16 İkinciteşrin «Son Poslta» nın macera romanı: 7 SON POSTA Yazan: Ziya Şakir Korkunç tarrakalar içinde Böylece yerleşip de kendimi toplar | toplamaz, evvelâ Beyoğlu muhiti hak- kında bir fikir hasıl etmek için, beni alâkadar eden yerleri gezdim. Dokto- Tun verdiği listedeki kadınların otut - dükları sokakları öğrendim... İki gün Sonra, artık fijlen işe girişecektim. giriştiğim takdirde, hiç şüphesiz ki bir kaç gün eve gelemiyecektim, O- Nün için, ayın beşinci sabahı Raşelin €yine geldim. Elbisemi değiştim, Çar- talımı giydim. Eve gittim. "İki gündenberi beni görmiyen dad:m, büyük bir heyecan ile karşıladı. Zaval- h babacığımın gözlerinde, büyük bir Memmıniyet parladı. Gecenin uzun bir kısmıni; babamin Yatağı başında, orunla dadıma yalan - T uydurmakla geçirdim. Güya mül - Tebbiyelik ettiğim Alman generalinin €vinde büyük bir hürmet ve muhab - betle yaşadıfımdan bahsederek, onları TMeranızn ettim. Ertesi gün, öğle vaktine kadar kal - Üim. Yemeğimi, her zamanki gibi ba- Han yatağ. vanında yedim. Ve ona Yyedirdim. Tam saat ikide; babatna * dadıma da veda ederek evden çık- - Raşelin evine geldim. Kısa bir istirahatten sonra, çarşafımı fikardım. Elbise ve şapka giydim. O Bür işe gitmemiş olan Raşel ile de biroz waış*ııkun sonra, evden — çıktım. :hyıhwdın vapura binmek için, Bir ağır yokuştan aşağı indim, öknl e Bayet açık ve sakindi, Eylül Sasına rağmen, boğucu bir sıcak var- İstanbul ve Beyoğlu, hafif bir sis Nde titriyor gibi görünüyordu. Men- J—":'(îsn geçen romorkör, arkasına tak- "-ıâı bir kaç mavnayı güçlükle sürük - Yordu. Kömür olmadığı için odun ya- n rTomorkörün bacasından hafif ve “vılemlı bir duman tütüyordu. Koca Haydarnaşa garı, hörgüçlü bir d":’" Sibi yüksel vakit, 'e:""'f'rı yanpan Jokomotiflerin düdük a.. ve silolar tarafından gelen vinç r_ülu'ııı-.—i işitiliyordu. rünmüyordu. a lük yüzünden seferle- intizamına riayet edilemiyor: bazan ikalarca iskelede vapur bekleni - dak; Yördu, kuu'"l bildiğ'm için iskeleye gitmek- ği #cele etmiyordum. Hoşuma — giden m__'j*;*fmmıv. bir kaç dakika seyret - h; Çin, yokuşun alt başına yakın bir ÇAh arsasının önünde durmuştum. iloların bulunduğu uzün rıhtimim ..h Ti Ş.Ş'ndL siyah boyalı bir vapur du- Biçardu. Bacasından, boz renkli hafif Uman tütüyordu. Tti Bu rıhtımın, Haydarpaşa göri ta- bir , ©» tahta sandıklardan mürekkeb Rğü" yükseliyordu. m_ı*"fnn üzerindeki vinç, boğuk bir y'k;lı İle çalışıyordu. Uzun kolu, vakit 'a u'n fima yanaşmış olan mavnala- Pz"“ Uzanıyor.. sonra, bu kol mav- dan kaldırdığı bir kaç sandıkla * Yavaş dönerek, o sandıkları, ya- "'aky“q Öteki sandık yığının üzerine n Yordu. lözz:;“"lm"" nasıl oldu?. Birdenbire, "i"’kk' T edecek kadar — şiddetli bir ı.h.:?hdı. İki saniye sonra, insan bir _mı’:h güç tahammül edebileceği ::':wıu bavalandı. Erimiş * çelik ton h—.kılıu bit sütun-üzerinde yükse- h.e ni karışık şeyler, - kimbilir *v.çy:“"wu kalktıktan sonra, ya- hiş ve yalbir şemsiye gihi açıldı. Müd- Yüzü unç bir yağmur halinde yer Mare Yağmıya başladı. n nin ufuklarına kadar akse- en 9* Korkunç iniltiler husule geti - ı..,me“baılli ftarraka öyle bir tesir Bütün Aetirmişti ki; sanki — dünyanın sesleri; ezilmiş Ve susmuş gibi Ahqk bu Bonra, cebennemi — gürültüden, boğuk. lee; V“'E&hıu?h' telâşli.. İnsan ses- Metre önlime düşen kolsuz, baş « arasında, karma karışık bir| ' Cehennem kaynağına doğru koşarken sız ve bacaksız bir insam gövdesi, bir yangın evinin penceresinden acele atı- lan bir bohçaya benziyordu. Benden yirmi-adım ileriye düşen ko- ca bir şimendifer rayı, sokağın başın « dabi ağacı ezmiş.. bir ucu oradaki evin pencerelerinden içeri girmişti. Ne olduğu belli olmıyan bir demir parçası, gözlerimin önünde bir sandalı batırmıştı. İhtiyar sandalcı, bir mucize hareketile kendini denize atarak, bu tepeden inme felâketten masun kalmış- tı. İnfilâkler, devam ediyordu. Silolar- la garın arasındaki saha, bir volkan gi- bi kaynıyordu. Denizdeki kayıklar, sandallar, mav- nalar.. karadeki insanlar.. battâ, hava- daki kuşlar bile, bu cehennem ateşin- den, ve bu felâket yağmurundan kaç - mıva çalışıyordu. Rihtim bovu, bir anda insanla dol- or.. herkes elle- rin? ve yumru orada şahlanan korkurç sütun'ara doğru uzatıyordu. Çok eminim ki, bütün o, sahada, şu- ekim ben, o anda içimden do- azife hissi ile 6 cehennem kay- nağına döğru koşarken, asker kıyafetli a) nüme atılmış: — Hey, kokana.. belâna mı koşu - yörsün, Diye, bağırmıştı. Asıl garibi şurasıdır ki; imendifer asker kayafetli bir adam önüme atıldı memutlarından biri arkamdan gelerek beni kıskrvrak kucaklamış: — Yahu, tutun şu karıyı., gürültü « nün dehşetinden çıldırdı. Diye, haykırmaya.. ve beni zahtet- mek için başkalarını imdada çağırma- ya başlamıştı. Bu adam, haksız değildi. Çünkü, ©o anda benim yaptığım —şuursuzca a -« tılganlığa, başka türlü mana verile - mezdi. Vazife aşkının verdiği — heyecanla, vaziyetimi hiç düşünmeden kendimi or taya atmıştım. Kafasımda, araba teker- leği kadar kocaman bir şapka bulunan bir kadının, böyle mühim ve tehliketi bi- hâd'senin tahkikatma girismesinde- ki taahzurları düşünmeye vakit bula - mamıştım. Maamafih, bü hareketim de sebeb- siz değildi. İk; gün evvel, vapur Hay - darpasa iskelesine yanasırken, fısıltı i- le konuşan ik! zabitten birinin; — Hayırlısile şu cebhane sevkolun - sa da, yıldırım ördusunun hareketi baş lasa.. insaallatı, geniş bir nefes alaca - ğıimızı ümid ederim. Dediğini, pek açık ve sarih bir su - rette işitmiştim. Bımun içindir ki o ilk cehennemi şimşek çakıp — da o dehhâş infilâk İstanbulun yerini göğünü sar - sarken; — Eyvah.. suikasd... (Arkası var) Üniversite Rektörlüğünden Tıb Fakültesi adli tıb, göz ikinci har ran asistanlıkları açıktır. İstt nlerin Fakülte dekanlığına müracaatları e, Coğum ve kadın; kulak; boğaz, bu- (82391) Ftanbul Jandarmâa Satına'ma Komisyonundan Mikdarı Cihsi 1.000 - 1500 — Takım kelepçe ve kilit Bir “takımı İlk teminatı Kuruş Lira Ku, 265 298 13 1 — Cinsi, m'kdarı, tahmjn fiatı ve flk teminati yukarıda yazılı zincir kelep- çenin 12/11/938 tarihindeki açık eksiltmesine istekli gelmediği cihetle buna dair olan açık eksiltme 22/11/93R Salı: gühü Best on bire talik edilmiştir. 2 — Eksiltme İstanbul Gedikpaşa Jandarma Satınalma: Komisyonunda yapıla- caktır. 8 — Bir takım kelepçe bir zincir ile iki kilitten |baret olup şartname, evsaf ve nümune hergün adı geçen komisyonda görülebilir veya şartnamesi bedelsiz al- dırılabilir. 4 — İsteklilerin belli gün ve sanatte M90 sayılı kanuna göre ibrazı icab eden vesika ve ilk teminatlarile adı geçen komisyonda bulunmaları. (8426) İştanbul Orman Başmüdürlüğünden: 1 — Orman Umum Müdürlüğü hesabına malzemesi İstanbul orman çevirge mü- dürlüğü tarafından verilmek şartile nümune ve şartnamesi veçhile 4365 lira bedeli muhammen ile B0 kalem evrakı matbuanın tab ve teclidi açık mü- nakasaya konulmuştur. 2 — Şartname ve nümuneler bedelsiz olarak İstanbul orman çevirge müdürlü- ğünde görülebilir. Yapılacak işler çevirge Md. de mevcud nümunelere gö- redir. 3 — Eksiltme ikinciteşrinin 18 inci Cuma günü saat 15 de icra edilecektir. 4 — Muvakkat teminat 3öf Yira 88 küruüştur. Teminatlar İstanbul Orman mes'ül muhasihliğinden alınacak makbuz ile Ziraat Bankasına yatırılacaktır. 5 — Eksiltmeye gireceklerin şimdiye kadar beş bin liralık bu gibi işleri yapmış elmaları ve ehliyetlerile birlikte belli gün gelmeleri. — (8157) ve saatte sözü geçen komisyona “Son Posta,, nın si GERTANEHARIR Nİ ŞARKA AİD KAYNAKLARI Yazan; İsANDieAot . Teriüme edeni TfALAYIN Caft Çar birinci Polün katli Moskova politikasını İn İndus'e kadar muvaffakiyetli bir sefer imkânı kabul edilse bile, Mysore'a vâsıl olup ta Tippo-Saib ile birleşmeden ev- vel 350 fersahlık bir mesafe kaletmek icab eyliyecekti. Fakat, 1798 de Lındrada Nelson'un Aboukir muzafferiyeti malüm olduktan sonra, Hindistan kumpanyasına mensub bir İngiliz zabiti de imzasız bir brogör neşretti. Bunda bir de harita vardı. Bu harita Bonaparte'ın istifade edebileceği yolları gösteriyordu. Muharrir, Yrwin'in nikbinane — mütalcalarını — reddederek, Aboukir muzafferiyetinin hayali bir ga- ranti olduğunu söylüyordu. Onun fikrin- ce, Büyük Britanya derhal şiddetli ted- birler ittihaz etmezse tacının en parlak mücevherini kaybetmeğe — mahkümdu. İngiliz zabiti Pransızların, hiç şöbhesiz, Hindistan Okyanusunda ihtiyat tedbir. Veri ittibaz ettiklerini, fikolarının İngiliz| geçmek için icab eden techizatın teminl karakol nğkrinx ınıglühıtıık üzere(için on milyon vâdetmişti. Çar da İngie Safozaya istinad edeceklerini ilâve edi- | Hzlere boğazları kapamazı için Babıâğli yordu, -Bundan.. başka, Bonaparte'in Mysore hükümdarı Tippo-Safb, Kâbil kra b Zemaun Shah ve İran şahı Almass Aly Khan gibi müttefikleri de vardı. Efkârı umumiyenin - kuvvetli müzahe- Tetine nail olan Londra hükümeti Bona- parte'in projelerine mâni olmak için mü- him bir gayret sarfetmeğe karar verdi. İngiltereden Ümidburnuna ve Bingaleye | laş! imdad kuvvetleri gönderild. Ana vatan- dan Akdeniz yolile Mızıra karşı gönderi. decek büyük kuvvetlerin ezaslı hücumla- rına buraları da iştirak ve yardım ede- soklerdi. Bedevi kabileler Fransızlar a- Jeyhinde tahrik edilmek üzere, Yemen | ve Hicaza siyasi ajanlar gönderildi. Bun- ların teşvikleri neticesinde Yubo ve Ciddeden hareket eden Arab kuvvetleri Kosseir'e çıktılar ve yukar: Mısırda De- #aix'e karşı harbeden Murad bt—yiıı'M(Wrı- lüklerile birleştiler. Desaix bunları Sam- houd'da, 22 kânunusani 1799 da, tama- men mağlüb etti. Bonaparte'ın azimetinden ve Kl&ber'in katlinden” sonra, ehliyetsiz general Me- nou'nun kumandası altında kalan Fran- sız kuvvetleri Suriyeden hareket eden 'Türk ordusu ile İngilizler tarafından İs- kenderiyeye ihraç olunan Abercromby ve Hutchinson kuvvotlerinin ve Süveyş ile Kosseir'de amiral Blankett kumanda- sında karaya çıkarılan İngiliz - Hind as- kerlerinin müşterek hücumlarına maruz kaldılar. Fransadan hiçbir yardım göremiyen askerlerimiz, —harikalı kahramanlıklar gösterdikten sonra, 1801 eylülünde AMısiri terketmeğe mecbur oldular, * Biz Nil sahillerinde hâlâ nevmidane çarpıştığım!z sırada, birinci consul mev- kiini ihraz edeh Bonaparte Hindistana karşı bif bücüm için Rusya Çariı birinci Paul'ün iştirakini temin etmişti. Projesinin büyük hatlarını 1840 da Hoffmans tarafından tabedilen bir kitah- dan öğreniyoruz. Bonaparte, general | |rekküb eden ve mikdarı kırk bin Kazağı |Fransız kuvvetleri asi tefrikası : 12 N Yatbın ve birinci Aleksandr'ın giltereye yaklaştırme 1 İ ne, General Mass&va'nın emri altında bir araya toplanan Fransız ve Rus kuvvet. leri biraz evvel Nadir Şah tarafından Hazerdenizine doğru olan seferinde tâ- kib edilmiş olan yolu takib edeceklerdi. Meşhed, Herat, Ferah ve Kandıhardan İ geçerek İndus'ün sağ sahiline vüs! ola- caklardı. Mayıs ayında Rhin kıyıların- dan yola çıkacak Fransız ordusunun eye lül nihayetinde Hindistana varacağı tali- imin ediliyordu. Tamamen Ruslardan. te- bulan bir Rus ordusu da Orenbourgda toplanacaktı. Bunun vazifosi Asterabad- dan hareket etmiş olan Fransız - Rüs küvvetlerile irtibat etmiş bit halde yu- kârı İndus'e doğru yürüyecekti. Amon Daria (eski Oxus), Cenova, Buhara, Kâ- bil ve Peşaver yolunu takib * edecekti, Erzak ve hayvanlar Rusyada tedarık edi. lecekti. Fransa da satın alınması ve çölü üzerinde taxyik yapmayı taabhüd eyle- mişti. Bu büyük proje tamamen hazırlanmış- tı Hattâ Ruslar gizlice icraata bile geç- rTuişlerdi. 'Tam bu sırada, 24 mart 1801 de, birinet Paul katledildi. Halefi birineci A- Jexandre derhal Maskova - politikasının istikametini değiştirerek İngiltereye yak« a. * Askerlerimiz tarafından Mısırın tahli- yesi Londra hükümetini büyük bir zoi- luk içinde bıraktı. İngiltere Türkiye sul- tanimın yardımını ancak Mısıri kendisie ne iade vâdile istihsal edebilmişti. Hal- baki bu diyarın Hindistana karşı hücum için sirateji temeli olarak ehemmiyeti gittikçe daha muhakkak surette meydâ. na çıkıyordu. İngiltere daha o zamandan bizim yerimizi almayı ve İskenderiye ile Süveyş ve Kosselr'e yani eski Kızıldeniz yoluna hâkim bütün mevkilere kat? su- rette yerleşmeyi düşünüyordu, Bunun için, Mısır beylerini Babıâliye karşı tut« mağa kalktı. Mısır beylerinin İngiliz işe galine mümanaat etmiyeceklerini Ümid ediyordu. 1802 martının 27 sinde Amlens'te imza edilen müahedenamenin sekizinci madde si Osmanlı imparatorluğunun mülki ta- mamiyetini ilân ederek bu manevrayı boşa çıkardı. İngilizler 1803 de Mışırı 'Yahliye ettiler. Fakat biraz sonra açıkça görüldü ki Amiens sulhü Fransız - İngiliz mücade- lesinde ancak bir mütareke mahiyetini haiz olacaktır. Napoldon bunda hiç te. reddüd etmediği için, münasebatın inki» tama hazırlandı. General Söbastiani'ye Levantta güya ticari bir vazife verdi. Ö- na asıl tavsiyesi Mısırın ve - Suriyenin tarafından , tekrar zaptı meselesini gizlice tedkik etmekti. (Arkası var) Custries'in (17879) ve prens de Nassan'ın (1791) plânlarını benimsiyerek İngiliz: lerin Hindistandaki müesseselerine eski Mazerdenizi ve Oxus yollarile hücum et- meyi düşünüyordu. 35 bin kişiden mürek- keb bir Rus ordusu Astrakhan'dan gemi- lere binerek Asterabad'da karaya çıkas caktı. Orada Rhin — kuvvetlerimizden *tefrik edilmiş 35 bin' neferlik bir Fran - sız ordusunu bekliyecekti. Askerlerimiz Tanadan Avusturyaya * gemilerile inerek olduktan başka, onların münakale ve ir- tibat merkezlerini de teşkil edecekti. O- adesi istenmişti (1). Çarın talebi üzeri- (1 Açaba o tarihte birinci Konsül'ün İran ile Bir Jolm Malcom arasında müza - edilen muahededen haberi var miydi? Bendeniz Selinik — Vilüyeti, Langaza kazasının Bayramdere nahiyesi Barıda- ah köyü ahalisindenim. Bundan 25 şe< ne önce Langazadan İskeçeye mühacit olarak giden Şaban kızi Hamidenin ço« cukları Ali; Sald, Nimet ve babaları E- min e birlikte kayıptır, Kendilerini ve adreslerini bilen varsa iasaniyet namına aşağıdaki adresime bildirmelerine muhteremi gazetenizin vas sıta olmasını dilerim. Baker mağazalarında Erkek ve Kiz çocuklarına mahsus elbise daireleri tevsi edilmiştir. Her yerden müsaid gşersit ve iyi fiatlarla emsalsiz