bu yaz Adaya geldita geleli yüzünü gör * mediğim eski bir mekteb O arkadaşım Suphiye uğradım” Suphi benim gibi bekârdır. Hayır, yanlış söyledim, benim gibi değil, tam meahasile bekâr... Kaç sene var &i ba - basının ölümü üzerine kendi hissesine de mühim bir mirasa (o konalı, anasile bir tek kardeşi (oMeralden ayrı yaşa - we ve İbtimal Göztepedeki aile oca - ğma ya'nız bayramdan bayrama uğ - ruyor. Fakat ben Suphinin (o doğduğu köşkten bu kaçışına biraz hak vermi « yor değilim. Cünkü babası benim ba - bama hiç benzemezdi. Son derece mü- tehakkim, sert, âdeta gülle gibi ezici bir adamdı 0... Etrafındakilere hayatı zindan etmişti. Köşte herkes bakışın - dan korkar, bağırmasından — yıldırım çarpmışa dönerdi. İşte Suphi çocuklu- Bundanberi bu babanın zulmü altında inledi ve onu Maçkadaki (omezarlığa gömdükleri günün haftası vaktile o ka dar sevdiği snasile kız kardeşinden bu sebeble uzaklaştı. Niçin? mademki on- ları seviyordu... Bu niçini ben Suphiye, Avaspaşada bir apartımana taşındığı günün akşamı sormuştum. Bana cevab olarak şu sözleri söylemişti: — Annemle kardeşime köşkü sata - çocukluğumun e le rum ve bu akisleri kulağımdan uzak « laştırmadıkça yaşayamıyacağım sanı * yorum. Belki babamı, ölümünden son ra biraz olsun sevebilmek, onu biraz olsun havırlayabilmek için de bu uzak cım var. Hasılı anlıyor- sun ya, bütün bu sebebler bir yere ge ince köşkte artık duramazdım. Bunun için oradan kaçtım. Mamafih anamla kardeşim her zaman beni burada, bu hiç bir yerinde babamın hatırası yaşa” mıyan apartımanda gelir görürler. Böy le-daha iyi değil mi? Hiç değilse o ölü- nün, yalnız ölü olduğu ve bilhassa ba- ba ölüsü olduğu için, hatırasına haka- ret etmiş sayılmayız. Suphinin bu cevabı karşısında deh - şetimden tilremiştim, fakat onun içi * ni kemire kemire çürütmüş olan yarâ- sini fazla dememek için susmuş, hiç bir itirazda bulunmamıştım. İşte, Âşıklar Yolundaki ziyafetin sa» bahı ikinci olarak uğradığım dost, bu bağrı yanık Suphi idi. Apartimanmın ikinci (katındaki kapısını çalarken ona sid bu geç miş hayat faciasını düşünüyordum, Biraz sonra genç bir hizmetçi (o kapıy! açtı ve bu sabah misafirini tereddüde benzeyen şüpheli bir tavırla salona al- di. İsmimi söyledim. — Beyefendi henüz kalktılar, dedi, şimdi haber veririm. Saat on buçuğa yaklaşıyordu. Bir sa- at evvel ziyaretine gittiğim diğer ar -İderdine derd ortağı olduğum SUMER BANK Gemlik Sungipek Fabrikası Müdürlüğünden : 1 — Fabrikamıza; Lâukal üç sene bilfiil büyük kazınlarda ustalık yap mwış veyu kazan teforrüatinin tam'ratım Bir kazan ustası alınacaktır. Teliplerin evrakı m0sbiteleriyla birlikte bizzat Fabrika Müdür 2 — Fabrikamızı; en az Nç sene motör ve elektrik “tesisatında çalışmış ve yalnız başına tamirst ve tesisat yapabilecek iktidarı haiz Bir montör alınacaktır. Teliperin evrakı müsbile.erile birlikte bizzat fabrika müdür dim, dedim, Ayni zamanda so zamanda bu kadar uykucu kesil * mesine hayret ediyordum. bol para ve işsizlik onu böyle etmişti. Bü da, babasinin bıraktığı sef” vet sayesirdö! ihtimal hâlâ atip tut” Bu, hâlâ affedeme: Hizmetçi çekili dakika geçti, geçmedi, Supbi, saçiarı ve omuzuns, kollarını bile ge" ğ çirmeden acele attiğı pijamasile nun kapısında göründü. dost tebessümü ile: — Oo! Safa geldin, Tuğrul Demek oldu. Arkasından elimi sık” rak: — Doğrusu çok hoş bir sürpriz! de” di. Bu sabah hiç te seni bekli Hattâ daha dün, kendi kendime, bey artık ben: unuttu diyordum. Du samimiyetini görünce, del biraz evvelki düşüncelerimden utan dım. İşte eski açık tekrar bulmuştum. Simdi onunla ko” nuşacak, Adada sabaha kadar bana ku uyulmıyan misafir gecesinin 8" tısını unutacaktım. Nedense böyle “e... avunuşa ihtiyacım vardı, Zira Nami Ber, karısı Naciye hanım, eniştem, * Jam ve bilhassa o sarı kız, hepsi ayrı İçimde perçinleşmişler ve i rın içimdeki bu birbirlerine yakını yapabilecsk iktidarda Suphini Anlaşıla ği babasınin... ikten sonra, arası 05 dağınık İlk sözü, bi Adali yürekli nm onli kadaşımı sabah gazetelerini. okurken | şımda &di ve bu gün ek v (arkan se). yok. Günkü | bulmuştum. şimdi. ise. bizim. Suphiyi | bilirdi, i 4 : beni garib ve işkenceli bir hisle bU e naltmıştı. Halbuki işte bir (zaman ii Suphi KE İl i “292 A) zam, ak b “emmi ani a