30 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

30 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a GA C e 30 İkinciteşrin SON POSTA Denizci gözü ile son günlerde gelen harb gemileri l “Son Posta,, nın deniz işleri mütehassısı yazıyor | Malaya (İngiliz) Büyük harbe takaddüm eden seneler- Alman - İngiliz rekabeti dolayısile fezgüha konan beş gemiden bir tanesi - " 1915 senesinin mart ayında tekmil in- Hat ve tercübesi tamam olmuş ve İn - Ülir ana vatan filosuna dahil olmuştur. N tekmil harb yıllarını şimal deni - Zihde geçirmiş, İskajarak muharebesini uştır. Harb nihayetinde bu gemiyi ı'“nhul sularında görüyoruz. İki seneyi —"lın kara günlerimizde Malaya, yalnız sularında bulunmuş ve tekmil ta. İmlerini Marmarada yapmıştır. Nihayet âhdeddinin — şerefli topraklarımızdan asını temin etmiş ve bugüne kadar bir daha İstahbulda görülmemiştir. Diğer tekmil dretnotlar gibi, İngilizler, n'llyıyı da 1935 senesinde büyük tami- Te sokmuşlar, büyük tadilât yapmışlar Ve gemiyi 1936 senesinde modern bir hal- tekrar filoya sokmuşlardır. Geminin bugünkü — vasıfları sırasile dir: 1 — Dört taret içinde sekiz tane 88 Si lik top, 12 tane de 15.2 lik top. toplar modern sislemde olup aşağı Yükarı yeni inşa edilen gemilerin silâh- uygundur. Ecnebi gazetelerin Bü- Yük Harbden sonra, İngiliz topçuluğun - Sitayişle bahsetmelerine bakılırsa bu hemâyarlarile mükemmelen dövü- k küdrettedir. — Gemide tayyarelere karşı staş et- :;" üzere (8) tane 10,2 santimetrelik, aç tane 4,7 santimetrelik top ve bun - başka da 16 tane makineli top var - - Bu kadar silâh hem gemiyi ve hem ":;minin refakat edeceği iki, üç nak- hava filolarının taarruzuna karşı 4 Yacak kudrettedir. __ı; Gemide iki tane 53.3 santimetrelik 'lld.ı Vardır. Yalnız kovanların su al - de Oluşu, bugünün gemi inşa fennin. bir kusur addedilmektedir. Modern .,_“:.'"k. teknenin cesameti ne olursa .ikı.::_""m geminin güvertesine kon- İ — Gemide dört tayyare bulunmak - Öi Bu tayyareler, yeni inşa - edilen len ç. de olduğu gibi. (katapült) deni- M."lımıuı Nle atılmaktadır. Bu su - Iıı..ul'"'"'" gemiden, tekne durdu- .m"hum uçurulmaktadır; ki bu husus in denizaltı tehlikesine karşı em- olduğu gibi geminin gidiş zama - Yakıt ;:::: temin eder, Yani gemiye İrmez... Bu — Geminin sürati saatte 25 mildir. Sürat takril üA iben 40 kilometreye müte- —ıhd"—n!mmıry-üyıpılınge. Bulura, “ürat 30 mili (8 kilometre) yi ı,,h" da denizetler bu kadar sürati &n mbulmm.ııııı.ı. Çünkü 25 mil- 'a artan her bir mil geminin mu- « ini kırar. — Geminin diğer vasıfları da şun - hir: ğ':““ 31100 ton ' y 195 metre ;un 31 metre m::iml 10 metre e dıhm,m'" &dedi 1180 kişi (sübay - İngilizlerin Malaya Dritmotu 7 — Geminin mukavyemeti hakkındaki takamlar da nazarı dikkati celbeder: Zırh kuşak zırhı : 33 santimetre Kaptan kulesi —» : 36 » Topların muhafaz » 28 » Zırh güverte e SA » Bu zırhlar umumiyet itibarile gemiyi ) |basıl olmaz. Bundan dolayı mayin gemi -| top mermilerine karşı korur. Lâkin ( santimetre kalınlığımndaki dirler. Halen bu sınıfa (Küln Elizabet) in tamirine başlanmış tır. Her halde tamirde İngilizler bu ge- milerin zırh güvertelerin! de kalınlaştı racaklardır. Ancak 0 zaman bu gemi da- ha on senelik ömür kazanacaktır. Emil Beartin (Fransız) 1933 de yapılmış, çok yeni bir gemidir.| Su kesimi Bütün dünya denizcileri bu gemi üze rinde çok münak: yapmışlardır. Çü kü bu gemi hem krın kemmel bir mayin g geminin ilk defa yapılmış olması dünya- nn nazarı dikkatini celbetmiştir; gemi diğer kruvazörler kadar top taşımaktı ve bundan başka da bir hayli yüklemektedir. Geminin kıymetini da ha iyi anlıyabilmek için vasıflarını. di ğer kruvazürlerle mukayese ederekten yazalım 1 — Esliha: Gemide (9) tane 15,2 san- Wtıı'mamıîi)ı top vardır. Ayni cesamette bu- lunan İtalyan kruvazörlerinde taşımazlar) bu toplardan sekiz tane var- dır, Yalnız Emil Bertin mayin yükü ile bir tarafa giderken düşman ilo karşıla- şırsa muharebe edemez. Gemiye düşe cek her bir mermi teknede öldürücü te sirler yapar, çünkü gemi mayin yükü- nü aldığı zaman, aşağı yukarı, (50 toplı barutu güvertesine yüklemiş demektir. Bu kadar barutun birden ateş alması ge- miyi uçurmağa kâfidir. 2 — Gemiyi tayyareye karşı (4) tanı 9 santimetrelik, (8) tane 3,7 santimet relik ve (8) tane de makineli top korur, Bu esliha diğer kruvazörlere çok ben zer. Bununla beraber (Emil Bertin) düşecek hava bombaları diğerlerinden daha büyük tesir yapar. Çünkü mayin- lerin, havaya karşı korunması ancak tay yare toplarına mevdudur. zırh güverte tayyare bombalarına karşı o kadar emin değildir. Nitekim moödern gemilerde bu zırh (20) santimetreyi geçmektedir. İn- gilizler bu sınıfı yeniden tadil etmekte- dahil bulunan mayin (mayin 1 8 — Geminin sürati 39,8 mildir. Gerçi İtalyan kruvazörlerinde sürat daha faz- ladır. Fakat ne de olsa bir mayin gemi « sinden bu kadar fazla sürat beklemmez. Mayin gizli atılırsa muvaffakiyet vâde- der. Eğer mayini düşman gözü önünde atarsak o gelir toplar ve muvaffakiyet lerinde fazla sürat aranır. Onlar fuzla süratleri sayesinde geceleyin limandan kalkar, mayinlerini döker ve sabah ay- dınlığından evvel Hmana geri gelirler. İşte 39,8 mil sürat bu işleri yapmağa kâ- fidir. -| & — Geminin zırh müdafaası hemâyar- ları gibi yoktur. Diğer vasıfları şunlar- e| dr: Emil Bertin İtalyan gemileri Ağırlık : 5886 tan 5008 ton Boy 177 metre 170 metre Arz : 16 metre 15,5metre 5.£ metre — 43 metre *|Aldığı tayyare : 2 aded 2 aded | Torpito 6 aded — 4 aded Sürat : 89,8 mil — 42 mil Bir defa mazot yükü ile gittiği mesafe * 1400 mil 2500 mil a |İnşa senesi 1933 1986 Emde.n (Alman) *| 1925 senesinde Versay müahedesi e- saslarına göre yapılmış bir kruvazördür. Malüm olduğu üzere Versayda Almanla- rın harb gemisi yapmaları, bazı kayıd ve şarilara tâbi tutulmuştu. Almanlar bu çemberden 1934 e kadar çıkmadılar. İşte Emden kruvazörü bu kayıd ve şartlar al- tında inşa edilmiş bir gemidir. Buna rağ- men silâhları, diğer memleketlere aid -wkruvuu'jrlı-nn dununda değildir. Yalmız -| gemi 1984 senesinde bazı tadilâta tâbi tu- |tulmuş ve daha mükemmel bir hale ge - miştir. Alman resmi rakamları ge - inin saatte 29 mil yaptığını söylüyor - lar, fakat Almanların böyle resmi işler- de gemilerini hakikatten zayıf göster » e İdikleri göz önünde tutulursa Emdenin -| (32), (33) mil yapacağı kabul edilebilir. Mütcaddid defalar şehrimize gelen ge « «İminin gösterişi de böyle bir sürate mü - e said şekil arzetmektedir. Emdeni büyük harbde meşhur olan Em den ile karıştırmamalıdır. Büyük Harb- ye|de Almanların Japon sularında bir Em- (Devamı 10 ncu sayfada) Sayfa 9 ATATÜRKÜN HATIRATİ llmanımıza — Vahdeddinle selâmlıkta bir mülâkat Yazanlar: Sürd meb'usu Mahmud merhum ve Falih Rıfkı Atay ae Atatürkün memleket dahilindeki seyaha tlerinden bir inwe: Ebedi Şef Wtasyon- —3 — Fakat güphesiz meclis hayatının bir an içinde bin renk alabilecek mahiyette ol- duğundan daima uzak kalan benim gibi bir askerin hayretine taaccüb edilmez.. Bu acayib fikirler ve hisler mecmaın - |dan çıkmak için fazla beklemedim; der- hal Osmanlı Meclisi Meb'usaninın sara- yını terkettim, evime döner dönmez sa- raya telefon ederek Vahdeddinden mü- lâkat istedim; onunla hemen bir mülâ - katta bulunmağı faydalı buluyordum. Maksadım kendisile açık görüşmek, ted- bir olarak düşündüğümü açık söylemek ve bu tedbirin tatbikindeki zarureti izah etmekti. Padişahı tasavvur ettiğimiz te- şebbüse ikna edebileceğimi zannediyor - dum. Mülâkat talebi için vazifesi — iti- barile, delâlette bulunan Naci Paşaya maksadımı ima ettim. Naci Paşanm, bu mülâkatın o gün veya ertesi gün olması için çok çalıştığına eminim. Fakat kafa - İsında gizli bir kararı şeytani bir surette saklıyan Vahdeddin, saffet ve samimiyet gösteren aldatıcı tavrı ile önümüzdeki cuma günü selâmlıkta hazır bulunmalı- hğımı ve orada benimle görüşebileceğini bildirtti., Cumaya çok gün vardı; maa - mafih yapılacak başka bir şey de yok - tu. Cuma günü selâmlığa gittim; namaz « dan sonra beni oradaki salona davet e - den Vahdeddinle, hariçte bekliyenler |tarafından çok uzak olarak tefsir edilmiş, bir mülâkatta bulunduk. Hakikaten mü. lâkat, zaman itibarile çok devam etti; lâkin fikir teatisi itibarile pek kısa ol- muştur. Ben, tahmin edebileceğiniz ze - min Üzerine onu tenvir ve ikaz için mu- kaddeme yaparken, © çok mahirane bir tarzda izahatıma takaddüm etti; dedi, ki: — Ordunun kumandan ve zabitleri e- minim, ki seni çok severler. Bana temi« nat verir misin ki onlardan bana fenalık gelmiyecektir. Birdenbire bu sualin maksad ve ma- nasına intikal edemedim; sordum: — Ordu tarafından aleyhte harekete aid malümat ve mahsüsatınız mı var, e- fendim? Gözlerini kapadı. Müsbet veya menfi gevab vermedi, ayni sualini tekrar etti. Cevab verdim: — Vükıâ ben İstanbula geleli bir kaç gün öldu, buradaki ahvali yakından bil- miyorum; fakat ordu rüesa ve zabitanı- nın zatı şahanenizle karşı karşıya bulun- ması için bir sebeb olabileceğini zannet- miyorum. Onun için temin ederim, ki hiç bir fenalığa intizar buyurmayınız. Çok müphem tarzda ilâve etti: — Yalnız bugünden bahsetmiyorum; bugünden ve yarından... Son cümle bende bir şüphe uyandır - dı; demek, ki yarın padişahın öyle bir hareket yapmak ihtimali vardır, ki or - dunun vatanperver kumandan ve zabit- leri mütcessir olabilirler, Zatı şahane be- ni iğfal ederek, vasıtamla onlardan emin olmak istiyor. Fakat bu düşüncemi ken. disine nasıl izah edebilirdim? Ve böyle bir izahta bulunmak kendim için ve mak- sad için çok faydalı olur mu idi? larda halkaın dile klerini dinliyor Atatürk küçük Ülkü ile beraber Karşımdaki adam kararını çoktan ver- miş görünüyordu; biz ise bu kararın ne olduğunu anlıyamıyan veya anlamak is- temiyen kimselerle temasta kalmış, mü- kabil hiç bir tedbir almağa zaman ve fırsat bulamamış vaziyette idik. Padişah gözlerini açarken ayağa kalktı ve şu sözlerle şerefm'sulüme nihayet verdi:; — BSiz akıllı bir kumandansınız; arka- daşlarınızı tenvir ve teskin edeceğiniz - den eminim. Çok ümidsiz ve müteessir, |fakat teessürümün hakiki sebebini dahi | anlıyamamış halde Vahdeddinin salonune dan çıktırn. Dışarıda, bir sa&ti mütecaviz zaman - darberi kapılarda, koridorlarda, şurada, burada ayaktâ bekliyen bir çok rical ve- sairenin bu uzun mülüâkattan bezgin ve yorgun, fakat biraz manidar nazarlarla bana bakmakta olduklarını hissettim. Tt raf ederim, ki o anda bu nazarların mâ- nalarını anlıyamamıştım; ancak bir iki gün sonra artık her sırrı. öğrenmiştim. Bu geçen günler zarfında ne olmuştu, 0- nu cümleniz bilirsiniz: Meclisi Meb'usan feshedilmişti! Sonraları işittim, ki güya © uzun müs lâkatta padişah Meclisi Meb'usanı da « ğıtmak lüzumu üzerinde benimle mü - davelei efkâr etmiştir. Ve ben kendi « sini tasvib ederek ordunun ayni fikirde olduğunu söylemişimdir. Ve kendimle arkadaşlarım namına ona söz vermişime dir. Artık böyle dedikodulara ehemmi- yet verecek halde değildim; — müteessir- dim. İzzet Paşa ve bazı rüfeka ile sada - ret konağında verdiğimiz karar çoktan suya düşmüştü. Şişlideki evimde yeni vaziyeti mülâhaza ediyordum. İstanbul sokakları İtilâf devletlerinin süngülü as- kerlerile dolmuştu. Boğaziçi, toplarını sağa sola çeviren düşman zırhlılarile, lâ- civerd sularını gösteremiyecek kadar öre (Devamı 10 ncu sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: